Iliskiler hep steady-state gitmez. Yani hep duz bir cizgide, hep ayni gitmez. Bazen azalir bazen artar. Kendimiz de oyle degil miyiz? Birgun cok mutluysak baska bir gun uzgun olmuyor muyuz? Dolayisiyla hep ilk gunku gibi olmaz. Zaman gectikce de o ilk gunku kalp carpintilari yerini aliskanliga birakabilir.
Size bir tavsiye vermemi isterseniz eger "seni seviyorum" kelimesini cok tuketmeyin. Sevginizi o davranislarinizdan anliyordur zaten. Ikinci tavsiyem cok da onu hayatinizin merkezine oturtmayin. Ola ki iliski yipranip da biterse, daha az uzulursunuz. Hem hayatinizin merkezine koyarsaniz onu daha cabuk kaybedersiniz. Bu hep boyle olmustur. Cok ustune dusmeyin. Hep soyle dusunun: bu kisi hayatimda olmadan once de yasiyordum. Demek ki o olmadan da yasayabilirim diye dusunurseniz o da sizi kaybetmekten korkar. Oysa su an siz ona sakin beni birakma, seni kaybetmekten korkuyorum imaji verdiginiz icin cok da sizin ustunuze dusmuyor olabilir. Oysa tum hayatiniz onun uzerine kurulu olmamali. Bir de her iliski evlilikle noktalanacak diye bir sey yok. Kacimiz ilk flortumuzle evlendi ki? Evlenince de herseyin garantisi yok. O yuzden onemli olan evlilik degil, gercekten bu kisi sizin bir omur beraber olmak istediginiz dogru kisi mi, buna bakin. Evlilik icin de acele etmeyin. O lafini acmiyorsa bunu gundeme getirmeyin. Son olarak belki yapmiyorsunuzdur ama ona bulunmaz hint kumasi gibi davranmayin. Gozunuzde buyutmeyin onu. O da sizin, bizim gibi insan sonucta. Ve lutfen kaybetmekten de korkmayin. Biterse bitsin gozuyle bakin. Kaybetmekten korktugunuz an kaybedersiniz zaten.