Size hak veriyorum. Kaldı ki "affetseniz mi acaba" diye fikir verenlerden biri de bendim.
Ama neden böyle hissettiğimi de hiç anlamadım, bunu da yazdım mesela.
Aldatılmanın 'a' sına katlanamam, tek gecelik veya duygusal farketmez. Konu sahibi en doğru kararı vermiş bence de..
Ama nedense bana ve diğer birçok üyeye farklı hissettiren bir nokta var bu konuda.....
Ve ben onu çözemedim...
Kıyamadım o 3 çocuğa. Konu sahibinin durumuna.. Sanki affetmek istiyor gibi geldi.
Üzücü işte...
Bilemiyorum neden böyle hissettim.
İlk kez bir kadına "şans verse mi acaba" diye yaklaştım. İlk....
Sizinle aynı fikirdeyim halbuki...
Umarım en doğru kararı verir, hamilelik lohusalık psikolojilerini atlattıktan sonra daha sağlıklı düşünebileceğinden eminim.
Problem şurada eş olmak ile baba olmak bir tutuluyor.
Elbette bu ikisinin bir arada oldugu durumlar olabilir ancak iki ayrı sorumluluk taşıyan kavramlardır.
Eğer konu sahibi cocukları için "babaları ile görüstürmemek icin her şeyi yapacagım" diyor olsaydı, kendi ikili problemleri dogrultusunda cocuklarını babaya karşı kışkırtıyor olsaydı evet, ihanet eden adama ne kadar kızsak da konu sahibini eleştirir sakinleştirmeye çalışırdık çünkü cocuklar ilgili bir babadan da mahrum bırakılmıs olurdu. Dolayısıyla cocuklara kıyamıyorum demenizi anlardım.
Ancak konu sahibinin böyle bir davranısı yok ki.
Eski eş zamanında güvenilir bir koca olamamış. Yani eşine karşı geri dönülmez bir yanlış yapmıs ve eş olma sorumlulugunu yerine getirememiş.
Bu durumda dediginiz gibi konu sahibinin ayrılması son derece dogru.
Fakat adamın baba olarak sorumlulukları hala devam ediyor ve bunu da yerine getirimek icin ugrasıyor. Konu sahibi de zaten babalarıyla vakit gecirmeleri icin elinden geleni yapıyor.
Bundan fazlasını yapması kadının kendisine, gururuna, benligine de ihanet etmesi anlamına gelir.
Üstelik hala sönümlenmemiş duyguları varken eski eşinin aynı evde kalmasına izin vermesinin konu sahibinin aklını karıştırdıgını ve ona duygusal anlamda zarar verdigini düşünüyorum.