- 10 Ağustos 2009
- 93
- 179
- 628
Sevgili hanımlar... Kendimi bildim bileli hep zor etkilenen, zor sevdalanan biri oldum. 40'lı yaşlara gelmeme rağmen aradığım gibi birini bulamadım. Benim sorunum "armudun sapı, üzümün çöpü" diyenlerden değil, bugünün popüler tabiriyle "kolay elektrik alamayan" tiplerden olmam. Kırk yılda bir, bilmem kaç yıl aradan sonra tutup aşık olduklarımdan da bir hayır göremedim zaten.
Problem şu; arkadaşlarım kızıyor, "şansını denemiyorsun, kendini açmıyorsun, herkese arkadaş gibi yaklaşıyorsun, aramıyorsun..." diye. Ben cilveli bir tip değilim, öyle hedef belirleyip birini seçen, internetten, oradan buradan birini bulup sırf hayatımda biri olsun da, ne olursa olsun diye bakamıyorum hayata. Benim illa sevmem gerek, hoşlanmam gerek. İşin kötüsü (veya iyisi bilmiyorum) yanızlık veya yokluk duygusu içinde filan da değilim. Belki kaderciyim, belki kendine güvensiz bir tipim, belki fazla güvenliyim. Neyim, nasılım gerçekten artık ayırt edemiyorum. Bildiğim tek şey şu; ben birinden hoşlanmadan herhangi bir ilişki yaşayamam.
Ama yıllar geçiyor. Ne yapmak gerek? İlla sevmesem de evlenecek birini mi bulmalıyım, yoksa kadere güvenip, "benim için hayırlısı bu ki, onu yaşıyorum, bakalım mevlam neyler..." mi demeliyim...
Sorarken bile saçma geldi ama... Burada bir çok hayat öyküsü okuyorum. Bazılarına özeniyorum, bazen de halime şükrediyorum. Ama doğrusu nedir? Hayatı akışına bırakmak mı, yoksa bir şekilde (ve nasıl?) müdahale etmeye çalışmak mı? Bilmiyorum...
Problem şu; arkadaşlarım kızıyor, "şansını denemiyorsun, kendini açmıyorsun, herkese arkadaş gibi yaklaşıyorsun, aramıyorsun..." diye. Ben cilveli bir tip değilim, öyle hedef belirleyip birini seçen, internetten, oradan buradan birini bulup sırf hayatımda biri olsun da, ne olursa olsun diye bakamıyorum hayata. Benim illa sevmem gerek, hoşlanmam gerek. İşin kötüsü (veya iyisi bilmiyorum) yanızlık veya yokluk duygusu içinde filan da değilim. Belki kaderciyim, belki kendine güvensiz bir tipim, belki fazla güvenliyim. Neyim, nasılım gerçekten artık ayırt edemiyorum. Bildiğim tek şey şu; ben birinden hoşlanmadan herhangi bir ilişki yaşayamam.
Ama yıllar geçiyor. Ne yapmak gerek? İlla sevmesem de evlenecek birini mi bulmalıyım, yoksa kadere güvenip, "benim için hayırlısı bu ki, onu yaşıyorum, bakalım mevlam neyler..." mi demeliyim...
Sorarken bile saçma geldi ama... Burada bir çok hayat öyküsü okuyorum. Bazılarına özeniyorum, bazen de halime şükrediyorum. Ama doğrusu nedir? Hayatı akışına bırakmak mı, yoksa bir şekilde (ve nasıl?) müdahale etmeye çalışmak mı? Bilmiyorum...

Son düzenleme: