- 7 Kasım 2013
- 13.434
- 31.575
- 598
- Konu Sahibi meredithgrey
-
- #1
Beden olumlamaya inanmıyorum, aslında psikoloji bilimine çok da itibar etmiyorum diyelim. Ortada bir sorun var, siz de çözümünü bulmuşsunuz. Takılmayın, yeni hayatınızda mutlu ve huzurlu olmanızı dilerimTekrar merhaba herkese sevgiler. Baştan uyarayım daldan dala atladığım uzun bir yazı olacak, okuyan yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim.
Başlığa istinaden evet 1.75 boyunda 48 bedenim ve artık zayıf bir kadın olmak istiyorum. Çünkü tartıda 100’ü görsem de benim içimdeki kadın 55 kilo. Üç senedir tip2 diyabet ve yavaş çalışan troid ile yaşıyorum. Bunu kendi başıma başaramayacağımı artık anladım ve obezite cerrahisi için randevu aldım.
Kilo sorunum öncelikle genetik. Ailemizin kadınları en kısası 1.70 olan hükümet gibi kadınlar. Ben de 1.60 olan anacığıma değil baba tarafına çekmişim. Daha sonra çalışan anne ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme var. Beslenme çantamda asla ekmek arası domates& peynir ya da haşlanmış yumurta olmadı. Börek, kek, pasta vs. şeyler ve meyve suyu ile kahvaltı yaptım çünkü annem çalışıyordu. Haliyle yaşıtlarımdan iriydim. Lisede 80 kg iken açlık diyeti ile 55’e düştüm. Manken gibiydim diyemem gibisi fazlaydı ama yurt hayatı (üniversite) ve sonra eski beslenme düzenine dönmemle yine kilolar geldi. Özetle hep bir al ver durumu, Sibel Can’ın kayıp kız kardeşi halleri.
Akran zorbalığı, babanın hakaretleri, hep platonik takılma derken üniversitede beni ilk seven (sevdiğini sandığım) adamla evlenme, yine yoyo diyetler adamın kilom yüzünden yerin dibine sokması, yine bir azim zayıflamam ama aldatılmam ve boşanmamız. Bunlar çok da önemsemediğim şeyler aslında bütüne bakınca.
Eşimle tanıştığımızda 20 kg zayıftım, o normal kiloda bir adam, klasik kilo göbeğe giden Türk erkeği. Kilomla ilgili bir kez bile iması olmadı, asla incitmedi, her halimle gözümün içine baktı. Bu operasyonda da sen nasıl istersen diyerek destek oldu.
Ama insanlar çok acımasız ve ben çok yoruldum. Ofiste tel maşa bir su ısıtıcısı vardı basma yerine sert basınca çıktı, arkamdan duyacağım şekilde “ demek basan da iri biriymiş ki kırdı” dediler. Kendi babam doymadın mı yeter dedi sofrada, her gördüğüm ilk tanıştığım insan zayıflama önerileri verdi ben sormamışken. Kayınvalidem, görümcem zaten ayrı başlık konusu. Yol tarif ederlerken yürüyün yağlarınız erisin demeler, denizde Vive’yi denize davet et dediklerinde “ o beni çeker düşeriz ezilirim” demeler. Noluyor? Cidden insanlara ne oluyor?
Kimsenin kilosu, aldığı, verdiği beni ilgilendirmez. Birisi saçıyla başıyla oynarsa beğendiğimi belirtirim, ama kötü olmuşsa yüzlemem o aynada kendini görmüyor mu?
Özetle bıktım, bıktırıldım. Tabii ki bu insanlar yüzünden operasyon geçirmeyeceğim, ben de zayıf olmak istiyorum ama insanları susturmak da ayrı güzel olacak inkar edemem.
Bedenini seven, özellikle instagram’da youtube’da içerikler üreten ve korkusuzca “siz benim koca popomu yiyin” diyenlere çok hayran olsam da ben pes ediyorum. Kilo
Sizinki duygusal yemeye benziyor.o kısmı çözerseniz kilo probleminiz de çözülecek.Tekrar merhaba herkese sevgiler. Baştan uyarayım daldan dala atladığım uzun bir yazı olacak, okuyan yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim.
Başlığa istinaden evet 1.75 boyunda 48 bedenim ve artık zayıf bir kadın olmak istiyorum. Çünkü tartıda 100’ü görsem de benim içimdeki kadın 55 kilo. Üç senedir tip2 diyabet ve yavaş çalışan troid ile yaşıyorum. Bunu kendi başıma başaramayacağımı artık anladım ve obezite cerrahisi için randevu aldım.
Kilo sorunum öncelikle genetik. Ailemizin kadınları en kısası 1.70 olan hükümet gibi kadınlar. Ben de 1.60 olan anacığıma değil baba tarafına çekmişim. Daha sonra çalışan anne ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme var. Beslenme çantamda asla ekmek arası domates& peynir ya da haşlanmış yumurta olmadı. Börek, kek, pasta vs. şeyler ve meyve suyu ile kahvaltı yaptım çünkü annem çalışıyordu. Haliyle yaşıtlarımdan iriydim. Lisede 80 kg iken açlık diyeti ile 55’e düştüm. Manken gibiydim diyemem gibisi fazlaydı ama yurt hayatı (üniversite) ve sonra eski beslenme düzenine dönmemle yine kilolar geldi. Özetle hep bir al ver durumu, Sibel Can’ın kayıp kız kardeşi halleri.
Akran zorbalığı, babanın hakaretleri, hep platonik takılma derken üniversitede beni ilk seven (sevdiğini sandığım) adamla evlenme, yine yoyo diyetler adamın kilom yüzünden yerin dibine sokması, yine bir azim zayıflamam ama aldatılmam ve boşanmamız. Bunlar çok da önemsemediğim şeyler aslında bütüne bakınca.
Eşimle tanıştığımızda 20 kg zayıftım, o normal kiloda bir adam, klasik kilo göbeğe giden Türk erkeği. Kilomla ilgili bir kez bile iması olmadı, asla incitmedi, her halimle gözümün içine baktı. Bu operasyonda da sen nasıl istersen diyerek destek oldu.
Ama insanlar çok acımasız ve ben çok yoruldum. Ofiste tel maşa bir su ısıtıcısı vardı basma yerine sert basınca çıktı, arkamdan duyacağım şekilde “ demek basan da iri biriymiş ki kırdı” dediler. Kendi babam doymadın mı yeter dedi sofrada, her gördüğüm ilk tanıştığım insan zayıflama önerileri verdi ben sormamışken. Kayınvalidem, görümcem zaten ayrı başlık konusu. Yol tarif ederlerken yürüyün yağlarınız erisin demeler, denizde Vive’yi denize davet et dediklerinde “ o beni çeker düşeriz ezilirim” demeler. Noluyor? Cidden insanlara ne oluyor?
Kimsenin kilosu, aldığı, verdiği beni ilgilendirmez. Birisi saçıyla başıyla oynarsa beğendiğimi belirtirim, ama kötü olmuşsa yüzlemem o aynada kendini görmüyor mu?
Özetle bıktım, bıktırıldım. Tabii ki bu insanlar yüzünden operasyon geçirmeyeceğim, ben de zayıf olmak istiyorum ama insanları susturmak da ayrı güzel olacak inkar edemem.
Bedenini seven, özellikle instagram’da youtube’da içerikler üreten ve korkusuzca “siz benim koca popomu yiyin” diyenlere çok hayran olsam da ben pes ediyorum. Kilo güzel değilmiş.
psikoloji bilimine çok da itibar etmiyorum diyelim.
İstediğiniz zaman yapabılıyormussunuz...Yapmışsınızda...Şimdi bu neyin bıkkınlığı ? Nefes aldıgımız sürece düşücez kalkıcaz...O patavatsız insanları hele hayatta takmayın bende takmıyorum hatta bu ınsanlar bazen ınsanın azimli olmasına bıle vesıle olabılıyor...Tekrar merhaba herkese sevgiler. Baştan uyarayım daldan dala atladığım uzun bir yazı olacak, okuyan yorum yapanlara şimdiden teşekkür ederim.
Başlığa istinaden evet 1.75 boyunda 48 bedenim ve artık zayıf bir kadın olmak istiyorum. Çünkü tartıda 100’ü görsem de benim içimdeki kadın 55 kilo. Üç senedir tip2 diyabet ve yavaş çalışan troid ile yaşıyorum. Bunu kendi başıma başaramayacağımı artık anladım ve obezite cerrahisi için randevu aldım.
Kilo sorunum öncelikle genetik. Ailemizin kadınları en kısası 1.70 olan hükümet gibi kadınlar. Ben de 1.60 olan anacığıma değil baba tarafına çekmişim. Daha sonra çalışan anne ve karbonhidrat ağırlıklı beslenme var. Beslenme çantamda asla ekmek arası domates& peynir ya da haşlanmış yumurta olmadı. Börek, kek, pasta vs. şeyler ve meyve suyu ile kahvaltı yaptım çünkü annem çalışıyordu. Haliyle yaşıtlarımdan iriydim. Lisede 80 kg iken açlık diyeti ile 55’e düştüm. Manken gibiydim diyemem gibisi fazlaydı ama yurt hayatı (üniversite) ve sonra eski beslenme düzenine dönmemle yine kilolar geldi. Özetle hep bir al ver durumu, Sibel Can’ın kayıp kız kardeşi halleri.
Akran zorbalığı, babanın hakaretleri, hep platonik takılma derken üniversitede beni ilk seven (sevdiğini sandığım) adamla evlenme, yine yoyo diyetler adamın kilom yüzünden yerin dibine sokması, yine bir azim zayıflamam ama aldatılmam ve boşanmamız. Bunlar çok da önemsemediğim şeyler aslında bütüne bakınca.
Eşimle tanıştığımızda 20 kg zayıftım, o normal kiloda bir adam, klasik kilo göbeğe giden Türk erkeği. Kilomla ilgili bir kez bile iması olmadı, asla incitmedi, her halimle gözümün içine baktı. Bu operasyonda da sen nasıl istersen diyerek destek oldu.
Ama insanlar çok acımasız ve ben çok yoruldum. Ofiste tel maşa bir su ısıtıcısı vardı basma yerine sert basınca çıktı, arkamdan duyacağım şekilde “ demek basan da iri biriymiş ki kırdı” dediler. Kendi babam doymadın mı yeter dedi sofrada, her gördüğüm ilk tanıştığım insan zayıflama önerileri verdi ben sormamışken. Kayınvalidem, görümcem zaten ayrı başlık konusu. Yol tarif ederlerken yürüyün yağlarınız erisin demeler, denizde Vive’yi denize davet et dediklerinde “ o beni çeker düşeriz ezilirim” demeler. Noluyor? Cidden insanlara ne oluyor?
Kimsenin kilosu, aldığı, verdiği beni ilgilendirmez. Birisi saçıyla başıyla oynarsa beğendiğimi belirtirim, ama kötü olmuşsa yüzlemem o aynada kendini görmüyor mu?
Özetle bıktım, bıktırıldım. Tabii ki bu insanlar yüzünden operasyon geçirmeyeceğim, ben de zayıf olmak istiyorum ama insanları susturmak da ayrı güzel olacak inkar edemem.
Bedenini seven, özellikle instagram’da youtube’da içerikler üreten ve korkusuzca “siz benim koca popomu yiyin” diyenlere çok hayran olsam da ben pes ediyorum. Kilo güzel değilmiş.
Yanlış anlamazsanız kişisel nedenlerden yorgunum bu izaha girişmeye, çok uzun çünkü… İlaçlı tedavi evresini ayrı tutuyorum (bilhassa yeşil reçete ile satılan ilaç yoksunluğunda hastaların neler yapabildiğini biliyorum.) gayrısının bilimden ziyade spekülasyonlara dayalı olduğunu düşünüyorum, yararı tartışılır…Bir bilim dalına nasıl itibar etmezsiniz anlayamadımBir araştırma alanı bilimse saygı duymamak, itibar etmemek, inanmamak, inkar etmek gibi bir seçeneğiniz yok.
Eğer psikolog, psikiyatrist veya bu alanda araştırmacı değilseniz gördüğünüz birkaç örnekle bu şekilde genelleme yapmanız hiç doğru değil. Öyle olsanız da yapamazsınız, gördüğünüz kişi sayısı kısıtlı olacaktır. Örneğin ben yeşil reçeteli ilaç kullandım ve doktor kontrolünde bıraktım. Söylediğiniz gibi ağır yoksunluk yaşamadım. Bu yazdıklarınızla insanları ilaç kullanmaya karşı negatif etkileyerek tedavi alamamalarına ve hastalıklarının ilerlemesine sebep olabilirsiniz.Yanlış anlamazsanız kişisel nedenlerden yorgunum bu izaha girişmeye, çok uzun çünkü… İlaçlı tedavi evresini ayrı tutuyorum (bilhassa yeşil reçete ile satılan ilaç yoksunluğunda hastaların neler yapabildiğini biliyorum.) gayrısının bilimden ziyade spekülasyonlara dayalı olduğunu düşünüyorum, yararı tartışılır…
Yanlış anlamazsanız kişisel nedenlerden yorgunum bu izaha girişmeye, çok uzun çünkü… İlaçlı tedavi evresini ayrı tutuyorum (bilhassa yeşil reçete ile satılan ilaç yoksunluğunda hastaların neler yapabildiğini biliyorum.) gayrısının bilimden ziyade spekülasyonlara dayalı olduğunu düşünüyorum, yararı tartışılır…
ben de hayatımda ilk defa 60ı gördüm. gören aaa senin göbeğin var diyor. evet hayatımda ilk kez karın kası değil göbeğim var. 38 yaşındayım.Bu konuyu okuyunca aklıma şu geldi. Hayatım boyunca 48 kiloydum sonrasında da 52 civarı falan. Boyum da 165. Bir ara 55 olmuştum hemen yok hamile misin sen kilo mu aldın bilmem ne bunu da diyenler hayat boyu diyette gezen kilolu tipler yani. Yahu size ne siz hep kiloluydunuz ben bigün sordum mu kendilerini tartı mı sanıyolar nedir gelenin geçenin kilosunu ölçüyolar. Hayatımın o döneminde insanların ne kadar kırıcı ve hadsiz olabileceğini anlamıştım yani ve ülkenin nerdeyse hepsi böyle üzgünüm.
İlaç tedavisini dışında tuttuğumu belirtmiştim. Yanlış anlamışsınız. İşe yarar örnek olarak eklemiştim…Eğer psikolog, psikiyatrist veya bu alanda araştırmacı değilseniz gördüğünüz birkaç örnekle bu şekilde genelleme yapmanız hiç doğru değil. Öyle olsanız da yapamazsınız, gördüğünüz kişi sayısı kısıtlı olacaktır. Örneğin ben yeşil reçeteli ilaç kullandım ve doktor kontrolünde bıraktım. Söylediğiniz gibi ağır yoksunluk yaşamadım. Bu yazdıklarınızla insanları ilaç kullanmaya karşı negatif etkileyerek tedavi alamamalarına ve hastalıklarının ilerlemesine sebep olabilirsiniz.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?