Bana Akıl Verebilir Misiniz?

galibe hemşireymişsiniz Elazığ'da
çevrenizdeki tüm insanların zihniyeti aynı anladığım kadarıyla
siz gidin, kendinize, Richard Bach'ın, incecik, Martı diye bir kitabı var onu alın ve okuyun
gerçekten çok ciddiyim
Evet hemsireyim yer Elazığda gerçekten çoğu insanın düşünce tarzı aynı yani tanıştığım insanlar bile bir anda bunu söyleyebiliyor gram samimiyet taviz olmadan. Dediginiz kitabı kesinlikle okuyacağım.
 
babannem 55 yaşında küçük halamı doğurmuş :KK51:

üstelik tıp da ilerledi artık nedir bu 25 yaşında çocuk sahibi olmazsan asla olamazsın kafası anlamadım yani
Bunu etrafımda üstelik sağlık alanında okumuş insanlar yapıyor gerisini varın siz düşünün.
 
Rica ederim ayrıca "evlilikte b.k mu var görüyoruz evlenenlerin halini. ben böyle çok mutluyum. gidin kocalarınızın çamaşırını yıkayın ütüsünü yapın tuvaleti banyoyu temizleyin bakkala giderken bile izin alıp çıkın bana bulaşmayın, ben halimden memnunum " da diyebilirsin ama bunu diyemezsin herhalde
Bu kadarını diyemeyebilirim :) Ama insanları kırmadan kendimden taviz vermemeyi yapmaya calisacam.
 
Evet hemsireyim yer Elazığda gerçekten çoğu insanın düşünce tarzı aynı yani tanıştığım insanlar bile bir anda bunu söyleyebiliyor gram samimiyet taviz olmadan. Dediginiz kitabı kesinlikle okuyacağım.

alıntı...
Richard Bach tarafından 1972 yılında yazılan masal tadında bir öykü olan "Martı"; hemcinsleri gibi sadece yemek peşinde koşmayan, sıradışı bir martı olan Jonathon Livinston'un hikayesini anlatmaktadır. İnsanlığı güzel bir şekilde eleştiren ve ders verici nitelikte yazılmış dünya edebiyatında önemli bir yeri olan kitaptır.

Martı Jonathon Livinston, kendini diğer arkadaşlarından farklı görür. Onların amacı sadece karınlarını doyurmaktır. Jon için ise önemli olan yemek değil uçmaktır. Uçmayı büyük bir tutkuyla seviyordur. Ailesi bu duruma tepki verir. Annesi, alçaktan uçmak albatrosların işi olduğunu ve zayıf kaldığını söyler ve kendisi için yemek bulmasını ister. Fakat Jon ailesini dinlemez ve uçuş denemeleri yapar. Başarısız olur ve sıradan bir martı olmaya karar verir. Fakat birgün karanlıkta uçmaya karar verir. Çünkü martıların karanlıkta uçamadıkları bilinmektedir. Birkaç deneme yapar ve sürüye katılmamaya özgürce uçmaya karar verir. Jonathan artık yeryüzünün akrobatik uçuş yapabilen tek martısıdır. Kumsaldaki sürüye katıldığında neredeyse gece yarısı olmuştur. "Yaşamak için ne kadar çok neden var. Cehaletimizi kırabiliriz, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!" diye düşünüyordur. Fakat olaylar beklediği gibi değildir. Martı Konseyi toplanır ve Livinston'u pervasızlık ve sorumsuzluk gösterdiği gerekçesiyle sürüden atarlar. "Bana bir şans verin, öğrendiklerimi size göstereyim!" dese de Jon artık sürüden ayrı yalnız bir martı olmuştur. Gökyüzünde özgürce uçarken gecenin bir yarısı ışıklar saçan iki martıyla karşılaşır.
 
Allah razı olsun iyi dileğiniz icin cok tesekkur ederim eski nisanlimdan ayrılma sürecin çok kotuydu belkide onun verdiği bir sorun bu benimkisi.
Geçmişi kendinde yük gibi taşıyıp durma bırak artık o yükü geleceğe bak neler getirir konuşakla birşey kaybetmezsin olmazsa olmaz ya birde tamda ruh ikizinse ?
 
alıntı...
Richard Bach tarafından 1972 yılında yazılan masal tadında bir öykü olan "Martı"; hemcinsleri gibi sadece yemek peşinde koşmayan, sıradışı bir martı olan Jonathon Livinston'un hikayesini anlatmaktadır. İnsanlığı güzel bir şekilde eleştiren ve ders verici nitelikte yazılmış dünya edebiyatında önemli bir yeri olan kitaptır.

Martı Jonathon Livinston, kendini diğer arkadaşlarından farklı görür. Onların amacı sadece karınlarını doyurmaktır. Jon için ise önemli olan yemek değil uçmaktır. Uçmayı büyük bir tutkuyla seviyordur. Ailesi bu duruma tepki verir. Annesi, alçaktan uçmak albatrosların işi olduğunu ve zayıf kaldığını söyler ve kendisi için yemek bulmasını ister. Fakat Jon ailesini dinlemez ve uçuş denemeleri yapar. Başarısız olur ve sıradan bir martı olmaya karar verir. Fakat birgün karanlıkta uçmaya karar verir. Çünkü martıların karanlıkta uçamadıkları bilinmektedir. Birkaç deneme yapar ve sürüye katılmamaya özgürce uçmaya karar verir. Jonathan artık yeryüzünün akrobatik uçuş yapabilen tek martısıdır. Kumsaldaki sürüye katıldığında neredeyse gece yarısı olmuştur. "Yaşamak için ne kadar çok neden var. Cehaletimizi kırabiliriz, yeteneklerimizi ve zekamızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi, özgür olabiliriz!" diye düşünüyordur. Fakat olaylar beklediği gibi değildir. Martı Konseyi toplanır ve Livinston'u pervasızlık ve sorumsuzluk gösterdiği gerekçesiyle sürüden atarlar. "Bana bir şans verin, öğrendiklerimi size göstereyim!" dese de Jon artık sürüden ayrı yalnız bir martı olmuştur. Gökyüzünde özgürce uçarken gecenin bir yarısı ışıklar saçan iki martıyla karşılaşır.
İlk isim yarın bu kitabı almak olacak çünkü gerçekten o toplum baskısını fazlasıyla yaşadığım için artık kabuğuna çekilmiş biriyim.
 
Geçmişi kendinde yük gibi taşıyıp durma bırak artık o yükü geleceğe bak neler getirir konuşakla birşey kaybetmezsin olmazsa olmaz ya birde tamda ruh ikizinse ?
Ben yük etmesemde sürekli inanin bir şekilde karşıma çıkıyor bu bir sözde bir nisanda arkadaslarla yaptığım bir kahvaltıda sürekli çıkıyor inanin biriyle bu konu hakkında tartışsam diğeri ile yapamıyorum 1 sene geçti etrafımdaki insanlara unutturamadim. Ben en bu önyargıyla zaten Hayır derim sanirim en iyisi görüşmeden bahane bulmak.
 
Ben yük etmesemde sürekli inanin bir şekilde karşıma çıkıyor bu bir sözde bir nisanda arkadaslarla yaptığım bir kahvaltıda sürekli çıkıyor inanin biriyle bu konu hakkında tartışsam diğeri ile yapamıyorum 1 sene geçti etrafımdaki insanlara unutturamadim. Ben en bu önyargıyla zaten Hayır derim sanirim en iyisi görüşmeden bahane bulmak.

İçinden geldiği gibi davran sanırım en doğru olanı yapmış olacaksın
 
Ben yük etmesemde sürekli inanin bir şekilde karşıma çıkıyor bu bir sözde bir nisanda arkadaslarla yaptığım bir kahvaltıda sürekli çıkıyor inanin biriyle bu konu hakkında tartışsam diğeri ile yapamıyorum 1 sene geçti etrafımdaki insanlara unutturamadim. Ben en bu önyargıyla zaten Hayır derim sanirim en iyisi görüşmeden bahane bulmak.
Bahane bulma ki tekrarı olmasın açıkça söyle abla istemiyorum bu şekilde evlenmeyi. evlenmek gibi bir amacım da yok zaten de. bir gün sevdiğim biri olursa birlikte bir ömür geçirmeye karar verirsem evlenirim sırf evleneyim diye sipariş getirir gibi erkek getirmeyin önüme de
 
26 yaşındayim ne iş yerinde ne akrabalarim da benim yaşında kimse kalmadı ailemi, akrabalarimi bu konuda susturabildim birinin sözü ya da nişanı olmadığı sürece konusmuyorlar ama is yerindekiler biraz sıcak davranmaya gelmiyor hemen söylüyorlar kırmak istemiyorum susuyorum.
26 yaş geç bir yaş değil.İstemiyorsan istemiyo5rsundur ama ön yargılı bakma.Git bi tanış.Birşey kaybetmezsin.
 
Back
X