Çok güzel tavsiyeler gelmiş, şöyle bir okudum da.
Ben de ilave edeyim:
Oyuncakları ayırıp, yakınlarınıza hediye edebilirsiniz.
Mesela doğum ziyaretime gelen dayımlar, yanlarında ilk legom ve oyuncak kamyon-kepçe takımı getirdiler, en ufak kuzenim kendi oyuncakları arasından seçmiş ve "Bunları Angela ablanın oğluna hediye etmek istiyorum" demiş. Çok hoşuma gitti.
Bir de çocuklarınızı kendi oyuncaklarını yapmaya yönlendirseniz ufaktan?
Biz babamla oturur, birlikte oyun tasarlardık. Kızma birader gibi, define adası gibi zarla oynanan oyunlar çizerdik, kendimiz ceza-ödül yerleştirirdik. Tavlanın zarlarını da alır bir oynardık bir oynardık, değmeyin keyfimize.
Babam, kartondan köyler-çiftlikler yapar boyar, 3 boyutlu hale getirirdi, ben de içine oyuncak hayvanlarımı sererdim.
Bir mukavva alırdı, yeşile boyardı, ben de üzerine çiçekler yapardım, çimenlik olurdu mesela vb vb.
Şunu söylemek isterim ki zamanında, yaşıtlarıma nazaran sebil gibi oyuncağım vardı kardeşim de oynadı aynı oyuncaklarla, evimize gelen çocuklar da. Ve hala annemlerin yazlıkta çekyatın altında 2 poşet oyuncak duruyor. Annem bir döküyor ortaya ohhoo eve gelen çocuklar bayram ediyor. Benim oğlan da yetişti benim oyuncaklara :)
Yani sağlam olanları, gözden düşen oyuncakları, ikizleriniz fark etmeden alıp saklayabilirsiniz zamanlar sonra böyle değerlenir evinizde.
Ve oyuncakların çok olması, çocuğu görgüsüz yapar fikrine de katılmıyorum.
Benim çok oyuncağım vardı ve herkesle paylaşırdım, çok beğenen çocuğa senin olsun derdim.
Bu biraz yapı, ilgi ve eğitim meselesi, genellemek doğru değil.