Cüvcüv'den Seçmeler

CUVCUV

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
2 Mart 2007
1.232
7
116
LAZ EFSANELERI


Laz bilgisayarcının Amerika’da oğlu olmuş, ismini ne koymuş?
Basic. (Temel)


Lazlar ağaç dikiyorlarmış.
Baslarındaki görevli ise Lazlara şöyle sesleniyormuş Yeşiller yukarı, yeşiller yukarı!


Laz niye yazı yazarken eldiven takar?
El yazısı tanınmasın diye.
 
Sevgülü Cüvcüv;

Evvela selam eder yanaklarından öperim.

Niye taktın len lazlara bu kadar. heeeeee:mymeka: Doktora mı yapıyon da o kadar madde sıralanmışsın
 
Acaba biz lazlar olmasaydik Türkiye nasil gülecekti,merak ediyorum?yani bakiyorumda her "efsane" dedigin sey hep kücük düsürücü,geri zekali hareketleri.Ben hic bir insani böyle kilifa sokamam,bana tuhaf geliyor iste.Ben bir Trabzonlu olarak hic komik bulmadim acikcasi,ama eminim Trabzonlu olmasaydim ayni his:1no2: ederdim!!!!!!
 
Sedefciğim,tam ben de bir Karadeniz fıkrası yazacaktım ki senin yazını okudum.Her ne kadar bu tarz fıkralar,espiriler olsada bir Trabzonlu,Ordulu,Rizeli olmayı çok istemişimdir.Kültürünüze hayranım çünkü.Sadece fıkralarınız değil o kadar çok şeyiniz meşhur ki.Ben de orta Karadenizdenim.Hem boşversene lazlık nerden çıktı bilmiyorum ama herkesin için de bir laz olduğuna inananlardanım.Sevgiyle kalasın.
 
sevgili serarecim,inan sözlerin cok iyi geldi.Prensip olarak laz fikralarina karsi degilim,ama yukardaki sarf edilen sözler agir geldi. umarim beni anlayan arkadaslar cikar.SEVGILERIMLE
 
sevgili serarecim,inan sözlerin cok iyi geldi.Prensip olarak laz fikralarina karsi degilim,ama yukardaki sarf edilen sözler agir geldi. umarim beni anlayan arkadaslar cikar.SEVGILERIMLE


Merhaba Sedef;
Ben de Rizeliyim Annemin de bizzat fıkra gibi davranışları var.Karadenzililer kendine gülebilen tutkulu insanlardır.
Senin düşündüklerini düşünmemiştim.Ama kimseyi kırmak ya da bir polemik oluşturmak gibi bir niyetim yoktu çok üzgünüm :çok üzgünüm:
Anneannemle Dedem nur içinde yatsınlar o kadar tatlı insanlardı ki ; başlarından gerçekten geçmiş bazı olaylar şu an fıkra diye anlatılıyor.
Kimse kötü düşünmesin ne olur.Çoğunu da sildim şimdi.

Sevgiyle.
 
Cüvcüv alınma be hemen:teselli:

Bak bu sayede senin Rizeli olduğunu öğrenmiş oldum. Ben de senelerce oturdum Rize'de. Sonra üniversite için Ankara'yı mesken tuttum.:1yes2:
 
Bende 4 Yildir Rizedeyim. Memleketimde Omlarca şehir Ve 4 ülke Dolaştim. Bu Lazlar Kadar Neşeli Sicak Insanlar Görmedim Benim Kizimin Bakicisi Rizeli Ve Kizim Gittum Geldum, Yemek Yicum... şeklinde Konuşuyor Düzeltemiyoruz. Ama Bir Kez Daha Söylüyorum. Hayranim Bu Insanlara
 
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar ...
Juan, "Yalnızca kum" diye yanıt verince polis, "Aç bakalım çantaları" der.

Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada !

Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur !
polis, çantalarını Juan'a geri verir ve sınırdan geçmesine izin verir.

Ertesi gün Juan Motosikletinin arkasında iki büyük çantayla tekrar sınırda belirir. Polis Juan'ı gene durdurur, didik didik arar, birşey bulamaz ve Juan'ı serbest bırakmak zorunda kalır.
Bu olay, polis emekli olana dek yıllarca devam eder !
Bir gün emekli polis Meksika'da bir barda otururken Juan'ın içeri girdiğini görür ve derhal yakasına yapışır; "Senin yıllardır birşeyler kaçırdığından eminim. Çıldıracağım. Geceleri uyku uyuyamıyordum senin yüzünden. Lütfen anlat bana ne kaçırdığını. Aramızda kalacağından emin olabilirsin. "

Juan gülümseyerek yanıtlar,

"Motorsiklet"

DETAYLA BOĞUŞURKEN ÖZÜ KAÇIRMAYALIM :)))))
 

Sonuna kadar okuyun..

Adam oğlunun odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce

toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Sonra
adam yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını
farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü
düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:

Sevgili baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Kız
arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten
uzak tutmak istedim. Gerçek tutku ve aşkı ben Joanla
buldum ve o öyle tatlı ki anlatamam...

Şunu biliyordum siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri,derisine
işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla
onaylamayacaktınız ve tabi benden çok büyük olmasıda bir
sorundu. Fakat benim için bunlar değildi gerçek tutku ve gerçek aşk...
Baba Joan hamile! Joanın dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda
kendine
ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadarda yakacağı
var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.

Joan benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar
kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız.

Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz dualar ediyoruz şu AIDSin çaresi
bulunsun ve Joan sağlığına kavuşsun diye.. O kesinlikle iyileşmeyi
hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba ben 15 yaşındayım ve
kendi başımın çaresine bakabilirim. Eminim birgün geri döneceğiz ve sen
kendi torunlarını tanıyacak, seveceksin Oğlun Cihad.
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben
Mehmet'lerdeyim. Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden
daha
kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…