Arkadaşlar bugün rahatsız olduğum için saatlerdir odamda yatıyorum ve bir şey yaşadım kendime büyük çıkarımlar yapmamı sağlayan. Sizlerle de paylaşmak istedim.
O kadar evrimleştiğimiz, tabiattaki en üstün varlık olarak bilindiğimiz halde bazen ne kadar da o minik beyinli hayvanlara benziyoruz.
Konuya geleyim, odaya sinek girdiğini gördüm, tülü açtım. Sinek, pencerenin sinekliğine kondu. Ben de sinekliğin alt tarafını büyükçe kıvırdım ki ordan çıkıp gitsin, pencereyi de kapattım. Fakat bu sinekcağız saatlerdir üst kısımda yani asla çıkması mümkün olmayacak kısımda debelenip duruyor. Sinekliğin deliğini açmaya çalışıyor, olmayacak çözümlerle çıkmaya uğraşıyor. Panik ve heyecanla yanıbaşındaki kocaman çıkış yolunu göremiyor. Halbuki biraz aşağı inse özgürlüğüne açılan yegane yol onu bekliyor.
Biz de böyle değil miyiz ?
Bazen çözüm yanıbaşımızda, ama bir noktaya öyle kanalize oluyoruz ki başka yolların varlığından bile haberimiz olmuyor. Bu anlarda belki de Yaradan bize uzaktan bakıp aynen şu an benim şu sineğe güldüğüm gibi gülüyor. Halbuki diyor biraz etrafına baksa, biraz ona sunduğum çözüm yollarını araştırsa, biraz sınırlarını merak etse, durumu içinde bulunduğu koşulları analiz etse, görecek ki çözümsüz dert yok ! Sadece o, olayın iç dünyasında yaşattığı panik, telaş, heyecan ve her türlü duyguya kendini öyle kaptırmış ki biraz mantıklı düşünebilse kurtulacak içinde bulunduğu kaostan.
Sözün özü, dertsiz insan yok. Ufak da olsa büyük de olsa, planlanan bir sorun da olsa hiç hesapta olmayan bir sorun da olsa herbirimiz bir gün ayağımıza takılan bir taşla karşılaşırız. İş ki içinde bulunduğumuz durumu kabul edip, "ay, bu da mı gelecekti başıma", "neden ben", "eyvah, yandım bittim ben şimdi" duygularını bir an önce bertaraf edip çözüme odaklanalım.
Tıpkı şu sinek gibi olduğumuz yerde saymayalım. Bir yol olmuyorsa başka bir yol mutlaka vardır. Sükunet ve sabırla çıkış yolunu bulalım.
Sineği merak edenler varsa söyleyeyim, an itibariyle panik havasından sıyrılıp aşağıdaki yolu keşfedebildi :hooray:
O kadar evrimleştiğimiz, tabiattaki en üstün varlık olarak bilindiğimiz halde bazen ne kadar da o minik beyinli hayvanlara benziyoruz.
Konuya geleyim, odaya sinek girdiğini gördüm, tülü açtım. Sinek, pencerenin sinekliğine kondu. Ben de sinekliğin alt tarafını büyükçe kıvırdım ki ordan çıkıp gitsin, pencereyi de kapattım. Fakat bu sinekcağız saatlerdir üst kısımda yani asla çıkması mümkün olmayacak kısımda debelenip duruyor. Sinekliğin deliğini açmaya çalışıyor, olmayacak çözümlerle çıkmaya uğraşıyor. Panik ve heyecanla yanıbaşındaki kocaman çıkış yolunu göremiyor. Halbuki biraz aşağı inse özgürlüğüne açılan yegane yol onu bekliyor.
Biz de böyle değil miyiz ?
Bazen çözüm yanıbaşımızda, ama bir noktaya öyle kanalize oluyoruz ki başka yolların varlığından bile haberimiz olmuyor. Bu anlarda belki de Yaradan bize uzaktan bakıp aynen şu an benim şu sineğe güldüğüm gibi gülüyor. Halbuki diyor biraz etrafına baksa, biraz ona sunduğum çözüm yollarını araştırsa, biraz sınırlarını merak etse, durumu içinde bulunduğu koşulları analiz etse, görecek ki çözümsüz dert yok ! Sadece o, olayın iç dünyasında yaşattığı panik, telaş, heyecan ve her türlü duyguya kendini öyle kaptırmış ki biraz mantıklı düşünebilse kurtulacak içinde bulunduğu kaostan.
Sözün özü, dertsiz insan yok. Ufak da olsa büyük de olsa, planlanan bir sorun da olsa hiç hesapta olmayan bir sorun da olsa herbirimiz bir gün ayağımıza takılan bir taşla karşılaşırız. İş ki içinde bulunduğumuz durumu kabul edip, "ay, bu da mı gelecekti başıma", "neden ben", "eyvah, yandım bittim ben şimdi" duygularını bir an önce bertaraf edip çözüme odaklanalım.
Tıpkı şu sinek gibi olduğumuz yerde saymayalım. Bir yol olmuyorsa başka bir yol mutlaka vardır. Sükunet ve sabırla çıkış yolunu bulalım.
Sineği merak edenler varsa söyleyeyim, an itibariyle panik havasından sıyrılıp aşağıdaki yolu keşfedebildi :hooray: