Bence olay tamamen para, imkan ve adamın statüsüyle ilgili bir şey. Kocalar yaşam boyu birçok sevgililik ve evlilik sürecinden sonra kadınlara daha rahat yaklaşıyorlar; ergen, toy, yolunu çizmeye çalışan, kararsız oğlanlara göre. E bu özgüvenli ve ne istediğini bilen adam duruşu, deneyimden gelen olgunluk çekici geliyor genç kızlara.
Not: O özgüven hanımı yakalayınca bi taraflarına kaçıyor o da başka bir hikaye konusu olur. Neyse! Bir de adam yeni yetme oğlan gibi beş kuruşsuz değil. Hatta saygınlığı bile var. İşi gücü kariyeri bile çok iyi olabiliyor. Metres adayı kızımız gezmek istiyor, alışveriş yaparken ince hesap yapmak, pazar malı almak istemiyor, altında arabası olan yakışıklıyı tercih ederdi ama o da hiç gelmiyor -ki gelsede onunla kalmaz o da biliyor-. İşte bizim bu genç kızlarımız küçük hevesleri aşk sanıyor. Pahalı hediyeleri kendine verilen değerdir diye düşünüp üç kuruşa feda ediyor kadınlığını. Bazıları da komple şır..fın..tı sadece para için adamla, evli olmuş- olmamış bi önemi yok. Bu da ayrı bir başlık olur ama Neyse! İşi oturmuş, parası, arabası, kurulu düzeni olan adam daha verici tabi.
Not: Tabi tek verici o değil. Kız bilmiyor ki kaşıkla verip kepçeyle alacak bu bir ticaret. Tabi bazısı da biliyor çulsuzla evlenip sürünmektense paralı evli çocuklu adamın metresi olur hayatıma bakarım diyor. Peki olay örgüsü nerede kopuyor:
1- Ya kadın yakalıyor kıçına tekmeyi basıyor adamın. Adam o çaresizlikle genç kızımıza tutunuyor.
2- Genç kızımız hamile kalıyor orada olay örgüsü değişiyor. Adam her koşulda sıç..tı.
3- Resmi eşle adam arasında cinsel ya da farklı sıkıntılar var. Eş biliyor ama aldırmıyor, koca eşin bildiğini biliyor ama nikahıma mı aldım sanki metresi diyip aldırmıyor. Evlilik sürüyor.
Buyrun: Nur topu gibi metres doldu etraf.