Eki Görüntüle 2081031
beş ay önce viyana'dan prag'a seyahat ederken valizimi taşımak istemişti.yakışıklı uzun boylu esmer yağız.gözleri ışıl ışıl simsiyah...ama her yakışıklıya aşık olsaydık aşk acısından organlarımız erirdi sanırım..bindim otobüse istikamet prag.otobüs iki katlı.üst kat en öne oturdum geldi yanıma oturdu bu yağız..çok yakışıklı ama kafamda flört fikri hiç yok.konuşmaya çalıştı oralı olmadım.pes etti iyi tatiller diledi indi benden bir durak önce....hissizim...ertesi gün yanıma kocaman gülümseyerek simsiyah gözlerindn ışık saçarak geldi.karşılaşmıştık prag'da.ve numaramı aldı...işte öyle başladı herşey....arap...hani şu aşşağıladığım.fotoğraflarını videolarını çekip dalga geçtiğim , defolun ülkemizden diye hastaglar yapıştırdığım.nefretle söz ettiğim arap....mısırlı...3 defa mısıra gittim.yan yanayken nirvana' da hissettiğim , avuç içlerimin kokusunu öperken içine çeken bir adamlaydım.çok mutluydum.ama dönünce içime kaçan yaratıkla sürekli üzerine giden , her gün mesajlara geç cevap verdiği an destanlar döşeyen, yapma etme uyarılarına kulak asmayan , hayatımda stres istemiyorum , problem istemiyorum cümlesini dikkate almadan her gün neden onu ekledin ? neden beğendin ? neden geç cevap verdin ? kafasıyla kavga çıkaran bir hatuna dönüştüm.her gün sonunda özür , affedilme ve ertesi gün aynı şekilde devam.çünki affediyor ve sarılıyor.ama bir yandan da yakınıyor " lütfen yapma" ....taaaaa ki bir hafta öncesine kadar."seninle bir ilişki istemiyorum" "ben böyle bir adam değilim" "mutlu olacağımıza inanmıyorum" hanım kızımız dumur olmuştur...bir şans ister adam der ki kaçıncı şans ? nefes alamıyorum der...her gün kavga etmektense arkadaşlarımla bir ömür tercih ederim der ve gider...hanım kızımın hala içer..dank etmiştir ama geçtir...geçmişi okur okur okur utanır...o mesajları yazan kendisi değildir sanki..1 saat gecikmeye 180 mesaj........ama der ki bir yandan "çok seven gidebilir miydi ?" ve yine ağlar