Çocuğunuzu Azarlamayın!
Çocuklar doğuştan yapısı itibarıyla donanım olarak bizlere uyum sağlamak ve
bizleri örnek alarak hayata hazırlanmak üzere programlanmışlardır. Bizden
gördüklerini taklit eder ve öğrenirler. Hiç düşündük mü acaba hayatımızın
birçok noktasında olabileceği gibi disiplin konusunda anne ve babamıza
benzediğimizi? Birçok insan disiplin konusunda anne ve babasından öğrendiği
dili kullanmak zorunda kalır. Halbuki disiplin konusunda konuştuğumuz farklı
bir dil daha vardır. İnsanların bir olay ya da durum karşısında takındıkları
ve karşısındakileri baskı altına almaya yönelik disiplin davranışlarına
disiplin dili deniliyor. Disiplinin de bir dili olduğunu bilirseniz doğru
dilleri konuşmayı da öğrenebilirsiniz.
Çevrede gözlenen yanlışları siz yapmayın
Çevremize şöyle bir baktığımızda çocukların hatalı bir davranışta
bulunduklarında anne babaların çocuklarına nasıl davrandıklarını
gözlemlersiniz. Genel olarak onu döven anne veya bir baba canlanır
kafamızda. Kerim Bey ve Sibel Hanım ikisi erkek biri de kız olmak üzere üç
çocuk sahibi bir çifttir. 18 yaşında olan küçük oğlu birçok davranış
bozukluğu içinde ve anne bundan çok rahatsız olduğu için bu durumu benimle
paylaştılar. Geriye dönüp baktığımızda Sibel Hanım'ın disiplin dilinin
"fiziksel şiddet" olduğu anlaşılıyordu. Kerim Bey'in dili ise "yok sayma"
idi. Bütün çocuklarını döverek terbiye eden ve ikinci çocuk hariç
diğerlerinde başarılı (!) olduğunu söyleyen Sibel Hanım olanlara anlam
veremiyordu. Oğlu Burak neden böyle olmuştu da diğerleri değil? Evet oğlu
Burak'ın neden böyle olduğunu değil de diğer çocukların nasıl oldu da ruhsal
sağlıklarını koruduklarını sormak gerekiyordu aslında. Diğer çocuklar da
dayak yiyerek büyümüşlerdi; ama yalnızca biri isyan ediyordu. Diğerleri
isyan etmediği için sanki problem yokmuş gibi algılanıyordu anne tarafından.
Diğer iki çocuğa baktığımızda çekingen, kendine güvenmeyen ve toplum içinde
kendini rahat ifade edemeyen iki çocuk duruyordu karşımızda. Biri baş
kaldırmış, ikisi sindirilmişti. Zaten genele bakıldığında "fiziksel şiddet"i
kullanan ailelerin çocukları ya sindirilirler, çok pasif olurlar ya da baş
kaldırıp isyan ederler. Anne baba ile yapılan görüşmeler sonucu ailenin bu
konularda biraz bilinçlendiği ve daha olgun davranışlar ile çocukları ile
daha güzel ilişkiler geliştirebildikleri gözlendi.
Neden şiddete başvuruluyor?
Fiziksel şiddet genellikle orta ve alt gelir grubu ailelerde daha fazla
kullanılan bir disiplin yöntemi. Tabii çevremizde maddi durumu çok iyi olup
da çocuklarına fiziksel şiddet uygulayan aileler de yok değil. Ailenin
fiziksel şiddete başvurmasının temel sebeplerini şu başlıklar altında
toplayabiliriz.
Başka yöntem bilmeme
İnsanların büyük çoğunluğu evlenip de çocuk sahibi olmadan önce çocuk
eğitimi hakkında doğru dürüst hiçbir bilgiye sahip değildirler. Ne zaman
çocuk olur da problemler ortaya çıkmaya başlar hemen kendi anne babalarının
uyguladıkları yöntemlere sığınırlar. Kendileri yaşadıklarından çok şikayetçi
olsalar da o yaşadıklarını unutmuşçasına aynı davranışları birer ebeveyn
olarak çocuklarına karşı sergilemeye devam ederler.
Kızgınlık en kolay yol
Aileler nedense fiziksel şiddet uygulamayı kestirme bir yol olarak tercih
ederler. Fiziksel şiddetin çocuğun psikolojik gelişimindeki yaptığı
tahribatı bir tarafa bıraksak bile yine de kolay ve etkili bir çözüm
değildir. Çünkü fiziksel şiddet ile çocuğu bir an için baskı altına alır ve
istediğinizi yaptırabilirsiniz; ancak bu yöntemle uzun vadeli bir çözüm elde
edemezsiniz. Uzun vadede o çocuk başınızı daha çok ağrıtacaktır. Yani
fiziksel şiddet kullanarak olayı yalnızca ötelemiş olursunuz.
Öfkenizi kontrol edin
Çocuklarımızı eğitirken karşılaştığımız sorunlar karşısında öfkelenmemizin
belli sebepleri vardır. Bunların çoğu sanılanın aksine çocuktan değil biz
ebeveynlerden kaynaklanır. Çocuklar bizi sinirlendirmiyor, biz kendi
kendimize sinirleniyoruzdur. Düşünce biçimlerimiz bunun en temel sebebidir.
2 yaşlarındaki bir çocuk daha önce misafir odasına girmemesi söylenmesine
rağmen oraya girmiş ve sehpanın üstündeki güzelim vazoyu yere düşürüp
kırılmasına sebep olmuştur. 'Bu durumda da mı anne öfkelenmemeli?' diye
sorabilirsiniz. Hemen olayın öncesine dönelim. Bütün gelişim uzmanları
'Çocuğun yürümeye başlaması ile birlikte araştırma ve keşfetme duygusu
zirveye çıkar.' diyorlar. Ve anne tam da çocuğunuz böyle bir dönemi yaşarken
kalkıp yasaklı bölgeler ilan edip çocuğun merakını bir kat daha artırıyor.
Çocuğun vazoyu kırması için bütün şartları farkında olmasa da hazırlayan
(merak duygusunu tahrik ederek) ve ondan sonra da kırmamasını bekleyen
annenin bu beklentisi ne kadar doğrudur acaba? Sinirlenmeye gerek kalmayacak
önlemler baştan alınırsa ev içinde daha sağlıklı ilişkiler geliştirilebilir.
En azından çocuk eve değil de biraz da ev çocuğa uydurulursa öfkelenme
sebeplerimiz azalmış olur.
Göz teması kurun
Göz teması ile anlatabiliyorken, çocuğa bağırmak onun disiplin konusundaki
anlama eşiğini yükseltir ve belli bir zaman sonra daha azından anlamamaya
başlar. Onu da yeterli görmeyip çocuğa fiziksel şiddet uyguladığımızda artık
dayaktan aşağısını anlamaz hale gelir. Ve sürekli dövüldüğünde ise Anadolu
tabiri ile "dayak delisi" olur ve artık bu çocuk hiçbir şeyden anlamaz
duruma gelir. Önemli olan çocuğun disiplin anlamındaki anlama eşiğini
olabildiğince aşağıda tutabilmektir. Bunu da halihazırda uyguladığımız
yöntemin bir alt basamağına sonra bir altına çocuğu hazırlayarak
başarabiliriz. Bağırmaktan aşağısını anlamayan çocuğa önce ses tonumuzu
düşürür ve zamanla beden dilimizi ve gözle temastan anlayacak hale
getirebiliriz.
Çocuklar doğuştan yapısı itibarıyla donanım olarak bizlere uyum sağlamak ve
bizleri örnek alarak hayata hazırlanmak üzere programlanmışlardır. Bizden
gördüklerini taklit eder ve öğrenirler. Hiç düşündük mü acaba hayatımızın
birçok noktasında olabileceği gibi disiplin konusunda anne ve babamıza
benzediğimizi? Birçok insan disiplin konusunda anne ve babasından öğrendiği
dili kullanmak zorunda kalır. Halbuki disiplin konusunda konuştuğumuz farklı
bir dil daha vardır. İnsanların bir olay ya da durum karşısında takındıkları
ve karşısındakileri baskı altına almaya yönelik disiplin davranışlarına
disiplin dili deniliyor. Disiplinin de bir dili olduğunu bilirseniz doğru
dilleri konuşmayı da öğrenebilirsiniz.
Çevrede gözlenen yanlışları siz yapmayın
Çevremize şöyle bir baktığımızda çocukların hatalı bir davranışta
bulunduklarında anne babaların çocuklarına nasıl davrandıklarını
gözlemlersiniz. Genel olarak onu döven anne veya bir baba canlanır
kafamızda. Kerim Bey ve Sibel Hanım ikisi erkek biri de kız olmak üzere üç
çocuk sahibi bir çifttir. 18 yaşında olan küçük oğlu birçok davranış
bozukluğu içinde ve anne bundan çok rahatsız olduğu için bu durumu benimle
paylaştılar. Geriye dönüp baktığımızda Sibel Hanım'ın disiplin dilinin
"fiziksel şiddet" olduğu anlaşılıyordu. Kerim Bey'in dili ise "yok sayma"
idi. Bütün çocuklarını döverek terbiye eden ve ikinci çocuk hariç
diğerlerinde başarılı (!) olduğunu söyleyen Sibel Hanım olanlara anlam
veremiyordu. Oğlu Burak neden böyle olmuştu da diğerleri değil? Evet oğlu
Burak'ın neden böyle olduğunu değil de diğer çocukların nasıl oldu da ruhsal
sağlıklarını koruduklarını sormak gerekiyordu aslında. Diğer çocuklar da
dayak yiyerek büyümüşlerdi; ama yalnızca biri isyan ediyordu. Diğerleri
isyan etmediği için sanki problem yokmuş gibi algılanıyordu anne tarafından.
Diğer iki çocuğa baktığımızda çekingen, kendine güvenmeyen ve toplum içinde
kendini rahat ifade edemeyen iki çocuk duruyordu karşımızda. Biri baş
kaldırmış, ikisi sindirilmişti. Zaten genele bakıldığında "fiziksel şiddet"i
kullanan ailelerin çocukları ya sindirilirler, çok pasif olurlar ya da baş
kaldırıp isyan ederler. Anne baba ile yapılan görüşmeler sonucu ailenin bu
konularda biraz bilinçlendiği ve daha olgun davranışlar ile çocukları ile
daha güzel ilişkiler geliştirebildikleri gözlendi.
Neden şiddete başvuruluyor?
Fiziksel şiddet genellikle orta ve alt gelir grubu ailelerde daha fazla
kullanılan bir disiplin yöntemi. Tabii çevremizde maddi durumu çok iyi olup
da çocuklarına fiziksel şiddet uygulayan aileler de yok değil. Ailenin
fiziksel şiddete başvurmasının temel sebeplerini şu başlıklar altında
toplayabiliriz.
Başka yöntem bilmeme
İnsanların büyük çoğunluğu evlenip de çocuk sahibi olmadan önce çocuk
eğitimi hakkında doğru dürüst hiçbir bilgiye sahip değildirler. Ne zaman
çocuk olur da problemler ortaya çıkmaya başlar hemen kendi anne babalarının
uyguladıkları yöntemlere sığınırlar. Kendileri yaşadıklarından çok şikayetçi
olsalar da o yaşadıklarını unutmuşçasına aynı davranışları birer ebeveyn
olarak çocuklarına karşı sergilemeye devam ederler.
Kızgınlık en kolay yol
Aileler nedense fiziksel şiddet uygulamayı kestirme bir yol olarak tercih
ederler. Fiziksel şiddetin çocuğun psikolojik gelişimindeki yaptığı
tahribatı bir tarafa bıraksak bile yine de kolay ve etkili bir çözüm
değildir. Çünkü fiziksel şiddet ile çocuğu bir an için baskı altına alır ve
istediğinizi yaptırabilirsiniz; ancak bu yöntemle uzun vadeli bir çözüm elde
edemezsiniz. Uzun vadede o çocuk başınızı daha çok ağrıtacaktır. Yani
fiziksel şiddet kullanarak olayı yalnızca ötelemiş olursunuz.
Öfkenizi kontrol edin
Çocuklarımızı eğitirken karşılaştığımız sorunlar karşısında öfkelenmemizin
belli sebepleri vardır. Bunların çoğu sanılanın aksine çocuktan değil biz
ebeveynlerden kaynaklanır. Çocuklar bizi sinirlendirmiyor, biz kendi
kendimize sinirleniyoruzdur. Düşünce biçimlerimiz bunun en temel sebebidir.
2 yaşlarındaki bir çocuk daha önce misafir odasına girmemesi söylenmesine
rağmen oraya girmiş ve sehpanın üstündeki güzelim vazoyu yere düşürüp
kırılmasına sebep olmuştur. 'Bu durumda da mı anne öfkelenmemeli?' diye
sorabilirsiniz. Hemen olayın öncesine dönelim. Bütün gelişim uzmanları
'Çocuğun yürümeye başlaması ile birlikte araştırma ve keşfetme duygusu
zirveye çıkar.' diyorlar. Ve anne tam da çocuğunuz böyle bir dönemi yaşarken
kalkıp yasaklı bölgeler ilan edip çocuğun merakını bir kat daha artırıyor.
Çocuğun vazoyu kırması için bütün şartları farkında olmasa da hazırlayan
(merak duygusunu tahrik ederek) ve ondan sonra da kırmamasını bekleyen
annenin bu beklentisi ne kadar doğrudur acaba? Sinirlenmeye gerek kalmayacak
önlemler baştan alınırsa ev içinde daha sağlıklı ilişkiler geliştirilebilir.
En azından çocuk eve değil de biraz da ev çocuğa uydurulursa öfkelenme
sebeplerimiz azalmış olur.
Göz teması kurun
Göz teması ile anlatabiliyorken, çocuğa bağırmak onun disiplin konusundaki
anlama eşiğini yükseltir ve belli bir zaman sonra daha azından anlamamaya
başlar. Onu da yeterli görmeyip çocuğa fiziksel şiddet uyguladığımızda artık
dayaktan aşağısını anlamaz hale gelir. Ve sürekli dövüldüğünde ise Anadolu
tabiri ile "dayak delisi" olur ve artık bu çocuk hiçbir şeyden anlamaz
duruma gelir. Önemli olan çocuğun disiplin anlamındaki anlama eşiğini
olabildiğince aşağıda tutabilmektir. Bunu da halihazırda uyguladığımız
yöntemin bir alt basamağına sonra bir altına çocuğu hazırlayarak
başarabiliriz. Bağırmaktan aşağısını anlamayan çocuğa önce ses tonumuzu
düşürür ve zamanla beden dilimizi ve gözle temastan anlayacak hale
getirebiliriz.