Ebeveynlerimin kocaman bahçe içinde ve havuzlu müstakil bir evleri var, bu nedenle çok iyi biliyorum ki müstakil evin derdi bitmez. Havuzla ilgili problemleri geçiyorum, bahçeyle ilgilenmek ömür törpüsü. Ayda bir kez bahçıvan gelmeli çünkü en azından çimler biçilecek ve çalı çitler budanacak. “Kendimiz yaparız” dediler ama ekipman pahalı, hava sıcak, vakit kıymetli. “Yapmayalım” dediler ama çimler ve çalı çitler uzayınca hem komşulardan hem de belediyeden uyarı geldi. Mecbur o bahçıvan gelecek :) Evde yılan ve fare ile yaşamaya alıştılar, giriyor çünkü bahçeden, mümkün değil önlemek. Bir de her arıza ile kendileri ilgilenmeleri gerekiyor. Sulama sistemi, doğalgaz sistemi, ya da sıhhi tesisat ile ilgili her sorunda usta çağırmak zorundalar. Hayatınızda hiç foseptik tankınız için vidanjör çağırmak zorunda kalmamanızı yürekten diliyorum, ben hala kendime gelemedim

. Bunlar sadece benim ebeveynlerimin problemi de değil üstelik, Acarkent’te villalarda (hatta malikanelerde) oturan zenginler bile çevredeki rezidanslara taşınıyorlar son birkaç yıldır, sırf müstakil evlerin iş yükünden kurtulmak için. Babam “büyük başın derdi büyük olur” diyor djdjdjsnsnsn.

Ben apartmanımda mutluyum. Su deposunda problem çıkınca, apartmanın elektrik tesisatı ile ilgili bir sorun olunca, çevre düzenlemesi yapılması gerektiğinde vs yönetim halleder. Belediye ile ilgili işlerde de keza yönetim ilgili birimle muhatap olur. Ben sadece kendi dairemin sorunları ile ilgilenirim. Komşuları asansörde görürsem “Merhaba”, “Merhaba”, bitti gitti.
Bence siz hayatınızdaki başka mutsuzlukları apartman dairesine kanalize etmişsiniz, tüm sorunlarınızın kaynağının daireniz olduğunu düşünüyorsunuz. Nereden mi biliyorum, ben de geçmişte farklı şeyler için böyle düşünüyordum. Ayrıca asansör de sizde biraz fobi olmuş gibi. Hem kanalize ettiğiniz (farkında olduğunuz ya da olmadığınız) mutsuzluklarınızı, hem de asansör fobinizi yenmek için terapi almanızı önerebilirim, inanın uzun vadede çok iyi gelecek size.