Ana kilitlenip, ilerisini göremiyorsun; safi yazıp yazmama kısmını düşünüp kalbini küt küt attırıyorsun; peki sonra?
Sonrasını ben anlatıvereyim; bakın ona yazıp ulaşınca ne olacak:
Cevap gelecek "Ben de seni unutamadım" diyecek, hormonlar devreye girecek, ateşler basacak.
Eşinizden gizlice devam edeceksiniz konuşmalara, sonra "Buluşalım" denilecek ve siz o buluşmaya gideceksiniz bir merak.
Sonra birlikte olacaksınız. Hadi en iyi ihtimalle 1 saat ateşli ateşli sevişeceksiniz.
Ardından üzerinizi giyinirken pişmanlık yanaklarınıza doğru basacak, vicdanınız ufaktan "Alo orda mısın?" diyecek.
Bakacaksınız birlikte olduğunuz adama, nasıl rahat, umuru mu? Erkek ya, sırtı sıvazlanır.
Siz? Siz kadın olarak, toplumun size biçtiği yükü de sırtlayacak, vicdanınıza "Ya öğrenilirse" korkusunu bulaştıracaksınız.
Evde kızınızın, eşinizin yüzüne her baktığınızda, kendinizi bok gibi hissedeceksiniz.
Eh sizin kırık durmayacak tabi, arayacak ikinci buluşma için; "Ben devam edemeyeceğim" dediğiniz an, sizi tehdide başlayacak. İşler iyice sarpa saracak...
Sonra bir bakmışsınız, korku, vicdan, utanç üçlemesi ile bir hata yapmış, açık vermişsiniz.
Eşiniz yakalamış, aniden beliren boynuzlarını inceliyor.
Suratınıza öyle bir tükürecek ki "Beni düşünmedin, şu el kadar sabiyi düşünseydin! O da mı tutmadı, ağır mı bastı ateşin?!" diyecek ve gidecek. Çocuğunuz aklı erdiğinde, bunu belki boşboğaz babaannesinden dinleyecek ve gelip bir gün size soracak.
Ona ne diyeceksiniz?
Cocuğunuza verecek cevabınıza hazırsa, yazın hadi şimdi faceden!