Çocuk yapmayıp pişman olan var mı?

Neden olmasın ki BBC'nin anne olduğuna pişman olan kadınlarla yaptığı bir görüşme vardı kendilerine de kimliklerini gizli tutuyordu toplumca çok kabul gören bir durum değil çünkü. Kadınlardan biri "çocuklarımı çok seviyorum ancak ben anneliği sevmedim." diyordu. Kendi seçimini yapamamış olabilir, üzerine düşünmemiş olabilir ya da kendi kapasitesini bilmiyor olabilir ve bunun neticesinde anne olduğunda anneliğin hayatına zorluk kattığı şeyler kendisinde pişmanlık uyandırabilir. Bu kişi mükemmel bir annelik yapıyor dahi olabilir, çocuklarını canından çok seviyor da olabilir ancak anne olmanın aslında kendi hayallerindeki gibi olmadığını ve böyle bir sorumluluğun altına girmekle hata yaptığını düşünüp çocuktan önceki zamanına özlem duyabilir belki geriye dönse anne olmak istemeyecegini düşünerek pişman olabilir.

Bunun doğal ve bir çok kişinin hissettiği bir durum olduğunu varsayıyorum annelik kutsal dendikçe annelere binen yük daha da arttı. Annelik bir çocuğun hayatta kendini ve kendi yerini bulmasında rehber olmaktan öte değil. Anne yalnızca anne değil aynı zamanda bir birey ve bir kadın neden ulvi bir canlı gibi çocuğuna kendini yüzde yüz adamasını ve annelik sıfatı dışındaki sıfatlardan sıyrilmasini bekliyoruz toplumca.
Konuda bir tek ben çıktım herhalde pişmanlığından dem vuran, her zamanki gibi😂

Sizin yerinizde olsaydım mutlaka yumurtalarımı dondurur sonra yoluma devam ederdim.
Elimizde böyle bilim nimeti varken 20 sene sonrası için olası karar değişikliğinde bana bu fırsatı sunuyorsa sonuna kadar değerlendirirdim.
 
Bunun doğal ve bir çok kişinin hissettiği bir durum olduğunu varsayıyorum annelik kutsal dendikçe annelere binen yük daha da arttı. Annelik bir çocuğun hayatta kendini ve kendi yerini bulmasında rehber olmaktan öte değil. Anne yalnızca anne değil aynı zamanda bir birey ve bir kadın neden ulvi bir canlı gibi çocuğuna kendini yüzde yüz adamasını ve annelik sıfatı dışındaki sıfatlardan sıyrilmasini bekliyoruz toplumca.
Bence annelik bu kadar da basit bir şey değil. Tabi ki bir anne diğer taraftan bir kadın ve başka başka sıfatları olabilir. Ben anneliğin gayette kutsal olduğunu düşünüyorum bu dünyada sonuç olarak ne yaparsak yapalım bizi en çok sevenler büyüsekte bizi en çok düşünenler onlar. 7/24 çocuğu 60 yaşına da gelse anne yaşıyorsa onun için kaygılanıyor. Annelerin toplumsal baskıdan dolayı yükünün arttığını düşünmüyorum bence anneliği hakkıyla yapan kadına başkasının ne dediğinin önemi yok onlar zaten yeterine yüklüler.
 
Neden olmasın ki BBC'nin anne olduğuna pişman olan kadınlarla yaptığı bir görüşme vardı kendilerine de kimliklerini gizli tutuyordu toplumca çok kabul gören bir durum değil çünkü. Kadınlardan biri "çocuklarımı çok seviyorum ancak ben anneliği sevmedim." diyordu. Kendi seçimini yapamamış olabilir, üzerine düşünmemiş olabilir ya da kendi kapasitesini bilmiyor olabilir ve bunun neticesinde anne olduğunda anneliğin hayatına zorluk kattığı şeyler kendisinde pişmanlık uyandırabilir. Bu kişi mükemmel bir annelik yapıyor dahi olabilir, çocuklarını canından çok seviyor da olabilir ancak anne olmanın aslında kendi hayallerindeki gibi olmadığını ve böyle bir sorumluluğun altına girmekle hata yaptığını düşünüp çocuktan önceki zamanına özlem duyabilir belki geriye dönse anne olmak istemeyecegini düşünerek pişman olabilir.

Bunun doğal ve bir çok kişinin hissettiği bir durum olduğunu varsayıyorum annelik kutsal dendikçe annelere binen yük daha da arttı. Annelik bir çocuğun hayatta kendini ve kendi yerini bulmasında rehber olmaktan öte değil. Anne yalnızca anne değil aynı zamanda bir birey ve bir kadın neden ulvi bir canlı gibi çocuğuna kendini yüzde yüz adamasını ve annelik sıfatı dışındaki sıfatlardan sıyrilmasini bekliyoruz toplumca.
Toplumla alakası da yok bence. İçgüdüsel olarak başlayan bir süreç, sürekli seninle olan, seninle bağ kuran, sana muhtaç olan seni her halinle seven bir canlıyı koruma çok sevme ona adama hissin oluyor. Anneler kutsal deseler de demeseler de, annelik ne ezik ıığ da deseler de bana fark etmez. Ben toplum nezdinde annelik yapmıyorum. Kızdığımda bile bana gelen, benden başka kimseye güvenmeyen, sesimdeki kırıklıktan canımın sıkkın olduğunu anlayıp kedi gibi bana sokulup mutlu etmeye çalışan, sabah gözünü anne diye açan bir canlıyı ne olursa olsun çok severim çok korurum.
Bu tamamen anne çocuk arasında oluşan sevgiyle bağla alakalı.
Ben annelik için evet baskı yapan bir toplumda olduğumuzu kabul ediyorum ama bu nedenle anne olup pişman olan insanın az olduğunu düşünüyorum.
Çünkü beni en koşulsuz seven insan oğlum. Kilo alsam göbeğin pufuduk oldu diye sevinen, kilo versem annem ne güzel diyen her halimi seven bir canlıyı nasıl sevmeyeyim. Okula gittiğinde en çok annesini özlediğini söyleyip özletme okulu bu sevmedim diyen biri. Ağlasa anne gülse anne diyor. Kucağımda şifa arıyor. Yani bir canlının bu kadar sevdiği güvendiği biri olmayı seviyorum ben toplumun ne düşündüğü de umrumda değil tamamen oğlumla karşılıklı çok seviyoruz toplum da umrumuzda değil.
 
Yaa film benim de kulağıma kötü geliyor bu ya. Düşünüyorum da zorluğuna rağmen, estirdiği teröre , uykusuzluklara rağmen o yol ayrımına gelsem yine yapardım. Bile bile yapardım. Çünkü bilmediğin bir sevgi de var işin içinde. Ömründe yaşamayacağın bir aşkı kaçırmak gibi düşünürdüm. Böyle bir şeyi düşünüp söylemek bile içten içe korkunç geliyor bana bugün çocuğuma bir şey olsa ben pişmanım dedim ondan oldu azabı da çekerim. Diyemem dilim varmaz yaaa. Sen yazdıkça ayh demese ya öyle diye içim şey oldu 🙄🙄
Aslinda anne olmaktan pisman olan bircok kadin var. Ama iste toplum baskisi yuzunden bunu asla dillendiremiyorlar.
Burada bile mesela ben eminim pisman olup dillendirmeyenler olduguna cunku aninda tepki alacaklar. Sizin şahsınız ozelinde soylemiyorum ama genel olarak tavir bu ne yazik ki.
 
Valla benim bir arkadaşım var 4 aylık bebeğiyle kamp falan yapıyor, sırtına bağlayıp dere bayır geziyorlar, çocuk da bir uyumlu bir uslu maşallah, biberonu ver eline öyle kendisi takılıyor falan :KK57: :KK57: Sürekli dışarda çocuk bebek arabasında kafasına göre uykusu gelince uyuyor, her kafeden de biberonluk ılık su elde edebiliyor. Böyle rahat takılan insanlar da yok değil kendinden ödün vermeyen. Ben bırak gezmeyi evde yemek bile yiyemiyorum, gezdirmeye parka çıkarıyorum, dönüşte ya uykusu geliyor ağlıyor ya kucak istiyor bağırıyor çığlık kıyamet eve dönüyoruz. Her çocuk da bir değil, ya da alıştırdığın gibi gidiyor ne bileyim çözemedim :KK70:

Yok demedim zaten ama herkesin cevresinden en fazla " bir arkadasim, bir akrabam" diye gosterilecek 1-2 tane ornek anca cikar. Cocukla herseyi yapanlar yok degiller ama cokta degiller.

Ben de instagramda denk gelmistim cocugu sirtina baglayip dagda gezip kamp yapan cifte ama herkesin becerebilecegi seyler degil bunlar. Kamp tecrubesi olan biri olarak ben elimde cocukla yapamam oyle birsey gözüm almaz. 😁
 
Toplumla alakası da yok bence. İçgüdüsel olarak başlayan bir süreç, sürekli seninle olan, seninle bağ kuran, sana muhtaç olan seni her halinle seven bir canlıyı koruma çok sevme ona adama hissin oluyor. Anneler kutsal deseler de demeseler de, annelik ne ezik ıığ da deseler de bana fark etmez. Ben toplum nezdinde annelik yapmıyorum. Kızdığımda bile bana gelen, benden başka kimseye güvenmeyen, sesimdeki kırıklıktan canımın sıkkın olduğunu anlayıp kedi gibi bana sokulup mutlu etmeye çalışan, sabah gözünü anne diye açan bir canlıyı ne olursa olsun çok severim çok korurum.
Bu tamamen anne çocuk arasında oluşan sevgiyle bağla alakalı.
Ben annelik için evet baskı yapan bir toplumda olduğumuzu kabul ediyorum ama bu nedenle anne olup pişman olan insanın az olduğunu düşünüyorum.
Çünkü beni en koşulsuz seven insan oğlum. Kilo alsam göbeğin pufuduk oldu diye sevinen, kilo versem annem ne güzel diyen her halimi seven bir canlıyı nasıl sevmeyeyim. Okula gittiğinde en çok annesini özlediğini söyleyip özletme okulu bu sevmedim diyen biri. Ağlasa anne gülse anne diyor. Kucağımda şifa arıyor. Yani bir canlının bu kadar sevdiği güvendiği biri olmayı seviyorum ben toplumun ne düşündüğü de umrumda değil tamamen oğlumla karşılıklı çok seviyoruz toplum da umrumuzda değil.
Bu anlattıklarının çocuğunuzu ne kadar sevdiğiniz üzerine ve bundan doğal bir şey olamaz ancak sizin gibi çocuğunu çok seven bir kadının " evladımı seviyorum ancak çocuk yapmasam da mutlu bir hayat sürebilirmişim. Bu sorumluluk bana ağır geldi keşke daha çok düşünseydim ya da keşke böyle olduğunu bilseydim belki bu yola hiç gitmezdim." demesi ve yaptığı eylemden derinlerinde bir yerde pişmanlık duyması da bana çok doğal ve insani geliyor. Bence bu kişiyi kötü bir anne yapmaz çocuğunu seviyor ve yapması gerekenleri yapıyor ancak bu şekilde hissediyorsa hiçbir anormallik görmüyorum.
 
Aslinda anne olmaktan pisman olan bircok kadin var. Ama iste toplum baskisi yuzunden bunu asla dillendiremiyorlar.
Burada bile mesela ben eminim pisman olup dillendirmeyenler olduguna cunku aninda tepki alacaklar. Sizin şahsınız ozelinde soylemiyorum ama genel olarak tavir bu ne yazik ki.
İfade edilmesi de çocuklar açısından kötü. Tepki olmasına da şaşırmıyorum. Pişmanlık kelimesini annem bana kullansa şu yaşımda üzülürüm. Beni çok sevdiğini bilsem dahi üzülürüm. Çocuğa da yük bindiriyor. Duygusal bakıyorum ben açıkçası bu konulara ya.
 
İfade edilmesi de çocuklar açısından kötü. Tepki olmasına da şaşırmıyorum. Pişmanlık kelimesini annem bana kullansa şu yaşımda üzülürüm. Beni çok sevdiğini bilsem dahi üzülürüm. Çocuğa da yük bindiriyor. Duygusal bakıyorum ben açıkçası bu konulara ya.
Aklı başında kimsenin cocuguna gidip dogurduguna pisman oldugunu soyleyecegini düşünmüyorum.
Ben yetiskinler arasindaki sohbetlerde pismanligini ifade eden kadinlara verilen tepkilerden bahsediyorum.
 
Bence annelik bu kadar da basit bir şey değil. Tabi ki bir anne diğer taraftan bir kadın ve başka başka sıfatları olabilir. Ben anneliğin gayette kutsal olduğunu düşünüyorum bu dünyada sonuç olarak ne yaparsak yapalım bizi en çok sevenler büyüsekte bizi en çok düşünenler onlar. 7/24 çocuğu 60 yaşına da gelse anne yaşıyorsa onun için kaygılanıyor. Annelerin toplumsal baskıdan dolayı yükünün arttığını düşünmüyorum bence anneliği hakkıyla yapan kadına başkasının ne dediğinin önemi yok onlar zaten yeterine yüklüler.
İşte tam olarak anneliğin kendisine verdiği bu yoğun hislerden ve bitmeyen annelik mesaisinden, sürekli aklında yalnızca onun olmasından, sürekli onunla ilgili kaygı duymaktan ve hayatının tamamen degismesinden dolayı çocuğunu çok sevse de bu zorlayıcı annelik halinden pişman olan kadınlar olabiliyor ben bunu çok insani bulsam da toplumumuzda "kutsal anneliğe sürülmüş leke" olarak görülüyor.
 
İlerde çok bişman olursunuz kesinliklen çünkü bu evlad evlad, başka hiçbir şeye benzemez. Evlad kokusunu içine çektin mi analık otomatikman yükleniyor hem bilmiyorsunuz siz içinize nasıl çekilir evlad kokusu, buradaki kadınlar da bilmiyor tardışıyor, sarmısaklı cacığı koklar gibi koklarsanız ebletteki olmaz. Ben asla pishman olmadım, yine olsa yine yabarım çünkü korunmadan sebişmeyi de sebiyorum. Bir gülüşü yediyor ve bunun için gülmesini dahi beklemiyörüm. Teqnologiç ağletler çok ilerledi gülerkenki fodografını çektim 75e 50 büyüttürdüm ve salonuma asdım evladımın. Arada döner kolduğuma oturup bir kadeh fiskimi alıp, puromu yakıyorum ve gülüşünü izliyorum. En sevdiğm hobimdir. Ayrıcana bir yuvanın tuğlası erkekle gadınsa, çocuk çimensosudur, harcıdır.
Yanlız taştan duvar olmaazz bunu sen de biliyorsuğn demiş ünlü düşünür Tarkan ve kurdu hüp klibinde hem.
Dohtor çok haglı, doğurun. En az üç çocuk.
 
Eşimi seviyorum ama şimdiki aklım olsa evlenmezdim gibi. Eşim iyidir hoştur ama evlilik yükü ağır, hayatın değişiyor

Bu ayni şey degil ya. 🙄 Cocuk buyutmuyorsun sonucta karsinda kocaman bir insan var, yük bindirmeye degil yük paylasmaya, hayati paylasmaya evlenmişsin zaten(bence oyle olmali)
Eş gercekten "iyi, hoş" olsa evlilik yük olmaz, ortada bir yük varsa paylasilir, sorun varsa çözülür.
Anne pismansa da annelik yapmak, bunu en iyi sekilde yapmak zorunda ama pisman olunan evlilik surmek zorunda degil bence.
 
İfade edilmesi de çocuklar açısından kötü. Tepki olmasına da şaşırmıyorum. Pişmanlık kelimesini annem bana kullansa şu yaşımda üzülürüm. Beni çok sevdiğini bilsem dahi üzülürüm. Çocuğa da yük bindiriyor. Duygusal bakıyorum ben açıkçası bu konulara ya.

Çocuğa niye söylüyoruz ki bunu?
Ben mesela çocuksuz günlerimi özledim. Bunda bir sakınca görmüyorum, dile getirmekte de bir şey yok bence.
Çocuğa gidip seni doğurduğum güne lanet olsun demiyorum.
Ama eşimle konuşurken, özlemişiz sırt çantamızı alıp haftasonu kaçamağı yapmayı diyoruz.
Hatta zaman zaman 1-2 sene daha bekleyebilirmişiz de diyoruz. Bu bizi kötü ebeveynler yapmaz.
Birbirini seven ve başbaşa vakit geçirmeyi özleyen eşler yapar :KK70:
Anneliği ben çok seviyorum, ama kolay degil :) onu söyleme bunu dile getirme diye daha da zorlaştırmanın, dertleşmeyi bile problem haline getirmenin anlamı yok bence.
 
10 yıllık birliktelik ve 1 yıllık evliliği tamamladık. Kendimi bildim bileli annelik içgüdüsü yok, böyle bir istek, arzu yok. Bunu hiçbir zaman paylaşmaktan da çekinmedim. Ailem, eşim ve onun ailesi farketmeksizin herkes en başından beri bilir. Anne olmam için hiçbir sebep bulamıyorum tek bildiğim hayatımın gayet neşe dolu olduğu, evimde 3. Bir kisi ve onun sorumluluklarını istemediğim, bir canlıya ömrümü, tüm sevgimi ve fedakarligimi adamak istemediğim, çocuklu yaşam şeklinin bana hep boğucu ve kısıtlayıcı gelmesi, eşimle kafamiza estiği gibi hareket etmemiz, çocuklara tahammulumun çok az olması vs vs aslına bakarsaniz sebep aramama bile gerek yok istemiyorum bu kadar basit neden bulmaya dahi gerek yok nasıl ki çocuk isteyen insanlara neden istiyorsun ki demiyorsak istemeyen de istemiyor . Aslında insanların çocuk düşünmüyor musun diye sormasından rahatsız olmuyorum tek rahatsızlığım sorularına karşılık çocuk istemediğimi söylediğimde öcü gibi davranmaları, hiddetlenmeleri ve muhakkak değiştirilmesi bir kararmışçasına saçma bir şekilde ikna etmeye çalışmaları. Gelelim asıl konuya devamlı takipte olduğum çikolata kistlerim var ve her iki yumurtalıktada cerrahi gerektirecegi öngörülüyor konu hakkında hekimimin muhakkak hemen çocuk yap ya da yumurtalıklarını doldur diye baskısi var Çocuksuz bir hayat ihtimali onun için ihtimaller dahilinde değil, hastalıklı bir düşünce olarak görüyor bunu ve öyle ki bazen tavırları da çok rahatsız edici oluyor. Peki çocuk yapmayıp sonra pişman olan keske yapsaydım diyen var mi aranızda?
Doktorunuzun diplomasını torun bekleyen kaynanalar derneğinin kısır gününde takdim etmişler sanırım; bu ayarsızlık ve ısrarcılığı başka türlü açıklayamadım. Siz en iyisi her şeyden önce bi doktor değişikliğine gidin. Doktorunuz da önce kendisi tedavi olsun, sonra insanları tedavi etsin.

Biyolojik yollarla çocuk sahibi olma seçeneğini temelli elemeye gelince... çocuk isteyip istememenizden bagımsız olarak geri dönüşü zor konulardaki karar mekanizmanız nasıl çalışıyo bence ona bakmak lazım.

Mesela benimki çalışmaz. Bırakın çocuğu, atıyorum alışverişteyiz, dolaşıyoruz bi magazada, 2 elbise arasında kalmışım ve 1 tanesini seçmem lazım. O 2 elbise 2 şer kere denenir, benim kolumda bütün magazayı gezer, kasaya kadar benimle gelir, görevliye parayı / kartı uzatana kadar elimde değil ikisini de bırakamam. Benim seçeneklerim, vermeeem, my precioussss.... modunda takılıyorum öyle gerçekten karar vermem gereken son ana kadar.

Tabi benim kadar klinik seviyede kararsız olmanıza gerek yok ama seçim yapmak sizin için genel olarak zor bi kavramsa, karar verme süreciniz uzun sürüyorsa seçeneklerinizden vaktinden önce mahrum kalmaktan hoşlanmayacaksınız demektir. O nedenle yumurta dondurmak ve kendinize bu konuyu düşünmek için daha fazla zaman tanımak iyi bi seçim olabilir. Böylece zorunluluk altında ani bi karar vermek durumunda kalmazsınız.

Öte yandan daha net ve stabil bi karar mekanizmanız varsa çocuk konusundaki tercihinizi tartışmaya açmak kimsenin haddine değil. Net bi kararı uygulamaya koymanıza maddi manevi engel olan her ne ve her kim varsa hepsine ........ çekebilirsiniz gönül rahatlığıyla.

Son olarak pişmanlığın listeden tamamen çıktığı bi hayat pek mümkün değil. Daha doğrusu şöyle mümkün, sonradan hatalı olduğu ortaya çıkan ya da hatalı olmasa da size öyle hissettiren kararlardan kaçamazsınız ama sonucunu sallamayabilirsiniz. Maksimum bu var elimizde.

Yoksa çok düşünülmüş bi karardan da pişman olmak mümkün. Pişmanım keşke öbür yoldan gitseydim diye düsünürken öbür yolun hic sizin hayal ettiginiz gibi olmaması, daha beter bi pismanlık getirecek olması, aslında yine ucuz yırtmış olmanız da mümkün.

Hatta anne olup pişman olmak da mümkün. Ve bunu dile getirmek sizin su an dile getirdiginiz durumdan cok daha zor. Zira siz çocuk istemiyorum deyince maksimum taşlanırsınız, çocuğum var ve onu seviyorum ama şimdiki aklım olsa geçmişte çocuksuz bi yoldan giderdim diyene doğrudan kaya falan atarlar, topla tüfekle girişirler. Nitekim ucundan da olsa konu oralara gelmiş konu altında.

Özetle siyah ya da beyaz değiliz. Her şey mümkün. Eğer kararlı bi insansanız içinize sinen neyse şu an bu işin doğrusu o. Pişman olacaksa da bu 10 sene sonraki Birgariplik in problemi. Onun varsayımsal pismanlıgı icin istemediginiz bi karar alıp pismanlıgı 10 sene erkene cekmenin kimseye faydası yok. Ki 10 sene sonra annelik damarı cok kabarırsa annelik bekleyen çocuk çok, sadece biyolojik bi secenekten vazgeciyo, dünyanın sonu gelmedi. Benim kadar kararsızsanız yumurtalarınız icin istifci bi tutum sergilemekte fayda var, son sana kadar benim yumrutalarım, vermem, belki cocuk yaparım diye dolasın gitsin.
 
İlerde çok bişman olursunuz kesinliklen çünkü bu evlad evlad, başka hiçbir şeye benzemez. Evlad kokusunu içine çektin mi analık otomatikman yükleniyor hem bilmiyorsunuz siz içinize nasıl çekilir evlad kokusu, buradaki kadınlar da bilmiyor tardışıyor, sarmısaklı cacığı koklar gibi koklarsanız ebletteki olmaz. Ben asla pishman olmadım, yine olsa yine yabarım çünkü korunmadan sebişmeyi de sebiyorum. Bir gülüşü yediyor ve bunun için gülmesini dahi beklemiyörüm. Teqnologiç ağletler çok ilerledi gülerkenki fodografını çektim 75e 50 büyüttürdüm ve salonuma asdım evladımın. Arada döner kolduğuma oturup bir kadeh fiskimi alıp, puromu yakıyorum ve gülüşünü izliyorum. En sevdiğm hobimdir. Ayrıcana bir yuvanın tuğlası erkekle gadınsa, çocuk çimensosudur, harcıdır.
Yanlız taştan duvar olmaazz bunu sen de biliyorsuğn demiş ünlü düşünür Tarkan ve kurdu hüp klibinde hem.
Dohtor çok haglı, doğurun. En az üç çocuk.
Az kalsın ciddiye alıp sinir krizi geçiriyordum ki son anda jeton düştü .
 
Çocuğa niye söylüyoruz ki bunu?
Ben mesela çocuksuz günlerimi özledim. Bunda bir sakınca görmüyorum, dile getirmekte de bir şey yok bence.
Çocuğa gidip seni doğurduğum güne lanet olsun demiyorum.
Ama eşimle konuşurken, özlemişiz sırt çantamızı alıp haftasonu kaçamağı yapmayı diyoruz.
Hatta zaman zaman 1-2 sene daha bekleyebilirmişiz de diyoruz. Bu bizi kötü ebeveynler yapmaz.
Birbirini seven ve başbaşa vakit geçirmeyi özleyen eşler yapar :KK70:
Anneliği ben çok seviyorum, ama kolay degil :) onu söyleme bunu dile getirme diye daha da zorlaştırmanın, dertleşmeyi bile problem haline getirmenin anlamı yok bence.
Özlemek başka pişman olmak, o zamana dönsek yapmamak başka bence. Tabii ki herkes o zamanı özler, ben de çocuğumu anneme ablama paslayıp dışarı çıkıyorum. Benim demek istediğim komple hayata gelmemesini istemek gibi geliyor kulağa, yada beraber yaşadıklarını yaşamamayı yeğlemek. Annem benle yaşadıklarını yaşamamayı yeğlese kırıcı olurdu. Özlemekle pişmanlık arasında uçurum var
 
Doktorunuzun diplomasını torun bekleyen kaynanalar derneğinin kısır gününde takdim etmişler sanırım; bu ayarsızlık ve ısrarcılığı başka türlü açıklayamadım. Siz en iyisi her şeyden önce bi doktor değişikliğine gidin. Doktorunuz da önce kendisi tedavi olsun, sonra insanları tedavi etsin.

Biyolojik yollarla çocuk sahibi olma seçeneğini temelli elemeye gelince... çocuk isteyip istememenizden bagımsız olarak geri dönüşü zor konulardaki karar mekanizmanız nasıl çalışıyo bence ona bakmak lazım.

Mesela benimki çalışmaz. Bırakın çocuğu, atıyorum alışverişteyiz, dolaşıyoruz bi magazada, 2 elbise arasında kalmışım ve 1 tanesini seçmem lazım. O 2 elbise 2 şer kere denenir, benim kolumda bütün magazayı gezer, kasaya kadar benimle gelir, görevliye parayı / kartı uzatana kadar elimde değil ikisini de bırakamam. Benim seçeneklerim, vermeeem, my precioussss.... modunda takılıyorum öyle gerçekten karar vermem gereken son ana kadar.

Tabi benim kadar klinik seviyede kararsız olmanıza gerek yok ama seçim yapmak sizin için genel olarak zor bi kavramsa, karar verme süreciniz uzun sürüyorsa seçeneklerinizden vaktinden önce mahrum kalmaktan hoşlanmayacaksınız demektir. O nedenle yumurta dondurmak ve kendinize bu konuyu düşünmek için daha fazla zaman tanımak iyi bi seçim olabilir. Böylece zorunluluk altında ani bi karar vermek durumunda kalmazsınız.

Öte yandan daha net ve stabil bi karar mekanizmanız varsa çocuk konusundaki tercihinizi tartışmaya açmak kimsenin haddine değil. Net bi kararı uygulamaya koymanıza maddi manevi engel olan her ne ve her kim varsa hepsine ........ çekebilirsiniz gönül rahatlığıyla.

Son olarak pişmanlığın listeden tamamen çıktığı bi hayat pek mümkün değil. Daha doğrusu şöyle mümkün, sonradan hatalı olduğu ortaya çıkan ya da hatalı olmasa da size öyle hissettiren kararlardan kaçamazsınız ama sonucunu sallamayabilirsiniz. Maksimum bu var elimizde.

Yoksa çok düşünülmüş bi karardan da pişman olmak mümkün. Pişmanım keşke öbür yoldan gitseydim diye düsünürken öbür yolun hic sizin hayal ettiginiz gibi olmaması, daha beter bi pismanlık getirecek olması, aslında yine ucuz yırtmış olmanız da mümkün.

Hatta anne olup pişman olmak da mümkün. Ve bunu dile getirmek sizin su an dile getirdiginiz durumdan cok daha zor. Zira siz çocuk istemiyorum deyince maksimum taşlanırsınız, çocuğum var ve onu seviyorum ama şimdiki aklım olsa geçmişte çocuksuz bi yoldan giderdim diyene doğrudan kaya falan atarlar, topla tüfekle girişirler. Nitekim ucundan da olsa konu oralara gelmiş konu altında.

Özetle siyah ya da beyaz değiliz. Her şey mümkün. Eğer kararlı bi insansanız içinize sinen neyse şu an bu işin doğrusu o. Pişman olacaksa da bu 10 sene sonraki Birgariplik in problemi. Onun varsayımsal pismanlıgı icin istemediginiz bi karar alıp pismanlıgı 10 sene erkene cekmenin kimseye faydası yok. Ki 10 sene sonra annelik damarı cok kabarırsa annelik bekleyen çocuk çok, sadece biyolojik bi secenekten vazgeciyo, dünyanın sonu gelmedi. Benim kadar kararsızsanız yumurtalarınız icin istifci bi tutum sergilemekte fayda var, son sana kadar benim yumrutalarım, vermem, belki cocuk yaparım diye dolasın gitsin.
Bolca gülümseyerek okudum. Günlük hayattan pay biçersek kararsız değilimdir bir şeye sahip olamayacağımı biliyorsam (fiyatı bütçemi aşarsa ya da fiziğine olmayacaksa, bedeni yoksa vs ) onu beğenme zahmetinde dahi bulunmam aklım kalmaz, günlük hayattaki tercihlerimiz gibi olursa doğurganlığımı kaybettiğim takdirde bu fikre kendimi daha da uzaklaştırıp sahip olamayacağım bir şey için kendimi yormamayi seçerim. Beni bu konuyu açmaya iten gerçekten biyolojik saat vurdu mu çok etkili ve insanı tüm kararlılığından vazgeciren bir mekanızma mı merakı
 
Bu anlattıklarının çocuğunuzu ne kadar sevdiğiniz üzerine ve bundan doğal bir şey olamaz ancak sizin gibi çocuğunu çok seven bir kadının " evladımı seviyorum ancak çocuk yapmasam da mutlu bir hayat sürebilirmişim. Bu sorumluluk bana ağır geldi keşke daha çok düşünseydim ya da keşke böyle olduğunu bilseydim belki bu yola hiç gitmezdim." demesi ve yaptığı eylemden derinlerinde bir yerde pişmanlık duyması da bana çok doğal ve insani geliyor. Bence bu kişiyi kötü bir anne yapmaz çocuğunu seviyor ve yapması gerekenleri yapıyor ancak bu şekilde hissediyorsa hiçbir anormallik görmüyorum.
Bende görmüyorum pişman olmakta bir anormallik.
 
Konuda bir tek ben çıktım herhalde pişmanlığından dem vuran, her zamanki gibi😂

Sizin yerinizde olsaydım mutlaka yumurtalarımı dondurur sonra yoluma devam ederdim.
Elimizde böyle bilim nimeti varken 20 sene sonrası için olası karar değişikliğinde bana bu fırsatı sunuyorsa sonuna kadar değerlendirirdim.
Seni cok iyi anliyorum. Her ne kadar bizim toplumumuz kabul etmeyecek olsa da, insanlar hayatta cok kez geriye donup hayatini baska yone evirmek isteyebilir. Bu evlilikten oncesi olabilir, cocuktan oncesi olabilir, yasliliktan oncesi olabilir, yanlis bolum okudugunu dusunup universite oncesine olabilir. Cok zaman dilimi icin olabilir ama ortadogu kulturunde oyle bir annelik kavrami var ki eger annelikten oncesine donmek istiyorum derseniz vay halinize yani!

Ben de kesinlikle cocuk sahibi olmayi dusunmuyorum, esim de istemiyor, bizim hayat bolumuz bu, hayat yolculugumuz birbirimizle. Bu bizim icin yeterli.
Bizim gibi olana da, 4 tane cocuk yapana da, tek cocukla kalana da, hic evlenmeye de herkese saygı duyuyorum.
Ama bizim toplumda boyle saygi yok.
Tek cocuk yapana aa bencillik etme rahat edicem diye cocuk kardessiz mi kalsin diyeni cok duymussunuzdur ama inanin bana aaa oyle cocuksuz sorumluk olmadan anne olmadan olurmu canim, kadin dedigin anne dedigin zorlanacak fedakarlik yapacak tabiki diyen oldu.
Yani dusunun insanlarin hadsizligini ve sacmaligini. Yapmadigim, dunyaya getirmedigim bi cocuga karsi bile bencil ve merhametsiz ilan edecekler resmen :KK70:
Bir de bu toplum cocugu olana neler der siz düsünün.

İfade edilmesi de çocuklar açısından kötü. Tepki olmasına da şaşırmıyorum. Pişmanlık kelimesini annem bana kullansa şu yaşımda üzülürüm. Beni çok sevdiğini bilsem dahi üzülürüm. Çocuğa da yük bindiriyor. Duygusal bakıyorum ben açıkçası bu konulara ya.
Kadın cocuklarina demiyordur belki yahu.
Karsilarina gecip lanet olsun keske dogurmasaydim sizi demek baska, onlarin duymayip bilmeyecegi sekilde dertlesmesi, hayallerinden bahsetmesi, icinde kalanlari anlatmasi baska birsey.
Özlemek başka pişman olmak, o zamana dönsek yapmamak başka bence. Tabii ki herkes o zamanı özler, ben de çocuğumu anneme ablama paslayıp dışarı çıkıyorum. Benim demek istediğim komple hayata gelmemesini istemek gibi geliyor kulağa, yada beraber yaşadıklarını yaşamamayı yeğlemek. Annem benle yaşadıklarını yaşamamayı yeğlese kırıcı olurdu. Özlemekle pişmanlık arasında uçurum var
Ama siz neden ikna etmeye calisiyorsunuz ki. Kadin illa sizin soylediklerinizi soylemek, hissettiklerinizi hissedip dusunduklerinizi dusunmek zorundasiniz ki.
Gercekten laf atmaya calismiyorum ama neyin iddiasinda oldugunuzu anlayamadim.
Bu matematik degil ki 2×2 4 gibi bir sonuc olmaz. Bu cok oznel bir durum ve herkesin dogrusu da kendine...
 
Özlemek başka pişman olmak, o zamana dönsek yapmamak başka bence. Tabii ki herkes o zamanı özler, ben de çocuğumu anneme ablama paslayıp dışarı çıkıyorum. Benim demek istediğim komple hayata gelmemesini istemek gibi geliyor kulağa, yada beraber yaşadıklarını yaşamamayı yeğlemek. Annem benle yaşadıklarını yaşamamayı yeğlese kırıcı olurdu. Özlemekle pişmanlık arasında uçurum var
Muhtemelen reddedilmeye karşı bir hassasiyetiniz var ve bir çok insanın yaşayabileceği bir duyguya karşı dahi tetikte olduğunuzu hissettim. Bir annenin pismanlik hissetmesi sanki onu reddetmiş, sevmemiş, onunla hiçbir şeyden keyif almamış ve büsbütün onu reddetmiş gibi hissettiriyor olabilir mi size?

Halbuki bu hayatta bir çok tercih ve yol olduğu ve bu yoldansa diğerini seçmenin kendi kişiliğine, hayallerine, belki de konfor alanına daha uygun olduğunu kendine itiraf etmesinden başka bir şey değil.
 
İfade edilmesi de çocuklar açısından kötü. Tepki olmasına da şaşırmıyorum. Pişmanlık kelimesini annem bana kullansa şu yaşımda üzülürüm. Beni çok sevdiğini bilsem dahi üzülürüm. Çocuğa da yük bindiriyor. Duygusal bakıyorum ben açıkçası bu konulara ya.
Annem beni 3 kere aldırmaya gitmiş de doktor almamış yahu😂
Bundan beter psikoloji mi var?
 
X