Çalışmanın Hayatı Elimizden Aldığını Düşünenler?

slm ben 28 yaşındayım,dört yaşında kızım var 4 senedir bir fiil çalışıyorum
devlet dairesinde taşören firmaya ait bir işim var
hergün işe ayaklarım geri geri geliyorum
o sıcacık yataktan kalkıp sabahın köründe yollara düşmek çok zor
emekli olacagımı düşünemiyorum bile ama
kredim bitene kadar çalışırım diyorum:KK51:
 
Merhaba hanımlar,
Ben 24 yaşındayım, 6 aylık evliyim. Şimdiye kadar birkaç iş yerinde çalıştım ama işi sevsem de sevmesem de hep aynı hislere kapıldım.
Sabahın kör vaktinde kalkıp işyerinde soluğu almak, akşam yorgun argın eve gidip ancak yemek yemeye derman bulabilmek, patronumu eşimden daha çok görmek gibi şeylerin arasında hep "aslında yaşamadığımı" hissettim.
Geçim sıkıntım olmasaydı zevk için yine çalışırdım ama kendi işimde. Hobilerimden iş meydana getirirdim.
Canım sıkıldıkça kapatır çıkar, gezer dolaşır, denizin kokusunu içime çeker, evime gidip bir tatlı yapardım. Sonra da afiyetle yerdim mesela..
Ama maalesef bunlar yalnızca hayal. Ben feci halde sıkılıyorum ve hayatın boşa akıp geçtiğini hissediyorum. Yaşamanın "çalışmak"tan çok daha fazlası olduğunu düşünüyorum ama düşüncelerim yalnızca düşünce olarak kalıyor ve mutsuz hissediyorum.
Benim gibi düşünenler varsa fikir alışverişinde bulunalım.

Bu arada benim gibi düşünmeyenlerden akıl isteseydim konuyu Bir Derdim Var bölümüne açardım. Amacım sohbet. Umarım anlaşılmışımdır. Teşekkür ederim.
Sizin eve gidince basinizi omzunuza yaslicaniz bi kocaniz var bende sabah kizimi okula birakip buroda soluk alip aksam kizimi okuldan alip eve gecip yemek yedirip yatiran biriyim. kendimi robotlasmis gibi hissetmekten yoruldum ustelik benim sizin gibi evde dertlesip gunumuzun nsl gectigini birbirimize anlatacak kocamda yok !
hele hele siz trde yasiyosaniz haftasonu arkadas ortami gezmelerdi falan egleniyosunuzdur benim gibi yurtdisinda yasayan bilir haftasonu oldugunda cmrtesi temizlikti ev alisverisiydi vakit geciyo pazar gunude butun heryer kapali sanki dersin sehir ölmüs.. arkadaslik desen 0 daha devam edeyim istersen :( :(
 
Sana günümüz şartlarında katılıyorum sadece farklı bir yönden bakmayı deneyeceğim.

Çalışma düzenini insanoğlu olarak sabahtan akşama doğru olacak şekilde kurgulamışız. Gün ışığından faydalanmak için bir tasarruf yöntemi olarak şartlar da bizi buna zorlamış. Kapitalist sistemde çalışma günleri ve süreleri daha da uzamış. Eğitim yaygınlaştıkça başarılı olmak ve yükselmek için daha fazla kriter işin içine girmeye başlamış. Rekabetçi iş dünyasına bireysel rekabetler de dahil olmuş ve combo yapmış. Çalışma hayatı kulislerin, ayak oyunlarının, kişisel yakınlıkların insanları parlattığı acımasız bir çarka dönüşmüş. Bu şartlar altında ben de çalışmaktan çok memnun değilim, bir kere 6.30’da kalkmak bu işin fıtratında var ama benim fıtratımda yok. Her sabah yataktan spatulayla kazıyorum kendimi resmen. Ben hakikaten gece insanıyım sanmıyorum melatoninim falan 11 civarı salgılanmıyor benim. 2 günlük hafta sonu tatilinde anında gece yaşamaya adapte oluyorum.

Peki böyle olmasaydı da çalışma saatleri daha kısa, çalışma günleri daha az, insanların yetkinliklerine göre seçimler yaptığı ve çalışabildiği bir düzenimiz olsaydı? Gün ışığından yine faydalansaydık ama misal 10:00 – 16:00 arası çalışsaydık, fazla mesai kavramı olmasaydı, kariyer için şahsi yakınlıklar becerinin önüne geçmeseydi yine hayat boş boş gelip geçiyor diye düşünür müydük acaba? İnsanlar doyumsuz hep daha fazlasını ister bulunduğu şartlardan daha iyisini hak ettiğine hep inanır mı? Babam böyle pasta yapmayı kimden öğrendi?
Konuyu açmadan önce ben de bunu düşündüm. Ama zaten olayın bizi rahatsız eden yönleri güneş görememek, akşamları yapılacak işlerin yetişmemesi gibi şeyler. (kadınlar için yemek, temizlik, dizi izleme, eşiyle/çocuklarıyla ilgilenme; erkekler için pek sorun olduğunu görmedim ama eşim kısaca çalışmak yüzünden hayattan zevk almadığını söylüyor.)
Çalışma saatleri tam da dediğin gibi 10:00-16:00 arasında olmalı. Kısaca bir hesap yapacak olursak: Normal uyuyan bir insan sabah 8:00-8:30 arası bir saatte uyanır. Hazırlan çık, 10:00 civarı işte olursun. (İstanbul trafiği bu hesaba dahil edilmedi.) Yani sırf iş yüzünden fıtratına ters bir saatte uyanmak zorunda kalmıyorsun. Başlı başına mutluluk sebebi :)
Gelelim çıkışa. 16:00'da paydos. Diyelim ki çocuğun okula gidiyor. Çocuğu okuldan elti ya da kaynananın alması mı daha iyi, yoksa kendin alman mı? Eve geldin, yemek yapmak için (günümüz şartlarına göre) fazladan 2 saatin var. Daha güzel yemekler yapmaya enerjin olmaz mı?
Yani sonuç olarak, hayata daha fazla vakit kalır. Bu durumda kimsenin çalışma koşullarından şikayet edebileceğini zannetmedim ben. Olsa olsa "Sabahın 8:00'inde kalkılır mı?" diye serzenişte bulunanlar olur, onlar da dediğin gibi gece insanlarıdır. Ama çok da ölümcül bir sorun olacağını yine sanmıyorum. En fazla gece eğlencesinden kırpmak zorunda kalır kişiler. Yine eğlenmiş olacaklar ama. Şimdi eğlenebiliyor musun istediğin gün gönlünce? Şu anki durum ölümcül mü dersen, bana ölümcül geliyor. En azından depresyonun kıyılarında gezindiğimi hissediyorum. :KK47:
 
slm ben 28 yaşındayım,dört yaşında kızım var 4 senedir bir fiil çalışıyorum
devlet dairesinde taşören firmaya ait bir işim var
hergün işe ayaklarım geri geri geliyorum
o sıcacık yataktan kalkıp sabahın köründe yollara düşmek çok zor
emekli olacagımı düşünemiyorum bile ama
kredim bitene kadar çalışırım diyorum:KK51:
Merhaba.
Emeklilik bana hiç olmayacak bir şey gibi geliyor.
Neredeyse beklemiyorum yani. Tek amacım beni şu anda yorduğu kadar yormayacak bir düzen kurmak.
Henüz ne yapacağımı bilmiyorum ama böyle gitmeyeceğini biliyorum.
Ev almaya bizim de hevesimiz var ama bir yandan krediye bulaşmak istemiyoruz.
Güvenemiyoruz çünkü böyle devam edebileceğimize. :(

Sizin eve gidince basinizi omzunuza yaslicaniz bi kocaniz var bende sabah kizimi okula birakip buroda soluk alip aksam kizimi okuldan alip eve gecip yemek yedirip yatiran biriyim. kendimi robotlasmis gibi hissetmekten yoruldum ustelik benim sizin gibi evde dertlesip gunumuzun nsl gectigini birbirimize anlatacak kocamda yok !
hele hele siz trde yasiyosaniz haftasonu arkadas ortami gezmelerdi falan egleniyosunuzdur benim gibi yurtdisinda yasayan bilir haftasonu oldugunda cmrtesi temizlikti ev alisverisiydi vakit geciyo pazar gunude butun heryer kapali sanki dersin sehir ölmüs.. arkadaslik desen 0 daha devam edeyim istersen :KK43: :KK43:
Robotlaşmak çok doğru bir tabir. Sanırım hepimizde aynı his var.
Haklısınız sizin durumunuz çok daha farklı ve zormuş. En azından Cumartesi günleri evinizde olabiliyorsunuz. 2 günde insan "evimdeyim" hissini yaşayabilir biraz da olsa. Bizim çoğunluğumuz sadece Pazar günleri evinde olabiliyor ve onda da misafir gibi. Hiçbir tadı olmuyor. :( Tabii gezilecekse o da Pazar günleri oluyor ve bu sefer hafta boyunca hiç evde bulunmamış oluyoruz. Ben bazen temizlik yapmak zorunda olduğum için Pazar günleri gezelim diyen arkadaşlarımı reddediyorum.. Öyle ya da böyle, bu koşulların yaşamaya uygun olmadığının hepimiz bilincindeyiz sanırım.
 
Koca parasina merakli olsak ona gore evlenirdik burda tartisilan kapitalist sistemin hayatimiza getirdigi eksiklikler.Kisi kendinden bilir isi derler..

üniversiteden beri harıl harıl çalışıyorum hiç aman çalışma hayatı şöyle böyle demedim ama koca parası yemeye meraklı çok kadın gördüm. sizin gibi.
 
üniversiteden beri harıl harıl çalışıyorum hiç aman çalışma hayatı şöyle böyle demedim ama koca parası yemeye meraklı çok kadın gördüm. sizin gibi.
biz koca parasına meraklıysak sen de işkoliksin o zaman? bana göre sen hayatı yaşamayı bilmiyorsun. "kariyer" adı altında bir parmak bal çalmışlar ağzına, köle etmişler farkında bile değilsin. harıl harıl çalışmak mesele değildir, kaliteli zaman geçirip yaşadığının farkına varmaktır hayat...
 
Konuyu açmadan önce ben de bunu düşündüm. Ama zaten olayın bizi rahatsız eden yönleri güneş görememek, akşamları yapılacak işlerin yetişmemesi gibi şeyler. (kadınlar için yemek, temizlik, dizi izleme, eşiyle/çocuklarıyla ilgilenme; erkekler için pek sorun olduğunu görmedim ama eşim kısaca çalışmak yüzünden hayattan zevk almadığını söylüyor.)
Çalışma saatleri tam da dediğin gibi 10:00-16:00 arasında olmalı. Kısaca bir hesap yapacak olursak: Normal uyuyan bir insan sabah 8:00-8:30 arası bir saatte uyanır. Hazırlan çık, 10:00 civarı işte olursun. (İstanbul trafiği bu hesaba dahil edilmedi.) Yani sırf iş yüzünden fıtratına ters bir saatte uyanmak zorunda kalmıyorsun. Başlı başına mutluluk sebebi :)
Gelelim çıkışa. 16:00'da paydos. Diyelim ki çocuğun okula gidiyor. Çocuğu okuldan elti ya da kaynananın alması mı daha iyi, yoksa kendin alman mı? Eve geldin, yemek yapmak için (günümüz şartlarına göre) fazladan 2 saatin var. Daha güzel yemekler yapmaya enerjin olmaz mı?
Yani sonuç olarak, hayata daha fazla vakit kalır. Bu durumda kimsenin çalışma koşullarından şikayet edebileceğini zannetmedim ben. Olsa olsa "Sabahın 8:00'inde kalkılır mı?" diye serzenişte bulunanlar olur, onlar da dediğin gibi gece insanlarıdır. Ama çok da ölümcül bir sorun olacağını yine sanmıyorum. En fazla gece eğlencesinden kırpmak zorunda kalır kişiler. Yine eğlenmiş olacaklar ama. Şimdi eğlenebiliyor musun istediğin gün gönlünce? Şu anki durum ölümcül mü dersen, bana ölümcül geliyor. En azından depresyonun kıyılarında gezindiğimi hissediyorum. :KK47:

Ya Amsterdam'da bir yerle görüşmüştüm 3-4 ay önce. Sabah 9:30 Akşam 16:00 çalışıyorlardı ve firma, iş tanımı falan çok tatlı duruyordu. Sadece o şirkete özgü müdür Avrupa'nın genelinde çalışma saatleri iyi midir bilmiyorum ama bir yalvarmadığım kalmıştı beni alın diye :) Rüya çok yakındı yani ama son aşamada elendim :mad: Sabah 6:30'da kalkmaya ve günlük 3 saat trafik çekmeye devam ediyorum.
 
Ya Amsterdam'da bir yerle görüşmüştüm 3-4 ay önce. Sabah 9:30 Akşam 16:00 çalışıyorlardı ve firma, iş tanımı falan çok tatlı duruyordu. Sadece o şirkete özgü müdür Avrupa'nın genelinde çalışma saatleri iyi midir bilmiyorum ama bir yalvarmadığım kalmıştı beni alın diye :) Rüya çok yakındı yani ama son aşamada elendim :mad: Sabah 6:30'da kalkmaya ve günlük 3 saat trafik çekmeye devam ediyorum.
Şu anki koşullarına çok benzeyen koşullarda çalıştım ben de. 6 bile olmadan kalkıyordum. İstanbul'un bir yakasından öbür yakasına geçtiğimi de düşünürsek... Benim de trafikte çok zamanım geçiyordu. Belki de o trafikte düşüne düşüne dolup taşmışımdır. Evleneceğim vakit eşimle İstanbul'da yaşamak istemediğimize karar verip evimizi bambaşka bir şehre kurduk. Şimdi en azından trafik yok, bazen otobüse binmek istemiyorum eve yürüyerek dönüyorum. Harcamalar da İstanbul'dakine göre yarı yarıya diyebilirim. Nispeten mutluyum ama halen bir şeyler eksik. Kötü koşullar her yerde..
 
Şu anki koşullarına çok benzeyen koşullarda çalıştım ben de. 6 bile olmadan kalkıyordum. İstanbul'un bir yakasından öbür yakasına geçtiğimi de düşünürsek... Benim de trafikte çok zamanım geçiyordu. Belki de o trafikte düşüne düşüne dolup taşmışımdır. Evleneceğim vakit eşimle İstanbul'da yaşamak istemediğimize karar verip evimizi bambaşka bir şehre kurduk. Şimdi en azından trafik yok, bazen otobüse binmek istemiyorum eve yürüyerek dönüyorum. Harcamalar da İstanbul'dakine göre yarı yarıya diyebilirim. Nispeten mutluyum ama halen bir şeyler eksik. Kötü koşullar her yerde..

Sevindim senin adına. Trafik çekmemek de pek mutluluk getirmemiş ama İstanbul'a oranla bir nebze de olsa daha rahat olduğunu düşündüm. Bizim buradan başka şansımız da yok, yurt dışı olmazsa.
 
Sevindim senin adına. Trafik çekmemek de pek mutluluk getirmemiş ama İstanbul'a oranla bir nebze de olsa daha rahat olduğunu düşündüm. Bizim buradan başka şansımız da yok, yurt dışı olmazsa.
Umarım gidebilirsiniz. Kalabalık ve kirlilik Türkiye'nin geneline yayılmaya başladı zaten. Devlete, hükümete de bakılırsa kalmayı gerektirecek pek sebep yok. Bizim de ilk hedef yurt dışı idi ama şimdilik şartlar bu kadarına yetti :) İleride belki bir atılımda bulunabiliriz.
 
biz koca parasına meraklıysak sen de işkoliksin o zaman? bana göre sen hayatı yaşamayı bilmiyorsun. "kariyer" adı altında bir parmak bal çalmışlar ağzına, köle etmişler farkında bile değilsin. harıl harıl çalışmak mesele değildir, kaliteli zaman geçirip yaşadığının farkına varmaktır hayat...

haha koca parasına meraklıların en popüler bahanesi kaliteli zaman geçirmek hiç merak etme sen en güzel şekilde yaşıyorum hayatımı yılda kaç kere tatil yaptığımı duysan oturur ağlarsın mesela o yüzden hiiiiç bahanelere sığınma firmanı iyi seçersen sırtın yere gelmez ama tabii seçmek için de yıldız çalışan olman lazım vasıfsız çalışana kimse değer vermez :)
 
üniversiteden beri harıl harıl çalışıyorum hiç aman çalışma hayatı şöyle böyle demedim ama koca parası yemeye meraklı çok kadın gördüm. sizin gibi.
Sen haril haril calismaya devam et en azindan aldigin nefesi haket.Demek ki bu hayatta seni mutlu edebilecek tek sey calismak sanirim.YAZIK
 
haha koca parasına meraklıların en popüler bahanesi kaliteli zaman geçirmek hiç merak etme sen en güzel şekilde yaşıyorum hayatımı yılda kaç kere tatil yaptığımı duysan oturur ağlarsın mesela o yüzden hiiiiç bahanelere sığınma firmanı iyi seçersen sırtın yere gelmez ama tabii seçmek için de yıldız çalışan olman lazım vasıfsız çalışana kimse değer vermez :)
Tut ki bizim ailelerimiz okutamadı. Meslek edinemedik. Ne yapalım ölelim mi? Senin hayatta övündüğün tek şey işin mi? İstersen 10 kere tatile çık bunu söyleyince eline ne geçiyor. Biz insanca şartlarda çalışmak istiyoruz takmışsın koca parasına. Senin kadar aklım yok mu işten çıkıp evde otururdum burada kafa patlatacağıma. Ama siz tabii kendi totoşunu kurtaranlar olarak etrafınızda olup bitenlere kayıtsız kalıyorsunuz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Bravo çok şey katmış sana öğrenimin, işin..
 
Tut ki bizim ailelerimiz okutamadı. Meslek edinemedik. Ne yapalım ölelim mi? Senin hayatta övündüğün tek şey işin mi? İstersen 10 kere tatile çık bunu söyleyince eline ne geçiyor. Biz insanca şartlarda çalışmak istiyoruz takmışsın koca parasına. Senin kadar aklım yok mu işten çıkıp evde otururdum burada kafa patlatacağıma. Ama siz tabii kendi totoşunu kurtaranlar olarak etrafınızda olup bitenlere kayıtsız kalıyorsunuz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın. Bravo çok şey katmış sana öğrenimin, işin..

ailen okutmadıysa şimdi okursun bahanemi bu?
sanki biz saraylarda büyüdük bahane işte hep.. ben dişimle tırnağımla bugünkü rahatıma eriştin sen de çalışsaydın rahata erseydin suç benimmi?
o totoyu kurtarmak için neler çektim ben haberin yok tabii..
 
ailen okutmadıysa şimdi okursun bahanemi bu?
sanki biz saraylarda büyüdük bahane işte hep.. ben dişimle tırnağımla bugünkü rahatıma eriştin sen de çalışsaydın rahata erseydin suç benimmi?
o totoyu kurtarmak için neler çektim ben haberin yok tabii..
Hiç inandırıcı değil açıkçası. Sanki aileden şımarık gelmişçesine bir konuşman var. Suç senin değilse gelip yazma. Seni ilgilendiren bir konu yok.
 
Back
X