Bu yazıda eksik birşeyler var aslında,
Biz bayanların kırılganlığı çok güzel bir şekilde anlatılmış yoğun duygular yaşayan varlıklarız yaratılışımız böyle...
Çok daha derinden sarsılırız acı sözlerle yada tek bir hareketle,
Hoyrat ellerde zaten bilinir öylesine düşüp darmadağın olmaktır kaçınılmaz son!
Ve bu sonu herkes beklemektedir sürpriz olmayacaktır çok can yakmayacaktır un ufak olmak,
Binlerce parçanın toz haline gelmesi ise en sevdiklerimiz tarafından kırılmaktır...
Değer bilen kişilerse karşımızdakiler bileceklerdir elbet ellerinde tuttuklarının kırılganlığını.
Ve bileceklerdir özen göstermek tuzla buz ettikten sonra onarmak değildir!
Yere düşürmekte; avucunda sıkıp paramparça etmekte aynıdır,
Özen ister nadide eserler ,üzerine titrenmek ister
Eğer ki değeceğine inanıyorsa kişiler hiç bitmeyen bir sevgiyle koruyacaklardır
gözünden sakınacaklardır...
Kırılganlık cam'ın nasıl ki doğasında varsa,
Onu bir ömür kırmayacak üzerine titreyecek kıymet bilen kişilerde az olmakla birlikte
Hayatın bir yerinde, belkide çok yakınımızda mutlaka vardır!!!
Cam gibidir kadınlar...
Elinizden kaydırıp kırarsanız onları, bir daha eskisi gibi olmazlar.
Hasar az bile olsa; dikkatli hiçbir gözden kaçmaz beceriksizce yapılmış tamirler.
Artık onu baş köşeye de koysanız, kırıktır işte.
Atlas halılarla döşeli salonlarda da oturtsanız; altın sulara da bulasanız, kırıktır.
Kaprisinden değildir düzelmeyişi.
Bazen düzelmek bile istese camdan kalp tamir tutar mı?
Hassaslığı mıdır kadının suçu? Yoksa suçlu onu kıran mı?
Bir camın düşerken çıkardığı şangırtı bir kadının feryadıdır.
Kırıklar elbet batar kalbine kıranların.
Bir kadından camdan gözyaşları akar
Dönüşü yoktur kırılan camdan kalplerin.
Kadınlar cam gibidir.
Camın ömrü; kırıldığı ana kadardır...senağlama
alıntıdır....
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?