Bir akademisyen için dert mi bunlar?

Maalesef devlet kadrolari hep boyle. Kendilerinden daha meziyetli insan gorduler mi ezmeye calişirlar. Benim eşim Turkiye nin sayili bir uni sinden mezun. Anadili gibi 2 yabanci dili var . Ama ustundeki amirleri acikogretim mezunu ama abileri dayilari mv oldugundan ellerinden geldigince eziyorlar.
Ben olsam ozel uniye gecerim
 
Merhaba Arkadaşlar,

Dert olup olmadığına karar veremedim, bir de size danışayım dedim, özellikle akademi de olan arkadaşlar cevaplarsa süper olacak, mümkünse de dert olmasın :) Eskiden olsa kesin dert olurdu bana ama bu akademi beni öyle yordu ki artık dünya yansa aman başka gezegene giderim, bana yer mi yok moduna aldım kendimi :KK70:yoksa cidden hasta olacağım, nerede bir ruh hastası var gelip beni buluyor, maşallah akademinin ruh hastaları da gittikçe çoğalıyor, hayatı zorlaştırmak için okuyorlar sanki o kadar yıl.

Bulunduğum üniversitede 4 aydır çalışıyorum, 10 senedir akademideyim. Okula girerken bir problem yaşadım, sigortaya yanlış kaydetmişler, cezayı benden istediler, kavga, gürültü, tehdit aklınıza ne gelirse gördüm başlangıçta. Şu an daha iyi gibi ama okulda en çok derse giren hoca benim, en çok çalışan benim, projelerin yazdırıldığı benim ama en zayıf halka da benim.

Şöyle açıklayayım, yurtdışı doktoralıyım, cv im iyi, geri kalanlar Anadolu'dan, küçük yerlerden gelmişler, yarısı da aynı üniversiteden (nasıl geldiklerini tahmin edersiniz) kankalar, okulda avantaj olan her şeyi kendileri kullanıyorlar, örnek olarak danışman öğrenci gibi. danışman öğrencisi olmayan tek hoca benim, bu kavgadan dolayı oldu aman boşver dedim ama haftada 8 saat ders ücreti alıyorlar bir şey yapmadan, ben deli gibi derse giriyorum onlar boş boş para alırken. Sizce 2. dönem için danışman öğrenci almak istediğimi söylemeli miyim? Yüksek ihtimal vermeyecekler, zıtlaşacağız, huzursuzluk çıkacak çünkü öğrencileri diğer fakültelerdeki kankalarına da dağıtıyorlar artarsa.

Bir diğer olay, fakülte de 32 personel var, 2 bayanız, diğer bayan hocanın eşi de bizde hoca, ben tek gibi bir şey oluyorum. Bana asla idari görev vermiyorlar, bende çok yoğun olduğum için heveslenmedim hiç, angarya iş gözü ile bakıyorum. Geçen dekan hoca şu işin başkanlığını yapar mısın dedi, bende çok yoğunum bana vermeyin dedim, ısrar etti yaparsın diye (eski okulumda da yaptığım bir iş) tamam yaparım dedim. Ders arasında bir geldim, erkekler toplanmış benim dedikodumu yapıyorlar, onu da bu yapacakmış diye, bir şey demedim hiç, duymazlıktan geldim ama ne dedilerse görevi bana verdirtmediler. İş angarya bir iş umrumda değil ama benim en ufak bir söz hakkım olmasından bile o derece korkuyorlar ki, artık sinirime dokunmaya başladı. Bir tanesi var afedersiniz tam kro, bana selam vermiyor, aramızda hiçbir sorun olmadı, ilk günden sadece bayanım diye taktı bana, diğer bayan hocaya kadınların kafası çalışmıyor, akademi de ne işleri var demiş, bu zihniyette biri, hepsi o zihniyetteler de aslında ötekiler söylemiyorlar açık açık, hissettiriyorlar sadece.

Gidip dekanla böyle iken böyle sırf bayanım diye bana böyle mi muamele ediyorsunuz diye konuşsam mı diyorum, zaten başka hiç sebebi yok, hepsinden kat kat iyiyim şükür, aynı kulvarda değiliz. Ama düşman kazanmamak için yaptığım ettiğim şeylerden bahsetmiyorum, beni tehdit görmesinler diye, yine de internet belası var işte, her şey dökülüyor ortaya, tehdit olarak algılıyor algılamak isteyen.

Sizce ne yapayım arkadaşlar, hiçbir şey sorun yokmuş gibi düşünüp devam mı edeyim yoksa hakkımı aramaya mı çalışayım ( alacağımı sanmıyorum ama)

Bir diğer seçenek sene sonunda özel üniversiteye mi geçeyim? Maaşım 2 katı artacak neredeyse. Oradaki tek düşüncem norm kadro olayından dolayı tekrar devlete girmek istersem zorlanır mıyım?
Merhaba,
Ben de bir akademisyen olarak cevap vermek istedim. Ne yapıyorlarsa yapsınlar, bu kadar takmayın. Herkesle iyi geçinip mesafeli durun. İdari görev olmaması çok daha iyi. Çalışmalarınıza zaman ayırın. Citation index i yüksek kaliteli dergilerde yeni yayınlar çıkarın. Prestijli konferanslara yaptığınız işleri gönderin. Bitirme ya da yüksek lisans öğrencileriniz ile fark yaratın. Yapacak onlarca işiniz varken, böyle ufak tefek konuları kafanıza takmayın. Siz ne zorluklardan geçtiniz anlayabiliyorum. Ancak karşınızdakilerin bilgi birikimini sorgulamak size bir şey kazandırmaz. Enerjinizi kendi çalışmalarınıza yoğunlaştırmanız daha iyi olacaktır.
 
Ben de aynen. Türkiyede devlet üniversitesinde kadrolu calistim uzun yillar, postdoktora icin yurt disina geldim ve bir daha dönmedim. Türkiyede akademiye inanmiyorum artik icini bosalttilar. Iste böyle konu sahibi gibi idealist çok az sayida insan var gercekten akademik üretim yapan.
Ben de doktora icin geldim 9 senedir de donemedim, tek basima olsam yine donerdim belki ama esim cocuklarim oldugundan tek karar veremiyorum. Bu surecte Turkiye'den gelen akademideki arkadaslardan oyle olaylar dinledim ki cogunda yok artik dedim.
 
Ben de doktora icin geldim 9 senedir de donemedim, tek basima olsam yine donerdim belki ama esim cocuklarim oldugundan tek karar veremiyorum. Bu surecte Turkiye'den gelen akademideki arkadaslardan oyle olaylar dinledim ki cogunda yok artik dedim.
Ben de esim ve cocuklarla beraber karar verdim yurt disinda üniversitede kalmaya. Dönülecek gibi degil inan. Baksana neler anlatiyor konu sahibi.
 
Öğrenciler tez danışmanlarını kendileri belirlemiyorlar mı? Öğrenci kendi ilgi alanına uygun olmayan hocayla verimli bir çalışma yapamaz ki. Benim bildiğim üniversitelerde, öğrenci hocaya gidip konuşur hocam şunu çalışmak istiyorum diye, hoca da uygunsa ve öğrenciyle çalışmak istiyorsa çalışmaya başlarlar.
 
Merhaba Arkadaşlar,

Dert olup olmadığına karar veremedim, bir de size danışayım dedim, özellikle akademi de olan arkadaşlar cevaplarsa süper olacak, mümkünse de dert olmasın :) Eskiden olsa kesin dert olurdu bana ama bu akademi beni öyle yordu ki artık dünya yansa aman başka gezegene giderim, bana yer mi yok moduna aldım kendimi :KK70:yoksa cidden hasta olacağım, nerede bir ruh hastası var gelip beni buluyor, maşallah akademinin ruh hastaları da gittikçe çoğalıyor, hayatı zorlaştırmak için okuyorlar sanki o kadar yıl.

Bulunduğum üniversitede 4 aydır çalışıyorum, 10 senedir akademideyim. Okula girerken bir problem yaşadım, sigortaya yanlış kaydetmişler, cezayı benden istediler, kavga, gürültü, tehdit aklınıza ne gelirse gördüm başlangıçta. Şu an daha iyi gibi ama okulda en çok derse giren hoca benim, en çok çalışan benim, projelerin yazdırıldığı benim ama en zayıf halka da benim.

Şöyle açıklayayım, yurtdışı doktoralıyım, cv im iyi, geri kalanlar Anadolu'dan, küçük yerlerden gelmişler, yarısı da aynı üniversiteden (nasıl geldiklerini tahmin edersiniz) kankalar, okulda avantaj olan her şeyi kendileri kullanıyorlar, örnek olarak danışman öğrenci gibi. danışman öğrencisi olmayan tek hoca benim, bu kavgadan dolayı oldu aman boşver dedim ama haftada 8 saat ders ücreti alıyorlar bir şey yapmadan, ben deli gibi derse giriyorum onlar boş boş para alırken. Sizce 2. dönem için danışman öğrenci almak istediğimi söylemeli miyim? Yüksek ihtimal vermeyecekler, zıtlaşacağız, huzursuzluk çıkacak çünkü öğrencileri diğer fakültelerdeki kankalarına da dağıtıyorlar artarsa.

Bir diğer olay, fakülte de 32 personel var, 2 bayanız, diğer bayan hocanın eşi de bizde hoca, ben tek gibi bir şey oluyorum. Bana asla idari görev vermiyorlar, bende çok yoğun olduğum için heveslenmedim hiç, angarya iş gözü ile bakıyorum. Geçen dekan hoca şu işin başkanlığını yapar mısın dedi, bende çok yoğunum bana vermeyin dedim, ısrar etti yaparsın diye (eski okulumda da yaptığım bir iş) tamam yaparım dedim. Ders arasında bir geldim, erkekler toplanmış benim dedikodumu yapıyorlar, onu da bu yapacakmış diye, bir şey demedim hiç, duymazlıktan geldim ama ne dedilerse görevi bana verdirtmediler. İş angarya bir iş umrumda değil ama benim en ufak bir söz hakkım olmasından bile o derece korkuyorlar ki, artık sinirime dokunmaya başladı. Bir tanesi var afedersiniz tam kro, bana selam vermiyor, aramızda hiçbir sorun olmadı, ilk günden sadece bayanım diye taktı bana, diğer bayan hocaya kadınların kafası çalışmıyor, akademi de ne işleri var demiş, bu zihniyette biri, hepsi o zihniyetteler de aslında ötekiler söylemiyorlar açık açık, hissettiriyorlar sadece.

Gidip dekanla böyle iken böyle sırf bayanım diye bana böyle mi muamele ediyorsunuz diye konuşsam mı diyorum, zaten başka hiç sebebi yok, hepsinden kat kat iyiyim şükür, aynı kulvarda değiliz. Ama düşman kazanmamak için yaptığım ettiğim şeylerden bahsetmiyorum, beni tehdit görmesinler diye, yine de internet belası var işte, her şey dökülüyor ortaya, tehdit olarak algılıyor algılamak isteyen.

Sizce ne yapayım arkadaşlar, hiçbir şey sorun yokmuş gibi düşünüp devam mı edeyim yoksa hakkımı aramaya mı çalışayım ( alacağımı sanmıyorum ama)

Bir diğer seçenek sene sonunda özel üniversiteye mi geçeyim? Maaşım 2 katı artacak neredeyse. Oradaki tek düşüncem norm kadro olayından dolayı tekrar devlete girmek istersem zorlanır mıyım?
Neden hakkını aramayı düşünmüyorsun? Diğerlerinin öğrencisi varsa senin olmaması gibi bir durum söz konusu değil ama bunu da dile getirebilmen lazım öğrenci talebini dile getirdin mi hiç? Onlar dinlemiyorsa dekanlığa hatta rektörlüğe bile şikayet edebilirsin, orası kimsenin babasının yeri değil bir yaptırımları da olamaz. Kimseyle kötü olmayayım diye bişey yok gerektiğinde hukuksuz kuralsız davrananlara karşı durmayı bilmezsen bilimsel anlamda çok yetkin de olsan iyi bir hoca olmanın hakkını vermiş olmazsın.
 
Öğrenciler tez danışmanlarını kendileri belirlemiyorlar mı? Öğrenci kendi ilgi alanına uygun olmayan hocayla verimli bir çalışma yapamaz ki. Benim bildiğim üniversitelerde, öğrenci hocaya gidip konuşur hocam şunu çalışmak istiyorum diye, hoca da uygunsa ve öğrenciyle çalışmak istiyorsa çalışmaya başlarlar.
Türkiye’de çoğu üniversitede öyle olmuyor maalesef anabilim dalı başkanı kafasına göre paylaştırıyor
 
Akademik ortamlar genellikle böyle malesef hertürlü dedikıdunu dalaverenin döndüğü yerler
Benim gözlemlediğim kadarıyla zaten çoğu kişi işini bi şekilde yürütüyo bilmesede çalışmasada...tabi gerçekten çalışanlarda var
Başka bir üniye geçseniz orda bu ların olmayacağının bir garantisi yok olur. Ya özel üniye geçin yada onlara aldırmamayı öğrenin derim ama mutlaka hakkınızı arayın
 
Üniler dedikodu ve ayak kaydırma yerleri gibi genel olarak. Burada çok mutsuzsanız değişiklik iyi olabilir ama gideceğiniz yer de aynı olacak. Bence hiç umursamayın dedikoducu erkekleri. Cevaplarını da ara sıra verin, sizi hafife alamasınlar
 
Ben bir şeylere çok bağlanmam, bu sene burada çalışıp başka sene başka yerde çalışabilirim, sabit bir insan değilim yani, bakmışsınız seneye yurt dışında çalışıyorum, beni bir yere bağlayacak bir argümanım da yok zaten. Bir şeyleri denemeyi de severim, denerim sevmediysem bırakırım ama burası kesinlikle diğer üniversitelerden kötü değil, üniversite dediğin tam olarak böyle bir ortam zaten.

Kendimi sindirmek? O kadar dik durdum ki şoka girdiler, her an bu kadar dik durmak iyi bir şey değildir ama hangi işte olursa olsun her şeye tepki verirseniz insan ilişkilerinizi sürdüremezsiniz. Umursamazlığım sindirmekten değil tam tersi tecrübeden kaynaklanıyor, insan iş hayatında bir süre sonra işi içselleştirmemeyi öğreniyor.

Yalnız sizin yorumunuzu iyi niyetli bulmadığımı söylemem lazım. Vizyonunuz yok mu falan çirkin sözler, hele de benim gibi birisine söylenince komik oluyor :KK70:öfke dili ile yazılmış tamamen ama daha ziyade komik olmuş.

Şu an öfke dili kullanan insanların sadece iş hayatında olmadığına kendiniz birebir örnek olmuş oldunuz, maalesef her yerdesiniz ve siz varsınız diye biz her ortamdan kaçacak değiliz.

Ben vizyon konusunu gelecekle ilgili planınız sadece bu mu anlamında söylemiştim.O kadar bağlı bi insan değilsiniz, işi içselleştirmiyosunuz da o yüzden mi buraya bile ikinci kez aynı mevzulardan konu açıyosunuz? Gerçekten çok tecrübeliymişsiniz işinizde ve insan ilişkilerinde.Bence yazdıklarım hiç de komik değildi bize değil de kendinize cevaplasanız en azından egonuzdan itiraf edebilseniz size yol gösterebilecek sorulardı.He illa bişeye gülmek istiyosanız ben size söyleyim gülünecek bişey madem. Akademisyenim şöyle iyiyim böyle mükemmelim diyip duruyosunuz ama daha de da’yı nerde ayrı nerde birleşik yazacağınızı bilmiyosunuz.Belki de kimse sizi olduğunuzu sandığınız kadar mükemmel görmüyodut ve sorunlarınızın kaynağı budur bi de böyle düşünün.İlkokul 2 Türkçe konusu bu da bu arada. Size bol şans doluluktan taşan akademisyen hanımcığım.
 
Benim eşimde öğretmen ama doktora yaptı üniversiteye geçmek istiyor .Ama çoğu kişide ne gerek var düzenini bozma yaz tatilin var kafan daha rahat... Üniversite de herkes birbirinin ayağını kaydırma derdinde diye deyip duruyorlar.Sizin yazınızı okuyuncada iyice korktum.Bence değiştşrebilirseniz üniversitenizi değiştirin. Hele özel üniversitede bu kadar çalışkan biriyseniz daha çok tutulursunuz hemde maaşı yüksekmiş ne güzel.Bu arada herşeyiyle birlikte ekdersle falan toplam ne kadar maaş ediyor .Eşim kurs ek ders derken devlette öğretmen 7000 tl yi buluyor .
 
Ya cidden konununuzu okuyunca depresyona girdim. Ben de doktorayi yarim biraktim turkiye'de veya baska bir ulkede tekrar hazirlanip basvursam mi, uzun vadede turkiye'de akademik kadro kovalasam mi gibi heveslerim vardi. Ama insanlar hem cok vasat hem de cok kotu. Ama siz kendinizi bir sekilde pozitif tutun. Bilemedim ne diyecegimi...
 
Tabi tabi çay saati olan uni ler biliyorum, filancanin tanıdığı taki toka satar cay saatinde prof. mussun docentmissin akademiymis orasi universiteymis.. hic mühim değil, konsun çaylar taki toka seçilsin.. iki lafın beli kirilsin birileri gomulsun, biri dogum yapmistir ona taki parasi toplansın ama diğeri kim ki.. ona toplamasak da olur zaten yüzyüze de pek bakmiyoruz...falan.. hiç takmayın isinizi layığıyla yapmaya devam edin devran döner bugün mobbing aracı olarak kullandiklari enstrümanları yarin aman da sen de al öğrenci.. hanimiş bizim de burada bir hocamiz daha varmis... diye önünüze getirir ilahi adalet.

Ay aglicam ya bunlar nasil anekdotlar.

Herkese Allah sabir versin ya.
 
Merhaba Arkadaşlar,

Dert olup olmadığına karar veremedim, bir de size danışayım dedim, özellikle akademi de olan arkadaşlar cevaplarsa süper olacak, mümkünse de dert olmasın :) Eskiden olsa kesin dert olurdu bana ama bu akademi beni öyle yordu ki artık dünya yansa aman başka gezegene giderim, bana yer mi yok moduna aldım kendimi :KK70:yoksa cidden hasta olacağım, nerede bir ruh hastası var gelip beni buluyor, maşallah akademinin ruh hastaları da gittikçe çoğalıyor, hayatı zorlaştırmak için okuyorlar sanki o kadar yıl.

Bulunduğum üniversitede 4 aydır çalışıyorum, 10 senedir akademideyim. Okula girerken bir problem yaşadım, sigortaya yanlış kaydetmişler, cezayı benden istediler, kavga, gürültü, tehdit aklınıza ne gelirse gördüm başlangıçta. Şu an daha iyi gibi ama okulda en çok derse giren hoca benim, en çok çalışan benim, projelerin yazdırıldığı benim ama en zayıf halka da benim.

Şöyle açıklayayım, yurtdışı doktoralıyım, cv im iyi, geri kalanlar Anadolu'dan, küçük yerlerden gelmişler, yarısı da aynı üniversiteden (nasıl geldiklerini tahmin edersiniz) kankalar, okulda avantaj olan her şeyi kendileri kullanıyorlar, örnek olarak danışman öğrenci gibi. danışman öğrencisi olmayan tek hoca benim, bu kavgadan dolayı oldu aman boşver dedim ama haftada 8 saat ders ücreti alıyorlar bir şey yapmadan, ben deli gibi derse giriyorum onlar boş boş para alırken. Sizce 2. dönem için danışman öğrenci almak istediğimi söylemeli miyim? Yüksek ihtimal vermeyecekler, zıtlaşacağız, huzursuzluk çıkacak çünkü öğrencileri diğer fakültelerdeki kankalarına da dağıtıyorlar artarsa.

Bir diğer olay, fakülte de 32 personel var, 2 bayanız, diğer bayan hocanın eşi de bizde hoca, ben tek gibi bir şey oluyorum. Bana asla idari görev vermiyorlar, bende çok yoğun olduğum için heveslenmedim hiç, angarya iş gözü ile bakıyorum. Geçen dekan hoca şu işin başkanlığını yapar mısın dedi, bende çok yoğunum bana vermeyin dedim, ısrar etti yaparsın diye (eski okulumda da yaptığım bir iş) tamam yaparım dedim. Ders arasında bir geldim, erkekler toplanmış benim dedikodumu yapıyorlar, onu da bu yapacakmış diye, bir şey demedim hiç, duymazlıktan geldim ama ne dedilerse görevi bana verdirtmediler. İş angarya bir iş umrumda değil ama benim en ufak bir söz hakkım olmasından bile o derece korkuyorlar ki, artık sinirime dokunmaya başladı. Bir tanesi var afedersiniz tam kro, bana selam vermiyor, aramızda hiçbir sorun olmadı, ilk günden sadece bayanım diye taktı bana, diğer bayan hocaya kadınların kafası çalışmıyor, akademi de ne işleri var demiş, bu zihniyette biri, hepsi o zihniyetteler de aslında ötekiler söylemiyorlar açık açık, hissettiriyorlar sadece.

Gidip dekanla böyle iken böyle sırf bayanım diye bana böyle mi muamele ediyorsunuz diye konuşsam mı diyorum, zaten başka hiç sebebi yok, hepsinden kat kat iyiyim şükür, aynı kulvarda değiliz. Ama düşman kazanmamak için yaptığım ettiğim şeylerden bahsetmiyorum, beni tehdit görmesinler diye, yine de internet belası var işte, her şey dökülüyor ortaya, tehdit olarak algılıyor algılamak isteyen.

Sizce ne yapayım arkadaşlar, hiçbir şey sorun yokmuş gibi düşünüp devam mı edeyim yoksa hakkımı aramaya mı çalışayım ( alacağımı sanmıyorum ama)

Bir diğer seçenek sene sonunda özel üniversiteye mi geçeyim? Maaşım 2 katı artacak neredeyse. Oradaki tek düşüncem norm kadro olayından dolayı tekrar devlete girmek istersem zorlanır mıyım?
Bir akademik olarak kendinizi tatlı dille izah edin derim.
 
X