Kk'da okurken en sinir olduğum konu bu tarz konular. "Ehonomi iyi,Çıkar göster telefonu" diyen dayılar gibi olmak istemiyorum ama 8 bin lira maaşla aç kalırsın diyenlerle aynı ülkede mi yaşıyorum?
İstanbul'da çok daha düşük parayla tek yaşayan, gayet de güzel geçinen tonla insan var. Misal, benim iş yerimdeki avukatlarin aldığı maaş 5 bin lira (yuvarlarsak) . 23-30 yaş aralığında yeni mezun falan genelde calisanlar. İşten biri çıksın, yerine hemen koşa koşa geliyorlar çünkü piyasaya göre iyi bir rakam olduğunu düşünüyorlar.
Neredeyse hepsi tek başına yasiyor, hepsi metroya metrobüse yakın oturuyorlar, yılda 2 tatile çıkıyorlar. Gayet de yaşıyorlar yani güzel güzel.
Aynı şekilde öğretmen yakın arkadaşlarım var, onun da aldığı para 5-5,5
Tek yaşıyor. Ama ne tiyatrosundan geri kalır ne konserinden. Yazın da yarısında memleketindeyse diğer yarısında güneyde geziyor.
Yeni başlayan memur maaşları da aynı sekidle, ve insanlar bir memur maaşıyla aile geçindiyor. "Aman da aylık 5500 alayım" diye senelerce kpss'ye hazırlanıp mülakata falan giriyorlar, kazanınca baklava dağıtıyorlar.
Yani böyle bir ülkede 8bin lira ile tek başına yasayacak olacak birine "aç kalırsın" demek çok komik geliyor bana. Neden aç kalsın ki?
Bir yabancı arkadaşım var, doktora yapıyor , bursu yok. Sabit geliri yok, makaleler yazarak, online dil dersi vererek , çeviriler yaparak bir şekilde para kazanıyor.Üstelik TL kazanıp yazları Euro harcadigi memleketine gidiyor (aile desteği kesinlikle yok,zaten yaşı 30) . Çocuk harika bir şekilde yaşıyor istanbulu, yeşil bir sokakta paylaşımlı apartmanda kalıyor,tüm kütüphanelerde üyeliği var, aynı zamanda kütüphanesinde odadan taşacak kadar kitap var, biraz masraflı bir hobisi var - her fırsatta ona zaman yaratıyor/malzeme alıyor. Bir arkadaş cevresi var, kahveye gider gibi çoğu akşam onlarla kafesinde buluşuyor.
Tatillere çıkıyor,kamplar yapıyor,konserlere gidiyor...
Tabii ki on numara/rahat bir hayat yaşamiyor ama yapabildiği kadar kaliteli yaşıyor. Bence kaliteli yaşamak/gerçekten şehri yaşamak (ilk mesajimda da dediğim gibi) paradan bağımsız bir konu. Ben de çok para harcamayı seven biri değilim, ama hiç gitmezsem her ay 3 tiyatro oyununa giderim, opera-bale-konser takip ederim, bol bol seyehat ederim, şehiriçi aktivitelere - dans kurslarına/ havuzlara katılırım, bulabildiğim resim galerini gezer , küratörleri takip ederim. Neredeyse her hafta gönüllü olarak turist gezdirir şehrin güzel manzaralı yerlerine giderim. Eve vakitlice dönmem, her iş çıkışı bir yerlerde takılırım...
Ama yine de Cok para harcamıyorum.
"Bir dışarıda yesen en az 150" falan yazmışlar. Yani gerçekten aynı ülkede mi yaşıyoruz? Ben de sıkça dışarıda yiyorum ama bir öğüne 150 ödeyeceğim yerlerde değil. Hatta en son Bodrum Gümüşlük'te, çok tatlı müzikli bir mekanda iki kişi; 2 levrek+meze+salata+ rakı+meyva tabagi+kahve yiyip 225 lira hesap ödemiştim. Onda da yine kendi payim 150 etmiyor. Ki bodrum gümüşlük yani... İstanbul'da o rakamı anca dansözlü rakili eğlencelerde öderim herhalde, ama onlarda da Fix Menü oluyor genelde, üç haneli rakamlara geçmiyor hesabım



Konu sahibi sen gel, işine 10 dk olmayan - daha uygun evler bul. Bir şekilde yaşa. Baktın büyük şehir çok büyük,seni yutuyor, senen dolunca evi kapatır, depozitonu alır geri dönersin köyüne