- Konu Sahibi MissBiricik
-
- #15.381
ayy ece çok güldüm yaaa bnmkinin hala bi umudu var galiba hangi hastaneye bağısladıysam bi ara gidip geri alcam romantliğimi
Nisancım bn bu tarz ince düşüncelerin olmasına bayılıorum ya sevgililer arasında Allah daim etsin :)
kızlar ilgilenen olur mu bilmiyorum ama ben sevgilerl gününde sevgilime küçük ama çok heyecan verici bir hediye hazırlamıştım.
faceinhole diye bir iste var film afişlerinde ünlülerin yüzleri yok oraya kendi yüzünü yapıştırıyosun...20 ye yakın böyle fotograf hazırladım sevgilim ve benim...ama inanılmaz güzel şeyler var o sitede...sonra fotograflrı fotografcıda bastırdım...bi kutu aldım...içine renkli kağıtlara bizim için özel olan tarihleri birbirimize söylediğimiz güzel cümleleri yazdım...kağıtları katlayıp koydum kutuya...bir sürü şeker ve çikolata da koydum...mp3 çalar almak istiyordum mp3 çalar aldım ve büyük uğraşlar sonrası kendi sesimle ona olan aşkımı ve duyguları kaydettim ve mp3 çalara yükledim...
kutuyu verdiğimde afalladı ve notları okuyunca fotograflara bakınca kalakaldı gözleri doldu ve birbirimize bi daha aşık olmuştuk :)))))))
al benden de o kadar canım ama ben hazırlıkları tamamladım yerimseniben hatta evime bile yolladım aldıklarımı bi yerleştirme kaldı sositososito Allah sana da nasip etsin sonuna kadar :1hug:kızlar nasılsınız ? ne var ne yok ... havalar çok güzel istanbulda ... içim kıpır kıpır..çeyizlerimi almaya devam ediyorum kızlar koliler odamda sıralandılar ... hyecan dorukta..ne zevkliymiş insanın evi için beğendiklerini alması..boshayallersmile
senin adına çok sevindim cnm hakkında hayırlısı olsun yenidenya canlarım sorunu cözdük gibi zaten. ama ben babamın evndeym hala, gtmiyorum, eşim gelene kadar da gitmicem. kaynanam telaşlanmış, normalde ulaşamıyoruz ama şirketten falan bi şekilde ulaşmış eşime, anlatmış herseyi, o da beni aramış, telefonum kapalı tabi, abimi aramış sonra kız ortada yok burdan bişey de yapamıyorum diye, abim söylemiş eve geldi falan diye.konuştuk sonra, cok sinirliydi başta, ama sonra hak verdi bana, kaynanamın davranışlarndan deil de genel olarak birbrmzden ayrı kaldıgımız icin böyle olmamı normal karsıladı. annemle de konuşurum ben bi şekilde hayatım, ikimizde zor anlar yaşıyoruz, lütfen daha da zorlaştrma, yeni evlenip eşimi bırakıp buraya gelmek benim icin de hic kolay olmadı dedi. bi de kapatrken işte sadece senin mutlu olmanı istiyorum, böyle olucagı belliydi, kücüksün, ilgi bekliyosun, ama annemden deil benden, haklısın dedi, cuma günü geliyo zaten. sabah da kaynanam geldi işte bize, yine her zamanki gibi, birsürü hediyeyle gözümü boyamaya calışıyo. bi de demez mi kasayı boşaltıp gtsen merak etmezdim seni, bakar bi şeklde başının caresine der rahatıma bakardım, bu kız smdi napıcak nereye gidicek parası var mı acaba diye telaşlandım, kadın kaş yapiym drken göz cıkarıyo sürekli, neyse yine de sakinleşmeye çalışıyorum kızlar.
paylaşım için teşekkür ederim çok güzel bi hikayeymişAllah herkezin gönlüne göre ve hayırlı olanı versin kzıalr faceye bakınıodum bnde arkads bi hikaye paylasmıs bnmde cok hosuma gitti sizinle paylaşmk istedim :) Yaşlı kadın, bir antika dükkanından aldığı yüzyıllık fincanı özenle salon vitrinine yerleştirdi. Fincanın biçimi, üzerindeki işlemeler, renkler onun bir sanat eseri olduğunu söylüyordu. Ödediği fiyatı hatırladı; hayır, hiç de pahalıya almamıştı.
Hayranlıkla fincanı seyretmeye devam etti. Derken, birden fincan dile geldi... ve kadına şöyle dedi;
“Bana hayranlıkla baktığının farkındayım. Ama bilmelisin ki, ben hep böyle değildim. Yaşadığım sıkıntılar beni bu hale getirdi.
Kadın şimdi hayret içindeydi. Önündeki kahve fincanı konuşuyordu!
Kekeleyerek: “Nasıl? Anlayamadım?” diyebildi yaşlı kadın.
“Demek istiyorum ki, ben bir zamanlar çamurdan ibarettim ve bir sanatkâr geldi. Beni eline aldı, ezdi, dövdü, yoğurdu. Çektiğim sıkıntılara dayanamayıp:
“Yeter! Lütfen dur artık!” diye bağırmak zorunda kaldım.
Ama usta sadece gülümsedi ve; “Daha değil!” diye cevapladı beni.
“Sonra beni alıp bir tahtanın üzerine koydu. Burada döndüm, döndüm, döndüm. Döndükçe başım da döndü. Sonunda yine haykırdım:
“Lütfen beni bu şeyin üzerinden kurtar. Artık dönmek istemiyorum!”
Ama usta bana bakıp gülümsüyordu:
“Henüz değil!”
“Derken beni aldı ve fırına koydu. Kapıyı kapayıp ısıyı arttırdı. Onu şimdi fırının penceresinden görebiliyordum. Fırın gitgide ısınıyordu. Aklımdan şöyle geçiyordu: Beni yakarak öldürecek”
Fırının duvarlarına vurmaya başladım. Bir taraftan da bağırıyordum:
“Usta usta! Lütfen izin ver buradan çıkayım!”
“Pencereden onun yüzünü görebiliyordum. Hala gülümsüyor ve “Daha değil!” diyordu.
“Bir saat kadar sonra, fırını açtı ve beni çıkardı. Şimdi rahat nefes alabiliyordum, fırının yakıcı sıcaklığından kurtulmuştum. Beni masanın üstüne koydu ve biraz boyayla bir fırça getirdi.
“Boyalı fırçayla bana hafif hafif dokunmaya başladı. Fırça her tarafımda geziniyor ve bu arada ben gıdıklanıyordum.
“Lütfen usta! Yapma, gıdıklanıyorum!” dedim. Onun cevabı ise aynıydı: “Henüz değil!”
“Sonra beni nazikçe tutup yine fırına doğru yürümeye başladı. Korkudan ölecektim. “Hayır! Beni yine fırına sokma, lütfeeen!” diye bağırdım.
Fırını açıp beni içeri iteleyip kapağı kapattı. Isıyı bir öncekinin iki katına çıkardı. “Bu sefer beni gerçekten yakıp kavuracak!” diye düşündüm. Pencereden bakıp ona yine yalvardım, ama o yine “Daha değil!” diyordu. Ancak bu defa ustanın yanaklarından bir damla gözyaşının yuvarlandığını gördüm.
“Tam son nefesimi vermek üzere olduğumu düşünüyordum ki, kapak açıldı ve ustanın nazik eli beni çekip dışarı çıkardı. Derin bir nefes aldım, hasret kaldığım serinliğe kavuşmuştum. Beni yüksekçe bir rafa koydu ve usta şöyle dedi:
“Şimdi tam istediğim gibi oldun. Kendine bir bakmak ister misin?”
Ona “Evet” dedim.
Bir ayna getirip önüme koydu. Gördüğüme inanamıyordum. Aynaya tekrar tekrar baktım ve “Bu ben değilim. Ben sadece bir çamur parçasıydım.”
“Evet bu sensin!” dedi usta. Senin acı ve sıkıntı diye gördüğün şeyler sayesinde böyle mükemmel bir fincan haline geldin.
Eğer seni bir çamur parçası iken üzerinde çalışmasaydım, kuruyup gidecektin.
Döner tezgahın üstüne koymasaydım, ufalanıp toz olacaktın.
Sıcak fırına sokmasaydım, çatlayacaktın.
Boyamasaydım, hayatında renk olmayacaktı.
Ama sana asıl güç ve kuvveti veren ikinci fırın oldu.
Şimdi arzu ettiğim her şey var üzerinde.”
Ve ben kahve fincanı, şu sözlerin ağzımdan çıktığını hayretle fark ettim:
“Ustam! Sana güvenmediğim için beni affet!
Bana zarar vereceğini düşündüm.
Beni benden fazla sevip iyilik yapacağını fark edemedim.
Bakışım kısaydı, ama şimdi beni harika bir sanat eseri yaptığını görüyorum.
Benim sıkıntı ve acı diye gördüğüm şeyleri bana verdiğin için teşekkür ederim…
Teşekkür ederim.”
adacım hayırlısı olsun iyi günlerde kullan inşeşyalarım gelmiş evime
ve ben şu anda mecburen ofisteyim
izin alıp çıkayım desem
patronumuz ve genel müdür yardımcımız şehir dışında
genel müdürümüz ise şirket dışında
diğer ortak olan patronumuz ise,kendisiyle hiç bir muhattablığım olmamıştır zira diğer patron işçilerle ilgilenir bu pek işçilerle yüz göz olmaz
ne yapacağımı şaşırdım
durmadan tlf. geliyor
Bedi ve babam evimizdeler
koltuğu nereye koyalım,gardrobu şu köşeye mi koyacaktık
offf ya bunaldım
tam da onun üzerine sen öyle
gulsunnu öpünce
kendimi yalnız hissettim
ama neyseki o da beni öptü hem de ısırarak kaydirigubbakcemile3
bu şarkıya bende hastayım sitede bi linkte gördüm hayran kaldımSelami Şahin-Burcu Güneş Bir Tek Kadın Sevdim
ne güzel nisanım allah mutluluğunuzu daim etsin en kısa zamanda kavuştursun inşgeçen yıl yağmura rağmen bana papatya toplamıştı bir demet
ıslanmış papatya toplucam die
soralarında demet şeklinde olmasada 1 tane kopartıp getirirdi bana
ve ben 14 şubatta yazdığım notun yanına koydum papatyalardan birini :kedi:
çok sevindi
takvimimdeki papatyalarda bu yüzden işte
bide gitmeden önce mavi bi ayıcık aldı bana,ben yokken bunu koklarsın dedi,parfümünü sıkmış üstüne
takvimdeki ayıcığıda ondan koydum
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?