sabahın 6 sında aradılar eşimi sesi bende yatağımdan duyuyordum,hastanızın durumu kötüye gidiyor dedi görevli, doktor bey gelmemizi istemiş,yüreğimden bir koca dağdan boşanır gibi çığ düşmesi gibi bi şeyler yuvarlandı, sanki beni de önüne katıp kocca bir boşluğa taşıdı, eşime zaten durumu kıritikti bundan kötüsü ölüm,daha ne kadar kötüye gidebilir ki gitti bizim yavrumuz malik, gitti kuzum dedim, ne olur beni de götür ben de geleyim dedim kabul etti...ev kalabalıktı kimseyi uyandırmayalım bugün hepsinin çok işi olacak bırak biraz daha dinlensinler dedim ikimiz de sessizce evden çıktık yol boyu konuşmadık sadece eşimin ellerinin elimde titrediğini ve soğuduğunu hissettim hiç galiba o da sessizce ağlıyordu...yavrumuzun kaldığı koridorun girişinde bir hemşire bir doktor ve fazladan elinde kağıt kalem olan bir genç vardı kimin suratına baktıysam başını önüne eğiyordu o gence öldü benim yavrum değil mi dedim cevap veremedi....doktor operasyonu anlattı sonrasını ve en son bu sabah bebeğimin kalbinin durduğunu içimden ona o daha çok küçük nasıl kıyıp söylüyorsun bunları demek geçti eriyip toprağa aktım ,sanki toprak her zerremi yuttu, ; ama hala tek vucüt ayaktayım...allahtan geldik ve yine ona gideceğiz ayetini okudum buna şükür rabbimin bi bildiği vardır dedim eşime bak yavrumuz cennet kuşu olmuş dedim ağladık sessizce ağladık sonra son defa bebeğimi görmek istedim....özel bir hastaneydi kocaman bi odada yalnız kalırdı berkim...koccaman odada küçük bir beşik üzerinde küçücük yavrum ve yüzü kapatılmış bi an sanki nefesi kesilecek dedim örtüyü açsınlar sonra aklıma geldi artık nefes alamadığı, o öldüyse ben niye yaşıyorum nasıl atıyor kalbim dedim kendimce ama hepsi içimde hiç sesim çıkmadı...yavrumun yüzünü açtılar yüzü şişmiş zorlanmış zanki acı çekmiş gibi büzmüş dudaklarını ağzı aralıktı dili hafif şişik ve gözleri yumuk yumuktu, kuzum sana ne oldu ,annem, canın mı yandı senin, ah ben sana öleyim oğlum, can verdin de ben yok muydum yanında annem,yüce allahtan hep merhamet dilendik bak öyle bir merhemet etti ki ne dünya ne ahiret sıkıntısı yok artık sana, ama ben nasıl dayanacağım yavrum dedim,son defa kucaklamak istedim hemşire beni oturttup kucağıma verdi ; berk yavrum ben seni kucağıma böyle mi alacaktım annem allahım merhamet et dedim ve yavrumu bağrıma bastım keşke dedim şimdi benim de kalbim dursa da bu acıyı daha fazla yaşamasam,yavrumla gömseler beni ayrılmasam... hemşire isteyince şöyle dizlerime doğru yatırdım yavrumu bir anda burnundan kan boşaldı bebeğimin panik oldum sanki ölmemiş gibi mudahale bekler gibi ne oldu yavruma hemşire hanım burnu kanıyor dedim tamam annesi biz alalım artık oğlunu dedi,yavrumun göğüs kafesinde koca bir kesik vardı derin mi derin koyu bir yara, yavrum minicik kesik kocaman ne olur kapatın yavrumun yarasını dedim yarası açık gömmeyelim oğlumu...hemşire benden alıp yine beşiğine yatırdı bitanemi etrafında kocaman aletler makineler var ah yavrum dedim hepsi senden büyük, küçük kuzum cüssesi küçük derdi büyük kuzum kimse kimsenin yerine ölemiyo yavrum ben sana kurban olayım canım dedim....eşim oğlunun yüzüne dokundu ağlayarak odadan çıkacaktı ki; babası öpmeden mi göndereceksin oğlunu sonra içine dert olur öpemedim dersin dedim dönüp öptü o da vedelaşıp çıktık,eşim annemleri arayalım gelsinler dedi gelip ne yapacaklar ki artık hastanede işimiz kalmadı biz gidelim dedim,evde herkes almış haberi benim ailem eşimin ailesi dayılarımız herkesler gelmişti...etrafıma çok bakmadım ağlamaktan gözüm açılmadı zaten ama hep dua ettim rabbim isyan ettirme yoksa cennette de kavuşamam yavruma diye çok dua ettim...babam oğlumu yıkamış kefenlemiş eve getirdi büyükçe bir sehpamız var üstüne koydu dedene ni geldin sen annem ben seni kucağımda getirecektim bebek arabasıyla sen cenaze aracıyla mı geldin oğlum,oğlumu öptüm ağzımdan sadece defalarca yavrum ve oğlum sözcükleri döküldü ama alçak sesle mırıldanır gibi sadece kandimin duyacağı kadar çünkü benim bağırmay hiç gücüm yetmedi... bütün aile öptü yavrumu o gün hepsi yavrumla tanıştı ve vedalaştı..., RABBİM BANA BİR BEBEK DAHA VERİRSE ONA ASLA BEYAZ GİYDİRMEYECEĞİM,,,,götürdüler oğlumu ben yavrumun üzerine konduğu sehbanın başında ağlıyordum sonra kanı farkettim oğlumun kanı değmişti sehbaya peçeteyle kimselere sezdirmeden sildim...ablamı aramış babam bebeğin kefeninde kan var belki sehbaya da değmiştir annesi görmeden silin sehpayı demiş ablam da bakındı yok değmemiş deyince anladım ,peçeteyi gösterdim ben sildim dedim, hala saklarım o peçeteyi....