1) Haberlerde "Bipolar olduğu iddia edilen kadın" diyor, henüz netleşmiş bir durum yok.
2)Pek çok cinayet, hırsızlık, darp-gasp, cinnet haberi görüyoruz ve "Psikolojik hastalık" vurgusu işin içine girince hemen bu hastalıktaki insanları damgalamakta beis görmüyorlar. Her insan cinnet getirme potansiyeli taşır ve öfke kontrolünde iyi olmayan, saldırgan insanlar bipolar olmasalar da var, hastalık adı duyup haberde denk gelip hemen etiketlemeyin.
3)Aynı haberdeki kadının ilaçlı tedaviyi bırakması bir yana (İzledim), ömründe düzenli psikoterapi gördüğünü, kendisini rahatlatacak-dindirecek hobilerine eğildiğini zannetmiyor, aksine haberdeki karakterlere bakınca yüzlerinden cahilliği, ilgisizliği okuyabiliyorum. Bu "Hastalık" değil, "Cahillik" kaynaklı bir tedavisizlik, kontrolsüzlük; net. Oğlunu bipolar değil, cahillik katletti.
Sizin durumunuz da benzer, bir olay yaşanırsa bipolar kaynaklı değil, eşinizin ve kvnizin cahilliği sebebiyle yaşanacak.
"Amerikan Üniversitesinde tıp profesörü unvanına sahip az sayıda kadından biri olan Kay Redfield Jamison" bir bipolar hastası ve kadın değil birini öldürmeye teşebbüste bulunmak, tüm dünyaya bipoları, kendi yaşadığını ve izlenecek yolları tanıtmak adına kitap yazdı, araştırmalarda bulundu. Bu en bilindik örneklerden birisi ki daha böyle yerini bulmuş, çok bipolar hastası insan var. Eşiniz anlayacaksa eğer, "Durulmayan bir kafa" adlı kitabı alın ve okuması için kendisine verin ki annesi için doğru ve faydalı bir şey yapmak istiyorsa, bu kitabı okuyarak başlasın ve doktor işini salmasın.
Özetle, herkes kendi davranışlarına, nerede durduğuna bakmalı.
Bizim ülkede ise bipolar insanlar dışlanıyor, gerekli desteği göremiyor ve çoğu kez aileler de cahil kaldığı için hasta ümitsizliğe kapılarak/kendini fark edemeyerek, ya çoşkunluğu kontrol edemeyerek katlanıyor, ya da öfkeye/intihara cahil adımlarla itiliyor. Bu hastalığın değil, cahilliğin etkisi ki konuda da bu var.
Daha düne kadar psikologa "Deli doktoru", danışanlarına "Deli" diyen insanlar, gelmiş bugün "Bipolar saldırır, öldürür, haberde gördük çocuğunu kesmiş" diye anlatıyor. Aynı hikaye.
Genellemeyin.
Hastalığı araştırın, doktora sorun anlayın mekanizmasını.
Tipini, türünü öğrenin. Tip bir, tip iki, mix epizot, şizoafektif bozuklukla beraber, okb ile beraber vb sorun doktora. "Bipolardır" dendiğinde bitmiyor, "Hangi türü? Mani mi fazla, depresif yatkınlık mı, yoksa hızlı geçişli mi" vb bunları öğrenip aynı döngünün gerçekleştiği tarihleri görün.
Hastanin hastalığını kabul ederek içgörü edineceği yolu adımlamaya başlaması lazım, bunu maalesef dışarıdan biri olarak siz gerçekleştiremezsiniz, siz ancak telkin verirsiniz. Tedavi, hastanın kendi kabulü ile başlar.
(Ve genellikle insanların tutumları da hastanın bunu kendine kondurmamasına sebep olur. Bir insan -deli(!)- olduğunu kolay kolay kabul edemiyor bu kadar insan parmakla işaret ederken, bu yüzden damgalamayın diye bas bas bağırıyorum, insanların işini zorlaştırıyorsunuz olumsuz cahil, genelleyerek konuşup durarak)
İlaçlarını, kendini anlayabilmesi "Normali-sınırları keşfedebilmesi" adına almalı.
Tedaviye yatkınlık da kişiseldir, erken teşhis de önemlidir, psikoterapi görebilmesi de önemlidir...
Siz daha hastalığın kabul edilmediğini söylüyorsunuz, bu yüzden işiniz zor, kendinizi korumaya bakacaksınız.
Eşinize de annesine en büyük kötülüğü yapmakta olduğunu söyleyin.