• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Bende bir tuhaflık var ama?

kedigen

Mucize diye bir şey var... :)
Kayıtlı Üye
10 Ağustos 2009
93
179
628
Sevgili hanımlar... Kendimi bildim bileli hep zor etkilenen, zor sevdalanan biri oldum. 40'lı yaşlara gelmeme rağmen aradığım gibi birini bulamadım. Benim sorunum "armudun sapı, üzümün çöpü" diyenlerden değil, bugünün popüler tabiriyle "kolay elektrik alamayan" tiplerden olmam. Kırk yılda bir, bilmem kaç yıl aradan sonra tutup aşık olduklarımdan da bir hayır göremedim zaten.

Problem şu; arkadaşlarım kızıyor, "şansını denemiyorsun, kendini açmıyorsun, herkese arkadaş gibi yaklaşıyorsun, aramıyorsun..." diye. Ben cilveli bir tip değilim, öyle hedef belirleyip birini seçen, internetten, oradan buradan birini bulup sırf hayatımda biri olsun da, ne olursa olsun diye bakamıyorum hayata. Benim illa sevmem gerek, hoşlanmam gerek. İşin kötüsü (veya iyisi bilmiyorum) yanızlık veya yokluk duygusu içinde filan da değilim. Belki kaderciyim, belki kendine güvensiz bir tipim, belki fazla güvenliyim. Neyim, nasılım gerçekten artık ayırt edemiyorum. Bildiğim tek şey şu; ben birinden hoşlanmadan herhangi bir ilişki yaşayamam.

Ama yıllar geçiyor. Ne yapmak gerek? İlla sevmesem de evlenecek birini mi bulmalıyım, yoksa kadere güvenip, "benim için hayırlısı bu ki, onu yaşıyorum, bakalım mevlam neyler..." mi demeliyim...

Sorarken bile saçma geldi ama... Burada bir çok hayat öyküsü okuyorum. Bazılarına özeniyorum, bazen de halime şükrediyorum. Ama doğrusu nedir? Hayatı akışına bırakmak mı, yoksa bir şekilde (ve nasıl?) müdahale etmeye çalışmak mı? Bilmiyorum... :(
 
Son düzenleme:
Sevgili hanımlar... Kendimi bildim bileli hep zor etkilenen, zor sevdalanan biri oldum. 40'lı yaşlara gelmeme rağmen aradığım gibi birini bulamadım. Benim sorunum "armudun sapı, üzümün çöpü" diyenlerden değil, bugünün popüler tabiriyle "kolay elektrik alamayan" tiplerden olmam. Kırk yılda bir, bilmem kaç yıl aradan sonra tutup aşık olduklarımdan da bir hayır göremedim zaten.

Problem şu; arkadaşlarım kızıyor, "şansını denemiyorsun, kendini açmıyorsun, herkese arkadaş gibi yaklaşıyorsun, aramıyorsun..." diye. Ben cilveli bir tip değilim, öyle hedef belirleyip birini seçen, internetten, oradan buradan birini bulup sırf hayatımda biri olsun da, ne olursa olsun diye bakamıyorum hayata. Benim illa sevmem gerek, hoşlanmam gerek. İşin kötüsü (veya iyisi bilmiyorum) yanızlık veya yokluk duygusu içinde filan da değilim. Belki kaderciyim, belki kendine güvensiz bir tipim, belki fazla güvenliyim. Neyim, nasılım gerçekten artık ayırt edemiyorum. Bildiğim tek şey şu; ben birinden hoşlanmadan herhangi bir ilişki yaşayamam.

Ama yıllar geçiyor. Ne yapmak gerek? İlla sevmesem de evlenecek birini mi bulmalıyım, yoksa kadere güvenip, "benim için hayırlısı bu ki, onu yaşıyorum, bakalım mevlam neyler..." mi demeliyim...

Sorarken bile saçma geldi ama... Burada bir çok hayat öyküsü okuyorum. Bazılarına özeniyorum, bazen de halime şükrediyorum. Ama doğrusu nedir? Hayatı akışına bırakmak mı, yoksa bir şekilde (ve nasıl?) müdahale etmeye çalışmak mı? Bilmiyorum... :(


Ben de sizin gibiyim. Bazı insanlar kimseyi beğenemediğimi düşünseler de alakası yok aslında. Buluşmaya giderken kalbimi çarptıracak, yan yana geldiğimde heyecanlandıracak; yani elini tutmak, başımı omzuna yaslamak isteyeceğim biri olsun istiyorum hayatımda. Elbette bu kalp çarpıntılarının sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyorum, alıştıkça azalacaktır, ilişki olgunlaşacaktır ama en azından ilk başlarda... Yani öyle beyaz atlı prens hayalleri kuran, romantik komedi filmlerindeki kusursuz erkekler gibi birini bekleyen biri de değilim ama akıl ve gönül birlikteliği olsun istiyorum. Böyle biri olmadığı sürece de hayatıma kimseyi sokmamaya kararlıyım( bana da size söylendiği gibi şans vermem söyleniyor ama, ben kalp çarpıntısının sonradan olacağına inanmıyorum pek), illa ki hayatımda biri olsun, aman yalnız kalmayayım demiyorum. Benimle ilgilenen birkaç kişiye arkadaşça şans verdiğim oldu, birkaç kez oturup sohbet ettik ama başta nasılsam sonra da hiçbir şey değişmedi içimde bu insanlara karşı, arkadaşlıktan öte hiçbir şey hissedemedim. Bu yüzden en başta bir şey hissetmediğim insanlara da şans vermeme kararı aldım, çünkü ümit verip yarı yolda bırakmışsın gibi oluyor ve kalp kırmak da istemiyorum. Hep diyorum şu anda düşüncem bu doğrultuda ama ilerleyen yıllar bana ne getirecek, fikirlerimi ne yönde değiştirecek(ya da değiştirecek mi) bilemem. Bu arada ben 28 yaşındayım.
 
Aslında sizde kararsızsınız bu konuda, bana öyle geldi yazdıklarınızdan.
Şimdi belki yalnızlık duygusunu derinlerde yaşamıyor olabilirsiniz ama yaşlanınca zor olur diye düşünüyorum.
Hayatınıza, mantığınıza uyan biriyle yapabilirsiniz, belki zamanla seversiniz.
Zaten birini görür görmez elektrik almak, hoşlanmak herkesin başına gelcek birşey değil.
Aşık olmak sevmek için hiçbir zaman geç değil. Deneyin. :34:
 
Ben de sizin gibiyim. Bazı insanlar kimseyi beğenemediğimi düşünseler de alakası yok aslında. Buluşmaya giderken kalbimi çarptıracak, yan yana geldiğimde heyecanlandıracak; yani elini tutmak, başımı omzuna yaslamak isteyeceğim biri olsun istiyorum hayatımda. Elbette bu kalp çarpıntılarının sonsuza kadar sürmeyeceğini biliyorum, alıştıkça azalacaktır, ilişki olgunlaşacaktır ama en azından ilk başlarda... Yani öyle beyaz atlı prens hayalleri kuran, romantik komedi filmlerindeki kusursuz erkekler gibi birini bekleyen biri de değilim ama akıl ve gönül birlikteliği olsun istiyorum. Böyle biri olmadığı sürece de hayatıma kimseyi sokmamaya kararlıyım( bana da size söylendiği gibi şans vermem söyleniyor ama, ben kalp çarpıntısının sonradan olacağına inanmıyorum pek), illa ki hayatımda biri olsun, aman yalnız kalmayayım demiyorum. Benimle ilgilenen birkaç kişiye arkadaşça şans verdiğim oldu, birkaç kez oturup sohbet ettik ama başta nasılsam sonra da hiçbir şey değişmedi içimde bu insanlara karşı, arkadaşlıktan öte hiçbir şey hissedemedim. Bu yüzden en başta bir şey hissetmediğim insanlara da şans vermeme kararı aldım, çünkü ümit verip yarı yolda bırakmışsın gibi oluyor ve kalp kırmak da istemiyorum. Hep diyorum şu anda düşüncem bu doğrultuda ama ilerleyen yıllar bana ne getirecek, fikirlerimi ne yönde değiştirecek(ya da değiştirecek mi) bilemem. Bu arada ben 28 yaşındayım.


Sevgili cs lover, ben hoşlanmadığım birinin elini tutmayı bile zul sayıyorum. benim bir duygum yoksa, ama karşımdaki bana bir şeyler hissediyor biliyorsam, el sıkışmak bile sinirimi bozar. ama hoşlandığım biriyse hiç böyle huysuzluklarım olmuyor. bu nedir bilmiyorum. "iyi biri, bir deneyeyim bari..." yok bende. manasız bir ilişki yaşamaktansa, böyle mutluyum biliyorum. ama bu doğru olan mı, yoksa kendini kandırmat mı onu ayırt edemiyorum işte... :(
 
Son düzenleme:
Aslında sizde kararsızsınız bu konuda, bana öyle geldi yazdıklarınızdan.
Şimdi belki yalnızlık duygusunu derinlerde yaşamıyor olabilirsiniz ama yaşlanınca zor olur diye düşünüyorum.
Hayatınıza, mantığınıza uyan biriyle yapabilirsiniz, belki zamanla seversiniz.
Zaten birini görür görmez elektrik almak, hoşlanmak herkesin başına gelcek birşey değil.
Aşık olmak sevmek için hiçbir zaman geç değil. Deneyin. :34:


ah Eternalhope, inan aslında halimden herhangi bir şikayetim yok. hissetmeden bir şey yaşamak bana çok ters. ama dediğim gibi hayat gelip geçiyor, hep aynı hissedeceğimi bilsem umurum olmayacak. ama senin dediğin çok doğru, ya yaşlanınca? yani ömrüm olursa eğer, bugün "sevmeden olmaz!" diyen ben kendimi kimsesiz hissedermiyim diye korkuyorum. yeni birini tanımak ise öyle zor ki. belli bir süre sonra çevreniz oturuyor, hep aynı insanlar, aynı güvenilir simalar, küçük bir çerçeve. çalışsan da, çalışmasan da... ki ben çalışan biriyim. yeni biri öyle zor ki...
 
ah Eternalhope, inan aslında halimden herhangi bir şikayetim yok. hissetmeden bir şey yaşamak bana çok ters. ama dediğim gibi hayat gelip geçiyor, hep aynı hissedeceğimi bilsem umurum olmayacak. ama senin dediğin çok doğru, ya yaşlanınca? yani ömrüm olursa eğer, bugün "sevmeden olmaz!" diyen ben kendimi kimsesiz hissedermiyim diye korkuyorum. yeni birini tanımak ise öyle zor ki. belli bir süre sonra çevreniz oturuyor, hep aynı insanlar, aynı güvenilir simalar, küçük bir çerçeve. çalışsan da, çalışmasan da... ki ben çalışan biriyim. yeni biri öyle zor ki...

Kendini böyle kısıtlamamalısın. Hiçbir şey için geç değil. Yeter ki iste, şans ver.
Biliyorum güvenmek çok zor artık, ama en azından birine güvenmek hayatını onunla paylaşmak gerek.
Belki de sandığın kadar zor değildir bu. Biraz daha olumlu yaklaş. Kalbini umutla doldur.
Hakkında hayırlısı olsun. :)
 
Sevgili cs lover, ben hoşlanmadığım birinin elini tutmayı bile zul sayıyorum. benim bir duygum yoksa, ama karşımdaki bana bir şeyler hissediyor biliyorsam, el sıkışmak bile sinirimi bozar. ama hoşlandığım biriyse hiç böyle huysuzluklarım olmuyor. bu nedir bilmiyorum. "iyi biri, bir deneyeyim bari..." yok bende. manasız bir ilişki yaşamaktansa, böyle mutluyum biliyorum. ama bu doğru olan mı, yoksa kendini kandırmat mı onu ayırt edemiyorum işte... :(

Ben de hoşlanmadığım birinin elini tutmaya tahammül edemem, tacize uğramış gibi hissederim kendimi. Konuştuğum bir-iki kişi oldu, konuşmaktan kastım da işte bir kafeye gidip çay içmek, sohbet etmek. Onlara göre her şey çok iyi, ne güzel muhabbet ediyoruz, ee daha ne işte olmaması için bir sebep yok... İyi de hissiyat? O da bende yok. Ben yanında saatlerce susabileceğim birini istiyorum aynı zamanda. Bu denemeleri de acaba ben mi aşkı yanlış biliyorum, yoksa böyle de oluyor mu diye yapmıştım. Vardığım sonuç şu oldu, başta yoksa sonra da olmuyor. Tabii bu benim için geçerli, genelleme yapamam. Ben de "böyle daha mutluyum" diyenlerdenim. Ama can yakmıyor mu bu durum, yakıyor elbet. Neden olmuyor diye soruyorum kendi kendime. Sanırım bizim durumumuzda olanların sayısı da az değil.
 
Kendini böyle kısıtlamamalısın. Hiçbir şey için geç değil. Yeter ki iste, şans ver.
Biliyorum güvenmek çok zor artık, ama en azından birine güvenmek hayatını onunla paylaşmak gerek.
Belki de sandığın kadar zor değildir bu. Biraz daha olumlu yaklaş. Kalbini umutla doldur.
Hakkında hayırlısı olsun. :)

Buna ben de cevap vermek istedim. :) Aslında güvenmekten öte bir şey bu. Hani öyle biri olur ki güvenilir olup olmadığından emin değilsindir ama ona ilgi duymaktan, görünce heyecanlanmaktan da kendini alamazsın. Yani bazen acaba ben aşık olma yeteneğimi mi kaybettim, acaba bu duygular kullanılmadıkça köreliyor mu diye düşündüğüm oluyor. :)
 
Ben de hoşlanmadığım birinin elini tutmaya tahammül edemem, tacize uğramış gibi hissederim kendimi. Konuştuğum bir-iki kişi oldu, konuşmaktan kastım da işte bir kafeye gidip çay içmek, sohbet etmek. Onlara göre her şey çok iyi, ne güzel muhabbet ediyoruz, ee daha ne işte olmaması için bir sebep yok... İyi de hissiyat? O da bende yok. Ben yanında saatlerce susabileceğim birini istiyorum aynı zamanda. Bu denemeleri de acaba ben mi aşkı yanlış biliyorum, yoksa böyle de oluyor mu diye yapmıştım. Vardığım sonuç şu oldu, başta yoksa sonra da olmuyor. Tabii bu benim için geçerli, genelleme yapamam. Ben de "böyle daha mutluyum" diyenlerdenim. Ama can yakmıyor mu bu durum, yakıyor elbet. Neden olmuyor diye soruyorum kendi kendime. Sanırım bizim durumumuzda olanların sayısı da az değil.

benim durumum da tam böyle bir şey işte... çevremdeki bazı arkadaşlarım yalnızlarını gidermek için sürekli denemelerdeler. ama aradıklarını bulana kadar öyle itilip kakılıyorlar ki. bazen bütün bunlara rağmen bulamıyorlar da. veya sabit bir ilişki tutturduklarında "bana iyi davranıyor" diye cevap veriyorlar. ben böyle bir tip değilim. yani "zamanla belki hoşlanırım" diye bir yola çıkamıyorum, elimde değil. ben illa o sıcaklığı arıyorum.

hoş şimdiye kadar böyle hissettiklerimden bir hayır geldi mi, gelmedi. ama benim için hareket noktası bu işte. birde sanırım, sırf yalnızlık korkusuyla aslında sevmediğim biriyle beraber olmak doğru gelmiyor içten içe. kibirli miyim, huysuz muyum, soğuk yaradılışlı mıyım, neyim bilmiyorum. ama olmuyor... :(
 
benzer durumda olan bir arkadaşım vardı,
birisini sevmiş çocuğun kötü alışkanlıkları varmış mantığına yatmamış bırakmış, halbuki çok seviyor yıllar geçse de unutamamış, çocuk da çok sevmiş onu,
ondan sonraki taliplerinde o heyecandan titreme olayını aradı hep bulamadı epeyce süre,
sonunda bir tanesiyle bir deneyeyim dedi 3 yaş büyüktü kendinden, mantığına da uyuyordu eleman, çocuğa umut verdi, 6 aylık süre sonunda "sevemedim seni" diyerek yol verdi, halbuki o çocuk da seviyordu kendisini...

Bence, ilk o beklediğiniz etkiyi alamazsanız boşuna denemeyin, yoksa çokların ahını alırsınız...
 
Son düzenleme:
benim durumum da tam böyle bir şey işte... çevremdeki bazı arkadaşlarım yalnızlarını gidermek için sürekli denemelerdeler. ama aradıklarını bulana kadar öyle itilip kakılıyorlar ki. bazen bütün bunlara rağmen bulamıyorlar da. veya sabit bir ilişki tutturduklarında "bana iyi davranıyor" diye cevap veriyorlar. ben böyle bir tip değilim. yani "zamanla belki hoşlanırım" diye bir yola çıkamıyorum, elimde değil. ben illa o sıcaklığı arıyorum.

hoş şimdiye kadar böyle hissettiklerimden bir hayır geldi mi, gelmedi. ama benim için hareket noktası bu işte. birde sanırım, sırf yalnızlık korkusuyla aslında sevmediğim biriyle beraber olmak doğru gelmiyor içten içe. kibirli miyim, huysuz muyum, soğuk yaradılışlı mıyım, neyim bilmiyorum. ama olmuyor... :(

İnanır mısınız bazen "herhalde karşılıklı aşık olma geni diye bir şey var ama bende o gen eksik" diye düşündüğüm oluyor. :) Gerçi etrafımdaki bazı ilişkilere baktığımda halime şükrediyorum, öyle yüzeysel, yalan dolan şeyler var ki. Üstelik sorsan asrın aşkını yaşıyorlardır! Böyle sahte bir şey yaşayacağıma yalnız olmak daha iyi diyorum ama işte içimde bir de sevme arzusu var ki atsan atılmaz satsan satılmaz. Bazen bir vitrinde şık bir kazak görüp, yahu ne olurdu sevdiğim bir adam olsaydı da şunu ona hediye etseydim dediğim oluyor mesela. Daima böyle yalnız kalma ihtimalini sevmiyorum, düşünmek istemiyorum. Öte yandan olumlu bir gelişmeye dair pek ümidim de yok. Allah'tan ümit kesilmez deyip duaya devam etmekten başka şansımız yok sanırım. :) Bir de etrafa daha çok bakmak gerekiyor galiba. Maalesef ben çevreme hiç dikkat etmeyen biriyim, bana hep etrafına bak birazcık derler.
 
Ben sizi cok iyi anlıyorum bende kimseyi sevemezdim güvenemezdim,
Etrafımdaki cok sayıda kötü evliliklerden ötürü cok seciciydim, basta kendi ailem olmak üzere.
Kariyer de olunca çıtam baya yüksekti ama balık burcuyum hayatımda biri olsun evleneyim isterdim.
Hal boyle olunca yani cok korumalı olunca , ask ilk görüşte öyle filmlerdeki gibi gelmiyor, akıl hep one geçiyor ,
Ben samimi sekilde yazmak gerekirse kadere bıraktım isi , Allahım hakkımda hayırlısını cikar dedim , cok dua ettim hayırlısıyla iyi bir evlilik yapayım diye , çünkü o yasa kadar sevgilim olmamıştı , artık o saatten sonra kırılmak ta istemiyordum
Neyse çok uzatmayım dualarım kabul oldu heralde, bir aile dostu tarafından esimle tanistirildim , hersey okadar hızlı gelişti ki 3 ay icinde evlendik , cok sukur 8 yılı devirdik :) basta tabi öyle kara sevda yoktu aramızda ama güveniyordum ona , zamanla da sevgi gelişti ,
Sizde tanısip gorusebilirsiniz , modern görücü usulü yani
Hemen sevgili olmanıza gerek yok ,tanırsınız kafanız uyuşursa devam edersiniz
Ne bileyim kısmet bu isler
Tabiki evlilik zorunlu degil ama dogru insanla da cok guzel , Allah hakkınızda hayırlısını nasip etsin
 
ah Eternalhope, inan aslında halimden herhangi bir şikayetim yok. hissetmeden bir şey yaşamak bana çok ters. ama dediğim gibi hayat gelip geçiyor, hep aynı hissedeceğimi bilsem umurum olmayacak. ama senin dediğin çok doğru, ya yaşlanınca? yani ömrüm olursa eğer, bugün "sevmeden olmaz!" diyen ben kendimi kimsesiz hissedermiyim diye korkuyorum. yeni birini tanımak ise öyle zor ki. belli bir süre sonra çevreniz oturuyor, hep aynı insanlar, aynı güvenilir simalar, küçük bir çerçeve. çalışsan da, çalışmasan da... ki ben çalışan biriyim. yeni biri öyle zor ki...

Herzaman hissiyat olmayacak diye bisey yokki ,
Benim cok arkadasım var boyle , biri 35 yasında evlendi , bir digeri elektrik alamıyorum diyip duruyordu bi baktık evleniverdi hemde büyük aşkla, bu isler gercekten kader kısmet
Bencede biseyler hissetmediginiz kişiyle devam etmeyin tabi ,bu cok sahte olur , ama his dogru kişi karşınıza çıkınca mutlaka gelir diye düşünüyorum ben , belki cok romantik düşünüyorum ama bi yerlerde vakti zamanı gelince dogru kişi hep çıkar gibi :)
Hakkınızda hayırlısı :)
 
Ee tanımadan nasıl sevebileceksiniz?
Malesef ilk görüşte aşk çok zor.
Tanıdıkça, görüştükçe, onu keşfettikçe bi'bakmışsınız onu görmeden olmuyo. İlk görüşte soğuk gelir ikinci fırsatı verirseniz sohbet esnasında bi'gülümser o dakika tav olursunuz.
Ben sevgilimi ilk gördüğümde "üf bu ne ya nasıl havalı, nasıl şımarık" demiştim beğendiğim halde arkadaşıma ı-ıh olmaz onla diyodum sonra bi'gün konuşurken gözümün içine bakıp gülümsedi ogün tamam aradığım bu dedim Allah utandırmasın.
Bana göre de aman nasılsa kaderde varsa deyip sadece kadere bırakmışsınız geldi, kapamışsınız kendinizi.
Böyle giderse de zor emin olun. Bunun için cilveye vs de gerek yok sadece arkadaşlarınızın dediği gibi fırsat verin, görüşün buluşun, çay için sohbet edin.
 
Ben sizi cok iyi anlıyorum bende kimseyi sevemezdim güvenemezdim,
Etrafımdaki cok sayıda kötü evliliklerden ötürü cok seciciydim, basta kendi ailem olmak üzere.
Kariyer de olunca çıtam baya yüksekti ama balık burcuyum hayatımda biri olsun evleneyim isterdim.
Hal boyle olunca yani cok korumalı olunca , ask ilk görüşte öyle filmlerdeki gibi gelmiyor, akıl hep one geçiyor ,
Ben samimi sekilde yazmak gerekirse kadere bıraktım isi , Allahım hakkımda hayırlısını cikar dedim , cok dua ettim hayırlısıyla iyi bir evlilik yapayım diye , çünkü o yasa kadar sevgilim olmamıştı , artık o saatten sonra kırılmak ta istemiyordum
Neyse çok uzatmayım dualarım kabul oldu heralde, bir aile dostu tarafından esimle tanistirildim , hersey okadar hızlı gelişti ki 3 ay icinde evlendik , cok sukur 8 yılı devirdik :) basta tabi öyle kara sevda yoktu aramızda ama güveniyordum ona , zamanla da sevgi gelişti ,
Sizde tanısip gorusebilirsiniz , modern görücü usulü yani
Hemen sevgili olmanıza gerek yok ,tanırsınız kafanız uyuşursa devam edersiniz
Ne bileyim kısmet bu isler
Tabiki evlilik zorunlu degil ama dogru insanla da cok guzel , Allah hakkınızda hayırlısını nasip etsin


Ne güzel! Sizin adınıza çok sevindim, mutluluğunuz daim olsun... Haklısınız, hayat güzel sürprizlerle dolu. Bugünden yarına her şey değişebiliyor. Bir şarkıda geçen bir söz vardı; "Kısmetine güven" diye... Yaşayalım, görelim... :)
 
durumunda bi tuhaflık göremedim ben...
tabi insan hoşlanmadığı birilerinin yanında olmak istemez...
bundan saha normal ne olabilir...
en azından el şıkışırken rahatsız olmadığın birilerine bi şans ver derim...
isteyerek veya istemeyerek kendini bu kadar kapatmak ilerde senin için zor olur..
yalnızlık allaha mahsus...
 
Konuyu ben acsam ancak bu kadar olurdu:) ben de sizinle ayni durumdayim ve cevremde benim gibi dusunen yasayan onlarca genc kadin var. İster istemez konu evlilige duzgun bir iliskiye gelince hepimiz tikanip kaliyoruz. Zaten stresli islerde calisirken insanin huzur bulmaya tatli heyecanlar yasamaya ihtiyaci oluyor. Ben de surekli ayni gel gitleri yasiyorum. Mesela benimle ilgilenen biri sirf maasima odaklaniyor, digeri acaba kamuya atabilir misin diyor, baskasi yemek onemli yapabilir misin diyor. Oysa insan her zaman beni ben oldugum icin sevsinler istiyor:) Ask olmasa bile elini gururla tutabilecegimiz ona guvenebilecegimiz birini bekliyoruz hep aslinda. Bence ya kalbinize ya mantiginiza yonelmelisiniz. Cunku arafta kalip yasadiginiz iliskinin surekli eksiklerini aramaya baslayacaksiniz. Bir kagit alip cizgi cekin tam ortasina istediginiz ve istemediginiz ozellikleri yazin ornegin garanti isi olsun +1, sigara kullanma -1 ama hepsi 1 puan :) sonra adayinizi puanlayin tabi bu mantik evliligi icin. ama ask diyorsaniz da sosyal cevrenizden uzak bir tatile gidin tek basiniza ve tanistiginiz insanlarin sifatlarina aldirmadan mutlu anlar biriktitin, uzun zamandir gitmek istediginiz o kursa yazilin. Kendiniz mutlu oldukca etrafa yansitacak isik sacacaksiniz. Sizin gibi isildayan birileri er gec karsiniza cikacaktir. En onemlisi istemek...İnsallah En kisa surede hepimizin hayatina istedigimiz birileri girer ve bir derdim var kosesinden ceyizimiz icin ne aldik kosesine transfer oluruz:) AMİN
 
Ne tesadüf ki ben de hemen hemen aynı durumdayım ve umutsuzluğum gün geçtikçe artıyor maalesef..
dediğin gibi şu nam-ı diğer elektriği alamazsam o kişiyle aynı havayı solumayı bile istemiyorum,yapamıyorum,konuşamıyorum bile bırakın çıkmayı..
ha bir farkla belki,hoşlandığım insanlar oluyor arada ama onlar da maalesef ya evli oluyor yada pekçok erkeğin günümüzde önceliği olan cinsel beklentilerinden dolayı kimseyle bırakın ciddi bir ilişkiyi,normal bir arkadaşlık bile yaşayamıyorum..bana mı denk geliyo sadece bilemiyorum ama sanal olsun,gerçek olsun aynı gün(bunu dürüstlük yada samimiyet kisvesi altında yapıyorlar)yok hadı gidelim afedersiniz yatalım kalkalım,gece bende kal,yok dışarı çıkar mısın geceleri,yok ihtiyaçlarını nasıl karşılıyosun gibi aptal saptal muhabbetler ediyorlar ki anında gönderiyorum onları..
yanı bu 3 sene 5 sene çıkan sonra evlenen insanlara artık hayret ediyorum napıyolar,nasıl başarıyorlar,nasıl kotarıyorlar da kimsenin aklında sadece cinsellik olmadan sevmeyi başarıyorlar???
40 lı yaşlardayım ben de bırakın evliliği,normal bir ilişki yaşamaya dair bile bir inancım yok şu anda,mutlu olan herkese gıpta ile bakıp,anlık yada günlük sıfatsız ilişkiler yaşamaktansa yalnızlığı tercih ediyorum,sonum,sonumuz hayrolsun....
 
Back
X