8 ay kustum ve hastanede serumla beslendim. Bir yudum su içmeye hasret kaldım. Tansiyonum açlıktan düşüyordu. Bulantımı kesmesi için verilen ilacları da kusuyordum. Kusmaktan bogazim ve kaburgalarım acıyordu. Banyonun önüne tabure çekmiştim orda oturuyordum cünkü ikidebir kalkıp yürümek bana aşırı zor geliyordu.
Sonra 33.haftada preeklampsi yani gebelik zehirlenmesi yaşadım. Yoğun bakıma kaldırıldım. Ölmekten döndüm. Bebeğim 1 ay erken olarak dünyaya geldi ve küveze alındı . Solunum destegi ve cihazlarla bir süre küvozde kaldi. Ben de tabi yoğun bakıma geri döndüm.
Lohusayken bebegimize genetik ve kronik bir akciğer hastalığı teşhisi koyuldu. Ben ağır bir post partum sendrom, anksiyete ve travma sonrasi stres bozukluğu teşhisi aldım. Doktor intihar girisimim olduğu için ruh ve sinir hastalıklarına yatışımı önerdi.
Halen daha tedavi altindayim.
Bebeğimiz Ankaradan takip altında ve hayat-ı boyunca da takipli olacak. Hayati boyunca ilac kullanacak.
Buyrun bi de benim durduğum yerden bakın olaya. Elimde değil diye bi şey yok. Bu dünya kötünün kötüsüne rastlayabilecek olduğunuz bir dünya.
Çocuğu otizmli olan, down sendromlu olan daha beteri sma olan var. Adını bilmediğiniz binlerce korkunç hastalik var.
Allah sağlıkla imtihan etmesin ama evlat sağlığı ile hiç imtihan etmesin.
Basınıza henüz gelmemiş bir şey için fazla iddialısınız. Olsun da ne olursa olsun kafasındasinız ama Rabbim sizi duanızla bir imtihan eder feleginizi sasirir hayat boyu toparlayamazsiniz.
Veren O. Isterse verecek ve hayırlı değilse de vermesin zaten. Alan da O. Sıralı ölüm versin inşallah.
Hiç-bir şey için fazla ısrarcı olmayın. Sonu daima pişmanlıktır.
Tüp bebek yaptırın ve olmuyorsa Allaha itaat edin. Cünkü ben isyan etmekten bir fayda göremedim.