Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Yazdıklarınızdan çok bir şey anlaşılmıyor. Ama siz de az değilsiniz, ne gerek var böyle saçmalıklara? O saygısızlık ettiyse siz de etmişsiniz. Belki sizi kıskanıyordur, belki sizi sevmediği için kötülüğünüzü istiyordur bilemem. Ama her şekilde karşınızdaki kişi sizin iyiliğinizi istemiyor. Muhatap almayın, iletişimi kesin geçin. Ne gerek var kitap vermelere falan. Siz de çok sağlıklı gelmediniz bana
Kitap vermedim kimseye. Kendim aldım bu konuda bilgi almak için. Arkadaşımın hareketleri düzgün gelmedi. Kıskanç olduğunu öyle kitaptan anladım zaten. Hep iyi niyetli yaklaştığımdan yoksa saf olduğumdan mı bilmiyorum ama farketmedim ilk başta
 
Yazdıklarınızdan çok bir şey anlaşılmıyor. Ama siz de az değilsiniz, ne gerek var böyle saçmalıklara? O saygısızlık ettiyse siz de etmişsiniz. Belki sizi kıskanıyordur, belki sizi sevmediği için kötülüğünüzü istiyordur bilemem. Ama her şekilde karşınızdaki kişi sizin iyiliğinizi istemiyor. Muhatap almayın, iletişimi kesin geçin. Ne gerek var kitap vermelere falan. Siz de çok sağlıklı gelmediniz bana
Ne saçmalığı yapmışım ki? Kitabı diyorsanız onu kendime aldım bilgi almak için kıskançlık hakkında
 
Bana rahatça dekolte giyebilme sebebimin hiçbir erkeğin beni çekici bulamayacağını ve bende çekici veya güzel durmadığı için giyebileceğimi söyledi. Söylediğim her şeyi aşağıladı ve tüm gün bana laf atmak için yol gözledi. Bir şey dediğimde beni gözlüyor her adımımı çalışıyor gibi davranıyor. Ve ona bakmayınca içten içe gerildiğini hissediyorum. Kısa cevaplar verince başka bir kekime daha söyleyip bana bağırmak için resmen içten içe yalvarıyor. Onun hareketlerini anlamak ve artık uzak durmak amacıyla bir kitap aldım. İsmi haset ve kıskançlıktı. Ancak dün bana benim kıskanç olduğumu söyledi. Ben ise tam tersini dile getirdim. Sana iltifat ediyorum diye mi kalktı bir yerlerin de böyle söylüyorsun dedim. Senin neyini kıskanabilirim dedim. O ise aşırı sinirlenip e yalancısın o zaman yalan söyleyip durdun hiçbir şeyimi beğenmiyor muydun deyip üstüme gitti. Ama insan bu kadar da saf konuşmaz. Yüz ifadesi çok güzeldi. Sonraki gün anlattığım şeyi söyledi ve sürekli he konuyu oraya çekip aşağılamaya çalıştı onca kişinin arasında. Kendisi geçimsiz ve varoş. Ancak bu özellikleri bana dayatmaya çalışıyor hakaret edip söyleyerek. Kimle ne tartıştığıma özellikle dikkat ediyor ki o kişiyle bir olup onlara güzelce oynayıp bana karşı kışkırtabilsin. Bugün yemek sofrasında gözü benden hiç ayrılmadı. Kıskançlık ve hasetin ne olduğunu anladığım gibi bunları farketmek normalden daha korkunçtu. Aile ortamında yan gözle sürekli birisinin sizi süzdüğünü düşünün. Belki hayal gücüm de olabilir bilmiyorum ama bunu test etmek için kısa cevaplar yerine uzun bir cümle söylemeyi denedim. Konuştuğum kişi ise başka birisiydi. Hemen atlayıp anında “Ne alaka?!” diye tersledi. Çok korkunçtu. Artık hiç ama hiççç durmuyor. Eskiden belli etmezdi artık saklamaya uğraşmıyor bile. Korkunç bir hal aldı… Bana zorla saçımı boyattırdı iyiliğin için diyerek. Kötü boyadı ama bana allahtan yakıştı. Ondan önce de kırmızı renk önerdi çıkmasın pişman olayım diye. İstediğin renkle de platin seçmişim gibi dalga geçti. Açık kumral aldım saçıma koyu kumral oldu çok hoş oldu. Bir de sonra bana saçını kısa küt yapalım demez mi? Buluştuğumuz gün de makyaj yapmış ama makyaj bile kurtaramadı onu maalesef. Dediğim gibi şaka zannediyorum her seferinde ama değil korkunç tam tersi. Geçen kahve içerken gerildiğimi ve gözümün açıldığını farkedip laf arasında bir anda beni eliyle işaret edip “Ben bunla küssem de ailesiyle konuşmaya devam ederim. Bir şekilde onlarla konuşurum sohbet ederim. Onlar da benim kankam sonuçta” gibi bir şey dedi. Kurtuluş da yok yani bacımlar. Napmalıyım?
Olayı birde satın aldığınız kitaptan dinlemek istiyorum çünkü bir şey anlamadım
 
14-15 yaş civarındaydım. Genetik olarak ellerim küçük, parmaklarım ince. Bir arkadaşım vardı elleri benimkine göre büyüktü ve boğum boğumdu (başta hiç dikkat ettiğim bir şey değildi, sonra fark ettim).
Ne zaman görüşsek "hadi el yakmaca oynayalım" derdi. Oynardık. Oyun sonunda ellerim kıpkırmızı olur sızlardı, sevgili arkadaşım da kahkahalarla gülerdi.
Bunun sebebinin kıskançlık olduğunu çok zaman sonra öğrendim. Arkamdan konuşurmuş meğer "döve döve ellerini besleme eline çevireceğim" diye. Çok ağlamıştım o zamanlar. Yaş ilerledikçe anlıyorsunuz ki kıskançlık ya da haset sizin sahip olduğunuz bir şeye bağlı değil tamamen karşınızdakinin kalbinin kötülüğüyle alakalı.
Mesafe candır.
 
Bana rahatça dekolte giyebilme sebebimin hiçbir erkeğin beni çekici bulamayacağını ve bende çekici veya güzel durmadığı için giyebileceğimi söyledi. Söylediğim her şeyi aşağıladı ve tüm gün bana laf atmak için yol gözledi. Bir şey dediğimde beni gözlüyor her adımımı çalışıyor gibi davranıyor. Ve ona bakmayınca içten içe gerildiğini hissediyorum. Kısa cevaplar verince başka bir kekime daha söyleyip bana bağırmak için resmen içten içe yalvarıyor. Onun hareketlerini anlamak ve artık uzak durmak amacıyla bir kitap aldım. İsmi haset ve kıskançlıktı. Ancak dün bana benim kıskanç olduğumu söyledi. Ben ise tam tersini dile getirdim. Sana iltifat ediyorum diye mi kalktı bir yerlerin de böyle söylüyorsun dedim. Senin neyini kıskanabilirim dedim. O ise aşırı sinirlenip e yalancısın o zaman yalan söyleyip durdun hiçbir şeyimi beğenmiyor muydun deyip üstüme gitti. Ama insan bu kadar da saf konuşmaz. Yüz ifadesi çok güzeldi. Sonraki gün anlattığım şeyi söyledi ve sürekli he konuyu oraya çekip aşağılamaya çalıştı onca kişinin arasında. Kendisi geçimsiz ve varoş. Ancak bu özellikleri bana dayatmaya çalışıyor hakaret edip söyleyerek. Kimle ne tartıştığıma özellikle dikkat ediyor ki o kişiyle bir olup onlara güzelce oynayıp bana karşı kışkırtabilsin. Bugün yemek sofrasında gözü benden hiç ayrılmadı. Kıskançlık ve hasetin ne olduğunu anladığım gibi bunları farketmek normalden daha korkunçtu. Aile ortamında yan gözle sürekli birisinin sizi süzdüğünü düşünün. Belki hayal gücüm de olabilir bilmiyorum ama bunu test etmek için kısa cevaplar yerine uzun bir cümle söylemeyi denedim. Konuştuğum kişi ise başka birisiydi. Hemen atlayıp anında “Ne alaka?!” diye tersledi. Çok korkunçtu. Artık hiç ama hiççç durmuyor. Eskiden belli etmezdi artık saklamaya uğraşmıyor bile. Korkunç bir hal aldı… Bana zorla saçımı boyattırdı iyiliğin için diyerek. Kötü boyadı ama bana allahtan yakıştı. Ondan önce de kırmızı renk önerdi çıkmasın pişman olayım diye. İstediğin renkle de platin seçmişim gibi dalga geçti. Açık kumral aldım saçıma koyu kumral oldu çok hoş oldu. Bir de sonra bana saçını kısa küt yapalım demez mi? Buluştuğumuz gün de makyaj yapmış ama makyaj bile kurtaramadı onu maalesef. Dediğim gibi şaka zannediyorum her seferinde ama değil korkunç tam tersi. Geçen kahve içerken gerildiğimi ve gözümün açıldığını farkedip laf arasında bir anda beni eliyle işaret edip “Ben bunla küssem de ailesiyle konuşmaya devam ederim. Bir şekilde onlarla konuşurum sohbet ederim. Onlar da benim kankam sonuçta” gibi bir şey dedi. Kurtuluş da yok yani bacımlar. Napmalıyım?
Kitap okumaya devam, yeni nesil uydurmasyon kitapları değil ama.
 
Ne saçmalığı yapmışım ki? Kitabı diyorsanız onu kendime aldım bilgi almak için kıskançlık hakkında
O kadar anlaşılmaz yazmışsınız ki kitabı karşıdaki kişiye aldınız sandım. Yine de sürekli karşıdakiyle tartışmaya girmeniz, varoş demeniz falan komik. Madem bu kadar kötü biriydi görüşmeyi kesseydiniz. Kedi köpek gibi dalaşmanın kime ne faydası var.
 
14-15 yaş civarındaydım. Genetik olarak ellerim küçük, parmaklarım ince. Bir arkadaşım vardı elleri benimkine göre büyüktü ve boğum boğumdu (başta hiç dikkat ettiğim bir şey değildi, sonra fark ettim).
Ne zaman görüşsek "hadi el yakmaca oynayalım" derdi. Oynardık. Oyun sonunda ellerim kıpkırmızı olur sızlardı, sevgili arkadaşım da kahkahalarla gülerdi.
Bunun sebebinin kıskançlık olduğunu çok zaman sonra öğrendim. Arkamdan konuşurmuş meğer "döve döve ellerini besleme eline çevireceğim" diye. Çok ağlamıştım o zamanlar. Yaş ilerledikçe anlıyorsunuz ki kıskançlık ya da haset sizin sahip olduğunuz bir şeye bağlı değil tamamen karşınızdakinin kalbinin kötülüğüyle alakalı.
Mesafe candır.
Kesinlikle öyle. Hakkında en yakınım siye hiç kötü düşünmedim ama zamanla daha çok içi gözüktü. Şimdi anlıyorum işte. Toyduk napalım
 
O kadar anlaşılmaz yazmışsınız ki kitabı karşıdaki kişiye aldınız sandım. Yine de sürekli karşıdakiyle tartışmaya girmeniz, varoş demeniz falan komik. Madem bu kadar kötü biriydi görüşmeyi kesseydiniz. Kedi köpek gibi dalaşmanın kime ne faydası var.
Anlaşılmaz yazmış olabilirim bunun için kusura bakmayın. Ayrıca karşıdaki insanla asla tartışmaya girmedim. Kendimi savunmak harici dediği her şeye tamam deyip geçtim ve daha çok sinir olup fesatlaşıp yanımda çevresini arayıp beni şikayet etmeye çalıştı. Varoş dememin bir nedeni de bu. Çocukça saçma hareketler… Bence çoğu kişi anlatmak istediğimi anladı ama siz isteyerek anlamadınız gibi. Önceden gerçek yüzünü göremiyordum ama artık yaptığı hareketlerin benim suçum olmadığını ve problemli biri olduğunu biliyorum. Yazının tamamını okursanız da anlarsınız. Çok kötü birisi ve misafirliği bittikten sonra ilişkimi kesicem bu kadar. Yani bu dediğime de bir şey bulursanız benzerini yaşattığınızı düşünücem ki o ihtimal da bir tık komik.
 
Bana rahatça dekolte giyebilme sebebimin hiçbir erkeğin beni çekici bulamayacağını ve bende çekici veya güzel durmadığı için giyebileceğimi söyledi. Söylediğim her şeyi aşağıladı ve tüm gün bana laf atmak için yol gözledi. Bir şey dediğimde beni gözlüyor her adımımı çalışıyor gibi davranıyor. Ve ona bakmayınca içten içe gerildiğini hissediyorum. Kısa cevaplar verince başka bir kekime daha söyleyip bana bağırmak için resmen içten içe yalvarıyor. Onun hareketlerini anlamak ve artık uzak durmak amacıyla bir kitap aldım. İsmi haset ve kıskançlıktı. Ancak dün bana benim kıskanç olduğumu söyledi. Ben ise tam tersini dile getirdim. Sana iltifat ediyorum diye mi kalktı bir yerlerin de böyle söylüyorsun dedim. Senin neyini kıskanabilirim dedim. O ise aşırı sinirlenip e yalancısın o zaman yalan söyleyip durdun hiçbir şeyimi beğenmiyor muydun deyip üstüme gitti. Ama insan bu kadar da saf konuşmaz. Yüz ifadesi çok güzeldi. Sonraki gün anlattığım şeyi söyledi ve sürekli he konuyu oraya çekip aşağılamaya çalıştı onca kişinin arasında. Kendisi geçimsiz ve varoş. Ancak bu özellikleri bana dayatmaya çalışıyor hakaret edip söyleyerek. Kimle ne tartıştığıma özellikle dikkat ediyor ki o kişiyle bir olup onlara güzelce oynayıp bana karşı kışkırtabilsin. Bugün yemek sofrasında gözü benden hiç ayrılmadı. Kıskançlık ve hasetin ne olduğunu anladığım gibi bunları farketmek normalden daha korkunçtu. Aile ortamında yan gözle sürekli birisinin sizi süzdüğünü düşünün. Belki hayal gücüm de olabilir bilmiyorum ama bunu test etmek için kısa cevaplar yerine uzun bir cümle söylemeyi denedim. Konuştuğum kişi ise başka birisiydi. Hemen atlayıp anında “Ne alaka?!” diye tersledi. Çok korkunçtu. Artık hiç ama hiççç durmuyor. Eskiden belli etmezdi artık saklamaya uğraşmıyor bile. Korkunç bir hal aldı… Bana zorla saçımı boyattırdı iyiliğin için diyerek. Kötü boyadı ama bana allahtan yakıştı. Ondan önce de kırmızı renk önerdi çıkmasın pişman olayım diye. İstediğin renkle de platin seçmişim gibi dalga geçti. Açık kumral aldım saçıma koyu kumral oldu çok hoş oldu. Bir de sonra bana saçını kısa küt yapalım demez mi? Buluştuğumuz gün de makyaj yapmış ama makyaj bile kurtaramadı onu maalesef. Dediğim gibi şaka zannediyorum her seferinde ama değil korkunç tam tersi. Geçen kahve içerken gerildiğimi ve gözümün açıldığını farkedip laf arasında bir anda beni eliyle işaret edip “Ben bunla küssem de ailesiyle konuşmaya devam ederim. Bir şekilde onlarla konuşurum sohbet ederim. Onlar da benim kankam sonuçta” gibi bir şey dedi. Kurtuluş da yok yani bacımlar. Napmalıyım?
Sen de cok normal degilsin sanki bacımsu yaaa. Bence tencere kapak gibisiniz.
 
Konu silmek yasak bebis.
61174561-BD86-4420-BA33-3101B2F8A6F5.webp
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back
X