- 28 Ocak 2010
- 7.509
- 434
- 398
- 37
Ben çocuğumu yine mahalle oyunlarıyla büyütmek istiyorum. Ama nasıl olacak kaygılıyım.Çocuğuyla birlikte büyümesini isteyeceğim özellikte insanlar sabahtan akşama kadar çalışıyor olacak.Ben de çocuğu mecburen yalıtılmış kreş ortamına mı göndercem? Lütfen mahalle oyunlarının kıymetini bilen ve çocuklarından bunu esirgemeyen anne babalar olalım olur mu?
öyle bi devirde yasiyoruz ki cocuklari sürekli daha cok koruma istegi var büyüklerde.
her yerde kötülük, anne babalar cocuklarini ic rahatliyla sokaga birakamiyor ki.
ve artik herkes rahatina cok düskün, annelerde calisiyor.
cocuk basimda olmasin beni rahat biraksinda ister 10 saat pc basinda gecirsin düsüncesi mevcut cogunda (benim gözlemledigim, genelleme yapmak istemiyorum yinede)
ben cocuk delisi degilim, olmasada olur benim icin. ama ALLAH öyle nasip ederde cocugum olursa
bu kadar koruyucu bi anne olmak istemiyorum.
cocugum ciksin sokaga, oynasin, kirlensin, yaralansin, kavga etsin isterse
cocuklugunu doya doya yasasin.
Ben korumacıyım ama sokağa çıkması düşmesi kalkmasının korumacılığa engel olduğunu düşünmüyorum.Aksine çocuk bilgisayardan ve yaşından önce olgunlaşmasından korunmalı.Siz yazmıştınız sanırım 10 yaşındakiler gerçek ken'lerle oynuyor diye,asıl ondan korunmalı işte.Daha tam olarak cinsiyet bilinci bile gelişmeden karşı cinsi sadece arkadaş olarak görmeli benim düşünceme göre.Neyse, konuyu saptırmak istemem
askeri malzeme modası sanırım 80'lerde çıktı...envai renkte askeri kemerler vardı ve ablam o abuk keten pantolonuna istediği rengi bulamıyor diye krizlere girmişti.arkadaşlarından birinin askeri bi jeepi vardı,beyazdı galiba bi de ona spot ışıklar taktırmıştı millet görsün diye gündüz bile yakardı o farları
.bu sırada abim italyan modasının ortalığı kasıp kavurduğu akıma hasta olmuştu,o da o dönemin keten ayakkabıları için diz üstünde anneme yalvardığını hatırlıyorum.saçlarını ise top gun filmindeki tom cruise gibi şekil vermeye çalışırdı ha bi de onun gibi bi gözlük almıştı,takınca at sineğine benziyordu
o dönemin abileri daha mı yaratıcıydı ne?annem bir sabah kahvaltı hazırlarken abimin beni uyandırmasını söylemişti. sayko bu fırsatı kaçırır mı? sinsice yatağıma yaklaşıp çorabını çıkardıktan sonra ayak başparmağını burun deliğime itelemeye çalışıyordu...çocukken sürekli abimle kavga halindeydik tabi sadece annemin yanına baba gelince biz sanki hiç yaramazlık yapmayan uslu edepli çocuklar olurduk..
abim izlediği korku filmlerinden gördüklerini benim üstümde uygulamak isterdi
kapı arkasına saklama elektirkler kesilince aniden önüme çıkıp kendini yere atma
hatta bi keresinde öyle abartmıştıki(belki hatırlayan olur kırmızı balonlarım varrr diye bi korku filmi var palyonça kılığında adam lavoba deliklerinden çıkardı kanlarla )
bi gün dışardan geldik ayaklarımızı elimizi yıkıycaz banyoya girdik sen salçayı al sulandır kan yap
lavoba deliğinin etrafına yay tabi ben görünce çığlığı basmıştım
uzun seneler abimin her an kapının arkasından çıkacağını düşünür kapıların arkasına bakardım
hatıra defterleri vardı sonna... sınıfta herkes birbirine uzatır şiirler ve güzel sözler karalanırdı içine.kimisi bunu bir de sticker'larla süsler ya da resim çizerdi...bir gün o kutlu an bana denk gelmişti.arkadaşım bana defterini uzatmış bişeyler yazmamı istemişti.eve getirdim defteri,ödevimi bitirdim kızın defterini açtım.benden öncekiler ne yazdı acep diye de baktım hani aynısı olmasın,kopya çekmiş gibi olmiim diye...ne yazık ki bildiğim tüm herşeyi benden öncekiler yazmış...kara kara düşünüyom bende ne etcem şimdi diye...sayko abim yanımda bitivermişti.sana yardım ediim dedi,yaş 7 salaklık had safhada o vakit,tamam dedim.bana bi şiir dikte etti, oldukça ağır sözleri vardı ne demek istediğini tam anlamıyom ama ii bişeye de benziyo hani...yazdım her kelimesini.2 gün sonna eve bi telefon geldi bi kadın almanca olarak anneme telefonda bağırıyo resmen!annem olup biteni bilmiyo kadına ne olduğunu neden bu kadar öfkeli olduğunu soruyo.meğer benim gerzek abimin bana dikte ettiği şiir, şiir değilmiş.adolf hitlerin yasaklı alman milli marşıymış! annemin kulaklarındaki dumanı geçtim,gözlerindeki cehennem ateşini gördüm resmen...telefonu kapattı direk bana bunu nerden duyduğumu söyledi ben de adres olarak abimi göstermiştim.alnına düşen bir tutam saçı üfledi ve her ne duyarsa duysun odaya girmememi söyledi.sağ ayağından terliği çıkarıp kapıyla birlikte odaya girdi...o bağırtıları ne siz sorun ne ben söyliim
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?