aşkın ömrü kaç yıl???

Çok teşekkür ederim sözlerinize. Gercekten kendime buyuk ayip ettim. Zaten inanin herseyi kendimden çok onde tuttum herseyi olmayacak şeyleri bile. Çok güçlü bir karakterden esim aşık oldu bana, hayran oldu. Simdi ezik ve zayıfım ve adam bana tahammül edemiyor bu. Cok haklısınız aslında onu da hayal kırıklığına uğraştıgimi burda yazdıkça anliyorum.
Bence böyle düşünmeyin. Ama hala aynı şeyi yapıyorsunuz eşinizin suçunu üstleniyor ve bu halinizin onda bıraktığı etkiye üzülüyorsunuz. Hatta eşinizin size şu muamelesine hak veriyorsunuz.
Bakın insanlar tek başlarına ve bir günde bu ruh haline gelmezler. Eşinizin de size karşı siz farketmesenizde büyük hataları olmuş aslında. Öncelikle anladığım kadarı ile evliliğin ve çocukların büyük sorumluluğu sizde örnek vermek gerekirse siz eşinize çocukları alıp bir hafta kafa tatili vermiyormuşsunuz ama eşinizin bir gün bile böyle bir düşünce ile hareket etmediğine eminim. Eşiniz evliliğin ve.çocukların büyük sorumluluğunu size yıkmış ve siz hem bunun hem de yakınlarınızın kayıplarınızın altında ezilirken, elinizi gerçek anlamda tutmamış, yalnız bırakmış, motive etmemiş ve şimdi birazda kendi sorumsuzluğunun eseri olan bu yeni sizden önce o şikayet ediyor. Dediğim gibi evlilik iki kefeli bir terazidir ve taraflardan biri hep alır, diğer taraf hep verirse o terazi devrilir.
Bırakın eşinizi , önce ben demeyi öğrenmeniz lazım. Bu değişimi sadece kendiniz için yapmalısınız.Bunu bir iki güzellik bakımı , sporla halledemezsiniz. İmkanınızın olduğunu yazmışsınız öncelikle hemen psikolojik destek almakla başlayın. Önce ruhunuzu onarmalı ve güzelleştirmelisiniz. Zaten diğerleri arkasından gelir.
 
Şimdi şu da var, ben dedim ki bir sıkıntım olmazsa aşksız yaşarım. Ama psikolojik şiddet varsa, aşkı geçelim ama sizi bir insan olarak bile sevmiyorsa, bunu da çok kaba bir şekilde yansıtıyorsa o zaman o evliliği yürütmemek lazım.
Ama seviyorsa, varlığınız ona hala mutluluk veriyorsa, ailesi olarak görüyorsa bana göre iyi ve kabul edilebilir.
İki durum oldukça farklı. Ama sizin her şeyden önce öz mutsuzluğunuzu gidermeniz lazım. Pasaklı ve bakımsız hissediyorum demişsiniz. Kendiniz için bundan bir kurtulun. Hayatınızın merkezini eşinizin size olan bitmiş aşkından kaydırın başka bir yere. Öyle olmasa bile öyleymiş gibi davranın, zamanla kendi yalaniniza inanırsınız zaten. Sonra zaten bu mevzu eskisi gibi acı vermeyecektir.
Su an biraz duygusal bir süreçten geciyorum sanirim o ayrimdan emin olamıyorum. Bazen psikolojik şiddet gibi geliyor, umursamaması, bazı sözleri..Ben adım atarsam karsilik veriyor, ben atmazsam beklediğim oluyor günlerce. Geçenlerde ilk kez uzun zaman sonra iyi misin, durgunsun filan diye ilgilendi, şaşırdım, sonra şaşırdığıma uzuldum. Su an gerçekten merkezde gibi, uzaklasmaliyim haklısınız. Tesekkur ederim..
 
Bence böyle düşünmeyin. Ama hala aynı şeyi yapıyorsunuz eşinizin suçunu üstleniyor ve bu halinizin onda bıraktığı etkiye üzülüyorsunuz. Hatta eşinizin size şu muamelesine hak veriyorsunuz.
Bakın insanlar tek başlarına ve bir günde bu ruh haline gelmezler. Eşinizin de size karşı siz farketmesenizde büyük hataları olmuş aslında. Öncelikle anladığım kadarı ile evliliğin ve çocukların büyük sorumluluğu sizde örnek vermek gerekirse siz eşinize çocukları alıp bir hafta kafa tatili vermiyormuşsunuz ama eşinizin bir gün bile böyle bir düşünce ile hareket etmediğine eminim. Eşiniz evliliğin ve.çocukların büyük sorumluluğunu size yıkmış ve siz hem bunun hem de yakınlarınızın kayıplarınızın altında ezilirken, elinizi gerçek anlamda tutmamış, yalnız bırakmış, motive etmemiş ve şimdi birazda kendi sorumsuzluğunun eseri olan bu yeni sizden önce o şikayet ediyor. Dediğim gibi evlilik iki kefeli bir terazidir ve taraflardan biri hep alır, diğer taraf hep verirse o terazi devrilir.
Bırakın eşinizi , önce ben demeyi öğrenmeniz lazım. Bu değişimi sadece kendiniz için yapmalısınız.Bunu bir iki güzellik bakımı , sporla halledemezsiniz. İmkanınızın olduğunu yazmışsınız öncelikle hemen psikolojik destek almakla başlayın. Önce ruhunuzu onarmalı ve güzelleştirmelisiniz. Zaten diğerleri arkasından gelir.
Çok haklısınız. Ama yine onu korumuş gibi olsam da, dedi hep dedi"once sen mutlu ol, sonra biz oluruz" Dinlemedim. Ben tek başıma yada arkadaşlarımla tatile gittim, giderim, çocuklarımızla kaldığı olmuştur. Beraber gidemeyiz ama bu fırsatı yakalamışken kacirma git dedigi birkac yurt disi gezim oldu mesela, dusundu beni yada dusunuyor gibi hissettirdi. Tabi ki hataları da oldu ama durust olmalı benim kendime yaptığım hataları o bana yapmadı sanirim. Ben kariyerimi geri plana attim ve çocuklar büyüdükçe kendimi boşlukta hissetmeye başladım. Başarısızlık hissim iyice ortaya çıktı çünkü o zamana kadar neye elimi atsam cok basariliydim. Yazdıkça terapi gibi geliyor ve iyi geliyor. Acilen destek almam şart. Tesekkur ederim beni kendime getiriyorsunuz 🙏
 
dil mi güzel dilber mi derler bilirsiniz. güzel yüze 40 günde doyulur belki ama güzel huya doyulmuyor gibi. uzun süren ilişkileri yoran güzel sandığımız huyların o kadar da güzel olmadığını görmek, bence. yoksa aklı başında olan hiç kimse 20 yaşında göründüğü gibi görünmek için çırpınıp duramaz. elbet yaşlanır insan, tipi bozulur, kırışır sarkar vs. bunlar ilişkiyi bozan sebepler değil de gerçek neden ilişkinin huzur vermiyor oluşu, maalesef. sorun insanın o ilişkiyi sürdürmek için aldığından çook daha fazlasını verdiğini düşündüğü zaman başlıyor. en sık rastlanan sorunlardan biri çiftlerden birinin duygusal anlamda diğerinin üzerine yıkılması. burada örnek verdiğim sorun kişinin duygu durumunun tamamen eşine bağlı oluşu. ağzı hiç kapanmayan yavru bir kuş gibi devamlı beslenmek istemesi. yani eşinin kişiyi bir çocuğu avutur gibi avutmak, yatıştırmak, cesaretlendirmek ya da pışpışlamak vs. zorunda kalması. insanın hayattaki en büyük sorumluluğu kendi mutluluğudur. bu yeterince zorken başka birinin mutluluğu da size bağlı olursa buna bir can ne kadar dayanır artık o da o canın canına bağlı.
sizin sorununuzu bilmek mümkün değil ancak bir fikir vermek için yazıyorum. sorun ne olursa olsun onu göz ardı edip direnmek yerine uzlaşmak için çaba gösterip düzeltmek de mümkün.
 
dil mi güzel dilber mi derler bilirsiniz. güzel yüze 40 günde doyulur belki ama güzel huya doyulmuyor gibi. uzun süren ilişkileri yoran güzel sandığımız huyların o kadar da güzel olmadığını görmek, bence. yoksa aklı başında olan hiç kimse 20 yaşında göründüğü gibi görünmek için çırpınıp duramaz. elbet yaşlanır insan, tipi bozulur, kırışır sarkar vs. bunlar ilişkiyi bozan sebepler değil de gerçek neden ilişkinin huzur vermiyor oluşu, maalesef. sorun insanın o ilişkiyi sürdürmek için aldığından çook daha fazlasını verdiğini düşündüğü zaman başlıyor. en sık rastlanan sorunlardan biri çiftlerden birinin duygusal anlamda diğerinin üzerine yıkılması. burada örnek verdiğim sorun kişinin duygu durumunun tamamen eşine bağlı oluşu. ağzı hiç kapanmayan yavru bir kuş gibi devamlı beslenmek istemesi. yani eşinin kişiyi bir çocuğu avutur gibi avutmak, yatıştırmak, cesaretlendirmek ya da pışpışlamak vs. zorunda kalması. insanın hayattaki en büyük sorumluluğu kendi mutluluğudur. bu yeterince zorken başka birinin mutluluğu da size bağlı olursa buna bir can ne kadar dayanır artık o da o canın canına bağlı.
sizin sorununuzu bilmek mümkün değil ancak bir fikir vermek için yazıyorum. sorun ne olursa olsun onu göz ardı edip direnmek yerine uzlaşmak için çaba gösterip düzeltmek de mümkün.
Sözleriniz bana yıllar önce okuduğum bir kitabi anımsattı nedense. İnsanların sevgi dilleri varmıs ve karşısındaki insandan kendi sevgi diliyle yanıt alamadığında sevilmediğini hissedermiş. Benim esimin sevgi dili kendisine hizmet edilmesi aslında. Yemeği, cayi, düzeni, utusu tam olsun gayet mutlu. Onlarda bende eksik bazen üzgünüm. Benim sevgim dilim konusulmasi, söylenmesi. Mesela esim ilk evlendigimiz yıllarda her sofradan kalktığında "eline sağlık guzellik" derdi, mest olurdum. O "eline saglik" a evrildi. Dayanamadim yillar sonra itiraf ettim keske yıllarca güzellik demeseydin simdi hep ben tamamlıyorum dedim, hic ilgilenmedi. Ona göre su an güzellik tanımında değilsem söylemez, öyle de inat aman gönül alayım tek kelime agzim mi yorulacak, asla söylemez, o sans bitti gitti ona göre. Zaten hissetmiyorsa anlami da yok. aneyse cok uzattım ama sozleriniz gibi sanki avutmasina, pispislamasina ihtiyacım var bilmiyorum yorgun bir haldeyim. Dikkate alacağım özellikle son önerinizi. Tesekkur ederim
 
sakız gibi kocanıza yapışmak yerine kendinize saygınızı koruyarak git demek istemenize çok saygı duydum
eşinizin kavga durumunda olmadan düşüncelerini sizinle dürüstçe paylaşmasına da saygı duydum ayrıca
bence de sonsuz aşk diye bir şey olamaz zaten kimyasal olarak da 2-4 yılmış süresi
geri kalan sevgi saygı yapılan paylaşımlar ortak hayat varsa iş çocuklar vs
bence de bu adam gider sinyalleri veriyor ama sizde de gitmesin diye bir çaba yok gibi
siz uğraşırsanız şans var gibi görünüyor ama ötesi zor
siz de öncelikle kendiniz için uğraşmalısınız yoksa önce kendiniz mutsuz olursunuz
 
sakız gibi kocanıza yapışmak yerine kendinize saygınızı koruyarak git demek istemenize çok saygı duydum
eşinizin kavga durumunda olmadan düşüncelerini sizinle dürüstçe paylaşmasına da saygı duydum ayrıca
bence de sonsuz aşk diye bir şey olamaz zaten kimyasal olarak da 2-4 yılmış süresi
geri kalan sevgi saygı yapılan paylaşımlar ortak hayat varsa iş çocuklar vs
bence de bu adam gider sinyalleri veriyor ama sizde de gitmesin diye bir çaba yok gibi
siz uğraşırsanız şans var gibi görünüyor ama ötesi zor
siz de öncelikle kendiniz için uğraşmalısınız yoksa önce kendiniz mutsuz olursun
 
Geçen gün sunu düşünürken buldum kendimi ve ağladım. Onu o kadar seviyorum ki, mutsuzsa ve cesaret edemiyorsa onu bırakabilirim, gitsin mutlu olsun. Dogru bir adamdir esim, mutlu olsun ama kesinlikle son bir çaba (belki de gercek manada ilk ve son çabam olacak) göstereceğim ki herseyi yaptım diyebileyim, icim huzurlu olsun.
 
Bence böyle düşünmeyin. Ama hala aynı şeyi yapıyorsunuz eşinizin suçunu üstleniyor ve bu halinizin onda bıraktığı etkiye üzülüyorsunuz. Hatta eşinizin size şu muamelesine hak veriyorsunuz.
Bakın insanlar tek başlarına ve bir günde bu ruh haline gelmezler. Eşinizin de size karşı siz farketmesenizde büyük hataları olmuş aslında. Öncelikle anladığım kadarı ile evliliğin ve çocukların büyük sorumluluğu sizde örnek vermek gerekirse siz eşinize çocukları alıp bir hafta kafa tatili vermiyormuşsunuz ama eşinizin bir gün bile böyle bir düşünce ile hareket etmediğine eminim. Eşiniz evliliğin ve.çocukların büyük sorumluluğunu size yıkmış ve siz hem bunun hem de yakınlarınızın kayıplarınızın altında ezilirken, elinizi gerçek anlamda tutmamış, yalnız bırakmış, motive etmemiş ve şimdi birazda kendi sorumsuzluğunun eseri olan bu yeni sizden önce o şikayet ediyor. Dediğim gibi evlilik iki kefeli bir terazidir ve taraflardan biri hep alır, diğer taraf hep verirse o terazi devrilir.
Bırakın eşinizi , önce ben demeyi öğrenmeniz lazım. Bu değişimi sadece kendiniz için yapmalısınız.Bunu bir iki güzellik bakımı , sporla halledemezsiniz. İmkanınızın olduğunu yazmışsınız öncelikle hemen psikolojik destek almakla başlayın. Önce ruhunuzu onarmalı ve güzelleştirmelisiniz. Zaten diğerleri arkasından gelir.
belki de kendine gelince konu sahibi eşinden önce ondan ayrılmak isteyecek
kendiyle de mutlu olduğu görecek
Çok haklısınız. Ama yine onu korumuş gibi olsam da, dedi hep dedi"once sen mutlu ol, sonra biz oluruz" Dinlemedim. Ben tek başıma yada arkadaşlarımla tatile gittim, giderim, çocuklarımızla kaldığı olmuştur. Beraber gidemeyiz ama bu fırsatı yakalamışken kacirma git dedigi birkac yurt disi gezim oldu mesela, dusundu beni yada dusunuyor gibi hissettirdi. Tabi ki hataları da oldu ama durust olmalı benim kendime yaptığım hataları o bana yapmadı sanirim. Ben kariyerimi geri plana attim ve çocuklar büyüdükçe kendimi boşlukta hissetmeye başladım. Başarısızlık hissim iyice ortaya çıktı çünkü o zamana kadar neye elimi atsam cok basariliydim. Yazdıkça terapi gibi geliyor ve iyi geliyor. Acilen destek almam şart. Tesekkur ederim beni kendime getiriyorsunuz 🙏
bazen bizden istenmese de kendimiz fazla fedakar davranıp sonra fedakar davrandıklarımızı suçluyoruz
hep karşımızdaki bizi böyle sevdi değiştirdi değiştirdiğini beğenmiyor diye düşünürüz ama belki de bazen kendimiz değişiriz işimize gelir veya fark etmeyiz
uçakta maskeyi önce kendine takmak gibi
önce siz değişin mutlu olun çevrenizdekiler zaten olur ya da onların mutluluğu artık sizin için önemli olmaz
 
Bence eşinizin ilgisini toparlayabilirsiniz hala. Öncelikle onu merkeze koymayı bırakın bir. Sonra o eşofmanı yakın hemen. Bırakın kiloyu obezler bile tayt giyince bir başka özgüvenli görünüyor. Artık çocuklar büyümüş. Mümkün mertebe dışarıda vakit geçirin arkadaşlarınızla. Dışarı çıkacağınız gün giyinin süslenin. Eşiniz eve dönene dek çıkarmayın görsün. Bunları kendiniz için yapın, gerisi gelir görürsünüz.
 
Herkese Merhaba,
İçimi kemiren ve yaşama enerjimi azaltan birşey var. Sizlere danışmak istiyorum.
Biz eşimle altı sene sevgililik sonrası evlendik. 20 yaşında başlamıştık, birlikte büyüdük. Evlendik, hiç öyle kavgalı zamanlarımız olmadı. Evin içinde "biz evlendik mi" diye sırıta sırıta gezerdik. Iki oğlumuz oldu. Su an 41 yaşındayız. 15 senelik evliyiz. Yillar icinde özellikle iki küçük oğlan varken yıpratıcı zamanlarımız oldu ama hani açılmayacak cinsten değil. Şükür çocuklar büyüdü, ekonomik sorunumuz yok. Ama bizde birseyler eksik..
Hissediyorum eşim beni eskisi gibi sevmiyor. Hatta sevip sevmediğinden bile emin değilim. Birbirimizin en yakın dostuyduk sanki ayni zamanda, hissederim, anlarım. Bir kere cinselliğimiz sıkıntılı. Ben dile getirmezsem çoğu kez aklına gelmiyor. İsine tutkun bir adam, varsa yoksa çalışmak. Biliyorum hayatinda biri yok. Bunca senedir en ufak bir arızalı, şüpheli durum olmadi. Kendi başına kalmayı sever. Bir gece içkiliyken bazen evliliğin yapması gerektirdiği rutinlerin onu bogdugundan bahsetmisti. Ayni aksam cinsel olarak beni eskisi gibi istemediğinden bahsetti:KK43: Sevgiliyken cok farkliydim bende, dırdırım yoktu. Özguveni yüksek bir kadındım. Beni beğenmediğini söyleyince iyice bıraktım kendimi sanki :KK43:Es olarak katılacağımiz herseye zorla katılır. Kendisine karıştırmaz. Ne bir guzel sözü var, ne bir cabasi.. Tek paylasimimiz birlikte nargile icip dizi izleriz. Cok iyi bir baba ama bazen cocuklar icin evliligimizi sürdürdüğüne inaniyorum. Bazen diyorum ki böyle giderse bir gün birisine aşık olacak ve ben cok kirilacagim en iyisi bitirmek.. Ona göre hayat bu, evlilik rutin, normali bu. Belki evliligimizi bitirmek bile ona yorucu geldigi için bitirmiyordur. Her zaman cok mantıklıdır, benim duygularımın aksine..
Yoruluyorum. Bazen bir an oluyor onu zorla tutuyormuş gibi hissediyorum. Covid oldum, aileme gecmemisti. Annesi tesadüf bizdeydi, o kaldi. Bizimki birsey yapmaktanda kurtuldu. Yapayalnız hissettim kendimi. Ha var ha yok...
Ben böyle bir hayat istemiyorum ki. Bazen git demek istiyorum, bu sekil daha cok yoruluyorum. bazen kendine yogunlas diyorum, bir mesgale bul, sen kovalamayinca o gelir diyorum. Çok yoruldum ve icimi dökmek istedim. Tesekkurler okuyanlara, fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim...
Sen 41 yaşına kadar sevip sevilmissin ablacım ben da 29um 5 senelik evliyim eşim seninkiyle aynı durumda... Tek fark yaşından kaynaklı cinsellik istediğinde gelir öper sever... Bu da kırıcı
 
Herkese Merhaba,
İçimi kemiren ve yaşama enerjimi azaltan birşey var. Sizlere danışmak istiyorum.
Biz eşimle altı sene sevgililik sonrası evlendik. 20 yaşında başlamıştık, birlikte büyüdük. Evlendik, hiç öyle kavgalı zamanlarımız olmadı. Evin içinde "biz evlendik mi" diye sırıta sırıta gezerdik. Iki oğlumuz oldu. Su an 41 yaşındayız. 15 senelik evliyiz. Yillar icinde özellikle iki küçük oğlan varken yıpratıcı zamanlarımız oldu ama hani açılmayacak cinsten değil. Şükür çocuklar büyüdü, ekonomik sorunumuz yok. Ama bizde birseyler eksik..
Hissediyorum eşim beni eskisi gibi sevmiyor. Hatta sevip sevmediğinden bile emin değilim. Birbirimizin en yakın dostuyduk sanki ayni zamanda, hissederim, anlarım. Bir kere cinselliğimiz sıkıntılı. Ben dile getirmezsem çoğu kez aklına gelmiyor. İsine tutkun bir adam, varsa yoksa çalışmak. Biliyorum hayatinda biri yok. Bunca senedir en ufak bir arızalı, şüpheli durum olmadi. Kendi başına kalmayı sever. Bir gece içkiliyken bazen evliliğin yapması gerektirdiği rutinlerin onu bogdugundan bahsetmisti. Ayni aksam cinsel olarak beni eskisi gibi istemediğinden bahsetti:KK43: Sevgiliyken cok farkliydim bende, dırdırım yoktu. Özguveni yüksek bir kadındım. Beni beğenmediğini söyleyince iyice bıraktım kendimi sanki :KK43:Es olarak katılacağımiz herseye zorla katılır. Kendisine karıştırmaz. Ne bir guzel sözü var, ne bir cabasi.. Tek paylasimimiz birlikte nargile icip dizi izleriz. Cok iyi bir baba ama bazen cocuklar icin evliligimizi sürdürdüğüne inaniyorum. Bazen diyorum ki böyle giderse bir gün birisine aşık olacak ve ben cok kirilacagim en iyisi bitirmek.. Ona göre hayat bu, evlilik rutin, normali bu. Belki evliligimizi bitirmek bile ona yorucu geldigi için bitirmiyordur. Her zaman cok mantıklıdır, benim duygularımın aksine..
Yoruluyorum. Bazen bir an oluyor onu zorla tutuyormuş gibi hissediyorum. Covid oldum, aileme gecmemisti. Annesi tesadüf bizdeydi, o kaldi. Bizimki birsey yapmaktanda kurtuldu. Yapayalnız hissettim kendimi. Ha var ha yok...
Ben böyle bir hayat istemiyorum ki. Bazen git demek istiyorum, bu sekil daha cok yoruluyorum. bazen kendine yogunlas diyorum, bir mesgale bul, sen kovalamayinca o gelir diyorum. Çok yoruldum ve icimi dökmek istedim. Tesekkurler okuyanlara, fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim...
Başta yazdiklariniz bana gereksiz gelmişti yani her evlilik böyledir diye düşünmüştüm ama yorumları okuyunca aydım sizin kendinize saygınız yok maalesef eşofmanla maskeyle geziyorum o çok bakımlı diyorsunuz.Acaba sizin aşkınızın devam edip onunkinin bitme sebebi bu olabilir mi? Kusura bakmayın açık konusuyorum ama çözüm bulmaya çalışıyorum ha bakımınızı da o beni beğensin diye yapmayın siz aynaya baktığınızda kendinizi beğenmeniz için yapın bir de bu kadar es odaklı yasamayin adam kendi hayatına bakıyor asla karıştırmiyor geziyor tozuyor siz evde gelsin de benimle ilgilensn diye bekliyorsunuz siz de çevre edinin gezin nasılsa karsmiyor ve maddiyatinizda var
 
Biz 3 yıl sevgililk + 7 sene evlilikle aşık değiliz bence sevgilikteki gibi. Bence mümkün de değil. Beraber yatıp kalktığın, güne aynı suratı görüp başlayıp bitirdiğin birine aynı yoğun aşkı duyamazsın zaten. En basiti sevgiliyken haftada on saat makyajlı parfümlü görüyorsun. Arada özlem oluyor. Kavga etsen yüzünü göresin gelmese basıp kendi evine gidip sakinleşiyorsun bu lüksler evlilikte yok. En derbeder zamanda da berabersin kavga edince de anca başka odaya gidebiliyorsun. Çocuk zaten anlaşmazlık sebebi en büyük gerilimlerin kaynağı. E çocuktan sonra sevişmeler de sus duyacak, kalktı mı o dur bi saniye diye kulak kabartmaya evriliyor.
Sevgi varsa saygı varsa, beraber olmaktan zevk alınıyorsa, ortak bir hayat isteniyorsa, iki tarafta bu ilişkinin halinden memnunsa bence yeterli.
 
Eee ne bu şimdi ?Benim kocişkom iyi seninki kötümü ?Kadın dert anlatmış .Allahım sabır ver
Ben gece okurken aşk bitiyor mu gibi birşeyler okudum ve şuan için bizde bitmediğinden ileriki yaşlarda yıllanma olabileceğinden bahsettim. Hanımefendi ile aramızda 13 yaş var ve iyi okursan konu sahibi ilk zamanlar evliliklerinin çok iyi olduğundan bahsetmiş.
Biz evliligimizin ilk yıllarında evde şaskin saskin gezerdik bu ev bizim mi, biz evli miyiz diye.. Dilerim sizin mutluluğunuz daim olsun. Cocugunuz var mi? Canlari sagolsun cocugu büyütürken yaşları yakınsa ve yardim almiyorsan ilk yipranmalar başlıyor.
Sağolun teşekkür ederim, çocuğumuz yok malesef. 9 aydır olsun istiyoruz ama henüz pozitifi göremedik. Tedaviye başladık bu ay, dediğiniz gibi başlarda güzel giden şeyler zamanla yıpranabiliyor. Bunun için ne yapılır nasıl devam edilir 2 yıllık yeni evli sayılabilecek ben için bilinmeyen bir durum. Sadece hesapsız kitapsız akışına yaşamaya çalışıyorum.
 
Eşim böyle bakiyor sanki hayata sizin gibi.
Ama şu var o cok değişti. Soyle ki benimle tanıyana kadar çok hızlı yaşamış ilk gençlik yıllarını. Üniversitede barmenlik yapmış, cok populermis. Alkol, kizlar, gece hayatı, cok dolu ve hızlı 3,4 sene yasamis. Benimle birlikteyken içmeyi birakti, herkesin gıpta ile yaklastigi akli basinda bir adam oldu cikti. Sonrada tam 19 yıl sonra yaa ben niye içmiyorum ne olacak arada içsem sosyal içici olsam dedi ve alkole başladı. Simdi saçlarını uzattı. 41 yaşında gören şaşırıyor. Sanki antropoza giriyor, süslü, yanında ondan büyük kaldigimi dusunup uzuluyorum. cift olarak yakıştıramıyorum bile bizi. Uzun saçlı halini beğenmiyorum ama söz söyleme hakkim bile yok. Ona göre o böyle mutlu bitti. Bu bana kendimi kotu hissettiriyor. Bitmis ama tur donuyoruz sanki
Erkekler de 40 yaş sendromu diye bir şey duymuştum.
 
Ben gece okurken aşk bitiyor mu gibi birşeyler okudum ve şuan için bizde bitmediğinden ileriki yaşlarda yıllanma olabileceğinden bahsettim. Hanımefendi ile aramızda 13 yaş var ve iyi okursan konu sahibi ilk zamanlar evliliklerinin çok iyi olduğundan bahsetmiş.

Sağolun teşekkür ederim, çocuğumuz yok malesef. 9 aydır olsun istiyoruz ama henüz pozitifi göremedik. Tedaviye başladık bu ay, dediğiniz gibi başlarda güzel giden şeyler zamanla yıpranabiliyor. Bunun için ne yapılır nasıl devam edilir 2 yıllık yeni evli sayılabilecek ben için bilinmeyen bir durum. Sadece hesapsız kitapsız akışına yaşamaya çalışıyorum.
Çocuktan öncesi evlilik değil balayı zaten😂😂
Asıl evlilik parkuru çocuktan sonra başlıyor, tadını çıkarın. Sevgilik çocuktan önceki evlilik fln zaten tadından yenmeyen bir dönem
 
Eşim böyle bakiyor sanki hayata sizin gibi.
Ama şu var o cok değişti. Soyle ki benimle tanıyana kadar çok hızlı yaşamış ilk gençlik yıllarını. Üniversitede barmenlik yapmış, cok populermis. Alkol, kizlar, gece hayatı, cok dolu ve hızlı 3,4 sene yasamis. Benimle birlikteyken içmeyi birakti, herkesin gıpta ile yaklastigi akli basinda bir adam oldu cikti. Sonrada tam 19 yıl sonra yaa ben niye içmiyorum ne olacak arada içsem sosyal içici olsam dedi ve alkole başladı. Simdi saçlarını uzattı. 41 yaşında gören şaşırıyor. Sanki antropoza giriyor, süslü, yanında ondan büyük kaldigimi dusunup uzuluyorum. cift olarak yakıştıramıyorum bile bizi. Uzun saçlı halini beğenmiyorum ama söz söyleme hakkim bile yok. Ona göre o böyle mutlu bitti. Bu bana kendimi kotu hissettiriyor. Bitmis ama tur donuyoruz sanki

insanlarin bunca yil icerisinde degismesi bana anormal gelmiyor.

biz de esimle su an toplamda 15 yili devirdik,
ilk evlendigimiz yillardaki 2 kisi degiliz su anda.
hem sizin hikayenizdeki gibi cocuklar degistirdi, hem is guc, hem de kisisel gelisimlerimiz,
farkliyiz,
ama ayni yonde degismisiz demek ki, su an sorunumuz yok.

birimiz mersine giderken, digerimiz tersine de gidebilirdi.
o zaman da bitebilirdi.

bence yollar ayrildi ise bunca yilin hatrina konusup ve belki bir danisman yardimi ile cozmeye calisilabilir.

ama bitiyorsa da birinin sucu degildir,
insanlar elbette ki degisecekler, kim on yil sonra ayni kalacaginin sozunu verebilir ki? verse bile siz de degisiyorsunuz degil mi, on yil onceki ayni adam olarak kalsa bu sefer siz begenmeyebilirsiniz.

bence esinizdeki degisimleri elestirmektense bugun de bunu deneyimledigi icin cesaretlendirebilirsiniz bile.
 
X