Bebek Beslenmesi Danino mu, Sütaş babymix mi?

Bebek Beslenmesi, Ek Besin Önerileri, Mamalar, Anne Sütü, 3 yaştan büyük çocukların çok yeme ya da yememe, obezlik, iştahsızlık, okulda beslenme, beslenirken dikkat edilecek konuların yani her türlü yeme problemlerinin paylaşıldığı alan.
Canım sen baştan bişeylere kendini kapamışsın ve neye inanmak istiyorsan ona inanıyorsun. Kocaman yazıyor babymix de KATKI MADDESİ YOK diye... Kesin konuşuyorum çünkü okudum, doktoruma sordum, kimya mihendisi arkadaşımdan dinledim.. Ama sen neye inamak istiyorsan ona inanmaya devam et..

Üzerinde yazması yeterli yani sizin için. İyi güzel o halde siz devam edin.
Ben kapalıyorum çocuğumun sağlığıyla ilgili yanlış olan konulara.
Siz açık olun.

Okuduysanız birde bunu okuyun. yerimseniben

“Çoğu tüketici uzun ömürlü sütleri (UHT) uygulanan ısıl işlemden dolayı ölü süt olarak değerlendirmektedir. Oysa teknik kısa sürede uygulandığından kayıp kaynatmaya göre çok daha azdır. Pastörize edilmiş sütler (günlük süt ve mutlaka soğuk koşullarda bulundurulması gereken sütler) karşılaştırıldığında kayıp değerleri yönünden çok büyük fark yoktur.

“Tüketicilerin büyük bir kısmı, uzun ömürlü süte (UHT), işlem esnasında dayanıklılığı sağlamak amacı ile antibiyotik, antiseptik maddelerin katıldığına ve kullanılan ambalaj malzemesinin kanser yapıcı özelliğinin olduğuna inanmaktadır. Bu, kesinlikle doğru olmayıp hiçbir bilimsel geçerliliği de yoktur. Uygulanan ısıl işlem gereği; işletmeye kabul edilen süt, 135-150 C de 2-5 saniye tutulmakta ve arkasından derhal 20 C ye soğutma uygulanmaktadır. Bu işlem sonrası süt; steril ortamda, steril ambalaj malzemesi ile ambalajlanmaktadır. Görüleceği gibi, bu işlem esnasında süte ilave hiçbir madde eklenemesine ihtiyaç olmadığı gibi eklenecek maddeler de maliyeti artıran bir faktör olacaktır. Kullanılan ambalaj malzemesi ise genellikle çok katmanlı olup, gerek Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) gerekse de diğer sağlık örgütleri tarafından kullanılmasının bir sakıncasının olmadığı belirtilmektedir.

Sevgiler.
 
allah aşkına yapmayın yaaa neyi savunuyosunuz burda bi cok ürünün de üzerinde domuz yağı yoktur der ama aylarca tartışıldı bu ana haber programlarında
siz nasıl emin olabiliyosunuz içinde katkı maddesi olmadıgına emin oldunuz diyelim nasıl önerip normal yoğpurttan daha faydalı diye evet reklamlarda öyle söylüyor peki bu böylemidir aslaaaaaaa değildir
ben bebeğime inek sütüyle günlük yoğurt mayalıyorum inek sütüm olmasa kutu süt alıp onla mayalardım ama yinede o babymix filan almazdım şöyleki elbette kullanılabilir ama acil durumlarda seyahatlerde filan

bi topikte okudum milupanın konserve meyve püresini veriyomuş bebeğine hergün değişik yediriyomuş bebeği çok seviyomuş çokmu zor meyveyi alıp suyunu yada püresini yapmak ayrıca bunun titizlikle ilgisi yok

şahsen bebeğimi 6 ay boyunca sadece anne sütü verdim arada havuç suyu elma suyu ev yoğurdu tattırdım 6 aydan sonrada ek gıdaya geçiş yaptım süt alıp ekşi yoğurtla kestirip minci yapıyorum kahvaltısı için ev yapımı pekmez yapan birini buldum ondan pekmez aldım
prinç unu yada gece muhallebisi hiç vermedim vermeyide hiç istemiyorum ama henüz ek gıda konusunu dopktorumuzla detaylı konuşmadık onada söylicem mama vermek istemiyorum diye hazır olan herşeyden uzak tutmaya çalışıyorum bebeğimi böyle olmayada devam edicem

günümüz şartlarında ne yazıkki artık aldıgımız hiçbir ürüne güvenemiyorum
 
eeeee sütaş yoğurduyla UHT süt açıklamasının ne alakası var..

Kanun gereği tüm üretici firmalar ürettikleri ürünün içine ne kattıklarını, kullanma talimatlarını, hazırlanma şekillerini, son kullanma talimatlarını YAZMAK ZORUNDADIRLAR. Basit bir kekin bile içinde neler olduğunu amalajından okursunuz.Bu keyfe göre yazılmaz..Kanunen yazmak zorundadırlar hem de ne kadar katkı maddesi varsa hepsini yazmak zorundadırlar. Sütaş gibi bi firma mı yazmayacak? ınanılmaz büyük cezaları olduğu gibi yanlış, yanıltıcı yada eksik de yazamazlar. Katkı maddesi olmayan, doktorların önerdiği tek bebek yoğurdu babymxdir. Ayrıca ben hiç kimseye yedirin demedim. Benim doktorum bana babymixi katkısız olduğu için kullanabileceğimi söyledi. Kimya mühendisi arkadaşım da aynı şekilde korkmamamı söyledi. Ben bildiklerimi yazdım. Ahkam kesmedim.kimseye yedir de demedim. Herkesin burda yaptığı gibi fikrimi yazdım ve fikrimin kaynaklarını da belirttim. Senin yazdıkların, tarzın hoş değil. Senin evinde kabaratuvarın mı var da sen içinde ktkı maddesi buldun da eminsin illa da katkı maddesi olduğuna..? Gülünç..
 
Ya kızlar bi tuhafsınız.... ıçindekiler kısmında katkı maddesi yazan ürünleri, içinde katkı maddesi varmış diye inanıp kullanmazsınız ma içindekiler kısmında katkı maddesi yoktur yazana inanmazsınız... ınanmak istediğiniz şeylere inanıyorsunuz neyse tartışmayacağım.. Beni anlayan anladı. Anlamayan devam etsn ..
 
allah aşkına yapmayın yaaa neyi savunuyosunuz burda bi cok ürünün de üzerinde domuz yağı yoktur der ama aylarca tartışıldı bu ana haber programlarında
siz nasıl emin olabiliyosunuz içinde katkı maddesi olmadıgına emin oldunuz diyelim nasıl önerip normal yoğpurttan daha faydalı diye evet reklamlarda öyle söylüyor peki bu böylemidir aslaaaaaaa değildir
ben bebeğime inek sütüyle günlük yoğurt mayalıyorum inek sütüm olmasa kutu süt alıp onla mayalardım ama yinede o babymix filan almazdım şöyleki elbette kullanılabilir ama acil durumlarda seyahatlerde filan

bi topikte okudum milupanın konserve meyve püresini veriyomuş bebeğine hergün değişik yediriyomuş bebeği çok seviyomuş çokmu zor meyveyi alıp suyunu yada püresini yapmak ayrıca bunun titizlikle ilgisi yok

şahsen bebeğimi 6 ay boyunca sadece anne sütü verdim arada havuç suyu elma suyu ev yoğurdu tattırdım 6 aydan sonrada ek gıdaya geçiş yaptım süt alıp ekşi yoğurtla kestirip minci yapıyorum kahvaltısı için ev yapımı pekmez yapan birini buldum ondan pekmez aldım
prinç unu yada gece muhallebisi hiç vermedim vermeyide hiç istemiyorum ama henüz ek gıda konusunu dopktorumuzla detaylı konuşmadık onada söylicem mama vermek istemiyorum diye hazır olan herşeyden uzak tutmaya çalışıyorum bebeğimi böyle olmayada devam edicem

günümüz şartlarında ne yazıkki artık aldıgımız hiçbir ürüne güvenemiyorum

haklısın canım bende senin gibi düşünüyorum
 
hayatım demek istediğim aslında şudur kiii evde yapılacak şeyler varken neden hazıra yelteniyosunuz
hee ben hiçmi hazır gıda tüketmiyorum elbeteki tüketiyorum öyle çokda hamarat biri değilim herşeyimi doğal üretip doğal hazırlmaıyorum ama söz konusu 5 aylık bir bebekse işte orda durup bi düşünürüm
 
evde yapılan yoğurdu yemeyen bir bebeğe sahipseniz? Benim kızım mümkün değil yemedi...Ne yapacaksınız o zaman? Kaldı ki doktorumun tavsiyesi ile ben baybmixi kullandım.
 
Ya millet keyfinden hazıra koşmuyor... Herkesin bebekleri değerli.. Ama öcü gibi de bakmayın lütfen öcü değiller..
 
çook ince bir konu bu.yazın köylüler süt satarken süt ekşimesin diye içine antibiyotik koyuyorlar.bizde bu sütü sağlıklı diye içiyoruz..daha fazla süt versin diye ineklere yapılmadık iğne bırakmıyorlar.yani burda biz annelere düşen kötünün iyisini seçmek.eğer güvendiğiniz bi sütçü varsa ondan alın derim.yinede kendi yaptığınız yoğurt daha iyi çünkü içindeki maya farklı.fabrikanoın mayası farklı..gerçek mayayı karınca yuvasının toprağından yapıyorlar.internette araştırın..mayaya güvenmiyorsanız eğer..zor bi konu..
 
meyve yada bisküvi katmayı denseydin ablamında oğlu sevmeişti ev yoğurdunu ama meyveli arada yarım bisküğvi ile tatlandırdı bu şekilde yedirdi işte
şükür oğlum yiyor normal yoğurdu ama bende arada içine elma yada armut püresi katıyorum kasat değişiklik olsun
 
Reklamlara inandık, bir nesil margarinle büyüdük. Reklamlara inandık, mahallemizi kapı kapı dolaşan sütçümüzü bıraktık, marketlerden kutu süt alır olduk.
Kutu süt üreten şirketler, sokak sütünün (diğer adıyla çiğ sütün) sokakta uzun süre gezdiğini, mikrop ürettiğini, sütçünün su kattığını, pis olduğunu söylediler. Kendi ürettikleri kutu sütler “hijyenik” koşullarda el değmeden hazırlanıyordu, söylediklerine göre.
Atılan onca çamura rağmen, bilim dünyası, sokak sütünün masum olduğunu kanıtladı. Kutu sütlerse, maruz kaldıkları "teknolojik" işlemlerin ardından neredeyse ölüyor. Hatta “öldürüyor”! Dr. Pottenger daha 1930’lu yıllarda ilginç bir deneyle bunu kanıtladı. Pottengers’ Cats – Pottenger’in Kedileri isimli eseri bu konuda yazılmış en önemli kitaplardan biri kabul ediliyor.
UHT süt ve pastörize süt nedir?
Kutu süt derken UHT (uzun ömürlü) ve pastörize sütleri kastediyoruz. UHT süt 135-150 derece sıcaklıkta 2-4 saniye ısıtılır. Pastörize süt ise 72-75 derecede 15-20 saniye tutulur. Metnin kalan kısmında “çiğ süt” ifadesini göreceksiniz; bu ifade işlem görmemiş sokak sütü için kullanılıyor.
UHT sütten uzak durun
Cerrahpaşa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Aydın pastörize veya UHT teknolojisi ile üretilmiş sütlerden uzak durulmasını tavsiye ediyor.
Hakan Arabacıoğlu’nun çevirdiği “Pastörize süt mü, çiğ süt mü?” başlıklı yazı ise "teknolojinin elini değdirdiği sütün" zararlarını ortaya koyuyor. Yazıda UHT ve pastörize sütlerle ilgili çarpıcı bölümler şöyle:
"Pastörize süt mü, çiğ süt mü?
Bugün süt, içindeki doğal enzimleri yok eden ve nâzik proteinleri değiştiren pastörizasyonun her yerde uygulanması yüzünden, sindirilemez hâle gelmiştir.
Çiğ süt, sütün sindirimini sağlayan laktaz ve lipaz aktif enzimlerine sahiptir. Canlılığını yitirmiş laktazı ve diğer aktif enzimleri içeren pastörize süt, yetişkin mideler tarafından gerektiği gibi sindirilemez.
Biberonla beslenen bebeklerin yaşadığı karın ağrısı, pişik, solunum rahatsızlıkları, gaz ve diğer rahatsızlıkların da gösterdiği gibi çocuklar bile bu konuda sıkıntı çeker. Enzimlerin eksikliğinin ve hayâtî proteinlerin değişmesinin, sütteki kalsiyumu ve mineral elementleri erittiği de kuşku götürmez.
1930'larda Dr. Francis M. Pottenger, pastörize ve çiğ sütle beslenmenin 900 kedi üzerindeki etkilerine ilişkin 10 yıllık bir çalışma yürüttü. Bir grup yalnızca çiğ süt alırken, diğer grup aynı kaynaktan alınan pastörize sütle beslendi.
Çiğ süt içen grup kuvvet bularak büyüdü, hayatı boyunca sağlıklı, aktif ve canlı kaldı ama pastörize sütle beslenen grup kısa süre sonra durgun, sersem ve normalde insanlarla ilişkilendirilen kalp krizi, böbrek yetmezliği, tiroit bozukluğu, solunum rahatsızlıkları, diş kaybı, kemik zayıflığı, karaciğer iltihabı gibi kronik yozlaştırıcı rahatsızlıklara karşı savunmasız hâle geldi.
Ama Dr. Pottenger'in en çok dikkatini çeken ikinci ve üçüncü nesillere olanlardı. Pastörize sütle beslenen grubun yavrularının hepsi pastörize sütten kalsiyum emiliminin olmadığını gösteren zayıf ve küçük dişler, kalsiyum eksikliğinin açık ifadesi olan güçsüz kemiklerle doğdular.
Çiğ sütle beslenen grubun yavruları ebeveynleri gibi sağlıklı kaldı. Pastörize sütle beslenen grubun üçüncü kuşak yavrularının birçoğu ölü doğarken, kurtulanlar ise kısırdılar ve üreyemiyorlardı. Çiğ sütle beslenen grup soyunu sürdürürken, pastörize sütle beslenen grupta dördüncü nesil olmadığı için deney bitmek durumunda kaldı.
Eğer bunlar pastörize sütün zararlı etkilerinin yeterli kanıtı değilse, ticârî süt endüstrisinin kabul etmekten kaçındığı, kendi annelerinden alınan pastörize sütle beslenen buzağıların genellikle 6 hafta içinde öldüğü gerçeğini dikkate alın.
Çiğ sütün lehinde, pastörize sütün aleyhinde bulunan bu gibi bilimsel kanıtlara ve yirminci yüzyılın başlarına kadar insan türünün çiğ sütle beslendiği gerçeğine rağmen bugün Amerika'da birkaç eyalet hariç çiğ süt satmak yasal değildir.
Doğal niteliklerinden uzaklaştırılmış süt, insan ömrünü uzatmada hiçbir fayda göstermezken; sütü pastörize etmek raf ömrünü uzattığından süt endüstrisi için daha kârlıdır. Dahası, pastörizasyon hepsini olmasa da bazı tehlikeli mikropları öldürerek sıhhî olmayan mandıralardaki hasta ineklerden alınan sütü göreceli olarak "zararsız" hâle getirir ve bu da süt endüstrisinin mâliyetlerini azaltır.

Dr. Pottenger'in pastörize sütle beslenmiş kedilerinin kısırlaşması ve gücünü yitirmesi için yalnızca üç kuşak geçmesi yeterli olmuştur. Amerikalıların ve Avrupalıların neredeyse aynı sayıdaki kuşağı pastörize sütle beslenmiştir. Bugün, kısırlık Amerikan çiftleri için başta gelen sorunlardan biriyken; kalsiyum eksikliği de yayılmıştır.
Amerikalı çocukların yüzde doksanı kronik diş çürümesi sorunuyla karşı karşıyadır. İşin daha kötüsü, şimdilerde kaymağının ayrılmasını (yağın sütte toplanmasını) önlemek için süt "homojenize" ediliyor. Bu, yağ moleküllerinin sütün geri kalanından ayrılmayacağı noktaya kadar mayalanmasını ve öğütülmesini gerektiriyor. Ama aynı zamanda bu durum, süt yağının küçük parçacıklarının ince bağırsağın duvarından kolayca geçmesine izin vererek, doğal niteliğini kaybetmiş yağ ve kolesterolün vücut tarafından emilme miktarını büyük oranda arttırıyor.
Aslında homojenize sütten, saf kremadan aldığınızdan daha fazla süt yağı alırsınız! Kemik erimesi rahatsızlığı olan kadınların pastörize süt ürünleri ile ilgili gerçekleri dikkate almaları gerekir. Doğal niteliklerinden uzaklaştırılmış bu süt, bu durumu önlemek için yeterince kalsiyum sağlamaz.
Yetişkinler harika bir besin olan çiğ sütü temin edemedikleri sürece, günlük diyetlerinde yer alan sütü yeniden gözden geçirmelidirler.
Çocuklara "güçlü ve sağlıklı" büyüsünler diye pastörize sütü tıka basa içirtmek düpedüz deliliktir, çünkü en basitinden, bu sütler içlerindeki besin öğelerini sindiremezler. Aslında, doğal niteliğini yitirmiş süt ürünleri, bağırsakları tabaka tabaka balçık gibi çamurla tıkayarak organik besinlerin emilimine engel olduğundan erkekler, kadınlar ve çocuklar diyetlerindeki tüm pastörize süt ürünlerini çıkarmalıdırlar."
***alıntıdır***
bebeğimi bırakın kahvaltıyı sütle yapan biriydim bir zamanlar ama bir arkadaşımız ikazından sonra araştırdım yukardaki makale ve benzerleri beni ikna etmeye yetti şimdi güvenilir bir yerden sütü kendim alıp yoğurt yapıyorum süt olarak hiç tüketmiyorum uht bahsi geçtiği için yazdım inanıp inanmamak size kalmışş haa bu arada ne satılan hazır mamalara ne de aldığım sebze meyve olsun hiçbir gıdaya tam güvenmiyorum maselef öyle bir ülke olduk ki en basiti gıda bile Allaha emanett(malum bir de bebek mamalarında bile gdo ya izin verildi)
 
bende evde mayalanmasından yanayım ama bebeği yemeyen annelere diyecek hiçbirşeyim yok oğlumda malesef hiçirşey yemiyor doktorum babymix i denememi bazı bebeklerin sadece hazır ürünleri yediğini söyledi denedik onuda yemedi yani çok varsadece hazır ürünleri yiyen bebekler ama benim bebeğim ne evde yapılan ne hazır hiçbirini yemiyor.herşeyde katkı var zaten bebeklerimize kendimiz yapıp yedirdiğimiz sebzelerde meyvelerde yok mu herşeyde var malesef yani bebeklerimiz katkı maddelerini alıyor tabi bunu aza indirgeyebiliyorsak ne mutlu ama kimseyide niye veriyorsun diye eleştirmemek lazım kimse bebeğine kötülük etmek istemez sonuçta tabi evde yapmak işine gelmeyenler tembellik edenlerde var onlarında gözünü açmak lazım o da başka bir konu
 
Konu nerden nereye kadar uzamış.
Kesinlikle kızıma mümkün olduğum kadar hazır şeyler vermemeye dikkat ettim ve hala ediyorum. Gıda konusunda araştırma yapmadan kulaktan dolma sözlere asla mama vs.. şeyler vermedim. konunun en başında dediğim gibi bu zamanda sokak sütü gerçekten tehlikeli evimize gelene kadar içine karıştırmadık şey bırakmıyorlar keşke direk inekten sağıldığı gibi alıp evimize gelsek o zaman derdim evet kesinlikle ev yapımı iyidir. Ama doğol olan sütü bulmak çok zor. Kutu sütle olan bir çok üniversite zaten araştırma yapmış ve ilan etmiş sakıncalarını şimdi siz söyleyin nasıl güvenipte süte evde mayalıcam????

Bazı markalar çocuklar için en sağlıklı sütten ve mayadan çocuklar için bir ürün geliştirmiş. En başta doktoruma ve gıda mühendisi görüncem de araştırdı. Bizde güvenerek kullandık. Tabi tercih meselesi eğergerçekten güvendiğiniz açık sütçü varsa alın. Ama kutu sütlerin zararlarını tekrar etmiycem sadece üniversitelerin yaptığı araştırmaları takip edin söylenti değil.
 
babymixte hic katki maddesi yok. ve yogurttan cok daha faydali.

böyle birşeyi neye dayanarak yazdığınızı bilmiyorum ama insanları yanlış yönlendirdiğinizi söyleyebilirim.Hazır satılan bebek mamalarıda dahil olmak üzere hazır bütün yoğurtlarda koruyucu katkı maddesı vardır.Bu konuda google hazır yoğurdun zararları yazdığınızda karşınıza yüzlerce site çıkar.Bence bu topikte hazır yoğurt markaları yerine bu yoğurtların zararlarını tartışmalıydık.
 
Meyveli Yoğurt Gerçeği
76
Meyveli yoğurtlar hem bebek beslenmesinde hemde bebek ürünleri pazarında önemli bir yere sahip. Bir çoğumuz bebeklerimize bu hazır yoğurtları yediriyoruz. Neden yedirmeyelim ki?

Hazırlama derdi yok, pratik, her markette bulunuyor, içinde bebeklerimizin yemesi gereken hem meyve hemde yoğurt var. Uzmanlar da öneriyor ve hepsinden önemlisi yavrularımız tatlarına bayılıyor. Peki ama bu yoğurtlar ne kadar sağlıklı?

Meyveli yoğurt ve meyve sularının birçoğu çoğunlukla çürümüş, artık ve atılacak olan meyvelerden yapılıyor ise şanslı sayılırız. Çoğunlukla içinde bulunduğu yazan meyvelerin tat ve kokusunu verecek kimyasal katkı maddeleri kullanılıyor. Kutuların içinde uzun süre dayanmasını sağlıyacak koruyucu, asit düzenleyici, kıvam arttırıcılar, antimikrobik maddeler ve tatlandırıcılar var.

Tatlandırıcıların zararları kanıtlanmış durumda ve alışkanlık yaratıyor. Tatlandırıcıların çoğunluğu genetiği değiştirilmiş mısırdan elde edilen mısır şekeri oluyor. Şekerin zararlı olduğunu hepimiz biliyoruz. Kutuda şeker yerine glikoz şurubu, fruktoz, maltoz şurubu yazsa da sonuç aynı.
 
burada çarşaf çarşaf hazır yoğurtların zararlarını yazmak, evde yoğurt yapanların içlerini rahatlatmasından başka birşeye yaramıyor maalesef. amaç ne anlayabilmiş değilim...

ben de oğluma hazır yoğurt yediriyorum ve sağlıklı olduğunu düşünüyorum.. mesela hazır kavanoz mamalarından çok daha sağlıklı kanımca.. ilk oğlum hazır kavanoz mamaları yüzünden ülser hastalığının eşiğinden döndü, başımıza gelmeyen kalmadı..

elbette ki hazır olan şeyler de katkı maddeleri ve buna bağlı riskler var.. evde yapabiliyorsanız ne ala, ama yapamıyorsanız elden çok da birşey gelmiyor maalesef..

bu bilgi için söylemiyorum ama nette araştırılan her bilginin doğru olmadığı su götürmez bir gerçek.. çünkü "bebek mamalarının zararları" yazsanız karşınıza binlerce veri çıkar.. evde yapılamayan gıdalar için, hazır olanları tercih etmek zorundayız maalesef...
 
Son düzenleme:
ark bencede yoğurdu kendimiz mayalarsak daha lezzetli oluyor.ben bunun için makine bile aldım.oğlum şimdi 1 buçuk yaşında mayaladığım yoğurdu oğlum çok seviyordu ama yazın ekşime çok oluyor diye danino verdim ve halen daha danino yiyor 3 kere yaz bitince kendim yaptım ama ağzına bile sürmedi.şimdi gene bir deniyeceğim çünkü 2 haftadır daninoda yemiyor sıkıldı heralde şimdide pudingleri yiyor tekrar başa döneceğim 5 ayda geç değil tam zamanı cnm
 
Ya sanki hazır olan her ürün bebeği öldürmek için hazırlanmış havasını estiren arkadaşlar mantılı olmaya davet ediyorum sizleri. Sanki bebeği öldürmek hasta etmek için tasarlamışlar gibi davranmayın n'olur.. Sanki bebek bu hazır ürünleri yiyince içinde bomba patlayacakmış gibi ödünü kopuyor yok yaaa bu ksadarı da pes.. Sütü aldığınız ineklerin nerden beslendiğini, hazır yem mi yoksa açık alanda mı otladıklarını,açıkta beslendilerse tarım ilaçları buralarda da var. hasta olup olmadıklarını, yedikleri otların ilaçlanıp ilaçlanmadığını, süt sağa makinasında bekleyip beklemediklerini, içine su katılıp katılmadığını bilebilir misiniz? Bende Office isimli arkadaşa katılıyorum.. Tabiki keşke herşey doğal olabilse.. Ama bir yandan bebekler için yapılmış hazır ürülere öcülermş gibi davranırken doğal diye aldığnızürünlerin ne kadar doğal olduğunu da düşünün derim. Ben yoğurdu evde yapayım dedim önce tutturamadım sona tutturdum ama kızım yemedi. ayısı haşlıyorum.. Kuru kayısı malum... Nasıl kurutulduğu konusunda çok korkunç şeyler okudum. N'apim kayısı mı ekeyim baheçye.. Kocelinde oturuyorum sanayi şehri.. Hadi herşeyi doğal aptık diyelim.. Ya hava? Çevre şartları? Sular?Plastikler? Düşünün bi..
 
Buraya yazan birkaç arkadaş gibi açık süt bulamayan ben sayenizde karamsarlığa düştüm!!! Pastörize süt dışında hiçbir alternatifim yok malesef ki olmayan arkadaşta çok sanıyorum. Lütfen yok şu kadar zararlı,yok kanserojen,yok bilmem ne.daha fazla yazıpta benim gibi MECBUREN hazır yoğurda ve pastorize süte yönelen anneleri daha fazla üzmeyin derim.
 
Back
X