ben önceki ilişkimde ona aşık olduğumu bile söylememiştim zaten o istemişti beraberliği de küçüksün dedim onu dedim bunu dedim vs. ama ısrarları sonucu başlamıştık. evlilik için ümit verdim mi 4 yıl yanındaysam elbette ama bunun da zaten acısını yeterince çektiğimi düşünüyorum sonuçta o gitti ben kabul edemesem de ayrılmak istemedim ya da beni alıp karşısına ya evlenelim ya da bitsin demedi o da öfkesine yenildiydi

sonraki pişmanlığı da bir işe yaramadı işte

yahu bana en ufak ilgi duyan insanla ben irtibatımı kesiyorum yanlış anlamasın ümitlenmesin diye, belki adamın umrunda bile olmaz benimle birliktelik yaşamasa ama ben bu kadar hassasken diğer insanlara karşı bunlarınki nedir çözemiyorum. biz mayısta evlenecektik, balayı otelimiz bile belliydi, düğün yeri arıyordu beni terk etmeden sadece 3 gün önce

hatta bulmuştu gider bakarız diyorduk

bir insan bu ani değişimlere karşı nasıl ayakta durur anlamıyorum ama "insan" duramaz tabi
hele ki şu kader olayı, en fenası o jerry, adam bana son güne dek kader bu diyor, ayrılırsak ikimiz de çok mutsuz bir hayat yaşarız. buna öyle inanmışım ki isyan ediyorum kimi zaman benim "kaderim" niye böyle oldu diye. kimseden etkilenemeyince de diyorum acaba sahiden "kaderim" oydu ve ömrümün sonuna dek mutsuz mu olacağım. bana çok aşık olan hiçbir erkek arkadaşım bile bunu fizikötesine bağlamamıştı sadece aşk vardı sevgi vardı kader kısmetti bu işler konuşmalarımız hep bu çerçevede olurdu. benim bu kadar sarsılmamın bir de bu yönü var maalesef.
şöyle kafasını geriye atıp gözlerini devire devire "gezemedim ben ayol, arkadaşları 2 ay göremedim nasıl kapatacağım bu açığı" diyen bir insan canlandı benim de gözümde

iyi geldi nedense

ilişkideki erkek rolü bana ait sanki dediğimde ona ne var canım sen güçlü kızsın derdi, hiç mi rahatsız olmuyorsun değimde ise yööö

diye cevaplayan biri.