Çalışan kadın mı, Çalışmayan mı daha mutlu?

Mutluluk,birşeyler ürettiği ya da faydalı olduğu için tatmin olabilmekle ilgili birşey..
Çalışarak ya da evdeyken,bu tamamen kişiye bağlı bir durum.
İhtiyaçtan dolayı çalışıp hayatından çalındığını düşünen kadın da mutsuz, evde koca bir günü bomboş geçiren ve işe yaramaz hisseden kadın da..
Çalışsa da çalışmasa da gün içinde deli gibi yorulup,gün sonunda huzurlu bir uyku uyuyabiliyorsa mutlu..Bu kadar basit.
 
Çalışıp çalışmamak değil de üretip üretmemek diyelim.
Sabah belli bir saatte işe gitmiyor olabilirsiniz ama evde üretmeye devam edersiniz veya bir dernekte gönüllü çalışırsınız vb
Üreten insan mutludur.
 
22 yasımdan beri çalışıyorum 6 sene olmuş.Toyluğumdan bir sürü salak insanın ezmeye çalışmasıyla uğraştım yıllardır.Üstelik çalıştığım yer de baya kurumsallıkta zirve bi yer.Şu 6 yılda bile o kadar çok ruh hastası kişiliksiz sosyopat ego manyağı tip gördüm ki çoğu zaman kendi kendime keşke zengin koca bulup evde otursaydım ya da pat diye istifamı verip çıkabilseydim de şu ruh hastalarıyla uğraşmasaydım dedim.

Ben bi de yıllarca okumuş, evde oturmaktan nefret eden aşırı dışa dönük bi insanken imkanlarım olsa artık evde oturmayı tercih ederdim.Anladım ki çalışmak çok yıpratıcı bişeymiş hem fiziksel hem ruhsal olarak.28 yaşımda bu ülkede çalışıp bi yerlere gelebileceğime ve mutlu olabileceğime inancımı çoktan kaybettim.
 
22 yasımdan beri çalışıyorum 6 sene olmuş.Toyluğumdan bir sürü salak insanın ezmeye çalışmasıyla uğraştım yıllardır.Üstelik çalıştığım yer de baya kurumsallıkta zirve bi yer.Şu 6 yılda bile o kadar çok ruh hastası kişiliksiz sosyopat ego manyağı tip gördüm ki çoğu zaman kendi kendime keşke zengin koca bulup evde otursaydım ya da pat diye istifamı verip çıkabilseydim de şu ruh hastalarıyla uğraşmasaydım dedim.

Ben bi de yıllarca okumuş, evde oturmaktan nefret eden aşırı dışa dönük bi insanken imkanlarım olsa artık evde oturmayı tercih ederdim.Anladım ki çalışmak çok yıpratıcı bişeymiş hem fiziksel hem ruhsal olarak.28 yaşımda bu ülkede çalışıp bi yerlere gelebileceğime ve mutlu olabileceğime inancımı çoktan kaybettim.

Aynı durumdayız, ben 7,5 senedir çalışıyorum aynu koşullarda bir kurumda cidden 75 senelik yıprandım. Bazen "amannnn herkes çalışıyor nolacak canım ahahaha"diye küçümseyen kv nin suratına iki tane şaplatmak istiyorum, hayatı boyunca bir gün bile çalışmamış, hep gezmiş tozmuş, iki çocuk yapmış 15 sene arayla tek başarısı bu bir de gelmiş beni küçümsüyor töbe est...

İşten çok iş hayatındaki insanlar, müşteriler, amirler yoruyor insanı. İnsanımızın daha çok eğitilmeye, daha iyi koşullara ihtiyacı var. Ezilen gelip sizi ezmek istiyor, herkes hıncını çıkaracak birilerini bulmanın peşinde.
 
Aynı durumdayız, ben 7,5 senedir çalışıyorum aynu koşullarda bir kurumda cidden 75 senelik yıprandım. Bazen "amannnn herkes çalışıyor nolacak canım ahahaha"diye küçümseyen kv nin suratına iki tane şaplatmak istiyorum, hayatı boyunca bir gün bile çalışmamış, hep gezmiş tozmuş, iki çocuk yapmış 15 sene arayla tek başarısı bu bir de gelmiş beni küçümsüyor töbe est...

İşten çok iş hayatındaki insanlar, müşteriler, amirler yoruyor insanı. İnsanımızın daha çok eğitilmeye, daha iyi koşullara ihtiyacı var. Ezilen gelip sizi ezmek istiyor, herkes hıncını çıkaracak birilerini bulmanın peşinde.

Kesinlikle.Artık insanlar mı tuhaf yoksa devir mi değişti çözemiyorum.Sabah odamın önünden geçiyolar günaydın diyen 2-3 kişi var.Birinin yakını ölür başın sağolsun demeye yanaşmazlar.Doğum olur hayırlı olsun demezler.Ama terfi mi olacak zam mı gelecek herkes birbirini ezer birbirinin üstüne basar kuyusunu kazar insanlık bi kenara konur her türlü pislik döner.

Adama bakıyosun dağın başında liseden bozma üniversiteyi on yılda bitirmiş ondan kat be kat iyi eğitimi ve donanımı olan insanlara hava basıyo bilmişlik yapıo eziyo falan.Yağ çekenlere terfiler gelsin zamlar gelsin ama sen sırf oturup işini yaptığın kimseye yağ çekmediğin için on yıldır aynı pozisyonda çalış.

Artık böyle insanlarla çalışmaktan aynı havayı solumaktan öyle midem bulandı ki bidaha hayat boyu hiç çalışmasam aramam.İş yeri değil resmen survivor.
 
İnsan kendi cehennemini yaratırmış.
Maaş kartını kocasının eline verip,bir toka alabilmek için izin alan,bütün ev işlerini sırtlayan çalışan kadın mutsuzdur.
Pazar parası için bile kocasına yalvaran,hiçbir sosyal aktivitesi olmayan evde ne çocuklarına ne de kendine faydası dokunmayan ev hanımı da mutsuzdur.
 
Birde şuna değinmek istiyorum.Geçen yıl mücadele eden bir dernek de çalışıyordum.Derneğimizde 400 bağımlı veya bagimliligi burakmiş gencimiz vardı.ve bunlardan ortalama 50 kişi derneğe aktif olarak gelip eğitimlerimize katılıyordu.ve bunlardan sadece 1 kisinin annesi calişan anneydi..Diğerleri ev hanimiydi.
Geçen biri yazmıştı çalisan anne cocuguyla ilgilenemez sonra cevreye uyar vs vs..
Bunuda burda belirtmiş olayim..çalisan anne veya ev hanimi annenin çocugu şoyle olur böyle olur diye bi yargiya varilmamali ama dernekte bulundugum sürec bu.

Bi baska ornek.19 yasinda bir kızimiz vardi..hem madde bagimlisi hemde evden çikmis fuhus yapiyordu madde parasini çikarmak icin.
O kizimuzin annesi kapali ev hanimi ablasi da kuran ogretmeniydi.
Maalesef bazı ev hanımlarının çocuklarını sokak büyütüyor. Çalışan anneler mecburen okul çıkışı etüt, spor vs ayarlayarak çocuğun gününü de tam dolduruyor. Çocuklardaki bu boşluk bu sebepten kaynaklanıyor. Bulunduğum çevrede çalışmayan hanimlar yoğun epey. Şöyle parka bakıyorum. Özellikle bazı çocuklar öğlen okuldan geldiği gibi dışarıda akşama kadar. Yazın gece yarısına kadar. E bu çocuğun aile terbiyesi ne olacak? Ahlak durumu ne olacak? Tamam imkanları kısıtlı belki o kurs bu kurs gönderemiyorlar ancak oturup akşama kadar temizlik ve komşu gezmesi yapana kadar ücretsiz belediyenin spor, sanat kurslarına götürebilirler. Gerçi oraya da bir bırakıp akşama kadar takip etmeyenler de var da neyse.
Ben de ev hanımıyım. Ama okuldan sonraları spor, resim, müzik kurslarına götürüyorum. Bu sebepten evimin işini bile yetiştiremedigim oluyor. Ev oturmasına kimseyi alamıyorum pek gidemiyorum da. Ama evde olsa kursa gitmese, bakıyor parka arkadaşları var çıkmak istiyor haliyle. Ben de akşama kadar dolduruyorum vakti kalmıyor artık çıkmaya. Birkaç gün birlikte çıkıyoruz kontrollü. Bu kadar uğraştım diye elbette mükemmel çocuk yetiştiriyorum diyemem . Elimden geleni yapayım ben de duamı eder gerisini Rabbime bırakırım. Yani bu tespitinizi ben de çoktan yapmıştım çok ciddi bir sorun bence de. Çok da üzücü. Kolay geliyor annelere sokağa salıp akşama eve alması. Küfür, bağırış gecelere kadar. Çocukları ne yapıyor bilmiyorlar bile. Gerçi çok kolay böylesi çocuk büyütmekte ne var. Çocuk arabaya sanat eseri çiziyor anne baba bihaber. Ben ve bizim gibiler kırk takla atıyoruz. Evde de güzel vakit geçirelim diye de uğraşıp duruyoruz. İnşallah emeklerimizin karşılığını da alabiliriz.
Nikola Tesla nin bir sözü var:"O kadar cahilsiniz ki, dininiz var diye ahlaka ihtiyaciniz kalmadigini sanıyorsunuz." Acı ama gerçek.
 
Hiçte ev hanımları " rahatlar " demeyin okadar seylen oyalanıyorumki bazen yemek yicek vaktim olmuyo ( bozuluyorum ha ) :/
 
neye karar verdiniz kızlar?
çalışanlar mı çalışmayanlar mı kocisi zengin olanlar mı?:KK8:
 
Ay cok rica ederim Freud ile Adem Gunes i kiyaslamayin, cok komik oluyor.
Kendisi doktor filan degil. Doktora sahibi, tip doktoru gibi sunmayin.
Ki Freud'un herseyi anneyle iletisime baglayan teorileri bile gunumuzde elestiriliyor, bu pedagog arkadas herseyi birbirine katip karistiran, gunumuz Turkiyesinin tam bir model ornegi. Ornegin soyle bir yazisi var kendi sayfasinda 'Ayagi opulen bebek kiskanc olur'

http://www.ademgunes.com/?article,191

Yani bu o kadar bilimsellikten uzak o kadar mantiksiz bir bakis acisi ki, inanamiyorum. Ne yapmjs, ayaktan opulen bebekler uzerinde uzun soluklu bir arastirma yapip sonuclari mi derlemis, yoo, kendine gore cikarim yapmis. Kesinlikle anlamsiz.

Referans almak icin okunacak cok cok daha iyi hocalarimiz var, onlari tavsiye ederim. Haluk Yavuzer ilk aklima gelen.
Ay cok rica ederim Freud ile Adem Gunes i kiyaslamayin, cok komik oluyor.
Kendisi doktor filan degil. Doktora sahibi, tip doktoru gibi sunmayin.
Ki Freud'un herseyi anneyle iletisime baglayan teorileri bile gunumuzde elestiriliyor, bu pedagog arkadas herseyi birbirine katip karistiran, gunumuz Turkiyesinin tam bir model ornegi. Ornegin soyle bir yazisi var kendi sayfasinda 'Ayagi opulen bebek kiskanc olur'

http://www.ademgunes.com/?article,191

Yani bu o kadar bilimsellikten uzak o kadar mantiksiz bir bakis acisi ki, inanamiyorum. Ne yapmjs, ayaktan opulen bebekler uzerinde uzun soluklu bir arastirma yapip sonuclari mi derlemis, yoo, kendine gore cikarim yapmis. Kesinlikle anlamsiz.

Referans almak icin okunacak cok cok daha iyi hocalarimiz var, onlari tavsiye ederim. Haluk Yavuzer ilk aklima gelen.
orada kıyaslamak için yazmadım. Oradaaan buraya demek istedim :) annenin hayatımızdaki öneminin abartıldığı düşünülse de ben bir yere kadar doğruluğuna inanıyorum. ayağı öpülen bebek konusu cidden çok saçmaymış duymamıştım hiç. Haluk Yavuzer evet biliyorum onu da. Daha çok incelerim. Teşekkürler tavsiye için.
 
10 yıldır çalışan evli ve bir çocuk sahibi bir kadınım. Çocuğumun bi kardeşi de olsun çok istiyorum. Benim yok çünkü.
O duyguyu yaşayamadım malesef. Öyle bi koşturmanın içindeyim ki. Evden işe işten eve. Kendime ayıracak hiç vaktim yok. Arkadaş buluşmaları, ev gezmeleri hiçbirine gidemiyorm.Mesleğim gereği eve de iş getirebiliyorm bazen acil yetişmesi gereken şeyler oluyor.
Çocuğuma yeteri kadar ilgi gösteremediğimi düşünüp üzülüyorm.
Bilmiyorum bazen kafam karışıyor. Acaba çalışmasam nasıl olurdu diye. İş hayatına erkenden başladm daha öğrenciyken.
Sizler ne düşünüyorsunuz. Çalışan kadınlar mı yoksa ev hanımları mı daha mutlu?
Ben de aynı şeyi düşünüyorum iş stresi beni mahvediyor çılgınlık biliyorum ama memurluktan istifa etmek istiyorum anlayışsız iş arkadaşları yaşanan sorunlar beni mahvediyor
 
Back
X