- 28 Ağustos 2015
- 1.657
- 2.413
- 133
- Konu Sahibi Surekli_Karisik
- #1
Baştan belirtmeliyim ki bu konuyu boşanırkenki eşim için değil, evlenirkenki eşim için açıyorum.
Bir fotoğraf vardı, daha sevgiliyken gördüğüm, her gördüğümde içimin gittiği bir fotoğraf. Bu duyguyu anlamak için, aşık olmuş olmak yetmez, hal-i hazırda halen aşık olmak gerek. İnsanın nasıl içi erir gider, nasıl bir dokunma, sarılma duygusu hisseder, aşık olanlar bilir.
Aylar sonra o fotoğraf çıktı karşıma, bakmayın böyle ergenler gibi yazdığıma, bir yıla yakındır ayrıyız, çok yüksek ihtimal nisanda davamız bitecek ama o fotoğraf var ya, aldı 6 yıl öncesine götürdü beni. Yine aynı his, o günkü gibi, yine o iç gitmesi.
Aglasam diyorum, aglasam aglasam... Boşandığım adam için değil, 6 yıl önce sevdiğim adam için.
Aslında eski konularımı okuyanlar bilir, hic öyle dramatize edilecek bir süreç gecirmedim. Çirkinleşmenin dibine vurduk, duymadığım iftira kalmadı, bu yüzden konunun başına düştüm o notu. Konumu bilenler için söyleyeyim, geçen sürede çok şey yaşandı ama sonuç hâlâ aynı.
Okumuştum daha önce, boşanmanın süreçlerini, yas sürecini, kabullenmeyi vs.geçtim. Bir dönem inanılmaz karıştım, duygusal açıdan barışmayı şiddetle istediğim zamanlar oldu, keşke bir yolu olsaydı dediğim zamanlar ama mantığım, kafamın içi hiç karışmadı.
Bu süreçte 2 duruşma geçirdim, pedagog raporunu filan bekliyorum, çok yüksek ihtimal nisanda bitecek. Ben her şeyi atlattım, boşanmış gibiyim, hayatıma bakıyorum ama Nuri Bilge Ceylan'ın bir filminde denildiği gibi: "Biri ölür üzülmezsiniz, sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur."
Bir fotoğraf vardı, daha sevgiliyken gördüğüm, her gördüğümde içimin gittiği bir fotoğraf. Bu duyguyu anlamak için, aşık olmuş olmak yetmez, hal-i hazırda halen aşık olmak gerek. İnsanın nasıl içi erir gider, nasıl bir dokunma, sarılma duygusu hisseder, aşık olanlar bilir.
Aylar sonra o fotoğraf çıktı karşıma, bakmayın böyle ergenler gibi yazdığıma, bir yıla yakındır ayrıyız, çok yüksek ihtimal nisanda davamız bitecek ama o fotoğraf var ya, aldı 6 yıl öncesine götürdü beni. Yine aynı his, o günkü gibi, yine o iç gitmesi.
Aglasam diyorum, aglasam aglasam... Boşandığım adam için değil, 6 yıl önce sevdiğim adam için.
Aslında eski konularımı okuyanlar bilir, hic öyle dramatize edilecek bir süreç gecirmedim. Çirkinleşmenin dibine vurduk, duymadığım iftira kalmadı, bu yüzden konunun başına düştüm o notu. Konumu bilenler için söyleyeyim, geçen sürede çok şey yaşandı ama sonuç hâlâ aynı.
Okumuştum daha önce, boşanmanın süreçlerini, yas sürecini, kabullenmeyi vs.geçtim. Bir dönem inanılmaz karıştım, duygusal açıdan barışmayı şiddetle istediğim zamanlar oldu, keşke bir yolu olsaydı dediğim zamanlar ama mantığım, kafamın içi hiç karışmadı.
Bu süreçte 2 duruşma geçirdim, pedagog raporunu filan bekliyorum, çok yüksek ihtimal nisanda bitecek. Ben her şeyi atlattım, boşanmış gibiyim, hayatıma bakıyorum ama Nuri Bilge Ceylan'ın bir filminde denildiği gibi: "Biri ölür üzülmezsiniz, sonra sandalyeye asılı hırkasını görürsünüz, o hırkanın duruşu kalbinize oturur."