Hah işte bu olabilir bakın. Burada sıkıntı eşyaları almaması değil düşüncelerinde geri adım atmaması olabilir ancak.Nişanlıma kötüdür diyemem içini bilsem keşke? Belki de mutlu etmek o da çok istiyordur ama biraz basite alıyor yok bitti gibi, evlilik bir kere, herşey zamanında güzel, ben bunları istiyorum diyip kenara çekilmiyorum ki, alacağı bir yatak odası yemek odası ve koltuk takımı bana ait, ben yapmaya çalışıyorum en azından çabam olsun, ona da çok dedim en azından çabanı göreyim diye, ama o çabalama zahmetine bile girmek istemiyor ne yazık ki, erkekler eşyaya önem vermez okey, ama sevdiği insan isterse bir şekilde razı olurlar, bu iş böyledir. O direkt kendisi gibi düşünmemi istiyor herhalde..
Anlıyorum ama dediğim gibi önce bir başbaşa verip hesabınızı kitabınızı dökün ortayaSonuçta ev bu, evim olacaksa yatak odası, koltuk takımı alır gerekirse yemek odasını sonra alırız demiştim. Ama ben yatak odasının da en ucuzunu alalım demedim, sonuçta bir yatak odası bir koltuk takımı alınacaktı öyle bir imkanımız olursa..
O kadar yıprandım ve yoruldum ki söze nereden başlayacağımı bile bilmiyorum? Nişanlımla ilgili ilk defa konu açıyorum, nişan olduğundan bu yana hazmetmeye çalıştım, görmezden geldim, kalbimi bozmadım ama sonunda yani şuan o kadar yıprandığımı ve yorulduğumu farkettim ki, yüzümde donuk bir ifade, ne heves var heyecan..
Nişanlımla bir türlü ortak noktada buluşamıyoruz çünkü ona herşey fazla geliyor, baktığım zaman hiç birşey yapmamız ya da evleniyoruz işte deyip nasıl olursa olsun mantığıyla evlenmemiz gerekiyor.
Ona da ben gelemiyorum. Çünkü tek taraflı değil çift olarak herşeyi yapıyoruz, eşyalarımızı ortak alıyoruz, takı isteme adetimiz olmadığından bişey istemedik. Gelinliğim, kına abiyem akrabamızdan maliyetine gelecek, bunları hiç konuşmaz ama kuaförü sorun eder, gelin arabasını sorun eder ondan bundan bedavaya ayarlamaya çalışır, balayını bile gözünde büyütmüştü, gitmeyecektik. 1 şeyden vazgeçersin, 2 şeyden vazgeçersin ama herşey mi büyütülür, abartılır? Ona göre mobilya da gereksiz, 4 bin' lik mobilya aldığın zaman evini lüks döşemiş oluyorsun, öyle diyor bana, halbuki oturma odası yapmıyorum, gerçi onu da yapalım desem ne olurdu kimbilir? Kesin asilzade kızı olurdum. Onun mantığına göre bir yatak bir dolap, bir de koltuk takımı, birbirimizi sevdikten sonra eşyanın ne önemi var samanlık seyran..
Herşeyi geçtim bana koyan yaptıklarımın görünmemesi, hep daha fazlasını beklemesi, onca yaptığım fedakarlığa rağmen ona göre hiç bir fedakarlığım yok. Ben isterdim ki görmemezlikten gelmesin, önemsesin, demek ki benim değerim yokmuş diyorum artık, sürekli hiç fedakar değilsin demesi, herşeyi istiyorsun demesi (hepsi yapılması gereken normal şeyler) hele hele eltimle mukayese etmesi, bak gör de, örnek al der gibi övmesi kendimi bana çok kötü hissettirdi bu ne demek desen sadece söylemiştir, ama sen bişey söyle tam tersi yönde, şu da şunları almış de, o o kişi değildir ki, herkes farklıdır.
Normal mi bunlar hiç bilmiyorum? Nişanlılık döneminde yaşanıyormuş böyle şeyler de ben biraz abartılı yaşamıyor muyum sizce de?
Vaziyet çok anlayışlı ve şımarık davranmamışsın ne kızlar var nişanlıyı parmağında oynatan,
nişanlında bunu kötüyü kullanmış
inan o ne yaptığını biliyor hem seni ne diye eltinle kıyaslıyor
pek iyi niyetli değil ,birde bunun babasıda böyle sanırım ,hanım ne ister evet diyeceksin ama bildiğini yapacaksın ,politikası uyguluyor , senide bu yolda alıştırıyor ,sanki başarmış gibi ............
Bundan sonrada fazla ,ödon verme , evlendikten sonra kesin her konuda ona uyman gerekecek
şimdiden böyle yapan asla değişmez
O kadar yıprandım ve yoruldum ki söze nereden başlayacağımı bile bilmiyorum? Nişanlımla ilgili ilk defa konu açıyorum, nişan olduğundan bu yana hazmetmeye çalıştım, görmezden geldim, kalbimi bozmadım ama sonunda yani şuan o kadar yıprandığımı ve yorulduğumu farkettim ki, yüzümde donuk bir ifade, ne heves var heyecan..
Nişanlımla bir türlü ortak noktada buluşamıyoruz çünkü ona herşey fazla geliyor, baktığım zaman hiç birşey yapmamız ya da evleniyoruz işte deyip nasıl olursa olsun mantığıyla evlenmemiz gerekiyor.
Ona da ben gelemiyorum. Çünkü tek taraflı değil çift olarak herşeyi yapıyoruz, eşyalarımızı ortak alıyoruz, takı isteme adetimiz olmadığından bişey istemedik. Gelinliğim, kına abiyem akrabamızdan maliyetine gelecek, bunları hiç konuşmaz ama kuaförü sorun eder, gelin arabasını sorun eder ondan bundan bedavaya ayarlamaya çalışır, balayını bile gözünde büyütmüştü, gitmeyecektik. 1 şeyden vazgeçersin, 2 şeyden vazgeçersin ama herşey mi büyütülür, abartılır? Ona göre mobilya da gereksiz, 4 bin' lik mobilya aldığın zaman evini lüks döşemiş oluyorsun, öyle diyor bana, halbuki oturma odası yapmıyorum, gerçi onu da yapalım desem ne olurdu kimbilir? Kesin asilzade kızı olurdum. Onun mantığına göre bir yatak bir dolap, bir de koltuk takımı, birbirimizi sevdikten sonra eşyanın ne önemi var samanlık seyran..
Herşeyi geçtim bana koyan yaptıklarımın görünmemesi, hep daha fazlasını beklemesi, onca yaptığım fedakarlığa rağmen ona göre hiç bir fedakarlığım yok. Ben isterdim ki görmemezlikten gelmesin, önemsesin, demek ki benim değerim yokmuş diyorum artık, sürekli hiç fedakar değilsin demesi, herşeyi istiyorsun demesi (hepsi yapılması gereken normal şeyler) hele hele eltimle mukayese etmesi, bak gör de, örnek al der gibi övmesi kendimi bana çok kötü hissettirdi bu ne demek desen sadece söylemiştir, ama sen bişey söyle tam tersi yönde, şu da şunları almış de, o o kişi değildir ki, herkes farklıdır.
Normal mi bunlar hiç bilmiyorum? Nişanlılık döneminde yaşanıyormuş böyle şeyler de ben biraz abartılı yaşamıyor muyum sizce de?
canım benimm yerden göğe kadar sen haklısın acaba cimri mi yoksa durumu mu müsait deill
canım benimm yerden göğe kadar sen haklısın acaba cimri mi yoksa durumu mu müsait deill..? olmayınca da napsın insan...
Ev durumu cikmadan önceki düşüncemi aktarıcam evimize hatri sayılır bir maas girecek ve nakit parayla evlenilir diye bir kaide yok çekersin krediyi evlenirsin.
Herkes nakit parayla ev duzmuyor canım sende bilirsin bizim gibi tek başına ev kuran, kirada oturan da çok var ne yapıyor esya mı almıyorlar sadece esyayi ev sahibi olanlar mı alıyor? Benim bildiğim kirada isen gereksiz eşya almazsin bu kadardır yani
Ha ev varsa ucunda bazı şeyleri dugunden sonraya da birakabilirsin hem ayrıca keyif olmuş olur bol bol düşünüp te karar verme fırsatın olmuş olur.
Erkek için mobilya tahta parçası
perdede çaput
ne renk nede desen için biz kadınlar için bu kadar kafa yorarlar yoranda zaten annesinden bu dersi almıştır evleneceği kadını yormaz , her annede erkeğe her ayrıntıyı düşünecek kadar yetiştiremez buna sabır ve sevgi gerek ilgi,alaka gerek
Siz herşeye başından beri razı gelerek yanlış yapmışsınız,
herşeyi gönlünüzce yapın bugünler geri gelmeyecek,
fedakarlık yaparak kimseye yaranamazsın ancak tepene çıkartırsın
Tatlım razı gelme olayı yok, yıllardır ben söylüyordum zaten kendisine bu, bu diye, hatta tut ki yapamadım benimle evlenmeyecek misin derdi? Cevap vermezdim bakardı öyle, o zaman da insan çok maddeci olarak görünüyor, ama aslında ödün vereceğimi bilmemesi, ki nasılsa smuwila kabul eder diye düşünüp kolaya kaçmaması, benden bunları istiyor bende kabul ediyorum, edeyim mi demedim ki? Ben sadece uygun imkanlar dahilinde istediklerime sahip olma peşindeyim, onu da düşünüyorum elbette çünkü ben eksik kalsam yetttiremesem bana babam yardımcı olur, ama ona kimse olmaz.
Ama işte o kısım bana suistimal gibi geliyor bu sefer, neden en tepelerden olacağının en iyisine, uygununa düştüğümde bile bu memnun etmemeye başlıyor. İyilik yap denize at hesabı, bende şaşırdım? Katı mı olmak lazım diye? Bir de ben '' istiyorum bu, bu banane, nasıl yaparsan yap, git babandan iste, verecek mecbur, evladısın ya da kimden bulursan bu ama al '' kesinlikle diyemem. Üstelik biz görücü usulü de evlenmiyoruz.
Üstelik dediğim gibi maddeci gibi bir profil çizerim, 2+2= 4 en güzel evde, en güzel eşyalarla otursam, maddi açıdan tüm beklentilerim karşılansa ben mutsuzsam evliliğim de, eşya ne zamana kadar bana yetebilir? Ne derece ruhumu doyurabilir? Yalnız işte insan bir kere evleniyor mantığıyla hareket ediyor, ben dahil kimse de haksız sayılmaz. Elbette aksilikler olacak, herşey dört dörtlük olmaz ama hani çaba vardır, tatlı dil vardır. Hani rahat rahat yok demek bana kolaya kaçmak olarak geliyor. Ben, yoksa bile kendimi zorluyorum bir şekilde, elimdeki tüm imkanları deniyorum, değerlendiriyorum hiç çıkar yolu yoksa yapabileceğim bişey olmadığından gönlüm rahat bir şekilde kısmet değilmiş deyip geçebiliyorum ancak.
Sen nasıl mutluysan öyle yap içine sinmeyen şeylere razı gelme kısacası,
her şey tabi ki maddiyat değil ,huzur her şeyden önce gelir ama içine sinmeden olan her şey seni huzursuz eder zaten.
Nasıl bir fedakarlık bekliyor ki senden de yaptıkların yetmiyor ona?O kadar yıprandım ve yoruldum ki söze nereden başlayacağımı bile bilmiyorum? Nişanlımla ilgili ilk defa konu açıyorum, nişan olduğundan bu yana hazmetmeye çalıştım, görmezden geldim, kalbimi bozmadım ama sonunda yani şuan o kadar yıprandığımı ve yorulduğumu farkettim ki, yüzümde donuk bir ifade, ne heves var heyecan..
Nişanlımla bir türlü ortak noktada buluşamıyoruz çünkü ona herşey fazla geliyor, baktığım zaman hiç birşey yapmamız ya da evleniyoruz işte deyip nasıl olursa olsun mantığıyla evlenmemiz gerekiyor.
Ona da ben gelemiyorum. Çünkü tek taraflı değil çift olarak herşeyi yapıyoruz, eşyalarımızı ortak alıyoruz, takı isteme adetimiz olmadığından bişey istemedik. Gelinliğim, kına abiyem akrabamızdan maliyetine gelecek, bunları hiç konuşmaz ama kuaförü sorun eder, gelin arabasını sorun eder ondan bundan bedavaya ayarlamaya çalışır, balayını bile gözünde büyütmüştü, gitmeyecektik. 1 şeyden vazgeçersin, 2 şeyden vazgeçersin ama herşey mi büyütülür, abartılır? Ona göre mobilya da gereksiz, 4 bin' lik mobilya aldığın zaman evini lüks döşemiş oluyorsun, öyle diyor bana, halbuki oturma odası yapmıyorum, gerçi onu da yapalım desem ne olurdu kimbilir? Kesin asilzade kızı olurdum. Onun mantığına göre bir yatak bir dolap, bir de koltuk takımı, birbirimizi sevdikten sonra eşyanın ne önemi var samanlık seyran..
Herşeyi geçtim bana koyan yaptıklarımın görünmemesi, hep daha fazlasını beklemesi, onca yaptığım fedakarlığa rağmen ona göre hiç bir fedakarlığım yok. Ben isterdim ki görmemezlikten gelmesin, önemsesin, demek ki benim değerim yokmuş diyorum artık, sürekli hiç fedakar değilsin demesi, herşeyi istiyorsun demesi (hepsi yapılması gereken normal şeyler) hele hele eltimle mukayese etmesi, bak gör de, örnek al der gibi övmesi kendimi bana çok kötü hissettirdi bu ne demek desen sadece söylemiştir, ama sen bişey söyle tam tersi yönde, şu da şunları almış de, o o kişi değildir ki, herkes farklıdır.
Normal mi bunlar hiç bilmiyorum? Nişanlılık döneminde yaşanıyormuş böyle şeyler de ben biraz abartılı yaşamıyor muyum sizce de?
kendi bildigin dogruyu yap boşversene.Aynen öyle, zaten ona da söyledim. Fazla şey de gözüm yok, mutsuz olacağım şeyler isteme benden diye, dün konuştuk zaten baya, çabanı göreyim olmuyorsa olmuyordur dedim. Erkek kafası işte, işyerindeki herkes kira da olacaksanız pahalı eşyalar almayın, fazla eşya almayın diyormuş. Hatta ben bunu bir çalışanımızdan duymuştum; pahalı eşya alma kira da çöp olur dedi. ee ev ne zaman alırız belli mi? Ev aldıktan sonra evin borcunu mu ödeyeceğiz 10 sene de yeni eve yeni eşya mı alacağız demiştim. Kadınlardan da duydum, ev değiştirince mobilyalar bozuluyor menteşeler yalama oluyor, aldığın gibi olmuyor demişti. Kira da olan gönlünce ev döşemeyecek o zaman, herkesin kafası başka işte, Hayırlısı artık..
Evlendiğindede sen ayrı telden o ayrı telden çalarsa yandın bence hemende hamile kalma bir bak adam yine kendi istediğini tutturuyor ,bencil mi , paylaşıncı mı? Bunlar önemli bence
zamane erkekler kız oldu ,kızlarda erkek oldu
Yok zaten ikimizinde önceliği çocuk değil ilk yıllarda, aslında baktığım zaman doğum günümü önemser en güzel, özel şeyi almak ister, günler öncesinden hediyesini alır, buluştuğumuz da yeriz, içeriz, gezeriz. Bazen yeter bunaldım diyorum, ne olursa benimle yapacak, paylaşacak mutlaka, işte bende bu noktada tıkanıyorum? Tamam ben istedikten sonra alacağız, istemediğim bişeyi asla zorla aldırmaz kendisi de, ama gönülsüz olduğu belli olunca da benim moralim bozuluyor.
Eltimi söylüyor ama; Eltimle kaynımın başka seçeneği yoktu ki, hem 3 ay içinde evlendiler hemde herşeyi kayınpederim yaptı, ne kaynımın kenarda parası vardı, ne de eltimin ailesinin (eltim çalışmıyordu) kayınpederim de inşaat kalfası, nereye yetişebilirse tek başına o kadar yaptı. Böyle olmasına rağmen eltime kimse onu alma, bunu alma dememiş. Yemek odası al demişler ben istemiyorum demiş, kendi ağzıyla söyledikleri bunlar, daha iyi koltukları beğenmişler o rengine aşık olduğundan dolayı spotçudan beğendiğini 1.000 tl' lik almış. Hatta şimdi keşke abimin dediğini alsaydım, bunlar hiç sağlam çıkmadılar, çok pişman oldum diyor. Yemek odası almadığı içinde pişman hatta, keşke alsaydım diyor.
Hayır pişman olan bir insan nasıl örnek göstermeye çalışılır ki?
Bir de gördüğüm bişey, eskiden çok zenginlermiş, babası iflas etmiş o durumdayken bile evde doğru düzgün eşyaları yok. Hatta, ya nasıl iş? Maddi durumunuz o kadar iyimiş, evde doğru düzgün eşyanız yok demiştim. Ne bileyim, biz de eşyaya önem vermiyorlar, babam vermese okey de annem de hiç bişey istemezdi demişti. Böyle bir düzen de büyüdüğü için mi önemsiz görüyor, basit düşünüyor acaba diye düşünüyorum?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?