Ben bunları hakedecek ne yaptım...


rica ederim. demek ki 22 değil 21 yaşındaymışım o olay yaşandığında. geçmiş gün, hesabı karıştırmışım ben de...


teşekkür ederim.. sanırım sadece "annem" olduğu için zor gününde yardımıma ihtiyaç duyarsa yardım edeceğimi, bunun dışında görüşmek istemedğimi söylemeliyim... bilemiyorum, hala kararlaştıramadım ne diyeceğimi... konuşma yapmada her zaman berbattım zaten... hele ki telefonda konuşmak kabus benim için... telefon bana bakıyor, ben telefona....


"Ama biz bunları çocukluğumuzdan beri yaşıyoruz.O yaşta en fazla ne yapmış olabilirizki" derken o kadar haklısın ki! işte bunu anlayamıyorum! 4 yaşımda, 8 yaşımda, 18 yaşımda... her dönemimde bana ettiği öyle ithamlar var ki aklım almıyor! bir gün olsun boyunlarını eğdirmedim ele güne karşı. bana bu hıncı nedir hiç de anlamadım! oğlunun her türlü pisliğini örtmeye çalışıp, görmezden gelirken benim her an bir açığımı arardı.... yine de nsıl bir baskı altına almış, nasıl bir vicdan azabı yüklemiş ki bana hala telefonu açıp ne diycem, nasıl diycem diye düşünüyorum kara kara... hayatımı ona yaranmaya çalışarak geçirdim... öğrenciyken çalıştım para biriktirdim, tatile gönderdim... "sen yollamadın ki abin yolladı" dedi... eve alınan iğneden ipliğe her şeyin yarı parasını ben öderdim (ki ben öğrenciydim, abim çalışıyordu, ona rağmen beyaz eşya, elektronik, fatura vs.her şeyin yarısını öderdim), sonra annem çıkar "sen almadın ki abin aldı, abin ödedi" derdi..


"anneniz çok genç yaşta dul kalmış kim bilir ne acılar çekti bu denli oldu". haklısınız. şimdiye kadar hep bu yüzden mazur gördüm ama artık göremiyorum. o kadar gücenmiş haldeyim, öyle bir hayal kırıklığı yaşıyorum ki artık bu şekilde bile mazur göremiyorum.... güzel söylemişsiniz, zaman akıp gidiyor... bu günleri kaybetmeme neden olacak kadar uzatmamalıyım bu konuyu, çok teşekkür ederim.... hem aslolan artık kendi ailem, bebeğim, çok haklısınız...


"Siz ne kadar da onları istemiyorum diyorsanız da onların yokluğu
hiç aile olamamak sizi bu kadar üzüyor." eşim de böyle söylüyor. aslında haklısınız. o kadar eksik büyüdüm ki... önce babam, sonra annem, abim.... hepsi beni bıraktı... hayatımda hiçbir zaman bir aile örneği olmadı önümde.. nasıl aile olunur bilemedim... üzüyor beni bunlar haklısınız.. ama bunlara takılıp kalmamam gerektiği konusunda da haklısınız... artık kendi çocuğuma odaklanmalıyım ve annemin yaptığı gibi ben de ona dertlerimi yüklememeliyim... desteğiniz için çok teşekkürler...


hayır hayır hayır lütfen, şu ayrımı yapmama izin verin. kaza vardır, kaza(!) vardır.. kaza geliyorum demez, kazara olur, bilemezsin olacağını ve istemezsin kaza yapmak... yanlışlıkla olur... izin verin anlatayım o günü...
kayınpederimin vefatının 1.yıldönümüydü, eşimle ikimiz mezarını yaptırdık, ankaradan istanbula dönüyorduk. arabada eşimin abisi ve annesi de vardı... eşim arabada bebek varken asla 100ü, 110u geçmez. abisi dalga geçiyordu bu arabayla 100le gidilir mi bilmem ne diye... memlekete giderken de bir ara eşimin abisi aldı arabayı. 160-170le gidiyordu uyardık eşim de ben de. "abi arabada bebek var, yavaş.." dedik.. dinlemedi... neyse ki kaza olmadı.. dönerken eşimin uykusu geldi. "abi uyku durumun nasıl, arabayı alabilir misin" dedi. "alırım tabi yok uykum"dedi aldı.... 140a çıktı direkt. saygısızlık olmasın diye kendim uyarmadım eşime söyledim. eşim uyardı. "abi bebek var yavaş..."dedi.. eşim uyarınca hırs yaptı abisi,sinirlendi 160a çıktı.. eşim yine uyardı "abi lastikler eski bak güvenme lastiklere, kaza yaptırır" dedi... bu iyice kızdı, tek kelime cevap vermeden 170e çıktı. eşim "abi araba 2.5ton, bagaj ağzına kadar dolu (eşimin annesi 50 kilo un ve 30 kilo mercimek taşıyo bu arada bagajda, 4kinin bavulu haricinde...), 3tona yakınız, 170le gidiyorsun kaza yapacaksın" dedi. eşimin annesi de eşimi azarladı "sen abine beceriksiz mi diyorsun, kaçla isterse gider sen mi öğreteceksin abine" diye....aradan 5dk geçmedi ki arabayı sol şeridin solundan mıcıra kaptırdı. orta refüje uçtu araba.. ordan geri yola savruldu, sol arka teker patladı araba yan yattı, o şekilde boydan boya yolu geçip sağ şeridin sağındaki hendeğe düştü, durmadı dağa tırmanmaya başladı ve dağın ortasında bir yerde tepede asılı kaldı... ve biz bu hengamede 8aylık bebeğimizin canını kurtarmaya çalışıyorduk! aracımız pencereler dahil full zırhlı bir araçtı, pencereler patlamadı, araba akordiyon olmadı. ama o araba dışında hangi arabayla kazayı yapsak 5imiz de ölmüştük. arabadan çıkamazdık bile. camlar patlayabilir bebeğimiz kör olabilir, ölebilir, camdan fırlayabiliridi. araba takla atabilir bebeğin boynu kırılabilirdi. bebeğin üstüne düşebilir onu öldürebilirdik. .. benzin kaçağı olabilir havaya uçabilrdik, araba akordiyon olabilir içinde sıkışabilirdik.... o kadar çok değişken var ki, sadece 1i farklı olsa ölmüştük. aha kötüsü, bebeğim ölmüştü! ne uğruna? EŞİMİN ANNESİ, BÜYÜK OĞLUNUN GURURUNU KURTARACAK DİYE? ben çocuğumu kimsenin egosunu tatmin etsin diye doğurmadım... bu olay bir kaza değildi.. resmen "geliyorum" dedi. koskoca kadın hepimizin canını böyle ortaya attı... ben bunu affetmem. böyle kaza olmaz. gözümde 5para etmez bir insandır artık ve kesinlikle görüşmüyorum.. eşimin hatrı olmasa çocuğumu da göstermem... evlerimiz yakındı kayınvalideyle, acil bi durumda çocukla ilgilenecek kimsemiz vardı... kazadan sonra pılını pırtını toplayıp 1gece içinde büyük oğlunun yanına ankaraya taşındı! burda dımdızlak bıraktı bizi ve en önemlisi de BİR ÖZÜR BİLE DİLEMEDİ BİZDEN HER İKİSİ DE! bu da yetmezmiş gibi eşimin abisi eşime ne dese beğenirsiniz? "ben domuza da çarptım ama bana kimse sizin gibi saldırmadı". benim canımı, çocuğumun canını domuzla bir tuttu! saldırmam da şu; bu adam kendi 2yaşında kızını sokağa çıkarıp gezelim dediğimizde "düşer, dizi mizi kanar, dayanamam, çıkarmayalım" diyen adam... kazadan sonra yanına gittim; "senin çocuğun sağ dimi, iyi dimi, için rahat dimi? ama sen benim çocuğum öldürüyordun, allah belanı versin"dedim ve suratına bi tokat attım... domuza da çarpmış da domuz ona saldırmamış, ben saldırmışım... az bile yapmışım! eşim kazadan sonra da bunların nazıyla oynadı, hiçbir şey demedi, sitem dahi etmedi... kazadır, onlar da travma yaşıyor, anlayışlı olayım falan diye düşündü... kazadan sonra nasılsınız iyi misiniz, geberdiniz mi, sağ mısınız diye arayıp sormadılar bile! omurgam hasar gördü hastaneye gidemedim gece bebeğime bakacak kimsem yok diye, bunu bile bile defolup gittiler... eşim yine çok vefalı bir insan, annedir diye konuşuyo annesi aradıkça.... ben yüzüne bile bakmam kesinlikle... ikisinin de şeytan görsün yüzünü.. ben çalışırken kendi evimden önce bunların evininin alışverişini yapardım, önce onların erzağını bırakır öyle geçerdim evime... öyle bi gelindim... kayınbiraderim çalışmaz çünkü... boş gezer,bizim paramızı yerler...hala boş geziyor...milletin parasını yiyor... ben böyle adama saygı da duymam, çocuğumu da yedirmem..

eşime dünkü sitemim de bundandı... hani seninkiler de iyi mal değil ama sen onlardan benimkiler kadar şikayet etmiyorsun, görüşüyorsun, dedim... demez olaydım gerçi...
 
sağlığınız yerinde,bebeğiniz var,mis gibi mesleğiniz var,bir arkadaşın dediği gibi onlar sizi arasın .biraz kendinizi uzak tutun.anneniz,kardeşiniz canınız sizin,mutlu olsunlar ,sağlıklı olsunlar,sizden uzak olsunlar.böyle dua edin.zaman herşeyin ilacıdır.eşinizi de çok yormayın.ailesiyle kendi görüşürse görüşsün,sizi muhattap etmedikten sonra.artık sizde bir ailesiniz.çocuğunuz var,üzülmek ,umutsuzluğa kapılmak yok.derhal işe başlayın,iyi bir kreş yada bakıcı ayarlayın,herşey kendiliğinden düzelecektir.
 
Bence eşinize ve çocuğunuza sarılıp, geçmişi unutup (sözde kolay özde zor olsada) hayatınızı güzelleştirmeye çalışın. Nice insanlar var hem bu durumda, hemde kocası sahipsiz görmüş yapmadığı eziyet kalmayan. Ne kadar güzel eşinizin anlayışlı olması, sizin için bir nimet bence.
 
çok teşekkürler arkadaşlar...


çok sağolun, dediğiniz gibi yaptım aramadım. bekledim, o aradı.. soğuk konuştum... "neden aramıyorsun beni" dedi, "fırsat olmadı" dedim. "nasıl fırsat olmaz, kocana haber bıraktım beni arasın diye, söylemedi mi" dedi, "söyledi ama olmadı fırsat işte" dedim. "canın mı sıkkın, kimseyle konuşmak mı istemiyorsun" dedi, "yoo..." dedim. "çok da umrumda değilsin mi demek istiyorsun bana?" dedi. "estağfurullah" dedim. "tamam kızım iyi akşamlar" dedi kapattı....

kreşle ilgili kabus gibi bir anımız var, 2-3 yaşından önce asla düşünmüyoruz kreşi artık... bir kez denedik ama hatırlamak bile istemiyoruz o günü... ben istanbulda doğdum büyüdüm, bahsetmiştim borçlarımız çıktı diye hani önceki iletilerde...borçları kapatabilmek için küçülme politikası izliyoruz ve hayat istanbulda pahalı olduğu için istanbuldan kaçıyoruz şu an... 10gün sonra adanaya taşınmış olacağız... adanada şimdiden bir bakıcı aramaya başladım.. en azından eşimin nöbette olduğu günler yanımda kalsın bana yardımcı olsun diye, ama bir haber çıkmadı henüz... bakalım....


"sözde kolay özde zor" demişsiniz. çok doğru... aslında zor olmamalı... ama benim aptallığım ki ben bütün hayatımı onlara göre şekillendirdim. hep onları örnek aldım... şimdi nasıl bir hayal kırıklığı kaldı elimde düşünün... hayatım çok farklı olabilirdi belki, nasıl farklı bilmiyorum ama farklı işte.... sırf abime olan hayranlığım yüzünden hangi okullarda okuduysa o okullara girdim mesela hep... çok daha iyi okullarda okuyabilirdim oysa....o tıp doktoru oldu, ben o kadar metanetli değildim, diş hekimi oldum.. ama o astronom olsa ben de astronom olurdum.... düşünüyorum da şimdi, hayatımı bir hiç uğruna şekillendirmişim... hayallerim yıkıldı.. bunca yıl paylaştığımız iyi-kötü anların anılarının da kirlenmesi cabası... ama dediğiniz çok doğru, benim artık kendi ailem var... kendi anılarımı oluşturacağım bundan sonra.... önemli olan bu...

dün akşam eşim işten gelince onu öpüp, onu çok sevdiğimi söyledim...gülümsedim... bebeğimizle beraber çıkıp biraz yürüyüş yaptık, hava aldık, sohbet ettik.. sonra dönüp yemeğimizi yedik, akşam -uykusuzlukta bayılıp sonunu getiremesek de- çok güzel bir film izlemeye koyulduk.... artık her şey güzel olacak.. olumsuzluklarla kafamı karıştırmayacağım... desteğiniz için hepinize çok çok çok çok ama çok teşekkür ederim!... insanın yalnız olmadığını bilmesi çok güzel, çok mühim bir şeymiş.. gerçek aile buymuş.. çok sağolun...
 
yeni bir şehir sizin ve aileniz için güzelliklerin başlangıcı olur umarım.belki ailenizde bu sayede sizi özler,bir kız evladı sahip olmanın ne kadar önemli olduğunun farkına varır.çocuğunuz 5 yaşına gelince devlet okullarına verirsiniz tam gün,kız meslek gibi.bende çok tereddüt etmiştim ama ilk ay biraz yorucuydu.şansınız açık olsun.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…