Chatlak'tan Seçmeler

chatlak

özgür
Kayıtlı Üye
26 Ekim 2006
594
2
96
Diğer
Adam aşırı kiLoLuymuş.


SağLığı tehLikeye düşünce doktoru en kısa zamanda otuz kiLo zayıfLamasını söyLemiş.


NasıL yapayım diye kara kara düşünürken gazetede "GarantiLi zayıfLatma" diye bir iLan görmüş ve hemen başvurmuş,

"3 günde 5 kiLo "programına yazıLmış......"

Ertesi günü sabah kapısı çaLmış, açınca birde ne görsün ??

Karşısında 19 yaşLarında dünya güzeLi, sportmen ve üzerinde giysi oLarak bir çift Nike ayakkabı buLunan bir kadın!!!


Kadın kendini tanıtmış, zayıfLama şirketinden geLdiğini söyLemiş,sırtını dönüp koşmaya başLamış,
sırtında bir etiket varmış, "yakaLarsan seninim".


Adam kızın arkasından koşmaya başlamış,kiLometreLerce koşmuş, kan ter içinde kaLmış ama kızı ormanda yakaLamış ve beraber oLmuş. Programın dördüncü günü adam gerçekten de 5 kiLo zayıfLadığını görmüş.


Şirketin zayıfLatma metodunu çok beğendiğinden ikinci bir programa kaydoLmuş, "5 günde 10 kilo".


Ertesigünü yine kapısı çaLınmış, karşısında daha da güzeL genç bir kadın,üsteLik üzerinde bir çift Reebok ayakkabıdan başka bir şey yok ve sırtında yine bir etiket, "yakaLarsan seninim".

Adam yine canını dişine takıp kadının arkasından koşmuş ve kiLometreLer sonra yakaLamış.

Programı tamamLamış ve aLtıncı gün hakikaten 10 kiLo daha verdiğini sevinçLe görmüş.Bu defa, şirketin "10 günde 20 kiLo" programına kaydoLmak istemiş ama şirket yetkiLisi uyarmış, "eminmisiniz, bu program gerçekten çok zor bir etaptır".

Adam ısrar etmiş, bütün zorLukLara katLanacağını söyLemiş.Ertesi gün kapısı çaLmış,heyecanLa koşup açınca karşısında iri yarı sportmen genç bir adam görmüş.

Üstelik adamın üzerinde sadece koşu ayakkabıLarı varmış, önündede de bir etiket :








"yakaLarsam benimsin"
 
Adamın biri isyerindeki kantinde arkadaşıyla yemek
yerken "Kolumun ağrısından ölüyorum" diye arkadaşına dert yanmış,"Doktora gitsem iyi olacak".
Arkadaşı da "Yahu ne lüzum var" demiş, "İlerde
köşedeki marketin çıkışında yeni bir bilgisayarlı cihaz koydular. Üç dolara bir>jeton alıyorsun
kasadan,atıyorsun, yanında getirdiğin idrar örneğini açılan kapaktan içeri veriyorsun, on saniye sonra neticeyi ve tedavi için yapman gerekenleri
öğreniyorsun", "Gördügün gibi ucuz ve çabuk" diye
eklemiş.Adam hemen bir kaba idrarını doldurup arkadaşının dediğini yapmış ve bilgisayar 10 saniye sonra yazılı olarak cevap vermiş:
"Kolunuzda bir cins eklem ağrısı olan Teniselbo
oluşmuş. Sıcak suya koyun, ağır işlerden kaçının, iki hafta sonra düzelecektir"
Memnun biçimde eve dönen adam, bir yandan bilgisayarın
dediğini uygularken
bir yandan da muzurca fikirlere kapılıp bu akıllı
cihazın nasıl aldatılabileceğini düşünmeye baslamış.

Ertesi gün olunca bir miktar çeşme suyuna köpeğinden
alınmış bir kılı koymuş, üstüne bir şekilde elde ettiği karısının ve kızının idrar örneklerini eklemiş. Tüm bu karışımın üzerine bir de mastürbasyon
yapıp doğru cihazın yanına varmış. Jetonu atıp kabı makinaya vermiş, on saniye sonra
cihazdan yazılı yanıt gelmiş.
1. Çeşme suyunuz çok kireçli. Bir filtre cihazı almayı
düşünün
2. Köpeğinizde kene var. Eczaneden özel bir şampuan
alıp köpeğinizi yıkayın.
3. Kızınız kokain bağımlısı. Bir psikiyatri kliniğine
yatırın.
4. Karınız hamile. İkizler. Sizden değil. İyi bir
avukat bulun.
5. Kendinizi bu yolla tatmin etmeyi bırakmazsanız
kolunuz iyileşmez.
 
annesine iki aydır adet görmediğini söyler.
Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider ve sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir.
Anne çıldırmıştır, bağırır çağırır ve "bunu yapan hangi domuz,bilmek istiyorum" der.

Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir Ferrari evin önünde durur,
içinden hafif kırlaşmış saçları ve çok pahalı bir elbisenin içinde manyak yakışıklı bi baro iner ve kapıdan içeri girer.

Anne baba ve kızla beraber otururlar.

Herif, "kızınız durumu anlattı" der , "kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem" der,
"ancak tüm sorumluluğu alıyorum" der.

Eğer bir kız çocuğu doğarsa;
Annesine bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı,

Eğer bir erkek çocuk olursa;
Birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap,

Eğer ikiz doğarsa;
Her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim, der.

Ancak düşük olursa....
O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça adamın omuzuna koyar ve
" o zaman tekrar s......sin evladım" der.
:teselli:
 
Bir haylaz çocuk annesinin uyarılarına rağmen her zaman tırnaklarını yer ve yine kerzamanki uyarılardan birinde ;
anne çocuğum tırnaklarını yeme hasta olursun der.
Çocuk herzamanki tavrı ile devam eder, bu sefer anne çocuğum tırnaklarını yeme yoksa karnın şişer der.
Çocuk yine devam eder anne dayanamayıp çocuğum tırnaklarını yeme yoksa ellerine lastik eldiven takacağım der.
ve çocuğun devam etmesi üzerine lastik eldivenleri çocuğun ellerine takar bir gün ailece
misafirliğe gittikleri ev hanımı hamiledir ve çocuk hamile kadına;
- Ben sen senin neden karnının şiş olduğunu biliyroum söylememi istermisin?
tabi annesi ve aile şaşaırırlar ve söyle bakalım neden der.
- Kadın neden olucak lastiksiz yedin dimi :Roflol:
 
DEDE BAHÇEDE OYNAYAN TORUNUNU İZLER.
TORUNU BAHÇEDE KAZMA KÜREK OYNARKEN Bİ DELİĞİN İÇİN DE SOLUCAN BULUR
ÇEKİP ÇIKARIR SOLUCANI O SIRA DEDESİ BUNU FARK EDER VE TORUNUN ZEKİLİĞİNİ OLÇMEK İÇİN YANINA GİDİP
- "O SOLUCANI TEKRAR DELİĞE SOKABİLİRMİSİN" DER.
TORUNU:
-"EWET DEDE" DER.
DEDENİN SURATINDA HAFİF Bİ TEBESSÜMLE:
-"SEN ONU TEKRAR DELİĞE SOK BENDEN SANA 10 LİRA " DER.
ÇOCUK İÇERİ ANNESİNİN ODASINA KOŞAR SAÇ SPREYİNİ KAPTIĞI GİBİ SOLUCANA SIKMAYA BAŞLAR SOLUCAN KALEM GİBİ DÜZLEŞİR.
GERİ BAHÇEYE DÖNER VE AYNEN ÇIKARDIĞI GİBİ DELİĞE SOKAR DEDE ŞAŞKIN ŞAŞKIN 10 LİRAYI TORUNUNA VERİR..
ERTESİ GÜN ÇOCUK GENE BAHÇEDE OYNAR BU SEFER NİNESİ YANINA GELİR ÇOCUĞUN ELİNE 20 LİRA SIKIŞTIRIR VE:
-"SEN DEDENE NELER ÖĞRETMİŞİN ÖYLE" DER...

 
Temel ile Dursun Amerikada itfaiye teskilatina girerler, yangin ihbari alinir. Cok katli bir binada yangin cikmistir. Itfaiyeci merdiveni calismaz ...
Temel yukari cikar. Dursun asagida kalir, Temel asagida bekleyen Dursunun kucagina cocuklari atmaya baslar.
Temel atar, Dursun tutar, kaldirima koyar. Bir cocuk, iki cocuk, uc cocuk, derken besinci zenci cocuktur .. .
Temel birakir, Dursun yakalamak icin kollarini acmaz.
Cocuk paat yerde. Bir zenci cocuk daha... Dursun yine tutmaz. Cocuk paat gene yerde.. Bir zenci cocuk daha atınca Dursun yukari bagirir :

- Yaniklari atma!
- Yaniklari atma !
:Roflol: :Roflol:
 
Kadının Günlüğü
Bugün üç yıl bitti. Onun karşısına gelinlikle çıktığım günkü kadar mutluyum.

Tanrım, onu ne kadar seviyorum. Mükemmel bir erkek,cazibeli, yakışıklı, anlayışlı,sevecen, her şey var.

Bugün Cumartesi,bıraktım arkadaşlarıyla eğlensin. En sevdiği yemek olan pastırmalı Kurufasulye ile pilav yapıyorum. Pişti, demleniyor.Banyo yaptım, en sevdiği kıyafeti giydim. Yemekten sonra, şöminenin karşısına bir şişe kırmızı şarapla uzanacağız.. Eve geldi sonunda. Beni öpüşü biraz soğuktu, aklı başka yerde sanki. Aman Tanrım, yoksa? Tüm cilvelerime rağmen, bana yanaşmadı. Arkadaşlarıyla ne yaptığını sordum, ağzında birşeyler Geveledi. Yemekte biraz keyfi yerine gelir gibi oldu, ama hala dalgın,hala uzak,hala kabuğuna çekilmiş.

Herhalde ÖTEKİNİ düşünüyor.Benden genç mi acaba? İşyerindeki sarışın pazarlama temsilcisi olmasın?

Şöminenin karşısında şarabımızı yudumlarken, artık dayanamadım "neyin var?" diye sordum. Gülümsedi, zoraki bir gülümseme, acı dolu, uzaklık dolu.. "Yok birşeyim" diye geçiştirdi.

O gürül gürül yanan aşkın bu kadar çabuk biteceğine inanamıyorum, daha dün bana ebediyete kadar benimle olmak istediğini söylüyordu. Bugün aramızda iletişim kopukluğu başladı bile.Belki de kilo alıyorum.

Çok mu vır vır yapıyorum? Elini tuttum. Elimi okşadı,ama eller hissiz, parmak uçları soğuk... Stepe başlasam?

Çocuk istesem? Yalan, yalan, yalan. Kendimi kandırmaktan başka bir şey değil bunlar.

Bitti...Bittti...Bitti. Tanrım, ölmek istiyorum. Kendimi son kez onun kollarına attım. Ağlaya ağlaya uykuya dalmışım.



Erkeğin Günlüğü :
Öff be, FENERBAHÇE YİNE yenildi. Ama, kuru fasülye güzeldi...
 
Ne yani bu mu şimdi erkeğin günlüğü. Ruhsuzluk anam bunlar ruhsuz.
 
Burasi Turkiye;
Olayın kahramanları, iki üniversite öğrencisi. Koyu geyik muhabbetinin
döndüğü akşamlardan birinde, bu iki kafadar bir iddiaya girer.
Delikanlılardan biri, odanın tavanında asılı olan ampulü kendi ağzına
tamamen sığdırabileceğini iddia eder. Evet yanlış okumadınız, bildiğiniz
100 mumluk ampulü. Ve sığdırır da. Ancak bir sorun vardır. Ampulü ağzından
geri çıkaramamaktadır. Öbür arkadaşı hayret eder, o da evdeki başka bir
ampulü ağzına sokar ve tabi ki o da çıkaramaz. Bu iki kafadar hastanenin
yolunu tutmaya karar verir. Ağızlarında ampul olduğu halde bir taksiye
atlarlar. Konuşma zorluğu çekerek güç bela taksiciye dertlerini
anlatırlar. Taksici bir taraftan gülme krizi geçirirken bir taraftan da
"nasıl olur abi ya, uğraşsanız çıkar, bir asılın şöyle, şaka mi
yapıyonuz ?" diye söylenmektedir. Neyse akşamın bir yarısında acile
gelirler. Taksiciyle ayrılırlar, doktorlar çocukları beklemeleri için bir
odaya alır. Veeee aradan 15 dakika geçmeden taksici kapıda görünür,
ağzında ampulle. Amcam çocuklara inanmamış, açık olan bir marketten ampul
almış ve denemiştir !!
 
Temel arabası ile Taksim Meydanında dönüp duruyordu. Aynı trafikçinin önünden beşinci defa geçerken, polis de merak etti ve Temel'i durdurup sordu: - Bir yeri mi arıyorsunuz? Niye meydanın etrafında dönüp duruyorsunuz? Temel: - Sol sinyal takıldı da..


Temel'e bak bakalım arabanın sinyalleri calışıyor mu? demişler... - Çalışayi - Çalışmayi - Çalışayi - Çalişmayi



Temel otobanda köklemiş gazı, gidiyor... Bakmış bir tabela: "YAVAŞLA 80 km." Hızını o an 80'e indirmiş Temel. Az sonra bir tabela daha: "YAVAŞLA 60 km." Temel 60'a inmiş. Merakla giderken yeniden bir tabela: "YAVAŞLA 40." - "Yolda çalışma var galiba!" deyip 40'a düşürmüş hızını. Epeyce sonra yine bir tabela: "YAVAŞLA 15 km." Talimata uyarak 15 km.'ye düşmüş Temel. Yolun en sağından tıngır mıngır gidiyor. Ama meraktan da çatlayacak. Uflaya puflaya bir saat daha gittikten sonra yeni bir tabela görmüş: "YAVAŞLA'YA HOŞ GELDİNİZ, NÜFUS: 2500"



İngiliz, Fransız ve Laz gene beraberler.. İngiliz - Golf için bir sopa, bir top ve bir delik gerekir, bende bir sopa var. Fransız: - Bende de bir top var. Temel: - Ben oynamıyorum.



Temel İngiltere'ye gitmişti. Arkadaşları Temel'e: - "İngilizce bilmezdin İngiltere'de çok sıkıntı çektin mi?" demişler. Temel: - "Hayır, sıkıntıyı asıl İnciluzlar çekti..."


Temel otelin birinin odasında kara kara düşünüyor.. 'Ulan' diyor, "Ben aşağıdan içki isterken laz olduğum anlaşılır mı acaba?" Geçiyor aynanın karşısına ve prova yapıyor. "Bana bir fvisku.. yok böyle anlarlar".. "Bana bir rakı, yok" diyor "böyle de anlarlar". "Bana bir bira.. tamam" diyor "böyle iyi.. anlamazlar". Ve aşağıya iniyor. Masaya dirseklerini dayıyor ve sesleniyor: - "Barmen bana bir bira". Barmen Temel'i biraz süzdükten sonra soruyor: - "Birader sen laz mısın?" Temel: "uuuy nasil anladın" diyor: - "Burası resepsiyon bar karşıda.."



Temel bir kurt köpeği almış ve mükemmel eğitmiş. Adı Coni'ymiş. Coni, Temel'in her söylediğini anlayabiliyormuş. Hatta telefona bile bakabiliyormuş. Temel bir gün evi aramış. Coni açmış telefonu... - "Ula Coni sen musun?" - "HAV" - "Fadime evde mu?" - "HAV" - "Başka kimse var midur?" - "HAV" - "Ula kaç kişi vardur?" - "HAV HAV" - "Ne yapiyiler" - "EHE EHE EHE" - "Ula ne zamandan beri yapiyiler" - "AUUUUUUUUUUUUUU"


Temel ve dedesi otele gitmişler. Otelde tek bir yatak boşmuş, dede torun birlikte yatmışlar. Gece yarısı dede Temel'i dürtmüş: - "Temel bana karı bul!" - "Dede sakin ol yat." Biraz sonra dede ikinci defa: - "Temel bana karı bul!" - "Dede sakin ol yat". Dede biraz sonra üçüncü defa: - "Temel bana kar bul!" deyince en sonunda Temel isyan etmiş: - "Dede tuttuğuna güveniyorsan o benimkidir."


Temel ilk cinsel tecrübesini 50 yaşında yaşamış. Tabii heyecana dayanamayıp Hakkın rahmetine kavuşmuş. Yüzündeki gülümseme 3 günde geçebilmiş. Tabutu kapatmaları da 3 hafta sürmüş.

 
Otobüsle giderken, Bolu Dağı'nda verilen molada hemen tuvalete koşturdu.
Korkunç sıkışmıştı. Şansına boş kabin bulup kendini oraya attı...
Tam oturmuştu ki yan kabinden bir ses "merhaba" dedi.
Adam şaşkın "Merhaba" diye cevap verdi.
Ses devam etti: "Nasılsın?"
İlk defa başına böyle bir şey geliyordu...
Yine şaşkın şaşkın yanıtladı: "Sağ ol, iyiyim. sen nasılsın?"
Ses sordu: "Ne yapıyorsun?"
Bir an tereddüt geçirdi. Adam onun tuvalette olduğunu bildiği için mutlaka ne yaptığını da biliyordu. Düşündü ve yanıtladı: "Ben" dedi "İstanbul'dan Ankara'ya gidiyorum. Sen nereye gidiyorsun?"
Adamın sonraki cümlesi bu muhabbeti sona erdirdi.
"Hayatım, telefonu kapatıyorum.Yandaki tuvalette bir gerizekalı var. Sana sorduğum sorulara yanıt verip duruyor. Ben seni sonra ararım..."
:mymeka: :mymeka:
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…