Ayrıldıktan Sonra Nasıl Daha İyi Hissederiz?

Bu arada konuyla ilgili güzel bir yazıyı paylaşmak istiyorum. Biraz uzun ama ben sıkılmadan okudum:

Her ilişki ömür boyu sürmüyor. Birlikteliğe ne kadar hevesle ve ümitle başlanmış olsak da; kimi zaman ciddi, kimi zamansa sudan sebeplerden ötürü ayrılıklar yaşanıyor.

Şaşırır mısınız bilmem ama, kadın ve erkek arasındaki farklar, ciddi ilişkilerin ayrılık süreçlerinde de kendisini gösteriyormuş. Rutgers Üniversitesi’nden Antropoloji Profesörü Helen Fisher’ın araştırmasına göre, iki cins için ayrılığın seyir defteri şöyle:

1. GÜN: Gidip gelen farklı duygular..

Kadın: Ağlar; Araştırmalara göre kadınların %85'i böylelikle kendini daha iyi hissediyormuş.

Erkek: Asabileşir, hatta farklı ortamlarda kavga çıkartabilir; Negatif duyguları fiziksel şiddete dökme eğilimi, erkeklerde kadınlara oranla daha fazlaymış.

1. HAFTA: Takıntılar..

Kadın: Arkadaşlarıyla ayrılıkları hakkında konuşur ve kendisini haklı çıkartma eğilimi gösterir.

Erkek: Dalgın ve düşünceli olurlar.

1. AY: 'En kötü devreyi atlattım' düşüncesi..

Kadın: Yalnızlık hisseder ve kendisini suçlar.

Erkek: Eski sevgilisini arayabilir.

6. AY: Kabullenme..

Kadın: Yakınlık arayışına girer, belki eski sevgilisini arar.

Erkek: Artık eski haline dönmeye başlamıştır, yeni ilişkiler arar.

"Erkekler kötü giden ilişkilerindeki sinyalleri görmezden gelir"
Bu araştırma sonuçlarına baktığımızda, biz erkeklerin de kadınlar gibi, önem verdikleri bir ilişkinin ardından gelen ayrılık sürecini atlatmalarının zaman istediğini görüyoruz. Bu da belki genel ezberi bozuyor, çünkü genelde erkeklerin ayrılıklardan çok fazla etkilenmediklerine dair genel bir görüş hakim toplumumuzda.

Belki de hislerimizi dışa vurmuyoruz, pek çaktırmıyoruz diye böyle bu!.. Nitekim Amerika'da yapılan bir araştırma, biten ilişkilerin ardından kadınların değil, erkeklerin daha fazla yıkıldığını ortaya koymuş. 18-23 yaş arasındaki bin kişi ile yapılan araştırmaya göre, bir ilişki sona erdiğinde kadınlar dostlarıyla dertleşip rahatlarken, erkekler dertlerini içine atıyormuş.

'Aşk Doktoru' olarak bilinen Mehmet Coşkundeniz, bir yazısında ayrılık sürecini şöyle anlatmış: İlişkisi biten erkeklerin yüzde 91’i, terk eden taraf olduğunu iddia ediyor. Ancak gerçekte, ilişkisi biten erkeklerin yüzde 60'ından fazlası terk edilmiştir.

Erkeklerin yüzde 62’si, ayrılığın ardından sürekli olmasa bile alkole sığınır. Yüzde 51’i, ilk aşamada olmasa bile ayrılığın ardından iş hayatında sorun yaşar. Yüzde 49’u, terk edildikten sonra intikam almayı düşünür. Yüzde 12’si, terk edildikten sonra suç işler. Bu suç da kendisini terk eden kadına, o kadının mallarına ya da o kadının yakınlarına yöneliktir.

Peki neden bu kadar çok etkileniyor erkekler? Çünkü erkekler kötü giden ilişkilerindeki sinyalleri görmezden gelir. Aslında görmezden gelir ifadesi yanlış. Göremez demek daha doğru.


•Her 10 erkekten 7'si "İlişkimin neden yürümediğini anlamıyorum" demiş.
•Her 10 erkekten 5'i suçu karşı tarafta görmüş ve "Hiçbir neden yokken beni terk etti" demiş
Almanya'da 832 erkek üzerinde bu konuda bir araştırma yapılmış. Görülmüş ki; erkekler uzun süre birlikte oldukları kadınla her gün kavga etse bile, terk edildiklerinde şaşırıyor. Çünkü ayrılık, kurdukları düzene uygun değil. Ayrılık, erkeklik egolarını yaraladığı gibi, çaresizliği de beraberinde getiriyor. Kadınların çoğunun zaman problemlerini, düşüncelerini ve duygularını paylaşabilecekleri kadın arkadaşları vardır. Kadınlar ilişkilerini bitirmeye karar verdiklerinde bunu arkadaşlarına, ailelerine danışır, acılarını da rahatça ve açık açık yaşarlar. Erkekler bunu yapmaktan çekinir. Üstelik bu tür konuları arkadaşlarıyla konuşmaktan uzak dururlar.

Erkekler tüm iniş çıkışlarını, üzüntü veya öfkelerini tek başına yaşarlar. Yapılan araştırmalar, erkeklerin ayrılığı kabullenmeleri için kadınlardan daha uzun bir süreye ihtiyaç duyduklarını gösteriyor, ortalama 5 yıl... Kadınların geçmişi hazmetme süresi ise 2 yıl.


Ayrılığın iyisi olur mu bilinmez; ama iki tarafın karşılıklı konuşup anlaşarak karar vermesi, birbirini incitmemesi, saygı çerçevesinde yollarını ayırması 'medeni' olarak kabul edilebilir. Ama 'arkadaş kalmak' mümkün mü, işte o kısım biraz karmaşık! Mehmet Coşkundeniz’e göre "arkadaş kalabilmek için öncelikle işin içine aldatma gibi çirkinlikler girmeden temiz bir şekilde ayrılmış olmak şart.. İkinci şart ise karşı tarafa beslenilen aşk duygularının tamamen sona ermiş olması ve hayatımıza sağlıklı bir şekilde devam edebilmek.." Eğer bu şartlar ortada yoksa, arkadaş kalma çabaları insanları üzmek ve öfkelendirmekten öteye gidemiyor. Çünkü işin içine karşılıklı oyunlar, üstesinden gelinmemiş affetme sorunları da giriyor.

Erkeklerin bu durumdan kurtulmak için en çok başvurdukları tedavi yöntemi ise kısa sürede yeni bir ilişkiye başlamak oluyormuş.
"Asıl zor olan da bu belki; yani alışkanlıklardan, kurulu düzenden kopmak..."
Ayrılık süreci, hiç kuşkusuz sadece ayrıldığınız kişinin yokluğuna değil, O'nunla kurduğunuz ortak dünyanın yokluğuna da alışmak anlamına geliyor. Asıl zor olan da bu belki; yani alışkanlıklardan, kurulu düzenden kopmak... Birlikte gidilmiş onca mekan, paylaşılmış onca hobi, en önemlisi üzerlerinde tanımak ve tanıtmak için mesai harcanmış onca ortak arkadaş..

Boşanmaların ardından mal paylaşımlarında yaşanan sorunlar gibi, ortak arkadaşlar konusunda pürüzler yaşanabiliyor ayrılıklarda.. Hele taraflardan biri diğerine kırgınsa ve ayrılığı atlatamamışsa, sorun daha da büyüyor. Peki ama ne yapmalı?


Ayrılıklarda Ortak Arkadaş Paylaşımı
•Ortak arkadaşlarınızı O’ndan size ya da sizden O'na haber taşıma aracısı olarak görmeyin.
•Onları karşı tarafla sizin aranızda bir seçim yapmaya zorlamayın.
•Arkadaşlarınıza kıskanç ve alıngan davranmayın.
•Ayrılık konusundaki hassasiyetiniz geçene kadar ortak arkadaşlarınızı kırmamaya özen gösterin.
•Kendi ayrılığınızla, onların arkadaşlığını birbirine karıştırmayın. Siz ayrılmış olabilirsiniz, ama onlar arkadaş kalabilirler.
•Ortak arkadaşınıza iyi ve mutlu olduğunuzu kanıtlayarak karşı tarafa mesaj göndermeye çalışmayın.
Eğer bu maddeleri uygulamak konusunda hazır değilseniz ve şüpheleriniz varsa, arkadaşınızın üzerine gitmeyin, sizin için önemli bir dostsa O’ndan zaman ve anlayış isteyin. Tabii eğer karşı tarafın sizden intikam almak için arkadaşınızla flört etmek gibi bir amacı varsa, bu da arkadaşınızın kişiliğini ve size verdiği değeri görmeniz için güzel bir fırsat olacaktır.

Ayrılık süreci kadın için de, erkek için de çok hoş olmayan ama bir yandan da insanın birçok şey öğrenip, kendisini daha iyi tanıdığı bir süreç. Tabi bu tespit; 'çivi çiviyi söker' mantığıyla hareket etmeyenlere!

ALINTI
 
Son düzenleme:
çok doğru bi yazı mataharicim biz haber vermeden uyumazdık bile onu genelde ben uyandırırdım uyanana kadar arardım..haftaiçi iş çıkışı buluşur haftasonlarıda gezerdik..
şakalaşırdık..bazen çok gülerdik..bazen alışveriş yapardık bütün mağazaları gezerdik
birbirimize hediye alırdık
balık sevmeyen o benimle balık yemeğe bile bayılırdı
araba maceralarımız çoktur mesela kaçkere yolları çok iyi bilmediği için kaybolduk 2 saat gidiceğimiz yeri arardık
ailesini tanıyodum arkadaşlarını akrabaları beni biliyolardı bütün arkadaşları
sabahtan akşama kadar msjlaşır günde kaçkez telefonda konuşurduk..
şimdi inan telefonuma bakmak bile gelmiyo içimden
alışkanlığımdan kopunca alışamadım :2:
 
Evet hanımlar evli/bekar farketmez ayrılıklardan sonra nasıl kendinize geldiniz, nasıl daha iyi hissetmeyi başardınız? Neler yapmalıyız? Önerilerinizi bekliyorum.
 
kelin ilacı olsa başına sürermiş...
güzel bi konuya değinmişsin ben şuan çıktıgım sevgilimle defalarca ayrıldım..
unutmaya çalıştım ama yapamadım...bazen keşke güçlü olup başarabilseyim diyorum çünkü sorunlar bitmiyo

bunu başaran varsa buyursun bende merak ettim:)
 
Aslında bazı yöntemler belli; sosyalleşmek, eve tıkılmayıp dışarı çıkmak gezip tozup kafa dağıtmak, kendimize odaklanmak, hatta görünüşümüzle ilgili değişiklikler yapmak, belki çivi çiviyi söker deyip yeni heyecanlar yaşamak Veya işimize odaklanmak, sportif kültürel aktivitelere katılmak, kendimizi geliştirmek vs. Bunlar en sık uygulanan yollar galiba. Ve genelde işe yarıyorlar. Ama bunları yaparken aklımızın köşesinde hala ayrılık acısı bir kenarda durabiliyor bazen, işte ondan kurtulmak kolay değil. Belki zaman herşeyin ilacı, bilemiyorum.
 
Son düzenleme:

gerçekten yürekten seven insan için zor aslında
zaman konusuna kesinlikle katılıyrum belki 6ay belki 1yıl orasını bilemem tabi...
ne acılara alışıyruz ayrılık acısınamı alışamıcaz?:)
 
Ayrılıklarımda hep karşı taraf bitişe etirmiştir yaptığı hatalardan dolayı. Oyüzden ilk zamanlarda zor olsa da hata yapıp kendinden soğutmuş olduğu için kısa sürede toparlamışımdır hep kendimi.
Verdiği üzüntülere bakarak geleceğimi düşünürüm,ve o doğrultuda,eğer devam etseydi kesin sevgisi o zaman da biter ve daha da çok üzülecektim-hayatımın hatası olacaktı diye kafamdan tahliller yapınca göbnlümünde yavaşça ondan uzaklaşması hiç de zor olmuyor.

İnsan sadece o kişiye karşı beyninde oluşturduğu o adamı özler-ona ağlar,ona yanar. Halbuki öyle değildir hakikatte..Öyleyse üzülmeye değer biri de kalmamıştır.. İlk bir kaç hafta veya 1-2 ay iç hesaplaşmalar-içinde canlanan hatıralar gözyaşları sizinledir..Ama sonra bakmışsınız,onsuz da yaşanıyor..
 
Hiç Ayrıldıktan Sonra Kendimi Kötü Hissetmedim..
Zaten İçinde Bir Şeyler Bitiyor ki, İlişkiyi de Bitiriyorsun..
Kendi Düşen Ağlamaz Hesabı Yani..

Ama Ayrılık Karşı Taraftan Olursa Ne Olur Bilemem..
Hiç Başıma Gelmedi..

Ama Herşeye Üzülüp Büzülecek Bir Karakterim Olmadığı İçin Yine İyi Olurdum Diye Düşünüyorum..
Aklıma Gelmemesi İçin Eve Kapanmazdım..
Bol Bol Voleybol Oynardım..
Beni Mutlu Edecek Ne Varsa Hepsini Yapardım..
 
Hayatımın ondan ibaret değildiki. o hayatımdan çıktı diye bunalım takılmanın ona olan sinirimi başkasından çıkarmamamın hiçbir anlamı yoktu..

Onunlayken canım daha çok yanıyordu son zamanlarda, bitince daha rahatladım.
Her şey için şükürler olsun..

Yaşanması ve bitmesi gerekiyordu demekki.

Ahlanıp vahlanmam onu bana geri döndürmeyecek.

Hayat kaldığı yerden devam ediyor.

İlk günlerde insanın arayıp mesaj atması geliyor ama sakın atmayın, canınız çıkacak gibi olsa bile yapmayın bunu.. Çok şükür ben hiç adım atmadım ne aradım ne sordum..

Canınızı yaktığı son sözlerini düşünüp, ondan dahada soğuyabilir insan.. buda işe yarayan çözümlerden biri..

Ayrıca slow müzik yada onu hatırlatan filmleri, müzikleri dinleyip kendimizi yıpratmamalıyız.

Yollar ayrılınca söyleyecek yada yapacak fazla bir şey kalmıyor..

İnsan kendiyle ve Rabbiyle başbaşa olmayı daha biçok öğreniyor. Rabbine sığınıyor..​
 
Ayrıldıktan sonra kendimizi pek iyi hissetmeyiz..
Zaten olağandır bu!
En güzeli acımızı doya doya dibine kadar yaşamak,patlayana kadar ağlamak,yataklara düşmek,aç susuz kalmak,depresyona girmek vs.
Acıların üzerini yorganla kapatmanın bir anlamı yok,biri gelip ucundan çektiğinde yeniden başa sarmak daha zor.
Herşeyin bir sonu var acıların da öyle...
Ağlayıp ağlayıp gözyaşlarını tüketmek ve tabii ki Rabbime sığınmak!
 
---bol bol spor ve egzersiz yapmak, arkadaşlarla daha fazla takılmak
---karşı tarafı kötülemek değil ama onunla beraberken yaşanılan zarar verici durumları anımsayıp buna göre acıyı azaltmak
---duygularını kabul edip geçmesi için izin vermek ''evet özlüyorum ama herşeyini değil...ve o hayatımda yokken de mutluydum...gibi düşünceler''
---aşk güçlü olmak zorunda.... ayrıldıktan sonra asla karşı taraftan herhangi bir sevgi ve ilgi isteğine girmemek bu tam ters teper çünkü...
---bu günlerin de geçeceğini bilmek ve başka şeylerle uğraşmak...

işte yöntemler
 
Kendi değerini bil yeter.. Bilmiyorsa, senin için de üzülmüyor ve üzülmeyecek demektir.. O yüzden yasını tutmam. Evet canım yanar-hatıralar gitmek bilmez gözümün önünden bazen gözyaşı dökerim ama uzun sürmez. Tercihini yapmış ve gitmiştir-zaten benim olmamış ve artık değildir..

Acının dibine vurmak- üzüntüden kahrolmak eskidendi,artık katı kalpliyim bazı şeylere. Canım yanmaya devam ederse de kendime yanar, fedakarlığıma-insanlığıma,verilen değerlere yanarım
 

İşte ben o dibine kadar acı çekme durumunu hiç yaşamıyorum. Aylar oldu biteli üstelik biten evlilikti ama bir kez bile oturup ağlamadım. Belki evlilik boyunca çok ağladığım için gözyaşlarım tükenmiş de olabilir. Hatta bazen kendi kendime dedim ki bu normal değil, oturup resmen ağlamaya çalıştım belki içimde kalmış bir duygu varsa rahatlarım diye. Ama yok kendimi zorlasam da tek damla göz yaşı dökmedim. Bu iyi bir şey mi kötü mü bilmiyorum, gerçekten artık umrumda değil mi o yüzden mi bir şey hissetmiyorum yoksa kendimi kandırıyorum ya ileride bir anda çıkacak mı acısı merak ediyorum.
 
Başka önerileriniz var mı kızlar? Nasıl unuturuz, güzel şeyleri hiç düşünmeyip hep kötü anıları düşünmek iyi bir yöntem mi mesela? Ayrılık acısını atlatanlar nasıl atlattı, cevaplarınızı bekliyorum?
 

kötü anıları düşünmek beni hiç iyi etmedi:) sinir katsayımı hıncımı göklere çıkardı..kafamı boşaltıyorum ben mesela düşünmüyorum..aklıma gelince başka işlere dalıyorum kendime telkinlerde bulunuyorum..istediğim takdirde ondan katbekat iyisini bulabilecek kapasitede biri olduğumu düşünüyorum.ben kimseye bağımlı değilim diyorum...kendime bakıyorum saçımla makyajımla uğraşıyorum...
 

bende bir evlilik bitirdim canım dediğin gibi bendede aynısı oldu ağlamadım..çünkü tüm gözyaşlarım evliliğimde harcanmıştı bitmişti..onun beni aldattığını öğrendiğimde kendimi dinledim zaten bu evliliği zoraki yürüttüğümü evliliğin kutsallığı için yürüttüğümü anladım..bu son yaptığınada dayanamadığım için boşandım..hiçbir duygu hissetmeden..
 
kızlar ben bu söylediklerinizin yanında Allaha sığındım bol bol dua ettim terapi gibi geldi eğer inancınız varsa deneyin derim çok rahatlayacaksınız.
 
kızlar ben bu söylediklerinizin yanında Allaha sığındım bol bol dua ettim terapi gibi geldi eğer inancınız varsa deneyin derim çok rahatlayacaksınız.

Haklısın canım, Allah'a sığınıp dua etmek de rahatlatıyor insanı biraz olsun, her gece bunu yapmasam uyuyamazdım zaten.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…