En son Cuma akşamı konuştum onunla.
Değersiz hissettiğimi, görevini yap, ertesi gün yine aynı noktadan başla.
Robotlaşan bir hayat yaşadığımızı ve bunun normal olmadığını, beni mutsuz ettiğini anlattım.
Ailesine göstermiş olduğu "müsamaha"nın hiç bir alanının beni kapsamamasını anlattım.
Misal en son bana gelen bir konu, benim büyük oğlan kepçe ile televizyonu kırdı.
Bildiğimiz çorba kepçesi ile, bu aralar ilgi istiyor, kardeş dolayısı ile.
Daha 4 yaşında oda, ufak olan da 1 yaşında.
Annem diyor "kepçeyi elinde gördüm oğlum bırak onu bak o oyuncak değil diye yerine kaldırdım, ancak ben ufaklığı uyuturken hangi ara alıp başardıysa, televizyona vurmuş" ve televizyon fiziksel kırık değil, LCD olduğu için ekran içten kırık. Eve gelince böyle bir manzara ile karşılaşınca şok oldum ancak çocuğa ne bağırdım ne kızdım sadece yanlış yaptığını anlaması için onunla uzun uzun konuştum anlaması için uğraştım.
Yaşı gereği anladığı kadarını anladı tabii ki....
Bu mevzu sonrası haftasonu benim doktor randevum varken eşim ile annemin arasında geçen diyalog şu olmuş, annem üzüldüğünü ve gerçekten engel olamadığını anlatmış eşime. Ama eşimin tepkisi çok garip " annesi çalışıyor nasılsa alınır yenisi ne olacak!"
Annemde kızmış, nasıl annesi çalışıyor, sen necisin? Evin erkeği böyle şeylerden sorumlu olur deyince eşim hörölö hörölelenmiş. Sonra diyor annem ben alttan aldım, sonra eşinin de ayakları suya erdi, kırmadık birbirimizi ama canım sıkıldı diye anlattı annem....
Şimdi annemin bana konuyu taşıması ayrı bir garip, eşimin yaptığı ayrı bir garip.
Zira annem konuların az çok farkında, kör değil kadın.
Annemde sinir olma durumlarına yaklaşıyor, kaç senedir çocuklarımla haşır neşir olduğu için belki de şahit olmaması gereken bir çok konuya şahit oluyor.
Annemin de demesi "ben kızımı rahat etsin diye evlendirdim, köle olsun diye değil"
Bende diğer yandan düşünüyorum, evet eşim iyi bir eş.
Dövmez, sövmez, içmez, karı kıza gitmez.
E tamam da bu olması gereken birşey zaten bir meziyet değil ki!
Onun dışında bu güne kadar ailesinin yanında ne ezilmişliğim kaldı (ki ben kendimi ezdirmem) ne laf yemişliğim.
Çalıştığım halde beklentiler had safhada...
Hani diyorsun ya dönüp dolaşıp o temizlik kovasında takılıyoruz, hep bundan...
Aman evim pis kalmasın, aman temiz dursun derli toplu kalsın hep.
Toz olmasın, pislik olmasın...
Bir noktada evet evin temizliği çocukların hijyeni açısından önemli.
Ama bende öyle bir hal aldı ki durum, psikopatça temizlik yapıyorum.