Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

HayallerimGercekOldu HayallerimGercekOldu eş zamanlılık mı demiştin canım :KK66:
(Yazı benim değil elçiye zeval olmaz güzel yazıymış)
****
DUA etmenin saati, zamanı olmaz.
"Şu gün şu saatte ya da şu saatler arası dua edin" diye bir şey hiç olamaz !
Ayrıca Her GÜN hayırlı her AN özeldir. Öyle bir günün hayrı bereketi diğer günleri boşver diye birşey Olamaz ! Tamam herkes kendi doğrusunu bilinçlenene kadar yaşar lakin bir de bilgiyi anlama, sorgulamak ve uygulamak lazım. Yani bile bile lades demenin de anlamı yok !
(Ben size her gün aynı dualarla aynı heyecanla Günaydın Mesajı yayınlıyorum. Siz bir günü diğerinden ayırdığımı gördünüz mü ? ya da enerji akışlarıyla ilgili "Hemen şimdi herkes 1 saat içinde dua etsin" yazdığımı gördünüz mü ?)
Yani bir günü Allah yarattı da diğerlerini Başkası mı yarattı !! Tövbe yarabbi yaa ! Bir kere akıl-mantık denilen birşey var ! Daha önce de yazmıştım yine yazayım belki bu kez anlaşılır.
Spiritüel açıdan baktığınızda Zaman kavramı sadece Dünya'da var ! Dolayısıyla günlerin ismini, saati , zamanı vs. bulanlar yine Biziz ! Yani İnsanlar ! Aslında kendimiz çalıyor kendimiz oynuyoruz bu Dünya'da
1f642.png
:))))

Velhasıl
Her Pozitif Düşünce ne zaman olursa olsun aynı eşzamanlılık'da yani AN itibariyle tabiri caizse aynı IŞIK KANAL'da toplanır. Tüm iyi niyetler birleşir ve tüm Evreni dolaşarak Kaynağa ulaşır. Sonra Kaynak'dan tekrar geri döner. O yüzden ne kadar çok Sevgi dolu dualar, niyetler ya da inancınız doğrultusunda her ne yapıyorsanız onu ruhunuzdan çevrenize yayar ve dolayısıyla da kaynağa gönderirseniz, Size hepsi Kaynağın Gücü ve Işığı ile birleşerek geri döner. Bu yüzden de Düşüncelerin ve Konuşmaların sevgi dolu pozitif olması çok önemlidir.
Bu "Bütünleşme" anları içinizden ne zaman geliyorsa doğru zaman O zamandır. Bu bazen kendinizle kahvenizi içip bir ağacı seyrederken, gökyüzünde uçan bir kuşa bakarken veya otobüste giderken her zaman o kalbinizden ruhunuzdan gelen BİR duygusunu, Yaratıcı Güç ile hep var olan bütünlüğünüzü tekrar hissedebilirsiniz.
Bu yüzden "Ruhunuzu özgür bırakın."
"içinizden gelen" her AN Varoluş ile Bütünleşmek için en doğru AN'dır.
"Şimdi dua etmem lazım , "şimdi şunu yapmam lazım" dediğiniz her mecburiyet, içsel hazır olmadığınız yani zorlama taşıdığı için ruhsal bütünleşmeyi hissedemezsiniz ve aksine enerji akışınız da kilitlenir. Bu sadece "görevimi yaptım bittim kurtuldum" duygusuna döner ve bunda ruhsallık da yoktur Sevgi de.. Nitekim bu Hayatta ki her yaşama şeklimiz için geçerlidir.
Kendinizi kalıplara sokmayın, Rahat ve Özgür Bırakın. O zaman herşeyin sizinle birlikte hayatın içinde su gibi Işıl Işıl aktığına tanık olursunuz. Buna "Aaa mucize" dersiniz. Lakin asıl Mucize kendinizsiniz ve Tüm Mucizeler sizden akar..
Hepimizin en yüksek Hayrına Işık OLsun ve Ruhumuz Gerçek, Özgür ve Ruhsal Sevgi ile dolsun..
Ve de öyle OLdu çok şükür
2764.png
<3

Alev Cedimağar
Ruhsal Denge ve Farkındalık Rehberi

****
Yazar dua etme konusunda kısmen doğru söylüyor.Dua etmek için ille de gün,saat kollamaya gerek yok. İnsan ne zaman dua etmek isterse o zaman etmeli.Çünkü duaların Ne zaman kabul olacağı belli olmaz. Hatta kalbimizden geçirdiğimiz duygulara da çok dikkat etmeliyiz çünkü onlarda dualarımız yerine geçer.Bu yüzden mümkün mertebe olumlu düşünmekte fayda var. Ama bir noktada yazara katılmıyorum.Duaların daha hızlı kabul olduğu ve dua edilmesi tavsiye edilen bazı özel zamanlar vardır.Mesela gecenin bir bölümü olan Seher vakti, cuma günü,cuma selasıyla ezan arasındaki vakit,afere gecesi,bayram günleri,kandil geceleri, Kadir gecesi, Ramazan ayı,iftar anı vs. Bu vakitler modern tabirle enerjinin çok daha yüksek olduğu vakitlerdir.Yani aynı zamanda duaların da kabul olma olasılığının daha yüksek olduğu vakitlerdir.Bu yüzden duaların kabul olduğu "gün" ve "saat" vardır:)
 
Yazar dua etme konusunda kısmen doğru söylüyor.Dua etmek için ille de gün,saat kollamaya gerek yok. İnsan ne zaman dua etmek isterse o zaman etmeli.Çünkü duaların Ne zaman kabul olacağı belli olmaz. Hatta kalbimizden geçirdiğimiz duygulara da çok dikkat etmeliyiz çünkü onlarda dualarımız yerine geçer.Bu yüzden mümkün mertebe olumlu düşünmekte fayda var. Ama bir noktada yazara katılmıyorum.Duaların daha hızlı kabul olduğu ve dua edilmesi tavsiye edilen bazı özel zamanlar vardır.Mesela gecenin bir bölümü olan Seher vakti, cuma günü,cuma selasıyla ezan arasındaki vakit,afere gecesi,bayram günleri,kandil geceleri, Kadir gecesi, Ramazan ayı,iftar anı vs. Bu vakitler modern tabirle enerjinin çok daha yüksek olduğu vakitlerdir.Yani aynı zamanda duaların da kabul olma olasılığının daha yüksek olduğu vakitlerdir.Bu yüzden duaların kabul olduğu "gün" ve "saat" vardır:)
Ben de katılıyorum duaların kabul edildiği özel gecelere ,vakitlere ,kandil günlerine, sayısız insan aynı anda dua ediyor düşünsenize o güçlü enerjiyi , kutsal mekanlar dahil , yazarın burda kızdığı belli bir grup var galiba, o zaman şu saatte şu kadar okumakla “duan kabul edilmez” diyen kesin yargıcılara... (duan kabul olmaz yorumuna tepkili, Allah bilir kalpleri) ....demek istemiş yani ben öyle anladım :)
Senin bakış açında çok güzel katılıyorum ...
 
Eki Görüntüle 2091809 Simdi okudugum kitaptan:)))
Ben cizmedim altini baska bir arkadasimin. Hosuma gitti sizinle paylasayim derken aklima H handanirem ile olan mesajlasmamiz geldi:))
Bu simdi es zamanlilik mi oluyor. Gece konustuk karsima bu cikti:)

sevgi dolu günaydınlar herkese :) ne güzel yazılar paylaşmışsınız sabah sabah okumak harika oldu muhteşemsinz kızlar .
HayallerimGercekOldu HayallerimGercekOldu eş zamanlılık evet benm çok yakından takip ettiğim durumlar ve böyle tesadüfler de görünce daha bi merk salıyorum eş zamanlılık olayına ,daha fazla eş zamanlılık yaşayacağımz sevgi dolu ,harika sürprizlerle dolu muhteşem bigünmz olsun :) seviyorum sizleri :)
 
Bugünümün anlamlısı .....
*******
Hücreleriniz tarafından kayıt altındasınız..
Sadece eylemleriniz değil..
Düşünceleriniz..
Hayalleriniz..
Arzularınız..
Rüyalarınız..
Yazdıklarınız..
Okuduklarınız..
Konuştuklarınız..
Dinledikleriniz..
Her bir titreşiminiz..

#GökMavi
-Gökalp Atılgan-
*******
 
Güzel , sade anlatımlı, faydalı bir yazı, dönüp dönüp hatırlamam gerekenlerden ,,,,

****
- Olumlu Düşünme Alışkanlığı - Psk. Tuğba Demiröz -

Olumsuz (çarpık, yanlış, kötümser…) düşünce alışkanlıklarından kurtulmak ve olumlu düşünme alışkanlığı kazanmak için, öncelikle olumsuz düşünce alışkanlıklarının farkına varmak gerekir. Farkına varamadığınız bir şeyi değiştiremezsiniz. Ancak farkına vardığınız şeyleri, değiştirilmesi gerektiğine inanırsanız, değiştirebilirsiniz.

Olumlu düşünmeye başlamak için önce niyet etmek, sonra karar vermek, daha sonrasında ise alınan kararın arkasında ısrarla durmak gerekir. Herhangi bir karar verildikten sonra, kararı veren birey, iki sistemle mücadele etmek durumunda kalır. Bu sistemlerden biri İç Sistem, diğeri ise çevre; yani Dış Sistem’ dir. Daha iyi anlaşılması için, önce İç Sistem’in ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bir örnekle anlatmak istiyorum.

İç Sistem (Bilinç)’in İşleyiş Mekanizması:

1'nci Adım: Birey kendi İç Sistem’inde dengesizlikler, çarpıklıklar, yanlışlıklar, zararlı düşünce kalıpları, yanlış etiketler… olduğunu bir yolla –okuduğu kitaplardan, katıldığı eğitimlerde edindiği bilgilerden, kendisine yöneltilen eleştirilerden – olumsuz düşündüğünün ve bu düşünce şeklinin kendini sınırladığının, bir şekilde farkına varır.

2'nci Adım: İç sistem’ini düzenlemek için, yeni bir karar alma niyetine girer.

Örneğin, “Olumsuz düşünmek bana ciddi anlamda zarar verdi. Nice teklifi sırf bu düşünme şeklim yüzümden geri çevirdim. Benim olmaz dediğim işleri, başkaları yaptı ve hiç de zannettiğim gibi olmadığını gördüm. Bu düşünme şeklimden vazgeçmeli ve bir şekilde olumlu düşünme alışkanlığı kazanmanın yollarını aramalıyım.”

3'ncü Adım: Niyete ulaşmanın yolları aranır.

Örneğin, olumlu düşünme konusu araştırılır. Konuya dair kitaplara ulaşılarak, onlardan bilgiler edinilir. Olumlu düşünme alışkanlığının nasıl kazanıldığıyla ilgili desteklere ulaşılır…

4'üncü Adım: Edinilen bilgiler ışığında, niyeti gerçekleştirecek hedef belirlenir.

Örneğin, “Şu andan itibaren olumlu düşünüyorum. Hedefim olumlu düşünme becerisi kazanmak.”

Bu aşamadan itibaren İç Sistem (Bilinç) işin ciddiyetini anlar ve devreye girer. Bu aşamaya kadar atılan tüm adımlar, İç sistem için sanki birer fantezi, birer oyun ya da hayaldir. Bu yüzden, İç Sistem müdahale etmez. Hedefin belirlenmesi ise, İç Sistem’e durum ciddi mesajını iletir. Çünkü karar verilmiştir. (İç Sistem ancak ani alınan kararlarda hemen devreye girer.)

5'inci Adım: Kişi belirlediği hedef doğrultusunda yürümeye başlar.

Hedefin belirlenmesiyle devreye giren İç Sistem, hedef doğrultusunda atılan ilk adımla karmaşa yaşar. Çünkü kişi, o ana kadar olumsuz düşünce kalıplarıyla yaşamını sürdürdüğünden, İç Sistem’i o duruma uygun bir denge geliştirmiştir. Bu sebeple alışık olmadığı, yeni ve yabancı bir şeyle karşılaşan İç Sistem, telaşlanır. Alıştığı dengeyi korumak için, kişiyi aldığı bu yeni karardan caydırmaya çalışır. Yeni durumla nasıl baş edeceğini henüz bilemediğinden, var olan eski durum, ne kadar kötü olursa olsun, en azından tanıdıktır ve o durumda ne yapacağını bilmektedir.

Bu durum çok uzun yıllar hapishanede ya da hastanede yaşayan bireylerin, bulundukları mekandan çıkmak zorunda kaldıklarında yaşadıkları duruma benzer. Uzun yıllar kapalı mekanda yaşadıklarından, yeni ortama uyum sağlama süreci, onlar için kolay olmaz. Tanıdık mekanlarına geri dönmek istemeleri, bizlere ne kadar tuhaf gelse de durum böyledir. Çünkü İç Sistem, alıştığı dengesini korumaya çalışmaktadır.

Beşinci adım, belirleyici ve önemli bir adımdır. Bu adımda kişi ya İç Sistem ile mücadeleye girerek altıncı adımı atar ya da başladığı yeni macerasını sürdüremez.

6'ıncı Adım: İç Sistem’in dengesinin bozulması pahasına, İç Sistem ile mücadeleye girilir.

İç Sistem, kişinin bilincidir. Kişi olumlu düşünme becerisini geliştirmek için yaptığı her davranışta İç Sistem ile çatışır. Onun hali hazırdaki dengesini sarstığından, bilinç, bilinçaltına yaptığı baskıyı azaltır. Bilinçaltında bastırılan malzemeleri yavaş yavaş çıkararak, kişiye göstermeye başlar. (Bilinç, kişiyi korumak için, onu rahatsız eden şeyleri bilinçaltına iten ve orada kalmaları için baskı uygulayan sanal beyin bölümüdür)

Bu durumda kişi, ya bilinçaltı malzemeleriyle yüzleşmeyi seçer -ki böylece kendini biraz daha aşmış ve yeni farkındalıklar kazanarak yoluna devam etmiş olur- ya da bilincin ona kurduğu tuzağı göremediğinden, bilinçaltıyla yüzleşmek yerine, bu malzemelerin taşıdığı kötü duygusal içeriklerle oyalanmaktan, aldığı kararın arkasında duramaz.

İç Sistem’in; yani bilincin tuzaklarına karşı uyanık olmak ve yüzleşmeyi seçmek sancılı olsa da, bu sadece bir süreçtir. Yolun ilk kilometreleri sarp ve dikenli olabilir; nihayetinde bir yoldur ve mutlaka her yolun bir sonu vardır.

Kişi, aldığı karar doğrultusunda ısrarla yürüdükçe, İç Sistem sert tepkiler vermeyi bırakır; çünkü yabancıyı yol boyunca tanımaya, onu daha iyi anlamaya, onun dost olduğunu kavramaya başlar. İlk zorlukların atlatılmasıyla beraber, yol giderek düzleşmeye, manzara giderek güzelleşmeye başlar. Yolun tamamlanması, aslında İç Sistem’in yeni dengesini bulmasıdır.

Dış Sistem (Çevre)

Bildiğiniz gibi, alınan kararları çevreyle paylaşmanın hem avantajları hem de dezavantajları olur.

Mesela, yukarıdaki örnekte olduğu gibi. “Bundan sonra olumlu düşünmeye karar verdim.” şeklinde yaptığınız bir açıklama sizi bağlar, sözünüzün arkasında durmanız gerektiği yönünde baskı yapar, bilinçdışı aldığınız kararı uygulatma yönünde sizi programlar, aldığınız kararla çelişen davranışların ayırtına çok daha hızlı varma farkındalığınız gelişir ki, elbette bunlar birer avantajdır.

Yanı sıra ettiğiniz her laf, ilerde aleyhinize delil olarak kullanılma potansiyeline sahip olur, gözlerin üzerinize daha fazla yönelmesine neden olur, her davranışınız diğerleri tarafından an be an izlenir, açıklarınız yakalanmaya çalışılır ki, bunlar da işin dezavantajlarıdır.

Bu durumları, bir şeyleri değiştirmeye karar veren ve verdiği kararı çevresiyle paylaşan her birey yaşamıştır. Çünkü, kişi aldığı karar doğrultusunda ısrarla yürürken, davranışlarını yeni aldığı karara uygun olarak düzenlerken yaptığı yolculuk da, bir yandan İç bir yanda da Dış Sistemler ile mücadele etmek durumunda kalır. Örneğin, sigarayı bırakmaya karar veren kişi, bu kararını uygulamaya koyduğu andan itibaren, İç Sistem ile ciddi savaşlar vermek zorundadır. Çay ile beraber içiyorsa, her çay içtiğinde aklına gelmesi normaldir. Üzüldüğünde içiyorsa, üzgünken aklına gelmesi de normaldir. Yemekten sonra içiyorsa, yemek sonrası yoksunluk yaşaması da normaldir. Bağımlılıktan kurtulmak için, büyük savaşlar verilir. Hele bir de kararını çevresine açıkladıktan sonra, çevresinde onun kararını destekleyenler olacağı gibi, “Yak bir tane, bir kereden bir şey olmaz, nasılsa ölmeyecek miyiz?” şeklinde desteklemeyenler de olacaktır. Yani kişi, her iki sistemle de başa çıkmaya çalışacaktır.

Çevre Sistem’i de tıpkı İç Sistem gibi, hali hazırda bir denge içinde olduğundan, yeni durum ona da yabancı gelir. O da kendi dengesini korumayı amaçlar. Yalnız Çevre Sistemi, İç Sistem’den farklı dinamiklere de sahiptir. İç sistem kişiye özel, biricik ve tektir. Bununla beraber, kişi kendi İç Sistem ile değişik Çevre Sistemlerine katılır. Şöyle ki, normal şartlarda her birey, önce bir aile çevresi içinde dünyaya gelir. Küçük yaşlarda yakın akraba çevresi, komşu çevresi önemli rol oynarken, büyüdükçe arkadaş çevresi, okul çevresi, diğer sosyal kurumlar ve gruplar, iş çevresi… gibi çevrelerin de içine girmeye başlar.

Görüldüğü üzere, aynı kişi farklı çevreler içine girdiğinde, her çevrenin kendi iç dengesiyle de mücadele etmek durumda kalır. Kişinin kendine edindiği farklı çevreler, birbirleriyle ve kişinin İç Sistemi ile benzer özelliklere sahipse, o çevrelere uyum kolay gerçekleşir. Çevreler arası farklılıklar belirginleştikçe, uyum daha fazla çaba gerektirmeye başlar. Çünkü hem çevreler birbiriyle uyumlu olmalı hem de kişinin İç Sistem’i ile uyum içinde olmalıdır.

Denilebilir ki, alınan kararlar, sadece İç Sistemi değil, Çevre Sistemi’ni de etkiler. Örneğin, başka bir ülkeye yerleşmeye karar verirsem, bundan sadece ben değil, ailem, akrabalarım, dostlarım, arkadaşlarım, iş çevrem, sürdürdüğüm çalışmalar, alışveriş yaptığım dükkanlar, gittiğim restoranlar da etkilenecektir. Hatta bırakın ülke değiştirmeyi, semt değiştirmem bile, sistemi etkileyecektir. Verdiğimiz her karar tüm sistemi etkiler.

Verilen kararlar sisteme uygunsa, uyum süreci kolaydır. Bazen de karar bir çevreye uygun diğer bir çevreye ters düşebilir. Ters düşülen çevre, kararı en yabancı algılayan ve kendi iç dengesini koruma yönünde, başlangıçta en sert tepkiler gösteren çevredir. Tıpkı İç Sistem gibi davranır. Zamanla tepkileri yumuşar ve yeni duruma uyum sağlamayı öğrenir.

Aldığınız kararları uygulama aşamasında, ne kadar çok karşıt tepki alırsanız alın, bunun bir uyum süreci olduğunun bilinciyle hareket etmenin, işinizi kolaylaştırdığını gözleyebilirsiniz.

“Kimse kimseyi değiştiremez.”

Bu sözün sırrına ermem çok uzun sürdü. Çok uzun zaman ailemin, arkadaşlarımın, eşimin, kardeşlerimin değişmesi için uğraştım durdum. Sonunda çabalarımın boşuna olduğunu, sadece kendimi değiştirebileceğimi, geç de olsa anladım. Bununla beraber değişimin ancak ben istersem ve emek verirsem olacağını, bunun kolay olmadığını, var olan düşünce kalıplarını yıkmanın, yeniyi kabul etmeye çalışmanın bile başlı başına büyük bir iş olduğunu deneyimledim. İç Sistem’in dengesini bozarak, ona yeni ve sağlıklı bir denge oluşturmaya çalışmak; bir yandan çevreyle mücadele etmek; zaman alan, sabır isteyen ve biraz da acıları göğüslemeyi gerektiren, eğitici bir süreçti.

Ve bence, yaşam yolculuğu içinde kazanılması gereken en önemli alışkanlık, doğru düşünme alışkanlığıdır. Buna, “olumlu düşünme becerisi” demeyi uygun görüyorum. Bu şekilde kavramsallaştırmamda ki en önemli sebep, olumlu olana dikkati yöneltmek ve o konudaki farkındalığı arttırmaktır. Her birey bu yetiyi kazanabilmeli ki, asıl önemli olan şeylere yönelebilsin. İstiyorum ki, doğru düşünme becerisini hep beraberce kazanalım. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce, aklım yettiğince sizlere bu süreci aktarmaya çalışacağım. Aslında bu benim yolculuğumdu. Şimdi hepimizin yolculuğu olabilir. Millet olarak doğru düşünme alışkanlıkları; yani olumlu düşünme becerisi kazanmaya ihtiyacımız olduğunu görüyorum. Psikolog olduğum için benim sizlere yapabileceğim katkı ancak bu olabilir, çorbaya ancak kendi tuzumu koyabilirim.

Kendinizi geliştirmek ve hayat kalitenizi yükseltmek isterseniz, öncelikle olumlu düşünme alışkanlığı kazanabilir, dünyayı pozitif bir pencereden seyretmenin siz de uyandıracağı huzura tanık olabilirsiniz. Düşüncelerin inançları şekillendirdiğini, inançların davranışları etkilediğini, davranışların da çevreyle kurulan iletişimin kalitesini belirlediği düşündüğünüzde, olumlu düşünme alışkanlığı edinmenin ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu kavrayabilirsiniz.
........
 
İyi geceler arkadaşlar
İlginç bişey yaşadım aslında iki şey
Birincisi uzun zamandır almak istediğim bişey vardı çok şükür aldım.



Diğeride bu meditasyonla ilgili.merak ettim denemek istedim.bu arada ilk defa meditasyon yaptım.açıkcası başta kendimi çok veremedim ama o geçmişle ilgili fotoğrafları alın göğsünüze basın kısmına gelince birdenbire ağlamaya başladım sözleri ağlayarak tekrarladım.hem de ne ağlama.o kısmı geçince meditasyonum bölündü.yinede kaldığım yerden devam ettim.sonra gelecek kısmında hayalleri düşünürken çok heyecanlandım.en son işte ailenizle sevdiklerinizle kucaklaşın dediği yerde bende yine ipler koptu tekrar ağlamaya başladım.çok değişik duygular hissettim.hani uzun zamandır görmediğiniz bi dostunuza sevdiğinize kavuşursunuzya aynı o heyecanı o duygu selini yaşadım.acaba ailemden dostlarımdan uzak olduğum içinmi böyle hissettim bilmiyorum.
Ama enteresan bi deneyimdi size de yazmak istedim.bu meditasyonu bi kere yapmak yeterli mi yoksa devam mı etmek gerekiyor...
 
İyi geceler arkadaşlar
İlginç bişey yaşadım aslında iki şey
Birincisi uzun zamandır almak istediğim bişey vardı çok şükür aldım.



Diğeride bu meditasyonla ilgili.merak ettim denemek istedim.bu arada ilk defa meditasyon yaptım.açıkcası başta kendimi çok veremedim ama o geçmişle ilgili fotoğrafları alın göğsünüze basın kısmına gelince birdenbire ağlamaya başladım sözleri ağlayarak tekrarladım.hem de ne ağlama.o kısmı geçince meditasyonum bölündü.yinede kaldığım yerden devam ettim.sonra gelecek kısmında hayalleri düşünürken çok heyecanlandım.en son işte ailenizle sevdiklerinizle kucaklaşın dediği yerde bende yine ipler koptu tekrar ağlamaya başladım.çok değişik duygular hissettim.hani uzun zamandır görmediğiniz bi dostunuza sevdiğinize kavuşursunuzya aynı o heyecanı o duygu selini yaşadım.acaba ailemden dostlarımdan uzak olduğum içinmi böyle hissettim bilmiyorum.
Ama enteresan bi deneyimdi size de yazmak istedim.bu meditasyonu bi kere yapmak yeterli mi yoksa devam mı etmek gerekiyor...
Cok guzel seyler yasamissin. Bence birkac defa daha yapabilirsin. Gecmis iyice temizleniyor. Yaptikca cok daha farkli seyler aklina geliyor. Aaa bu da vardi diyorsun:)
 
Cok guzel seyler yasamissin. Bence birkac defa daha yapabilirsin. Gecmis iyice temizleniyor. Yaptikca cok daha farkli seyler aklina geliyor. Aaa bu da vardi diyorsun:)

Denerim yine canım.hatta çok fazla resim kareside gelmedi gözümüm önüne ama yinede faydalı oldu:)
 
Güzel , sade anlatımlı, faydalı bir yazı, dönüp dönüp hatırlamam gerekenlerden ,,,,

****
- Olumlu Düşünme Alışkanlığı - Psk. Tuğba Demiröz -

Olumsuz (çarpık, yanlış, kötümser…) düşünce alışkanlıklarından kurtulmak ve olumlu düşünme alışkanlığı kazanmak için, öncelikle olumsuz düşünce alışkanlıklarının farkına varmak gerekir. Farkına varamadığınız bir şeyi değiştiremezsiniz. Ancak farkına vardığınız şeyleri, değiştirilmesi gerektiğine inanırsanız, değiştirebilirsiniz.

Olumlu düşünmeye başlamak için önce niyet etmek, sonra karar vermek, daha sonrasında ise alınan kararın arkasında ısrarla durmak gerekir. Herhangi bir karar verildikten sonra, kararı veren birey, iki sistemle mücadele etmek durumunda kalır. Bu sistemlerden biri İç Sistem, diğeri ise çevre; yani Dış Sistem’ dir. Daha iyi anlaşılması için, önce İç Sistem’in ne olduğunu ve nasıl çalıştığını bir örnekle anlatmak istiyorum.

İç Sistem (Bilinç)’in İşleyiş Mekanizması:

1'nci Adım: Birey kendi İç Sistem’inde dengesizlikler, çarpıklıklar, yanlışlıklar, zararlı düşünce kalıpları, yanlış etiketler… olduğunu bir yolla –okuduğu kitaplardan, katıldığı eğitimlerde edindiği bilgilerden, kendisine yöneltilen eleştirilerden – olumsuz düşündüğünün ve bu düşünce şeklinin kendini sınırladığının, bir şekilde farkına varır.

2'nci Adım: İç sistem’ini düzenlemek için, yeni bir karar alma niyetine girer.

Örneğin, “Olumsuz düşünmek bana ciddi anlamda zarar verdi. Nice teklifi sırf bu düşünme şeklim yüzümden geri çevirdim. Benim olmaz dediğim işleri, başkaları yaptı ve hiç de zannettiğim gibi olmadığını gördüm. Bu düşünme şeklimden vazgeçmeli ve bir şekilde olumlu düşünme alışkanlığı kazanmanın yollarını aramalıyım.”

3'ncü Adım: Niyete ulaşmanın yolları aranır.

Örneğin, olumlu düşünme konusu araştırılır. Konuya dair kitaplara ulaşılarak, onlardan bilgiler edinilir. Olumlu düşünme alışkanlığının nasıl kazanıldığıyla ilgili desteklere ulaşılır…

4'üncü Adım: Edinilen bilgiler ışığında, niyeti gerçekleştirecek hedef belirlenir.

Örneğin, “Şu andan itibaren olumlu düşünüyorum. Hedefim olumlu düşünme becerisi kazanmak.”

Bu aşamadan itibaren İç Sistem (Bilinç) işin ciddiyetini anlar ve devreye girer. Bu aşamaya kadar atılan tüm adımlar, İç sistem için sanki birer fantezi, birer oyun ya da hayaldir. Bu yüzden, İç Sistem müdahale etmez. Hedefin belirlenmesi ise, İç Sistem’e durum ciddi mesajını iletir. Çünkü karar verilmiştir. (İç Sistem ancak ani alınan kararlarda hemen devreye girer.)

5'inci Adım: Kişi belirlediği hedef doğrultusunda yürümeye başlar.

Hedefin belirlenmesiyle devreye giren İç Sistem, hedef doğrultusunda atılan ilk adımla karmaşa yaşar. Çünkü kişi, o ana kadar olumsuz düşünce kalıplarıyla yaşamını sürdürdüğünden, İç Sistem’i o duruma uygun bir denge geliştirmiştir. Bu sebeple alışık olmadığı, yeni ve yabancı bir şeyle karşılaşan İç Sistem, telaşlanır. Alıştığı dengeyi korumak için, kişiyi aldığı bu yeni karardan caydırmaya çalışır. Yeni durumla nasıl baş edeceğini henüz bilemediğinden, var olan eski durum, ne kadar kötü olursa olsun, en azından tanıdıktır ve o durumda ne yapacağını bilmektedir.

Bu durum çok uzun yıllar hapishanede ya da hastanede yaşayan bireylerin, bulundukları mekandan çıkmak zorunda kaldıklarında yaşadıkları duruma benzer. Uzun yıllar kapalı mekanda yaşadıklarından, yeni ortama uyum sağlama süreci, onlar için kolay olmaz. Tanıdık mekanlarına geri dönmek istemeleri, bizlere ne kadar tuhaf gelse de durum böyledir. Çünkü İç Sistem, alıştığı dengesini korumaya çalışmaktadır.

Beşinci adım, belirleyici ve önemli bir adımdır. Bu adımda kişi ya İç Sistem ile mücadeleye girerek altıncı adımı atar ya da başladığı yeni macerasını sürdüremez.

6'ıncı Adım: İç Sistem’in dengesinin bozulması pahasına, İç Sistem ile mücadeleye girilir.

İç Sistem, kişinin bilincidir. Kişi olumlu düşünme becerisini geliştirmek için yaptığı her davranışta İç Sistem ile çatışır. Onun hali hazırdaki dengesini sarstığından, bilinç, bilinçaltına yaptığı baskıyı azaltır. Bilinçaltında bastırılan malzemeleri yavaş yavaş çıkararak, kişiye göstermeye başlar. (Bilinç, kişiyi korumak için, onu rahatsız eden şeyleri bilinçaltına iten ve orada kalmaları için baskı uygulayan sanal beyin bölümüdür)

Bu durumda kişi, ya bilinçaltı malzemeleriyle yüzleşmeyi seçer -ki böylece kendini biraz daha aşmış ve yeni farkındalıklar kazanarak yoluna devam etmiş olur- ya da bilincin ona kurduğu tuzağı göremediğinden, bilinçaltıyla yüzleşmek yerine, bu malzemelerin taşıdığı kötü duygusal içeriklerle oyalanmaktan, aldığı kararın arkasında duramaz.

İç Sistem’in; yani bilincin tuzaklarına karşı uyanık olmak ve yüzleşmeyi seçmek sancılı olsa da, bu sadece bir süreçtir. Yolun ilk kilometreleri sarp ve dikenli olabilir; nihayetinde bir yoldur ve mutlaka her yolun bir sonu vardır.

Kişi, aldığı karar doğrultusunda ısrarla yürüdükçe, İç Sistem sert tepkiler vermeyi bırakır; çünkü yabancıyı yol boyunca tanımaya, onu daha iyi anlamaya, onun dost olduğunu kavramaya başlar. İlk zorlukların atlatılmasıyla beraber, yol giderek düzleşmeye, manzara giderek güzelleşmeye başlar. Yolun tamamlanması, aslında İç Sistem’in yeni dengesini bulmasıdır.

Dış Sistem (Çevre)

Bildiğiniz gibi, alınan kararları çevreyle paylaşmanın hem avantajları hem de dezavantajları olur.

Mesela, yukarıdaki örnekte olduğu gibi. “Bundan sonra olumlu düşünmeye karar verdim.” şeklinde yaptığınız bir açıklama sizi bağlar, sözünüzün arkasında durmanız gerektiği yönünde baskı yapar, bilinçdışı aldığınız kararı uygulatma yönünde sizi programlar, aldığınız kararla çelişen davranışların ayırtına çok daha hızlı varma farkındalığınız gelişir ki, elbette bunlar birer avantajdır.

Yanı sıra ettiğiniz her laf, ilerde aleyhinize delil olarak kullanılma potansiyeline sahip olur, gözlerin üzerinize daha fazla yönelmesine neden olur, her davranışınız diğerleri tarafından an be an izlenir, açıklarınız yakalanmaya çalışılır ki, bunlar da işin dezavantajlarıdır.

Bu durumları, bir şeyleri değiştirmeye karar veren ve verdiği kararı çevresiyle paylaşan her birey yaşamıştır. Çünkü, kişi aldığı karar doğrultusunda ısrarla yürürken, davranışlarını yeni aldığı karara uygun olarak düzenlerken yaptığı yolculuk da, bir yandan İç bir yanda da Dış Sistemler ile mücadele etmek durumunda kalır. Örneğin, sigarayı bırakmaya karar veren kişi, bu kararını uygulamaya koyduğu andan itibaren, İç Sistem ile ciddi savaşlar vermek zorundadır. Çay ile beraber içiyorsa, her çay içtiğinde aklına gelmesi normaldir. Üzüldüğünde içiyorsa, üzgünken aklına gelmesi de normaldir. Yemekten sonra içiyorsa, yemek sonrası yoksunluk yaşaması da normaldir. Bağımlılıktan kurtulmak için, büyük savaşlar verilir. Hele bir de kararını çevresine açıkladıktan sonra, çevresinde onun kararını destekleyenler olacağı gibi, “Yak bir tane, bir kereden bir şey olmaz, nasılsa ölmeyecek miyiz?” şeklinde desteklemeyenler de olacaktır. Yani kişi, her iki sistemle de başa çıkmaya çalışacaktır.

Çevre Sistem’i de tıpkı İç Sistem gibi, hali hazırda bir denge içinde olduğundan, yeni durum ona da yabancı gelir. O da kendi dengesini korumayı amaçlar. Yalnız Çevre Sistemi, İç Sistem’den farklı dinamiklere de sahiptir. İç sistem kişiye özel, biricik ve tektir. Bununla beraber, kişi kendi İç Sistem ile değişik Çevre Sistemlerine katılır. Şöyle ki, normal şartlarda her birey, önce bir aile çevresi içinde dünyaya gelir. Küçük yaşlarda yakın akraba çevresi, komşu çevresi önemli rol oynarken, büyüdükçe arkadaş çevresi, okul çevresi, diğer sosyal kurumlar ve gruplar, iş çevresi… gibi çevrelerin de içine girmeye başlar.

Görüldüğü üzere, aynı kişi farklı çevreler içine girdiğinde, her çevrenin kendi iç dengesiyle de mücadele etmek durumda kalır. Kişinin kendine edindiği farklı çevreler, birbirleriyle ve kişinin İç Sistemi ile benzer özelliklere sahipse, o çevrelere uyum kolay gerçekleşir. Çevreler arası farklılıklar belirginleştikçe, uyum daha fazla çaba gerektirmeye başlar. Çünkü hem çevreler birbiriyle uyumlu olmalı hem de kişinin İç Sistem’i ile uyum içinde olmalıdır.

Denilebilir ki, alınan kararlar, sadece İç Sistemi değil, Çevre Sistemi’ni de etkiler. Örneğin, başka bir ülkeye yerleşmeye karar verirsem, bundan sadece ben değil, ailem, akrabalarım, dostlarım, arkadaşlarım, iş çevrem, sürdürdüğüm çalışmalar, alışveriş yaptığım dükkanlar, gittiğim restoranlar da etkilenecektir. Hatta bırakın ülke değiştirmeyi, semt değiştirmem bile, sistemi etkileyecektir. Verdiğimiz her karar tüm sistemi etkiler.

Verilen kararlar sisteme uygunsa, uyum süreci kolaydır. Bazen de karar bir çevreye uygun diğer bir çevreye ters düşebilir. Ters düşülen çevre, kararı en yabancı algılayan ve kendi iç dengesini koruma yönünde, başlangıçta en sert tepkiler gösteren çevredir. Tıpkı İç Sistem gibi davranır. Zamanla tepkileri yumuşar ve yeni duruma uyum sağlamayı öğrenir.

Aldığınız kararları uygulama aşamasında, ne kadar çok karşıt tepki alırsanız alın, bunun bir uyum süreci olduğunun bilinciyle hareket etmenin, işinizi kolaylaştırdığını gözleyebilirsiniz.

“Kimse kimseyi değiştiremez.”

Bu sözün sırrına ermem çok uzun sürdü. Çok uzun zaman ailemin, arkadaşlarımın, eşimin, kardeşlerimin değişmesi için uğraştım durdum. Sonunda çabalarımın boşuna olduğunu, sadece kendimi değiştirebileceğimi, geç de olsa anladım. Bununla beraber değişimin ancak ben istersem ve emek verirsem olacağını, bunun kolay olmadığını, var olan düşünce kalıplarını yıkmanın, yeniyi kabul etmeye çalışmanın bile başlı başına büyük bir iş olduğunu deneyimledim. İç Sistem’in dengesini bozarak, ona yeni ve sağlıklı bir denge oluşturmaya çalışmak; bir yandan çevreyle mücadele etmek; zaman alan, sabır isteyen ve biraz da acıları göğüslemeyi gerektiren, eğitici bir süreçti.

Ve bence, yaşam yolculuğu içinde kazanılması gereken en önemli alışkanlık, doğru düşünme alışkanlığıdır. Buna, “olumlu düşünme becerisi” demeyi uygun görüyorum. Bu şekilde kavramsallaştırmamda ki en önemli sebep, olumlu olana dikkati yöneltmek ve o konudaki farkındalığı arttırmaktır. Her birey bu yetiyi kazanabilmeli ki, asıl önemli olan şeylere yönelebilsin. İstiyorum ki, doğru düşünme becerisini hep beraberce kazanalım. Elimden geldiğince, dilim döndüğünce, aklım yettiğince sizlere bu süreci aktarmaya çalışacağım. Aslında bu benim yolculuğumdu. Şimdi hepimizin yolculuğu olabilir. Millet olarak doğru düşünme alışkanlıkları; yani olumlu düşünme becerisi kazanmaya ihtiyacımız olduğunu görüyorum. Psikolog olduğum için benim sizlere yapabileceğim katkı ancak bu olabilir, çorbaya ancak kendi tuzumu koyabilirim.

Kendinizi geliştirmek ve hayat kalitenizi yükseltmek isterseniz, öncelikle olumlu düşünme alışkanlığı kazanabilir, dünyayı pozitif bir pencereden seyretmenin siz de uyandıracağı huzura tanık olabilirsiniz. Düşüncelerin inançları şekillendirdiğini, inançların davranışları etkilediğini, davranışların da çevreyle kurulan iletişimin kalitesini belirlediği düşündüğünüzde, olumlu düşünme alışkanlığı edinmenin ne denli büyük bir öneme sahip olduğunu kavrayabilirsiniz.
........
Cooom guzel bir yazi. Tesekkur ederim:KK200:
 
Merhaba konuya yeni dahilim okuyacagimda ama bu anlamda kesin şeyler yaşamış bilgisi olanlara bisi sormak istiyorum.
Kadere inanan biriyim ama hayattaki bize sunulan mucizeleride yaşamış biriyim.

Yani istediklerim yavaş yavaş oldu.

Cok istedigim bir şey var şuan onun icin elimden gelen bisi yok olması icin yani.
Bir devlet dairesi meselesi yani.
Çok dua ediyorum cok istiyorum
Olumlu düşünüp olumluyu cagiriyorum.

Ama başka benim bilmediğim bir enerji, pozitif olumlama, yani ne bilim böyle şeyler var mi?
Yaşayan başına gelen olmaz dediği olan var mi?

Elbette olacak cok inanıyorum ama zamanı var mutlaka.
Ben yine tevekkül etmek istiyorum elimden geleni yapmak istiyorum.

Yorumları okuyacagim.
 
İyi geceler arkadaşlar
İlginç bişey yaşadım aslında iki şey
Birincisi uzun zamandır almak istediğim bişey vardı çok şükür aldım.



Diğeride bu meditasyonla ilgili.merak ettim denemek istedim.bu arada ilk defa meditasyon yaptım.açıkcası başta kendimi çok veremedim ama o geçmişle ilgili fotoğrafları alın göğsünüze basın kısmına gelince birdenbire ağlamaya başladım sözleri ağlayarak tekrarladım.hem de ne ağlama.o kısmı geçince meditasyonum bölündü.yinede kaldığım yerden devam ettim.sonra gelecek kısmında hayalleri düşünürken çok heyecanlandım.en son işte ailenizle sevdiklerinizle kucaklaşın dediği yerde bende yine ipler koptu tekrar ağlamaya başladım.çok değişik duygular hissettim.hani uzun zamandır görmediğiniz bi dostunuza sevdiğinize kavuşursunuzya aynı o heyecanı o duygu selini yaşadım.acaba ailemden dostlarımdan uzak olduğum içinmi böyle hissettim bilmiyorum.
Ama enteresan bi deneyimdi size de yazmak istedim.bu meditasyonu bi kere yapmak yeterli mi yoksa devam mı etmek gerekiyor...

Benim de ilk yapışım sizinkine çok benzer olmuştu. O heyecanla gelip burada paylaşmıştım. 21 gün yapma kararı da almıştım fakat 10. günden sonra yapmak istemedim ve meditasyon sırasında uyuyakalmaya başladım.
Kendi içinizi dinleyerek karar verin bence, artık size yaramadığını düşündüğünüzde bırakabilirsiniz.
 
@ha-mim Ben ara vermeden 25 gun falan yaptim. Ilk gunler bende cok agladim. Sonlara dogru aglama hissi gelmedi. Bir ara yine yapmak istiyorum. Bu tip uygulamalar 21 gun yapiliyor. Daha fazlada olabilir. Kisinin durumuna gore degisir.

Benim de ilk yapışım sizinkine çok benzer olmuştu. O heyecanla gelip burada paylaşmıştım. 21 gün yapma kararı da almıştım fakat 10. günden sonra yapmak istemedim ve meditasyon sırasında uyuyakalmaya başladım.
Kendi içinizi dinleyerek karar verin bence, artık size yaramadığını düşündüğünüzde bırakabilirsiniz.

Arkadaşlar yorumlarınız ilginiz için çoook teşekkür ederim.bende yapabildiğim kadar yapmayı düşünüyorum.peki sizler neler yaşadınız bu meditasyondan sonra..
Bir de meditasyondaki yaratıyorum kelimesi beni rahatsız ediyor.bu kelimeyi kullanmanın dopru olmadığını düşünüyorum.yerine ne söylenebilir acaba
 
EY RABBİM
_Hani Sen_
“Elemneşrahleke sadrek"
_diyenlerin ruhlarına genişlik veriyorsun ya, hani onlara ilim ve hikmet ihsan ediyorsun ya, hani onları şeytanın vesvesesinden koruyorsun ya;benim ve tüm kardeşlerimin de göğsüne genişlik ver ?_
_Bizimde belimizi büken yüklerimizi,üzerimizden kaldır._
_Bizi de kendi katında şanımızı yücelt._
_Bizi şeytanın vesveselerinden koruyarak sadece sana yönelenlerden eyle._
_Bu günümüzü hayırlara, nurlara, bereketlere vesile kıl._ _Lutfunla maddi manevi şifalar, müjdeler, rızıklar gönder._
_Hayra giden yolları kolaylaştır
_Bizi, ailemizi ve bütün müminleri rızana mazhar eyle
- Zalimi zelil,mazlumu muzaffer vatanımızı muktedir eyle.
_ Cumamızı mübarek kıl. Amin
 
Hayırlı cumalar kızlar,artık sayfami buldum galiba bayıldım size ve umarım herşey güzel gider bende bu olumlamalari ara ara yıllardır yaparim. Zaten telepati sezgisi yüksek bir insanın bu aralar hayatim yolunda pek gitmiyor. Beni bilen belki bilir evlilik teklifi aldıktan sonra 10 dakika içinde başka bir kadına giden bir hayalkırıklığım vardı. Sonra yedi aydır tanıdığım adamı yara bandı yaptım ve burda da cok tepki almıştım ayrıldım yara bandimdan. Bir milyoncu iliskimi de bitirerek... Ayrıca bir evlilik yaptım ve 10 yaşında bir çocuğum var. ALLAH bagislarsa 31 yaşındayım ama tam kendimi bulduğum daha kadın hissettiğim bir do nemdeyim kesinlikle ve artık fallar,tarotlardan sonra olumlamalara baslayacagim.Bu arada unutmadan 70 gun evvel özel eğitim servis rehberliğinde ayrildim issizim,ailemle de bozugum bu olumlamalar bana iyi gelecek ALLAHIN izni ile eminim artık asla arkama bakmiyorum ve olumlamalara başlıyorum rast gele kızlar ;)
 
arkadaşlar tuğçe ışınsunun son kitabını alan varmı aranızda
Ben de tavsiye etmeyenlerdenim.Üstü kapalı çok alıntı var kitapda ve ilahi yasayla enerji algısını biribirine çok karıştırmış.Ama tavsiye isterseniz The Secreti öneririm.
 
Merhaba konuya yeni dahilim okuyacagimda ama bu anlamda kesin şeyler yaşamış bilgisi olanlara bisi sormak istiyorum.
Kadere inanan biriyim ama hayattaki bize sunulan mucizeleride yaşamış biriyim.

Yani istediklerim yavaş yavaş oldu.

Cok istedigim bir şey var şuan onun icin elimden gelen bisi yok olması icin yani.
Bir devlet dairesi meselesi yani.
Çok dua ediyorum cok istiyorum
Olumlu düşünüp olumluyu cagiriyorum.

Ama başka benim bilmediğim bir enerji, pozitif olumlama, yani ne bilim böyle şeyler var mi?
Yaşayan başına gelen olmaz dediği olan var mi?

Elbette olacak cok inanıyorum ama zamanı var mutlaka.
Ben yine tevekkül etmek istiyorum elimden geleni yapmak istiyorum.

Yorumları okuyacagim.

Merhaba öncelikle , dileğinizi olmuş gibi gözünüzde canlandırın , yaşayın, burda ayaklarım 3 kilo arkadaşımızın 7 günlük dilek çalışması var onu yapabilirsiniz , hayallerimi yaratıyorum meditasyonu var , geçmiş sayfalarda çok güzel paylaşımlar örnekler var. İnsanlar çok fazla sayfa var ,nasıl baştan okuyacağız diyorlar , zor değil inanın roman gibi hergün üç beş syf okunabilir ben çok şey öğrendim sağolsun herkesten umarım herşey gönlünüzce olur :)
hayırlı dualı güzel cumalar Sahra- Sahra- paylaştığın yazı çok güzel çok beğendim teşekkrü ederim :)
Rica ederim canım çok sağol
EY RABBİM
_Hani Sen_
“Elemneşrahleke sadrek"
_diyenlerin ruhlarına genişlik veriyorsun ya, hani onlara ilim ve hikmet ihsan ediyorsun ya, hani onları şeytanın vesvesesinden koruyorsun ya;benim ve tüm kardeşlerimin de göğsüne genişlik ver ?_
_Bizimde belimizi büken yüklerimizi,üzerimizden kaldır._
_Bizi de kendi katında şanımızı yücelt._
_Bizi şeytanın vesveselerinden koruyarak sadece sana yönelenlerden eyle._
_Bu günümüzü hayırlara, nurlara, bereketlere vesile kıl._ _Lutfunla maddi manevi şifalar, müjdeler, rızıklar gönder._
_Hayra giden yolları kolaylaştır
_Bizi, ailemizi ve bütün müminleri rızana mazhar eyle
- Zalimi zelil,mazlumu muzaffer vatanımızı muktedir eyle.
_ Cumamızı mübarek kıl. Amin
Amin amin amin :KK200: Çok güzel bir dua öyle olsun inşallah :dua:
 
Back
X