dini paylaşım alanı

İNŞALLAH CANIM BENİM BAŞARILI OLUR
 
ÇOK GÜZEL BİR PAYLAŞIM ASLINDA BENDE BURADAKİ ARKADAŞLARA Bİ YARDIMDAN BAHSETMEK İSTİYORUM AMA NASIL SÖYELEYECEĞİMİ BİLMİYORUM
 
Kayacans, eşine başarılar dilerim.
Hakkınızda hayırlısı olsun.
 
Hayirli geceler arkadaşlar


Insaallah yarindn itibaren oruclarimizi tutaljm Kur animizi okuyup anlamaya calisalim..


Hayat isigimizi kaynagindan alarak guzelleselim aydjnlanalim

Herkes bir ajanda deftervs günlük edinelim...

Ibadetlerimizi hedef hayallerjmizi not alalim..

Eksiklerimiz iyi yonlerimiz neler bakalim..

Hesaba cekelim

kendimizi
 
BU arada canlar her gece yatmadan top 7 listemiz''i gerceklestirelim..

Top 7 listemiz


Amenerrasulu

Ayetel kursi

Nas

Felak

Fatiha

Ihlas

Ve de oncelikle tum herkesten baslayip kendimizde bitirerek dualarimizi edelim...

Bizim top7 listemiz budur ☺
Anlastik mi kizlaaar
 
6 Adımda Namazı Daha İyi Kılabilmek
Elhamdülillah, daha iyi bir şekilde namaz kılabilmek, biz Müslümanların sürekli çabaladığı şeylerden biri. Hiçbirimiz imanımız tazelenmeden, namazlarımızda yalnızca Kur’an-ı Kerim’den ayetler okumak istemez. Hepimiz Allah sübhanallahu ve teala’ya teslimiyetimizi göstermenin verdiği huzuru hissetmek ister.

Ancak hepimizin birbirimizden meşgul hayatları var ve bu, Allah sübhanallahu ve teala için yapmamız gereken ibadet süresini etkileyebiliyor. Onun huzurunda o kısacık zamanlarda yaptığımız ibadetlerin de doğru bir şekilde yapıldığından ve Allah sübhanallahu ve teala’yı memnun ettiğinden emin olmak istiyoruz ki hem bu dünyada hem de ahirette bize fayda versin.

İşte tam da bu konuda, inşa’allah, namazlarımızı nasıl daha iyi kılarız ve namazımıza neler zarar verir sorularına cevap olarak sıralayabileceğimiz birkaç noktayı sizlerle paylaşmak istiyoruz:

1. Nasıl Kıldığınıza Dikkat Edin


Bu, namazlarımızdaki duruş ve hareketlerimizle ilgili. Örneğin secdede iken, ayaklarınızın yerden kalkıp kalkmadığına dikkat edebilirsiniz. Ya da rükûdan sonra secdeye gitmeden önce tam olarak doğrulmaya. Namazlarımızı kılarken ufak da olsa farklılıklar olabileceğinden tüm rükunlara ait detaylardan bahsetmeyeceğiz. Ancak namazlarımızı nasıl kılmamız gerektiği söylenmişse bizlerin aynı o şekilde namaz kılması gerekiyor.

Bunu başarmanın bir yolu da her rükunu yavaş yavaş eda etmek. Özellikle hızlı bir okuyucuysanız ve namazlarınız genelde hızlıca bitiveriyorsa, bu, sizler için durup düşünmeniz gereken bir mesele. Yavaş kılmak, -doğal olarak- Kur’an-ı Kerim’i biraz daha yavaş okumak ya da –örneğin secdede- normalden birkaç saniyede daha fazla durmak anlamına geliyor. İnşa’allah, bu şekilde, namazlarımız da rahatlayacak ve zihinlerimiz, namazı acelece kılmak yerine, Allah sübhanallahu ve teala’yı memnun etmenin vermiş olduğu duyguyla huzur bulacak.

Ayrıca namazı yavaş kılmanın namazda huşuyu yakalamanıza sizi bir adım daha yaklaştırdığını fark edeceksiniz biiznillah.



2. Okuduklarınızın Farkına Varın


Okuduklarımızı anlamak için birer âlim olmamıza gerek yok. En azından namazda okuduklarımızı anlamaya çalışmalıyız. Örneğin Fatiha suresi hepimizin namazlarda okuduğu bir sure. Peki, bizler “İyyâke na’budü ve iyyâke neste’în”( Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.) ne anlama geliyor, biliyor muyuz? Fatiha suresi, nispeten kısa ve hatırlaması da kolay bir sure.

Tamamı olmasa da namazlarımızda okuduklarımızı anlamaya başladığımızda, anladıklarımız sayesinde (Allah sübhanallahu ve teala’nın da lütfuyla) namazlarımızdaki hoşluğun farkına varacağız. Bu sayede Allah sübhanallahu ve teala’ya daha da yakınlaşmış olacağız.

Dahası, Nas, Felak ve Asr gibi farklı ayet ve surelerin anlamlarını bilmemiz namazlarımızda daha iyi odaklanmamıza yardımcı olur. Bu sureler kısa ancak içinde derin anlamlar taşıyan sureler.

Türkçe meallerinin yanında sureler hakkında ekstra bilgiler de –nerede nazil olduğu, Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’in bu ayeti hangi olaydan sonra bizlere aktardığı- bulunuyor.

Tam da bu yüzden mealli Kur’an-ı Kerim alınması öneriliyor ki bu sayede surenin anlamını bilmenin yanında surenin nazil oluş sebebini de bilebilelim. Böylelikle, inşa’allah, namazlarımızdan almış olduğumuz lezzeti de arttırmış olacağız.



(Hasan Tahsin Feyizli’nin Tefsirli Kur’an-ı Kerim Meali’ni okuyabilirsiniz.)

3. Düşmanınızı Tanıyın


Hepimiz biliyoruz ki düşmanımız, şeytan. Allah sübhanallahu ve teala’nın lütfuyla namazlarımızı eda edebilecek bir konumdayız ancak bu, şeytanı bizleri engellemekten alıkoymuyor. Hadisi şerifte belirtildiğine göre namazda omzumuza oturan şeytanın adı “Hanzep”tir. Bizler namazlarımıza başlar başlamaz bizleri rahatsız etmek için her şeyi yapar. Namazdayken, kendimizi alışveriş listesini ya da günün geri kalanında neler yapacağımızı düşünürken bulmamız, şeytanın bu oyunu yüzündendir.

Amr İbnü’l-Âs, Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem’e;

“Şeytan benimle namazım ve okuyuşum arasına girdi” deyince, Hz. Peygamber (s.a.s) cevap olarak şöyle buyurmuştur:

“O, kendisine Hanzeb denilen bir şeytandır. Seninle ibadetinin arasına girdiğini hissettiğin zaman, onun şerrinden Allah’a sığın.”

| Müslim, Selâm, 68

Eğer şeytanın bu hilelerini anlayabilirsek, tuzaklarına düşmekten ve namazlarımızda zihnimizde dolaşmasından da kaçınmış oluruz.



4. Odaklanın


Verilen bir görevi yerine getirirken, okulda, üniversitede ya da işte bir projeyi tamamlarken dikkatimizin dağılmadığından emin olmak için yapmamız gereken nedir? Namaz kılarken de bu, kendimizi çevremizden biraz olsun soyutlamak ve sessiz bir yere gitmek olabilir. Yani namaz süresince odaklanmamıza, dünyayı bir an olsun yok saymamıza yardımcı olacak herhangi bir şey.

Pek çok kimse birkaç dakikalığına da olsa oturup namazı beklemeyi ve zikir çekmeyi faydalı buluyor. İnşa’allah bu şekilde odaklanmak, dünyayı ve yapmamız gereken bazı şeyleri bir süreliğine unutup namaz kılmamıza yardımcı olacaktır. Böylelikle namazımız başlar başlamaz bir odaklanma içinde olabileceğiz.



5. Kılmakta Olduğunuz Bu Namazın Ne Kadar Önemli Olduğunun Farkına Varın


Kılmakta olduğumuz bu namazın Allah sübhanallahu ve teala’nın Kıyamet Günü’nde bizleri sorguya çekeceği namaz olduğunu düşünelim. Bu, namazlarımızda aradığımız teslimiyeti ve konsantrasyonu bulmamıza yardımcı olacaktır.
Namazı bir röportaj gibi düşünmek de yardımcı olabilir. O zaman da şöyle sorularla karşı karşıya kalırız: “Bu kimse okuduklarına dikkat etti mi?” “Namazda iken zihni başka şeyler meşgul olmuş muydu?”. Bu sorulara kendimiz samimi bir şekilde cevap vermeli, cevaplarımızla da kendimizi değerlendirmeliyiz.

Ayrıca kılmakta olduğumuz bu namazın son namazımız olduğunu bir düşünün. İçimizden birine bunun son namazımız olduğu söylenseydi, mümkün olan en uzun şekilde, kimsenin bizi rahatsız etmesine izin vermeden müthiş bir teslimiyetle kılardık namazımızı. Bu da üzerinde düşünmemiz gereken bir konu.



6. Sürekli Dua Edin


Bu, herkesin dikkat etmesi gereken can alıcı bir nokta. Şayet Allah sübhanallahu ve teala’nın yardımı ve rızası olmasaydı, bizlerden eda etmemizi istediği namazlarımızı kılmak da mümkün olmazdı. Bu yüzden Allah sübhanallahu ve teala’ya sürekli dua etmeli ve –örneğin- Kur’an-ı Kerim’i hatırlamakta ya da konsantre olmakta zorlanıyorsak Allah sübhanallahu ve teala’dan sürekli yardım istemeliyiz.

Ayrıca namazlarımızda her ne kadar teslimiyet ve özen dolu hissetsek de namazlarımızın sonunda Allah sübhanallahu ve teala’ya bağışlanma için dua etmeliyiz.

Son olarak Allah sübhanallahu ve teala’ya bizlere namaz kılabilmemiz bahşettiği ihsan ve nimetler adına teşekkür etmeli ve birçok hatamıza rağmen yine de O’na ibadet etmeliyiz.

Bu yüzden, namazlarımızdan sonra sürekli olarak şöyle etmeliyiz: “Allahümme einnî ala zikrike ve şükrike ve hüsni ibadetik.” (Allahım! Seni anıp zikretmek, nimetine şükretmek, sana layık ibadet etmek için bana yardım eyle!)

 
Soyle direk canim
tatlım hani sana bi okul için yardımdan bahsetmiştim ya onu hallettik alnımızın akıyla çok şükür. şimdi kime yardımda bulunuruz diye düşünürken aklımıza çocuk esirgeme kurumu geldi ve ben istanbuldaki bi kaç kurumla görüştüm burada görüştüğüm kişi bana kurumda kıyafet ihtiyacı olmadığını , 100-150 arasında bebek olduğunu onlar için bi mama markası söyledi eğer mümkünse bunu alın çünkü kusma önleyici dedi. onu söyleyecektim kurumun bilgileri bende mevcut yardımda bulunmak isteyenler benden isteyebilirler
 
http://suffagah.com/suriyeden-once-dubai-icin-aglayin

Altyazı:

Suriye’yi kim biliyor?
Suriye’yi biliyor musunuz?
Elhamdulillah ülkeyi biliyorsunuz
Devrimden önce Suriyeliler’in durumunu kimler biliyor?
Kimler biliyor?
Daha önce Şam’a gideniniz, ziyaret edeniniz oldu mu?
Beşar’ın zamanında din ne durumdaydı?
Hafız Esad’ın zamanında Suriye’de din ne durumdaydı?
Gitmişti!
Klübe giden, içen bir sürü Müslüman vardı…
Suriye hakkındaki endişe Ümmet’te ne zaman başladı?
Dünyalıklarını kaybetmeye başladıklarında…
Evler havaya uçuruluyor! İnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn!!!
Hayatlara son veriliyor! Biz Allah’a aitiz ve sonunda O’na döneceğiz
Bütün Ümmet galeyana geldi…
Elbette gelmeliyiz…
Müslüman’ın malı dahi değerlidir. Müslümanın canı kıymetlidir
Ancak canından daha kıymetli olan nedir?
Dünyasından daha kıymetli olan nedir?…
Dini!
Yani mesela size şöyle soracak olsam,\NBurda sizden, Dubai’deki insanlar için üzüleniniz var mı?
Dürüs olalım Allah için…
Hiçkimse!
Vallahi onlara imreniyoruz!?
Vallahi gözümüz onlarda kalıyor!
“Keşke onlar gibi olabilsem…”
“Keşke Dubai’de yaşayabilsem…”\NFerrariler, Lamborghiniler… Bu insanların dinini merak eden kaldı mı artık?
Dubai’deki genelevleri kafaya takan kimse var mı? Fuhşu kafaya takan kimse var mı?
Haramlar, klüpler, içkiler umursayan kimse var mı?
Hiçbir Müs…”Dubai’deki Problem” diye bir olay, hiç ama hiç duydunuz mu?
Hadi Dubai için dua edelim! Var mı kimse? Yok Vallahi…
Dubai’ye her gidişimde çok huzursuz hissediyorum
Her seferinde Dubai’ye, Abu Dabi’ye, körfezde nereye gidersem hüzünleniyorum
İnsanlar namazı terketti!!
Müslümanlar içiyor!!!
Müslümanlar kulübe gidiyor! Umursuyor muyuz?… Hayır
Ne zaman umursayacağız? Dubai’ye eziyet gelince
Eziyet geldiğinde… Esas eziyet hareket halinde… Allah’ın eziyeti temizlemek içindir
Allah’ın öyle inananlara ihtiyacı yok kardeşlerim…
İnananlar Allah’a devamlı isyan edip dururlar, Allah sabırlıdır belli bir noktaya kadar
Yükselen günahlar belli bir noktaya ulaştımmı Allah’ın azabı isabet eder
Müslümanlar’ın dünyalıkları etkilenince hareketleniyoruz!
Dinleri çöpe atılmışkense umursamıyoruz! Anlıyor musunuz beni?
Şimdi Suriye’yi görüyoruz ve Müslümanlar’ın gözlerinde yaşlar görüyoruz, neden?
İnnâ lillahi ve innâ ileyhi raciûn…
Vallahi kaç Suriyeli’nin Allah için öldüğünü biliyor musunuz?
Dünyadaki diğer tüm ülkelerden fazla artık
Bu başarı mı başarısızlık mı?
Başarı mı başarısızlık mı?
Nice insan dinine döndü biliyor musunuz?
Kaç Müslüman uyandı biliyor musunuz?
Bu olaylar onların Allah subhânehu veteâlâya dönmesini sağladı
Yani iman sahiplerinin gözlerinden bakarsak Allah’ın kararı Suriye için bir rahmet
Bundan önce ölecek olsalar içerken, kumar oynarken, komunist kafasıyla yaşarken öleceklerdi ve biliyor musunuz…
Allah Suriye’ye rahmet etti
Fakat o körfezdekiler… Zenginler, güvendeler bu yüzden onlar için üzülmüyoruz
Ben onlara çok üzülüyorum… Azab yakında geliyor…
Azab yakında geliyor…
BU HATIRLATMAYI PAYLAŞ\N\N#Dubai’deKriz
 
4 Adımda Evlilikte Empati Kurabilmenin Yolu
Eşinizle duygusal olarak nasıl iletişime geçebilirsiniz?





Hepimizin bildiği üzere, evlilik ilişkileri İslam’da oldukça önemlidir. Dinimizin yarısını tamamlamasının yanı sıra, evlilik huzurdur, koruyucudur ve ayrıca şiddetle tavsiye edilen bir sünnettir.

Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:

Evlilik benim sünnetimdir. Benim sünnetimi yerine getirmeyen benden değildir. (İbn-i Mace)

Peki, neden onca Müslüman dinlerinin ve hayatlarının bu önemli parçasından bu kadar şikâyetçi? Bence bunun sebebi evliliklerimizde empatinin, başka bir deyişle duygusal anlayışın eksik olması. Empati kısaca eşinizin duygularını hissedebilmektir; onun duygularına ortak olmak, kendini onun yerine koymaktır.

İslam’ın evlilikte empatiyi nasıl desteklediğini, bunun evliliğinizi nasıl değiştirebileceğini ve eşinizle olan ilişkinizi geliştirmek için nasıl empati kurabileceğinizi anlatacağım İnşâAllah.

[list_item title="Evlilikteki duygular Kur’an’da nasıl geçiyor?" url=""]

Kutsal kitabımız Kur’an bizlere evlilikteki duyguların önemini şöyle hatırlatıyor:

İçinizden, kendileriyle huzura kavuşacağınız eşler yaratıp; O’nun varlığının delillerindendir. Şüphesiz ki bunda düşünen bir kavim için ibretler vardır. (Rum:21)

Sizi bir nefisten yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı eşinin de ondan yaratan Allah’tır. (A’râf: 189)

Yukarıdaki ayetlerden anlaşılacağı üzere, evlilik bizler için en ideal duygusal destek kaynağıdır. Evlilik hayat arkadaşımızla sevgiyi, şefkati, hoşgörüyü ve huzuru tatmamızı sağlar.

İslam’a göre evlilikte empati




Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem eşlerine birçok şekilde duygusal anlayış sergilemiştir. Eşlerine olan sevgisini hiç çekinmeden dile getirmesiyle bilinir ve bizlere eşlerimize nasıl nezaketle, anlayışla yaklaşmamız gerektiğini birçok örnekle göstermiştir.

Şu hadis-i şerifleri göz önüne alalım:

Hz. Aişe radıyallahu anh validemizden rivayet edilir:

“Bir bayram günüydü. Habeşliler Mescid-i Nebevi’de ayakta dönerek kılıç kalkan oyunu oynuyorlardı. Ben onları seyretmek istedim ve Resulullah sallallahu aleyhi ve selem ‘Onları seyretmek ister misin?’ diye sordu. Ben de ‘Evet’ dedim. Beni arkasında durdurdu, çenemi omzuna koydum; yanağım yanağına değiyordu .O şekilde seyre daldım. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selem oyunculara, ‘Haydin Efideoğulları, göreyim sizleri!’ diyerek onları teşvik ediyordu. Ben usanıncaya kadar onları seyrettim. Allah Resûlü sallallahu aleyhi ve selem bana,’Yeter mi?’ diye sordu. Ben de, ‘Evet’ dedim. ‘O halde içeriye git.’ buyurdu.”(Buhari)

Bu hadis sevgili Peygamberimizin sallallahu aleyhi ve selem eşlerinin mutluluk ve eğlence ihtiyacını helâl dairede olmak suretiyle göz önünde bulundurduğunu gösteriyor.

El-Esved radıyallahu anh şöyle dediği rivayet edilir:

“Hz. Aişe radıyallahu anhâ’ya sordum. ‘Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem evdeyken ne yapardı?’ Şöyle dedi, ‘O aile halkının işlerini yapardı. Ezanı duydu mu da giderdi.’”(Buhari)

Bu hadis sevgili Peygamberimizin her zaman düşünceli olduğunu ve ailesi için bir şeyleri kolaylaştırmayı önemsediğini gösterircesine elinden geldiği kadarıyla ev işlerine yardım ettiğini gösteriyor.

Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:

“Hz. Safiyye’ye, Hz. Hafsa’nın radıyallanu anh ‘Yahudi kızı’ dediği ulaşıyor. Bu sözü işiten Safiyye ağlıyor. Tam o ağlarken Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem yanına giriyor ve: ‘Niye ağlıyorsun?’ diye sorar. Safiyye: ‘Hafsa bana ‘Sen Yahudi kızısın!’ dedi’ der. Resullulullah sallallahu aleyhi ve selem: ‘Sen bir peygamber kızısın. Senin amcan da bir peygamberdir, ayrıca bir peygamberin de nikâhı altındasın. Öyleyse o sana karşı neyi ile övünüyor ki?’ diyerek onu teselli etti. Sonra da diğerine: ‘Ey Hafsa! Allah’tan kork!’ dedi.”(Tirmizi)

Sevgili Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem eşlerinin duygularını önemserdi ve kimseyi incitmeden nükteli, şefkatli sözlerle onları teselli ederdi.

Empati evliliğinize nasıl yardımcı olur?


Evliliğinizde empati kurduğunuzda, evliliğinizi daha güçlü, daha gerçekçi ve daha eğlenceli bir birlikteliğe çeviririrsiniz. Çiftler belli bir duygusal noktada birleştiklerinde, birbirlerini gerçekten tanıyacaklar ve inşâAllah birbirlerini gerçekten oldukları kişi için sevecekler.

Birçok insan iletişimin sağlıklı bir evliliğin temel taşı olduğuna hemfikir. Ancak, evlilik terapistleri sıradan iletişimin yeterli olmadığını düşünüyorlar. Bir evliliğin devamlılığı için gerçekten gerekli olan şey duygusal anlayış yani empatidir.

Evlilikte ilk göze çarpan problemler genellikle yüzeysel meselelerdir. Çiftlerin evliliklerindeki altta yatan gerçek sorunları bulmaları için daha derine inmeleri gerekir. Bu sorunlar genellikle kendisine saygı duyulduğunu, kıymetinin bilindiğini hissetmemek gibi duygusal sorunlardır.

Üstelik, empati evliliğinizi sadakat problemlerinden de kurtarabilir. Yaşam koçu ve wivesofjannah.com (cennetin eşleri) sitesinin kurucusu Megan Wyatt’a göre evliliklerin sadakat problemleri yaşamasının ilk sebebi duygusal iletişim eksikliğidir. Peki evlilikte empatiyi nasıl geliştirebiliriz?

1- Başkalarıyla empati kurmak kendinizle empati kurmakla başlar




Bizzat kendi duygularınızın daha çok farkında olma konusunda kendinizi eğitin. Bu, eşinizin duygularını fark etmenizi sağlayacak ve eşinizle olan iletişiminizi geliştirecektir. Eşinize karşı ne kadar empatiyle yaklaşacağınız kendinizle ne kadar empati kurduğunuza bağlıdır.

Örnek: Bir kadın mutsuz olduğunu fark eder çünkü kocası aile bütçesini gereğinden fazla kısar. Kocasının para biriktirme isteğine saygı duyar ama bir yandan da gereksiz yere bu kadar tutumlu olduğunu düşünür. Eşinin bakış açısına anlayış göstererek, konuyu açmaya ve ona karmaşık duygularından bahsetmeye karar verir.

2- Eşinizin hislerini fark edin ve onları ciddiye alın




Eşiniz duygusal olarak çökmüş bir vaziyetteyse, ona hislerini anladığınızı gösteriniz. Eşiniz sesini duyurmak, anlaşılmak istiyor. Onların hayatlarındaki en önemli rollerden birine sahipsiniz; o yüzden onlara ne söyleyeceğiniz son derece önemli.

Uygulama için ipucu: Eşiniz sizinle hislerini paylaştığında, hislerini tekrar dile getirerek onu anladığınızı gösterin. Mesela, “anlıyorum, şu an incinmiş hissediyorsun” diyebilirsiniz.

Bunu yaparken, tavsiyede bulunmaktan veya çözüm sunmaktan kaçının. Çünkü bekledikleri bu değil. Onlar sadece kendileriyle ilgilenecek birine ihtiyaç duyuyorlar.

Gerçek bir hikaye: Bir arkadaşım kocasıyla çocukken kaybettiği babasının acısını paylaştığında kendisine hiç ilgi alaka göstermediği için ona karşı kırgın hissediyordu. Nihayet kocasına kendisine empati “duygusal anlayış” göstermediği için ne kadar üzgün hissettiğini söyledi. Kocası, onunla beraber babasının mezarlığını ziyaret ederek onun hislerini ciddiye aldığını göstermiş oldu ve bu hareketi kırgınlığı sevgiye çevirdi.

3- Hislerinizi açıklayarak eşinizin empati kurmasına yardımcı olun




İç dünyanızdaki düşüncelerinizi, duygularınızı paylaşın. Nasıl hissettiğinizden emin olmasanız bile, bu karmaşık duygularınızı da eşinizle paylaşabilirsiniz, hatta paylaşmalısınız da; ta ki birbirlerinizin hislerinizi daha iyi anlamayı öğrenene kadar.

Örnek: Birçok Müslüman çift evliliklerinde fiziksel yakınlık problemlerinden yakınır. Fiziksel yakınlık problemlerinden konuşmaya çekinebilirler, ama eğer onlara anlatmazsanız, bu konu hakkında ne düşündüğünüzü, ne hissettiğinizi eşleriniz nasıl bilebilir?

4- Anlaşmazlığa düştüğünüzde empatiye başvurun




Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, kendinizle empati kurmanız eşinizle aranızdaki anlaşmazlıkları çözmek için çok önemli bir adımdır. Eğer öfkeliyseniz, öfkenizin farkına varın ve eşinizle konuşmadan önce sakinleşinceye kadar bekleyin.

Ebu Hureyre radıyallahu anh’tan şöyle rivayet edilir:

Bir adam Nebi sallallahu aleyhi ve selem’e,”Bana öğüt ver” dedi. Peygamberimiz sallallahu aleyhi ve selem”Kızma!” buyurdu. Adam dileğini birkaç kez tekrar etti. Peygamber sallallahu aleyhi ve selem her defasında”Kızma!” buyurdu. (Buhari)

Uygulama için ipucu:Olumsuz duygulara sahipken- mesela öfke gibi, kendinize şunu telkin edin:”Eşinizle konuşmak için uygun bir zaman değil.” Eşinize konuyu açmak için sakinleşinceye kadar bekleyin.

Eşinizle aranızdaki anlaşmazlıkları konuşacak kadar sakinleştiğinizde, onunla empati kurmaya çalışın. Doğru başlangıç için, ilk kendi işinizi halletmek yerine öncelikle onu anladığınızı göstermek için onun düşüncelerini özetleyin.

Gerçek bir danışmanlık tekniği: Birçok terapist aile üyelerine konuyu diğerlerinin bakış açısından bakarak değerlendirmelerini söyler. Burada amaç empati geliştirmek ve konuyu diğer kişinin bakış açısından da görebilmek, hissedebilmektir. Empati yapmak eşinizi önemsediğinizi göstermenin bir yoludur.

Böylelikle; empati kurarak, eşinizle daha derin bir ilişki kurabilirsiniz, anlaşmazlıklarla daha kolayca daha çok anlayışla baş edebilirsiniz ve İnşâAllah gerçekten olduğunuz kişi için sevilirsiniz,.

Umarım bu makale aşağıdaki ayet-i kerimeyi evliliklerimizde hayata geçirmemize yardımcı olur.

Ve onlar ki:”Ey Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler çocuklar bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl” derler.(Furkân:74)

İnşâAllah, empati yapmanın evlilik ilişkilerinizi nasıl geliştirebileceğini gösterebilmişizdir. Eğer sizin de evlilikte empatinin önemi hakkında tavsiyeleriniz veya gerçek hikayeleriniz varsa, lütfen yorumlar bölümünde bizimle paylaşın!
 
Altyazı:

Tamam, benim belirli bir kültüre veya müzik tarzlarına vs. vs. karşı önyargım yok
Benim başlı başına müziğe güçlü bir itirazım var. Bunun bazı bilimsel açıklamaları var.
Ama ben size neye ikna olduğumu göstereceğim
Bence günümüzde, muhtemelen müziğin en kolay anlamlarından biri ahlâkın bozulması
Günümüzde, müzik işitsel pornografidir. Öyle…
Açık, utanmaz, kabadır… Senin insanlık duygunu senden alır götürür
Bayanlara bir eşya gibi bakmanı sağlar, eşyalardan daha kötü…
Hayvanlardan daha kötü, sadece varlıklar. Ve bu insanlar bayanlar hakkında konuşurlarken sanki bir hayvandan bahsedermiş gibi konuşuyorlar, gerçekten
Malzemeleri bayanlar ve özellikle, bildiğim birçok müslüman erkek kardeşi uyardım
Bu kardeşler gerçekten bu hip-hop sahnesinin içindeler ve şarkıyı ezberlemek için türlü şeyler yapıyorlar
Şarkıyı ezberliyorlar ve gerçekten mükemmel tecvidle de şarkıyı okuyorlar, değil mi?
Yani onlar bunu yapıyorlar ve sadece bu korkunnç dilde… Korkunç mu korkunç bir dil
Ve biliyorsunuz, bundan sonra küçük tepkiler oluyor
Eğer Allah (s.v.t.) Kitâb’ı için bir saygın varsa, gerçekten Kitâb’ın Allah (s.v.t.) tarafından geldiğini düşünüyorsanız
بِئْسَ الاِسْمُ الْفُسُوقُ بَعْدَ الْإِيمَانِ
İsim, imâ, kötü söz bile senin için berbat, inancın için iğrenç
Hatta bir şeyin iması bile korkunç, senin için berbat, ve bu senin inancın için zararlı. İnanca sahip olduktan sonra…
Temiz bir dile sahip olmak zorundasın
”Mü’min kullarıma söyle de (kâfirlere) en güzel olan sözü söylesinler.” [İsrâ,53]
En iyi olan ne ise onu söyle, ağzından iyi şeyler söyle
Yani, bu ilk şey, bu yüzden iğrenç şeyler söylediğin zaman
Bu söylediğin şeyler, direk olarak Allah’ın (s.v.t.) bize nimet olarak verdiği dersin ölçüsüyle direk olarak çelişkiye giriyor
Açık olarak, doğal fıtratından sapıyorsun. Allah’a (s.v.t.) dönmeye doğru eğilim göstermelisin
Ve sürekli bu gereksiz şeyleri dinlediğin zaman, yoldan çıkarsın, saparsın
Allah’a (s.v.t.) itaatsizlik içinde mutluluğu bulamıyorsun ve bu hasta bir kalbin işareti
Bundan dolayı onlarla arana mesafe girmek zorunda. Bu ilk adım
Ve size söyleyeceklerim, benim kişisel ölçülerim. Fetva falan değil
Kendi çözümlerim, bunlara uymak zorunda değilsiniz
Eğer bir kişi, Kur’an dinlemeyi sıkıcı buluyorsa
Uzun bir süre hip-hop dinledikten sonra, ve birisi arabada Kur’an koyar koymaz ne der biliyor musunuz?
”Onu kapatır mısın adamım, sadece konuşmak istiyorum.”
Ve Kur’an’ı duydukları zaman hemen birazcık sıkıntı hissederler
Aslında bunun anlamı, şeytanlar onu ele geçirmiştir
Ve onlar bu kişiye sürekli vesvese verir
Çünkü şeytanlar en çok neyden nefret eder?
En çok Kur’an’dan nefret ederler. Allah’ın kelâmından nefret ederler. Kaçarlar, bu onları yaralar
Biliyor musun, ne yaparlar? Çünkü bu kişi şeytanların kalbinin içine girmesine izin verdi
Kişi Kur’an’ı duyduğu zaman onlar bu kişinin kalbini sıkıştırmaya başlarlar, ve ”Aaah, bunu duymak istemiyorum.” der.
Sanki ameliyat gibi, sanki bu kişinin dişini çekiyormuşsun gibi. Bu olur
Bu kişiye Allah’ın (s.v.t.) kelâmından hatırlatma yapmaya çalıştığın zaman, ondan sıkılırlar.
Tedirginlik gibi, bir alerjik tepki gibi. Neden? Çünkü onlar, şeytanların içlerine girmesine izin verdiler
Onları dışarı çıkarmak için, yapacağın ilk şey, onları besleyen yakıtı durdurmak
Bu yakıt, bu işe yaramaz vakit harcama; bu şeytan için yakıttır. Onlar senin boşa vakit harcamanı severler, onlar bunu severler.
Çünkü tek değerli şey olan zaman, Allah’ın (s.v.t.) insanoğluna verdiği zenginliğin bir parçasıdır
ve ne müzik, ne TV, ne YouTube, ne Facebook, ne Myspace, ne Twitter, başka her neyse!..
Eğer saatlerce vaktini bu şeyler üzerinde harcıyorsan, vaktini tahrip etmek dışında ne oluyor?
Senin en değerli şeyini senden alıp götürüyor, şeytan daha fazla bir şeyi bu kadar sevmez.
Allah (s.v.t.) size bu arzulardan kurtulmak, uzak kalmak için güç, kuvvet versin
Ama benim üzerinde durduğum tavsivem, bu tavsiyeden yeteri kadar veremem
Daha iyi arkadaşlar bulun, bu şeylerin olmadığı topluluklar bulun ve onlarla daha çok vakit geçirmeye çalışın
ve inşâAllah, Allah’ın izniyle (s.v.t) -biiznillah- bu alışkanlıklardan soğuyacaksın, vazgeçeceksin.
 
İslam Öncüleri / Biyografi Adına Tavsiye Kitap Listemiz
1. İşi Vaktinden Çok Olanlar Serisi / Nureddin Yıldız





İşi Vaktinden çok olan bu mübarek insanların tamamı sahabi değildir.
Sadece bin yıllık geçmişten de söz etmiyoruz.
Binlerce yıl öncesinden ses bırakanlar var.
Kimi iki asır öncesinden ses veriyor.
Kimi on dört asır öncesinden parıldıyor.
Sekiz asır öncesinden de Salahaddin var.Allah’ın mülkünü,
babalarından miras aldıkları köy ve kasabadan ibaret görmeyip,
ibadet edebilecekleri her yeri vatanları görüp yollara düştüler.
Hayatı, evlerinden ve iş yerlerinden oluşmuş görmeyip;
ona insanlığı kuşatan bir anlayışla baktılar, düşündüler.
İşi vaktinden çok olmak;
hakkı üstün tutmak için gayret etmektir.
Hayatın çilelerine karşı yılmadan sabırla mücadele edebilmektir.
İnsan üzerine yatırım yapmak, nesil yetiştirmektir.

İşi vaktinden çok olmak, kendin için yaşamamaktır.

2. Sadakatte Zirve Hz. Ebubekir / Salih Suruç




Siyer ödüllü yazarımız Salih Suruç, her evde, her gönülde yer bulan Allah’ın Elçisi Hz. Muhammed’in Hayatı kitabından sonra, Asrı Saadetin gözbebeği Hz. Ebubekir Sıddik’ın (ra) hayatını okuyucuyla buluşturuyor. Fazilet, güzellik ve hayırla geçen bu imrenilecek hayat hikâyesini, onunla yaşıyor gibi okuyacaksınız.

3. Mus'ab b. Umeyr / Ömer Döngeloğlu




İslamiyet’in ilk yıllarında, henüz 25’inde iken katılır iman kervanına… En yakınlarından gördüğü eza ve cefa karşısında dik duruşunu muhafaza eder; zerre kadar geri adım atmadan yoluna devam eder; ta ki Uhud’da şehid oluncaya kadar…
Mus’ab, Resulullah’ın şanlı sahabelerindendir…
1500 yıl öncesinden bugünün modern insanına çok şeyler söyler…
Sözün özü, ibret alınası bir hayat, gıpta edilesi bir şehadettir Mus’ab’ın…
İbret almak, istikamet kazanmak, model görmek isteyenler için…

4. Çağın Vicdanı Bediüzzaman / Nevzat Tarhan




Bediüzzaman kadar yanlış anlaşılmış bir insana tarihte çok az rastlanır. Onun hakkında kalem oynatmak mayınlı araziye girmek gibiydi. Türkiye’mizin tarihinde ‘Psikolojik Savaş’ın kurbanı olan bu değere sahip çıkmazsak tarih bizi ayıplar diye düşündüm. Balık okyanusta doğar, büyür, yaşar ve ölür; fakat okyanusu bilemez. Bunun gibi, hakikatin kölesi olmuş hür adam Bediüzzaman’ı bilememişiz. Sahici bir insan, şefkatli bir üstad, yoksul ama kanaat zengini bir hoca, müthiş bir bellek, keskin bir zekâ, şaşırtıcı bir muhakeme gücü ile karşı karşıyaydım. Bu bilgileri okuyup kendime saklayamazdım, çünkü kendimi borçlu ve sorumlu hissediyordum. Gerçekleri arayanlara vasıta ve vesile olmam gerekir, diye düşündüm.

5. İnci Mercan Hz. Hasan - Hz. Hüseyin / Salih Suruç




Hz. Hasan, nübüvvet ve velayetin sedefinde boy veren benzersiz bir inci idi. Müslümanları birbirine kırdırmak, kan dökerek ittifaklarını bozmak isteyenlerin önüne, hakkı olan hilafetten feragat ederek set çekmiş ve inşa ettiği barış ile bir “inci” gibi değerli olduğunu göstermişti.
Hz. Hüseyin, denizin derinliklerinde ızdırap görmüş, ızdırap yaşamış, kanda boğulmuş bir mercan gibiydi. Hak ve adalet davasında sert ve tavizsizdi. Onun duruşu zulme ve haksızlığa başkaldırıydı. Ruhu her şeyin en mükemmelini istiyordu. İstediği mükemmelliği Müslümanlara kazandırmak için de hayatını feda etti.

6. Hatıralarım / Hasan el-Benna




Kardeşlerim! Sizler şu ana kadar herhangi bir partiye ya da kuruluşa katılmadığınız gibi, onların herhangi birisene düşmanca davranmış da değilsiniz. Sizler, Allah’ın Rasulü’nden başka bir öndere uymuş değilsiniz, Allah’ın Kitabı’ndan başka bir yol kabul edip beğenmiş değilsiniz, İslam’dan başka bir amaç da edinmiş değilsiniz.
Kayzer’in hakkını Kayzer’e, Allah’ın hakkını Allah’a ver diye bir öğreti yoktur İslam’ın öğretileri arasında. Aksine, İslam’ın öğretileri arasında olan şudur: Kayzer’in kendisi de, Kayzer’e ait olanlarda, hepsi bir ve Kahhar olan Allah’ındır.

7. Sahabe İklimi Serisi / Muhammed Emin Yıldırım


( Hz. Hatice, Zübeyr B. Avvam, Talha B. Ubeydullah, Ebu Ubeyde B. Cerrah, Sa’d B. Ebi Vakkas)




8. Dört Ulu Çınar / Ahmet Lütfi Kazancı






Biz bu kitapta, Efendimizin Halifelerini belli ölçüde tanıtmaya çalıştık. Şunu da kabul etmek gerekir ki, uzun bir ömrü bu kadarcık
bir kitaba sığdırabilmek mümkün değildir. Yapmaya çalıştığımız şey, yaşanılan hayattan üç beş örnek sunarak belli ölçüde onları tanıtabilmektir. Bunları yaparken zaman geldi gözyaşlarımızı tutamadık. Zaman geldi, derdimizi ve kederimizi içimize gömmeye çalıştık.

Hasılı Dört Halife devri, dikkatle okuyanlar için güzel ahlaki davranışların, ibret alınacak olayların boy gösterdiği bir bahçe durumundadır. İşini bilen bir arı bu bahçede, yeterince ve nadide bal elde etme yolunu bulabilecektir.

9. Ali Ulvi Kurucu - Hatıralar / Ertuğrul Düzdağ




Üstad Ali Ulvi Kurucu, Türkiyemizde ve Müslüman ülkelerde milyonların tanıdığı bir zat… Sevimli çehresi, Muhammedî güzel ahlâkı, ruhlara hitap eden millî, dinî şiirleri ve insanı manevî âlemlere alıp götüren gönül sohbetleri ile bir illim ve irfan önderi… Hayatının ilk yıllarını Konya’da geçirdikten sonra, Kahire’de El Ezher Üniversitesi’nde eğitim gören ve ömrünün geri kalanını Medine-i Münevvire’de geçiren Kurucu, 2002 yılında orada vefat etti. Ali Ulvi Kurucu’nun hatıraları hem Cumhuriyet sonrasındaki dönemde Türkiye’deki dine bakışı, hem Osmanlı’dan sonra dağılan İslam coğrafyasının durumunu, hem de önemli zatların etrafında geçen olayları aktarması bakımından önem arzediyor. Üstad M. Ertuğrul Bey, Üstad Mehmed Âkif üzerine çeyrek asırdan fazla süren deruni ve bereketli çalışmayla birlikte pek çok güzide eserden sonra, yine yüz akı bir çalışmayı başardı. Üstad Ertuğrul Bey’in usta kalemi Üstad Ali Ulvi Kurucu’nun hatıralarına eklenince hatıraların gergefinde önemli ipuçları bir girizgâh gibi önümüze açılıyor.

10. Hayatım İbret Aynası / Ahmet Muhtar Büyükçınar




Hatıralarımı, canım gibi sevdiğim talebelerimin ısrarlı arzuları üzerine yazmaya başladım. Niyetim acı tatlı inanılmaz olaylar ve maceralarla dolu hayatımı kısaca hülasa etmekti.
Ama yazmaya oturunca durum değişti. Önce kendimi geçmiş günlerin akışına kaptırdım. Olayları yazmıyor sanki yeniden yaşıyordum.
Çocukluğumu yazarken, hiç görmediğim ancak hayalimde canlandırdığım anneciğimi, onu bana aratmayan sevgili teyzemin tatlı tebessümünü hatırlayınca ferahlıyordum.
Gençliğimi yazarken, küflü oyuklarda saklanarak Kur’an okuyup okuttuklarım, tahsilim uğruna sırtımda kitaplarım peşimde yırtıcı köpekler huduttan kaçak geçişlerim, hapishane günlerim, Halep, Şam ve nihayet El-Ezher’deki tahsil günlerim gözlerimin önünden geçiyordu.

Ömür çok kısa, arzu çok, yaşım 86 Önümde dağlar kadar hizmet var. Ben ise henüz işin başındayım.

11. Malcolm X / Alex Haley




Siyahların Amerika kıtasındaki tarihlerinde Kuzey-Güney Savaşından sonra en büyük olay kuşkusuz İslamiyet’tir. İnsan yerine konulmayan siyahlar günün birinde hızla ve kitleler halinde ana dinleri İslamiyet’i seçtiler. Siyahlar için İslamiyet yalnızca soyut bir din değil, kendilerine bilinçli bir biçimde unutturulan tarihlerine, dillerine, kültürlerine, kısaca köklerine yeniden dönüştü. Malcolm X bu akımın en önde gelen ve en radikal önderlerinden biridir.
Başlangıçta, ilk zenci müslüman hareketinin öncüsü Elijah Muhammed’in bağlısı olarak ırkçı düşünceler taşıyorken, Hacc dolayısıyla İslam dünyasına yaptığı bir gezi onu bu düşüncelerden döndürdü. Artık kendisini İslam’ın sömürgecilik ve ırkçılık karşıtı evrensel mesajını tüm dünyaya iletmeye adamıştı. Bu amacını kitleler çapında gerçekleştirmeye çalıştığı toplantılarından birinde suikasta uğrayıp, 25 Şubat 1965’de öldürüldü.
Ülkemizde ‘Kökler’ adlı TV dizisi ve romanıyla tanınan Alex Haley, bu en büyük çalışmasıyla Malcolm X’in hayat hikayesini bizzat kahramanının dilinden bize anlatmaktadır.

12. Çağa İz Bırakan Müslüman Önderler Dizisi


(Mevdudi, Ömer Muhtar, İmam Humeyni, Seyyid Kutup, Hasan el-Benna, Said Nursi, Muhammed İkbal, Mehmet Akif Ersoy, Ailya İzzetbegoviç, Malcolm X)



13. Yoldaki Mühendis - Abdullah Bergusi




Abdullah Galib Bergusi. Filistin Direniş Hareketi Kassam’ın Batı Şeria ve Ramallah’ta bilinen en meşhur komutanı. Kod adı Yoldaki Mühendis ya da Gölgeler Prensi olan Bergusi, Filistin tarihinde en çok ceza alan kişi. 67 müebbet ve ayrı ayrı onlarca yıl hapis cezası… 2003 yılından beri tek kişilik hücrede yaşıyor. Tutsak alınmadan önce İsrail’in tüm istihbaratını peşinden koşturan Filistin’in bu meşhur komutanı bedeni tutsak alınsa da zindanda kalemiyle kelimeleriyle direnmeye devam ediyor. “Uzun zamandır tek kişilik karanlık bir hücrede yaşıyorum. O kadar uzun zaman ki artık senelerini saymakta acizim… Tek kişilik karanlık hücreye konulmadan tam altı ay boyunca soruşturma merkezlerinde dolaştırıldım. Bu merkezlerde ölümü gördüm… Ölümle konuştum… O da benimle konuştu… Çok defa ölüme dokundum… Fakat el-Kahhâr olan Allah’ın yardımıyla ölüme galip geldim… Siyonistler tarafından tutuklanmadan önce hayatımın en güzel yıllarını geçirdim. Başım dik ve yükseklerdeydi. Mescid-i Aksa’nın kandillerinin yakılacağı yağın Filistin’e, özgür savaşçıların toprağına gelmesi çok yakındır… Aydınlık yarınlar yakındır. Siyonistlerin, Allah’ın mübarek kıldığı Mescid-i Aksa’dan gitmeleri yakındır. Filistin’in emperyalizmden, işgalden ve zulümden özgürlüğüne kavuşacağı günler çok daha yakındır.” Abdullah Galib Bergusi

14. Tarihçe-İ Hayat / Bediüzzaman Said Nursi




15. Hayatı, Beyanatları ve Röportajları / Emir Dokku Umarov




Tam anlamıyla cihad okuluna dönüşen Kafkasya coğrafyası, geçmişten geleceğe yetiştirdiği önderlerle İslam tarihine damgasını vurmuştur. Şeyh Şamil, Şeyh Mansur, Hattap, Şamil Basayev ve diğerleri. Bu zincirin en son halkası ise Kafkasya İslam Emirliği Emiri ve mücahidlerin başkomutanı Doku Umarov’dur.

16. Hattab'ın Hatıraları / Salih es-Süveylim




Kafkasya cihadının meşhur komutanı Emir Hattab’ın Çeçenistan, Tacikistan ve Afganistan’daki tecrübelerinin yer aldığı bu kitap, cihad amelinin inceliklerini merak edenlere bir rehber niteliğinde…
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…