Dünden bugüne ayakkabı tarihi

canayakxixn

Bir Nefes&Düş Gibi
Kayıtlı Üye
7 Mayıs 2008
4.916
3
49

Günümüzde sadece ayaklarımızı yerden kesmek için değil, aynı zamanda giysilerimizin kusursuz görünmesini sağlayan tamamlayıcı aksesuarlar olarak kullandığımız ayakkabıların nasıl doğduğunu ve zaman içinde nasıl değiştiklerini öğrenmek ister misiniz?
Eminim ki hiçbirimiz ayağımızda ayakkabılarımız olmadan sokağa adım atmayız. Artık sadece konfor için değil, kolye, bilezik gibi görüntümüzü tamamlamak için ayakkabılar vazgeçilmezlerimiz arasında. Aslına bakarsanız doğadan o kadar uzaklaştık ki, ayakkabının asıl amacı ayağımızı korumak değil artık. Çoğu zaman ayakkabı alışverişlerinde rahatlıktan çok görünüme önem veriyoruz. Hatta çoğu zaman ayağımızda hiç rahat olmadığı halde sadece görüntüsünü beğendiğimiz ayakkabıları aldığımızı da inkar etmeyelim…

Tabii ki ilk ayakkabılar ortaya çıktığında durum böyle değildi. O zamanlar önemli olan tek şey rahatlık ve ayaktaki ayakkabının giyen kişiyi korumasıydı… ısterseniz şimdi geçmişten günümüze kadar hem görünüm olarak, hem de kullanım amacı olarak defalarca değişen sandaletlere bir göz atalım…

Yukarıdaki resimde gördüğünüz sandalet hasırdan yapılmış ve altınla işlenmiş. Mısır’ın 18. hanedanından Tutankamun’un hazineleri arasında yer alıyor. Tarihin ilk ayakkabı/ terliklerinden olan bu sandalet şu anda Kahire’deki Kahire Müzesi’nde sergileniyor.


Şimdilerde yürüyüş için, koşma için, dağcılık ve şu anda sayamayacağımız bir çok spor için farklı farklı ayakkabılar var.

Fakat eski çağlarda, yani koşullar ne olursa olsun insanların yaşamak için daima fiziksel güç kullanması gerektiği zamanlarda ayakkabılar herkes için çok önemliydi.

Bu sandalet de Mısır’dan ve bitki kökleriyle boyanmış. Şu anda ısviçre’de Bally Müzesi’nde sergileniyor.


Şu anda hiçbirimiz her mevsim aynı ayakkabıyı giymiyoruz. Çünkü şartlar değiştikçe insanların ihtiyaçları da değişiyor. Bu yüzden diğer her şey gibi, ayakkabılarımız da değişiyor ve gelişiyor.

Bu sandaletler ısrail’de bir ormanda bulundu.

Milattan Önce 800′lü yıllarda prensesler, lordlar, işçiler ve şovalyeler ayaklarındaki ayakkabılara göre ayırt ediliyordu. Yani ayakkabı bir çeşit soyluluk göstergesiydi.

M. Ö. 800′lü yıllara ait bu demir ayakkabı, ısviçre’deki Bally Müzesi’nde sergileniyor.

Ayakkabıların yıpranmış yerleri bize o ayakkabının giyildiği dönemler ve o ayakkabıyı giyen insanlar hakkında bilgi verir. Mesela çinli kadınların ayaklarının ne kadar küçük olduğu ya da Hindistandaki çevre koşullarının ne kadar zorlu olduğu gibi.

Bu gümüş sandal Bizans Dönemi’ne ait. Sadece bu ayakkabının malzemesine ve işlemesine bakarak Bizanslıların ne kadar gelişmiş ve zengin insanlar olduğunu anlayabiliyoruz.

Bu deri ayakkabının içinin kürklü olması insanların yavaş yavaş ayaklarını soğuktan koruma ihtiyacı hissettiklerini anlamamızı sağlıyor.

Bu 15 – 16 yüzyıl civarında Perslilerin kullandığı bir ayakkabı. Şu anda Roma International Ayakkabı Müzesi’nde sergileniyor.


Fransa’da III. Henry zamanına ait bu ayakkabı, kenar süsleriyle dikkat çekiyor. Bu deri kadın ayakkabısı Roma ınternational Ayakkabı Müzesi’nde sergileniyor.


17. yüzyıla geldiğimizde artık ayakkabılar sadece konfor için değil, aynı zamanda şıklık için de giyilmeye başlanıyor. Tıpkı bu fotoğraftaki ayakkabı gibi…

Mavi deri üzerine gümüş ipliklerle işlenmiş bu kadın ayakkabısı 17. yüzyıla ait.


Pers ımparatorluğu milattan önce 500 yılında kuruldu ve dört bir yandan genişledi… Bu da persleri bir çok kültürü içinde bulunduran homojen bir topluluk haline getirdi…

Akad kralları onlara ayakkabılar ve kıyafetleri değiştirmeyi önerdiğinde, tavsiye edilen ayakkabılardan biri de yandakiydi.

Deri ve işlemeli kumaştan yapılmış bu bot, daha çok at biniciler için yapılmıştı.


Antik Yunan’ın efsanevi kralı Agamemon, bacaklarını ve ayaklarını yanda gördüğünüz bu gümüş zırhlı ayakkabının benzerleriyle koruyordu.

4.5 kilo olan bu bot şimdi Roma ınternational Ayakkabı Müzesi’nde


Yanda gördüğünüz kadın ayakkabısı ise efsanevi Fransız Kraliçe Marie -Antionette’e ait. 10 Ağustos 1792′de bulunan bu ayakkabı Paris’te Carnavalet Müzesi’nde sergileniyor.


Özenle işlendiği her halinden belli olan bu topuklu terlikler 18. yüzyılın başlarında Fransa’da keşfedildi.


Bu tür terlikler 18. yüzyılda sevgililer tarafında birbirlerine hediye edilirdi. Terliğin ucu ne kadar yüksekse, sevginin de o kadar büyük olduğu anlamına geliyordu…

18. YY ait bu terlikle Rural popüler sanat müzesi’nde sergileniyor.


1855 yılına ait bu ayakkabı deri ve kumaş karışımı. Şimdilerde Roma Ayakkanı Müzesi’nde sergileniyor


Siyah deri ve satenden yapılan bu ayakkabı yürümek için oldukça rahatsız. Süslemek için de küçük bir porselen düğme kullanılmış.

Ayakkabının topuk yüksekliği 20 santimetre. 1900 yılında Vienna, Avusturya’da keşfedilmiş.

19. yüzyıla ait bu ayakkabı Çin saraylarında giyiliyorddu. Bu beyaz porselen ayakkabı Roma ınternational Ayakkabı Müzesi’nde sergileniyor.

Pembe saten kadın botu. Bu bot 19. yüzyıl Çin’ine ait. Sateni korumak ve bozulmasını önlemek için metal zımbalarla süslenmiş. Ayrıca üzerinde altın rengi ve siyah dragon işlemeleri var.

Zoya’nın ayakkabıları

1920-1925


Siyah deri ve süet erkek ayakkabıları.

1920′ li yıllar.


20. yüzyıldan itibaren ayakkabı tasarımcılığı hızla gelişmeye başladı. Bir çok tasarımcı kendi isimleriyle tasarımlarını hayata geçirmeye başladılar.

Yandaki fotoğraftaki ayakkabı A. Gillet isimli bir ayakkabıcının 1928 – 1930 yılları arasında tasarlayıp hayata geçirdiği bir model


20. yüzyılda ayakkabılar sadece model olarak değil, işlevsellik olarak da gelişmeye başladı. ınsanların ihtiyaçlarına göre şekil almaya başlayan ayakkabılar, zaman zaman modanın önüne geçti.

Örnek olarak 1942 yapımı bu savaş ayakkabısını gösterebiliriz. tahta tabanıyla tamamen dayanıklılık ön planda.


1947 yılında Sarkis Der Balian isimli tasarımcı tarafından yaratılmış kırmızı saten ayakkabı.


Bu uzun, pembe botlar 1950 yılının Paris’ine ait. Giyip çıkarması daha kolay olsun diye ön kısmına 17′şer adet düğme eklenmiş.


Cindrella’dan esinlenen 1950 yapımı bir Sarkis Der Balian ayakkabısı.


Bu pembe, deri ayakkabıya tarihin ilk babeti diyebiliriz. 1955 yılında plajda giylmek için tasarlanmış.[/COLOR][/I][/B]
 
Son düzenleme:
canım zevkle okudum.nerden buldun bunları.çok güzel bir paylaşım olmuş.emeğine sağlık.ama bazıları hakikaten çok ilginç şekillere sahip.garipsemedim desem yalan olur.CADIARZU
 
canım zevkle okudum.nerden buldun bunları.çok güzel bir paylaşım olmuş.emeğine sağlık.ama bazıları hakikaten çok ilginç şekillere sahip.garipsemedim desem yalan olur.CADIARZU

Kankam ayakkabı meraklısı olduğunu biliyorum.Teşekkürler yorumun içinopuyorumnanaktan
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…