Sizin kendi hasretiniz az geldi, bir de annenizin, eşinizin, kv,kp kim varsa onlarınkini mi yüklendiniz?
İnsan aklı çok tuhaf, kendimize ettiğimiz eziyetten ötesi yok galiba...
Bekleyiş zordur, tutkuyla bağlı olduğum, özlem hissettiğim başka konulardan biliyorum; hafta hafta, ay ay ağırlaşır, bi hafifler gibi olur ama bir sohbette bir cümleden yine deşilir vs vs... Ama bunu yapmayın.
Olacaksa olur, olmayacaksa da vardır bir hayır deyip geçmek lazım.
Size güzel iki örnek vereyim; bu tip konularda klişedir, herkes bilmem kaç sene sonra çocuğu olan çiftleri örnek göstererek moral verir, umut aşılar. En yakın örnek annem, 8. sene kucağına almış beni. Bir diğer örnek eşimin kuzeni, 14 sene sonra, tedaviyi bırakıp vazgeçtiklerine doğal yollarla evlat sahibi oldular.
Her şey bizim için, olur mu olur; siz kafanızı, gönlünüzü bi hafifletip şu düşünceden biraz uzaklaşsanız da size doğru aksa, kovalamasanız da o size tıpış tıpış gelse... Kasmayın, stres, hüzün bunlar da uzaklaştırır, yapmayın.
Salın ipleri, olacak olanın önünde dağ olsa deler geçer.
Olmazsa da olmaz, hayır var denir; bela savdık denir, böylesi belki daha iyiydi denir, denir de denir.
Akışa bırakın...