Marketlerde gezerken görüyorum hocam, gazlı içecek reyonlarının önü çok dolu. Çoluk çocuk herkes bunları sepetine dolduruyor. Çok da ucuzlar, nerdeyse suyla aynı fiyatta satılıyor bunlar. Nedir bu gazlı içeceklere düşkünlük?
Genellikle gazoz, kola, isimleri ile satılan gazlı içecekler şekerli suların karbondioksit gazı ile doyurulması esasına göre üretiliyor. Benim çocukluğumda (50li yıllarda) cam şişede satılan (o zamanlar pet şişelere izin verilmezdi) gazozların metalik kapakları vardı. Sinemaya gittiğimizde satıcılar gazoz açacağı ile kapağı öyle açarlardı ki gazoz köpürür ve taşardı. Satıcının da fiyakasından geçilmezdi. Biz de zevkle o gazozları içerdik. Ama içtiğimiz miktar yılda 3-5 taneyi geçemezdi; hatta ancak bayramdan bayrama içebilirdik. Gazozuna maçlar yapardık. O zamanların başlıca içecekleri ayran, boza ve şerbetlerdi. Kolayı sadece yabancı filmlerde görüp imrenirdik. 60’lı yılların başında kolayla da tanıştık. Daha sonra bir kola çılgınlığı başladı ve kola sade gazozun krallığını ele geçirdi. Bu arada meyveli (pardon boyalı!) gazozlar da çıktı. Kola çılgınlığı hiç ivmesini kaybetmedi. 1960'larda 200mL'lik cam şişelerden günümüzde 2500mL'lik dev plastik ambalajlara geçildi.
ABD’de durum daha da vahim; gazlı kişi başına içecek tüketimi yılda 700 kutu (üstelik onların kutuları 360mL, bizimkiler ise 330ml). Son 30 yılından beri gazlı içecek tüketimi kadınlarda iki, erkeklerde üç katına çıkmış. 12-29 yaş arası erkekler gazlı içeceklerin en büyük müşteri kitlesi.
Tüketim niçin bu kadar artıyor?
Tüketimin artması tesadüf değil. Mesela kola firmaları yıllık tüketimini yılda en az %25 artırmaya çalışıyorlar. Ürünlerinin reklâmı için milyarca dolar harcıyor, M. Jackson ve Tarkan gibi pop ilahlarına konser verdiriyorlar, rock festivalleri yaptırıyorlar. Fakat son yıllarda yetişkin pazarı doymuş olduğu için hedef çocuklara yöneldi. Bu pazarlama faaliyetleri için oyuncaklar, çizgi filmler, filmler, yarışmalar, oyunlar ve televizyon, radyo, dergi, internet kulüpleri gibi birçok enstrüman kullanılıyor. Yani tam anlamı ile bir beyin yıkaması. Televizyonlarda 3-4 reklamdan biri çocuklara yönelik. Ama bu çabaların karşılığını da alıyor, karlarına kar katıyorlar. Bu zehirli içecekler her markette, bakkalda, büfede, okullardaki, istasyonlardaki makinelerde serbestçe satılıyor. Hem de Tarım ve Hayvancılık bakanlığının izni ile. Hâlbuki gazlı içecekler diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor.
Çok yazık. Hocam gerçekten de gazlı içecekler söylendiği kadar zararlı mı?
Gazlı içeceklerle en fazla ilişkilendirilen sağlık sorunların başında obezite, diyabet, diş çürümesi, kemik erimesi, koroner kalp hastalığı ve nöropsikiatrik bozukluklar geliyor. Gazlı içecekleri içen çocukların (hatta büyüklerin!) nerdeyse hiç biri doğru dürüst taze sebze ve meyve yemiyorlar. Bu nedenle vitamin ve mineral yetersizlikleri çok yaygın (1).
Gazlı içeceklerin en görünür zararı şişmanlık. Çünkü çok miktarda hızlı emilen şeker içeriyorlar. Bu nedenle diğer uyuşturucular gibi bağımlılık yapıyor ve haz duygusuyla birlikte vücuda zarar veriyor. Son yıllarda normal şeker yerine çok daha ucuz olan mısır şurubu (früktoz) kullanılıyor ki şişmanlık salgınının en önemli etkeni bu tip şekerler. Mısır şurubu şişmanlık, hipertansiyon, şeker hastalığı, gut, karaciğer sirozu ve depresyon gibi hastalıkların ana nedeni. Toplumun büyük bir bölümü bu hastalıklardan müzdarip. Ama ortodoks ticari tıp, bu hastalıkların gerçek nedenlerini ortaya koyarak bunları önleyecek tedbirleri alacağına, çok karlı olduğu için sadece hastalık belirtilerinin üstünü geçici olarak gizleyen ilaçları reçete ediyor. Aşırı şekerli gıda yenilmesi ticari tıbbın müşteri portföyünü devamlı genişletiyor. Tabii ki bu gıdaların içinde sadece şeker değil kötü olan; ayrıca çok sayıda toksik olabilecek kimyasallar da var.
Gazlı içecekler asit nitelikte, bu durum da vücudumuzdaki çok hassas olan asit-alkali dengesini bozuyor. Bunlar da devamlı asit bir ortam oluşmasına neden oluyor. Uzun süreli asit ortam ise midede yanma ve ağrı olmasına sebep veriyor. Diş çürükleri, kemik erimesi ve kemik kırıklarına neden oluyorlar. Bunun sorumlusu ise, diş çürümesinin yanı sıra sindirim sorunları ve kemik kaybına da yol açabilen fosforik asit. Asit ortamı tamponlamak için vücut dişlerden ve kemiklerden kalsiyum iyonlarını çekiyor. Bu nedenle ABD’de bazı eyaletler okullarda gazlı içeceklerin satılmasını yasaklamışlar. Ama öğretmenlerimizin çok azı sorunun vahametinin bilincindeler.
Gazlı içeceklerin sebep olduğu bir diğer problem ise çay, kahve ve alkol gibi idrarı arttırmaları, su kaybı yapmaları. Fakat insanın dil ve dudakları ıslandığı için susuz kaldıklarını anlamıyorlar. Susamış kişiler şeker içeren bu içecekleri içtiğinizde şekerin sindirimi için kan mideye hücum eder. Kanın yerinin değişmesi vücudun diğer organlarında kan hacmini düşürür. Bu da kramplara veya ısı nedeniyle ortaya çıkan rahatsızlıklara neden olur. Gizli susuzluğun baş ağrısı, astım, alerji, böbrek taşı, kalp hastalığı ve depresyon gibi çok sayıda sağlık sorununa yol açtığını su konusunda tartışmıştık.
Bir de light kolalar var, fazla kilo almamak için
Enerji alımını azaltmak adına aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcılarla yapılan light gazlı içeceklerin içilmesi şişmanlık sorununu gidermediği gibi son derece zararlı yan etkilere de neden oluyor. Tatlandırıcılar konusundaki bu durumu daha önce geniş geniş konuşmuştuk.
Anerji içecekleri için düşüncelerinizi öğrenebilir miyim?
Enerji içecekleri gazlı içecek endüstrisinin son keşfi. Bu içecekler şeker yanında koladan çok daha yüksek oranda kafein ve diğer uyarıcıları içeriyor. Enerji içecekleri başlangıçta reaksiyon hızını biraz artırıyor ve enerjiyi gerçekten de artırıyor. Enerji içecekleri kullanan kişilerde şiddet eğiliminin arttığı gösterilmiş. Fakat zaman geçtikçe enerji içeceklerinin enerji arttırıcı etkisi ortadan kalkıyor. Hatta böbrek üstü bezlerini zorladığı için enerji kaybına da yol açıyor. Sağlıksız beslenen ve yaşayan bu insanlar enerjilerini artırabilmek için uyuşturucu da kullanabiliyorlar.