Bende bir sorun var mı diye çok düşünüyorum işin içinden çıkamıyorum. Şimdiye kadar 2 kişiyle sevgili oldum. 1. den ayrıldım o 2 yıl sürmüştü ama ben 1. yılda sıkılmaya başlamıştım. 1 yıl daha sonra kimseyi hayatıma sokmadım. Şimdi birisi var hayatımda 9. ay bitti ve ben sıkılmaya başladım sıkılmak denemez ama daha özgür bir ruh yapım var karışılmasından hoşlanmıyorum ne bileyim belki öyle de değil bilmiyorum bu gidişle ne yapacağım aslında birine bağlı yapım vardır ama olmuyor bir süre sonra sıkılıyorum bunalıyorum hatta boğuluyorum karşımdaki ne kadar iyi olsa da bu durumlar ortaya çıkıyor kendimi çözemedim birde iş ciddiye binecek oldu gibi birşey oluyor ya o beni boğuyor . Sanki ben kimseyle evlenemem gibi acaba sizde de böyle olan var mı yoksa bende mi gariplik var :S
yay burcu musun?
Ben de senin gibiyim. 1 senelik ciddi birlikteliğimi plaja gitmeme, askılı giymeme karışıyor diye bunalıp bırakmıştım. Ondan önce de hep evlilik mevzuları açıldı mı soğurdum. Birine ait olamama hssi yüzünden saçma sebepler yaratıp ayrıldım hep. Evlilik konuları konuştuğumuz bir erkek arkadaşım vardı. O hayaller kurardı kapımız şu renk olsun, bacamız bu renk olsun.. Ben nikahta hayır deyip kaçmanın hayalini kurardım.Şimdiki birlikteliğime tutundum sıkı sıkı, aynı hataları yapmamaya çalışıyorm.
konuyu okur okumaz aklıma gelen soru buydu bir yay olarak.
Eskiden ben de...
"Hiç aşık olamayacak mıyım? Ben de mi bir sorun var?" der, aşk acısı çekenlere boş boş bakar, neye ağladıklarını, üzüldüklerini anlayamazdım...
Ne zaman ki "Tüm orgalar çiftken, kalbimiz tek diye yanılmayın... Kalp de çifttir, diğeri bir başkasındadır, onu bulun ve tamamlanın" öğretisinin gerçekliğine inandım, eski halimi özler oldum... Yabancı bir duygu olduğu için karşımdakinin öğreticiliğine inandım ama onun kadar güzel hissedemedim; belki aceleciliğimden, kendimi zorlamamdan tatsızlaştı her şey... Kusur saydım aşka uzaklığı, problem sandım... "Neden aşık olamıyorum" diye kendimi de üzdüm sevdiğim insanı da... Oysa hissizlik de bir histir ve içinizden gelen o ise sonuna kadar yaşanması gerekir... O döneme şimdi uzaktan bakınca kendimi yıprattığımı, küçük meseleleri büyüttüğümü, kendimi boş yere üzdüğümü görüyorum ve anlıyorum ki bu hislerimiz "büyüme" sürecinin parçası...
Ne sevmekten korkmalı ne de sevgiye boğmalıyız kendimizi... Hayat devam ettikçe bize perdeler halinde sunuyor yaşayacaklarımızı... Dekor, kostüm hazır; bize düşen sahneye çıkıp gereğini yapmak... "Rolümüzü abartmadan" sevginin de yalnızlığın da hakkını vererek yaşamak... Aşkından divane olup ağlamak varsa kaderinizde başrole öyle bir jön denk gelir ki bu günleri ararsınız belki de...
aynenn
bende yay burcuyum konuyu okurken acaba yay burcumu diye gecirdim icimden
ama bende konu sahibinin tarif ettigi ozellikler bu kadar on planda degil...
söze inanmanla ilgili değil ama, midemizin de eşi başkasında olmalı o zaman.
aşka inanıp hüsrana uğramaktan yorgun biri olarak, özgürlüğü her şeyden üstün tutar oldum.
ve işin garibi bu halimden memnun değilim.
hala aşık olmayı bekliyorum.
yalnız, üzülmemek için dikkatli olmakla aşık olmak yan yana gelmiyor.
ilki ağır basıyor daima... çünkü çok acı çektim.
ve çekilen acıların hiçbir erkeğe değmeyeceğinden adım kadar eminim.
o yüzden kalbimizin bir eşi olduğunu ve onu bulmamız gerektiğini düşünesim yok.
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?