Popüler Konu Düşünce Gücü/Pozitif Düşünce/Olumlamalar

Selammmm topikcanlar,

Hafta sonu yürüyüşlerimi, meditasyonlarımı, esmalarımı, tabiki bol bol şükürlerimi yaptım. Bu tarz şeylerde görev gibi yapmak tarzım değil içimden geleni yapmam lazım, o yüzden bana bakmayın siz:KK48: Totomuzu kaldırma zamanı artık bu dönemler gerçekten. Harika oluşumlar dönemi.Bu yüzden bol bol meditasyon ve imajinasyon yapmalı.Muhteşem meditasyonlar için de bol bol şükür enerjisi ilaç gibi ve tabiki yürüyüs, hele hele doğa deniz yürüyüşü fırsatınız varsa ne ala.

Mor Alevin yazılarını bu dönemler mutlaka takip edin.

Kancalarımızdan kurtulalım, blokajlarımızı kilitlerimizi kaldıralım :halay:

Eşimle ne zaman detoks tarzı bir şeyler yapacak olsam yine mi o çaydan yaptın derdi. Bu sefer yapmayacam dedim, çünkü her defasında aynı sözü duymaktan gına gelmişti. Her yaptığımda hıhh yine bir şeyler söyleyecek çayıma diye kehanet yapardım ve derdi de. Akşam bir baktım eşim elinde bir bardak bir şeyler var, sana da getireyim dedi. Getirdi, benim tarçınlı,karanfilli çayım hem de yeşil çaylı:KK48: İşte buuu dedim, ben direnci kaldırınca eşim kendisi yaptı ve evren bana bir şekilde hazır olarak sundu:KK36:
İşte hayatımızdaki arıza çıkartan olaylar bu ve bunlar gibi blokajlar serisi; tüm bu kancalar ve blokajlar kalksın evren bize servisi kolayca,zevkle sunsun. Her biri için; seni seviyorum,özür dilerim, beni affet, teşekkür ederim :KK9:
 
Bugün okuduğum şeyi sizle paylaşayım;

"Paralel realitelerden başka hiçbir "şey" yok. "Şey" lerin devamı bir illüzyon, öyle ki her bir yeni deneyim bir öncekinin paralel realitesi. Bu bilgileri ne kadar içselleştirirsen o kadar güç ve gizem hayatına akar. Uzay ve mekan bilinçli bir şekilde oynadığın akışkan dinamiklerin olur."

Titreşimsel düşünceler ve davranışlar yaratır, olaylar ve durumlar yansıtır. Bu farklılığı anlamak önemlidir.
(Olayların ve durumların öncesi titreşimlerdir.)

"Olmayı istemediğin şeye inanma"
"Sana hizmet etmeyen hiçbir şey seni rahatlatmaz"
 
İşte buuu dedim, ben direnci kaldırınca eşim kendisi yaptı ve evren bana bir şekilde hazır olarak sundu:KK36:
Gercekten kilit cümle "Direnci kaldirmak"
👏👏👏
Ben de kendimde fark ediyorum o direnci😊 bundan sonra daha da dikkat edecegim akisina birakmaya, zorlamamaya
 
"Bir durumu deneyimleyemezsin, sadece durum hakkındaki inançlarını deneyimleyebilirsin"

"Her şey bilinçle gelir ve gider. Sen dünyanın içinde ilerlemiyorsun, dünya senin içinde ilerliyor bir bilinçle.Bu senin kendi gerçeğin.Onu hisset.Onu içine çek. O ol"

"Nefes al. Rahatla.Özgürlüğü hisset.Sev. Sonsuz geniş gelecek için heyecanı hisset."
"Dramatize etmediğin zaman üzüntü yaşayan ölü inançlarını soyar atar"

"Yaşadığın tüm her şey şu an sevgi içinde,özgürlük için, aydınlık içinde yüzüyor" Bu sözü çok sevdim, artık meditasyon yöntemlerimden biri olabilir:rapci:
 
kızlar sayfalarda bulamıyorum aksiyete ile ilgili neler yapmalıyım
Vücudunuz birşeye alarm veriyor. Savaş ya da kaç insan savaşamayınca o yerden durumdan çıkmaya kaçmaya çalışıyor ve panik hali başlıyor.
Her insanda olabilecek durum dereceleri değişir sadece.
Öncelikle neye endişe duydugunuzu bulun yazın icinizi dökün o duyguyu tanımaya çalışın görmezden gelmeyin bastırmayın. Birşey anlatıyor size ...
Nefes almaya odaklanin vücut oksijensiz kalinca işler zorlaşır. Nefes varsa bir yerde hava varsa sorun yoktur..
Nefes egzersizi yapın nefes sonlarinda " Şu an şimdi burdayım. Geçmiş yok gelecek yok bu andayım. Herşey yolunda. " Diyerek zihninizi yönlendirin.
Size sevgi sakinlik güzel enerjiler yolluyorum. HERŞEY GEÇER Emin OLUN 🙏💕
Çok geçmiş olsun soracaginiz birsey olursa yine yardımcı olmaya çalışırız topikce :))
 
Sevgili arkadaşlarım buttrfly buttrfly in li kini verdigi yazi. Belki sayfaya girmeye firsatiniz olmamistir😊 gercekten cok basarili🤗


anda bulunduğumuz yerdeyiz. “Geçmişim neden böyle acılı veya sıkıntılı ya da geçmiş neden daha güzeldi? Gelecekte neler olacak?” Bu iki soru ve onların çeşitlemeleri bizi öyle meşgul ediyor ki, şu anda burada olduğumuzu unutuyoruz. Tam anlamıyla, “gerçek olmayan” bir sanal gerçeklik yaşamaya başlıyoruz, çünkü zihnimiz bulunduğumuz yerden başka her yerde! Dünde, on sene öncesinde, yarında, on sene sonrasında… Geçmiş senaryoları düşünüyorsunuz… Biliyorsunuz, hiçbir şeyi tarafsız hatırlamıyoruz, hep kendi bakış açımızdan görüyoruz durumları yani o hatırladığınız şey büyük ihtimalle tam olarak doğru değil. Gelecek senaryoları… Belki mutlu son filmleri ya da korku filmleri yazıyorsunuz. Belki dua edip bekliyorsunuz yıllardır bir şey yapmadan. “Gelecek ne zaman gelecek?” diyorsunuz.
Oysa bu yazının başlığını ilk gördüğünüz an bile geçmişte kaldı, şu anda bu sözcükleri okuyorsunuz. BURADASINIZ. BURASI TARAFSIZ. BU AN sadece BU AN. Ve ben şu anda BURADAYIM. BURADA. Gelin birlikte bu ana odaklanalım. Burada ne var? Her şey ve hiçbir şey. Sonsuz potansiyel ve boşluk. Bu ana nefes alalım, bu ana nefes verelim, haydi şimdi. Ağır, uzun nefesler, bir iki tane daha…Anı hissedin… Belki bedeninizi hissetmeye de başlarsınız. Kürek kemiklerinizin arasındaki o tutulmuş kası, başınızın ağırlığı ya da hafifliğini, kolunuzdaki hafif kaşıntıyı ya da göğüs kafesinizin genişlediğini fark edersiniz. Ve bir nefes daha, tekrar ana geliyoruz. Bedeni hissettiğimiz an da geride kaldı. Yavaş. Sakin. Peki, bu an nasıl hissettiriyor? Aceleye gerek yok, ama geçmişte kalmaya da gerek yok. Bir sonraki bu ana geçiyoruz. Belki gözlerinizi kırparsınız, belki dışarıdaki hayat sesleri sizi rahatlatır ya da dikkatinizi dağıtır. BEN BURADAYIM. Kalbiniz, sizi bir ömür destekleyen kalbiniz, hep burada. O geleceği düşünüp, “ben sonra atarım, şimdi dün nasıl atmıştım onu düşüneyim” demiyor. O burada ve bu anda. Belki “seni seviyorum kalbim” dersiniz. Ve anda kalmaya devam ediyoruz. Burada hiçbir şeyin önemi yok. Burada kimse bir şey istemiyor. Burası rahat. Şimdi belki küçük benliğiniz araya giriyor, “Bu yazı nereye gidiyor?” diyor. “Hadi çabuk, yapacak başka işlerim var.” Ve siz de dersiniz ki, “Ben buradayım sevgili egom, sen de buradasın. Buradan, bu andan, şimdiden başka bir yer yok.” Ve izin verin bir dalga rahatlama yukarıdan aşağıya aksın, sizi süpürsün… Burası… Sadece… Burası… Şimdi…
Böylece birkaç saniyede ana odaklandınız. Bir çırpıda ufak bir meditasyon yaptınız. Aslında çok kolay, değil mi?
Şimdi anda kalmaktan ve kancalardan bahsedelim. Kancalar, Pema Chödrön’ün bize Tibet dilindeki “shenpa” kelimesiyle getirdiği bir kavram. Kelimenin tam anlamı “bağlanmak” ya da “yapışmak” ama verdiği his, “kancayı takmak” ya da “kancaya takılmakla” daha ilintili. Peki, kanca (shenpa) neye takılı? Davranış, tepki ve düşünce alışkanlıklarımıza takılı o kanca. Kanca takılı oldukça kalıplarımız değişmiyor, hayat hikâyemiz de öyle. Her saniyedeki sonsuz olasılıklar dizisinden kancayı takmış olduğumuz eski kalıbı seçiyoruz ve aynı hikâyeyi tekrar tekrar yaşıyoruz.
getty-images-betty-photo
Şu anda bütün dünya yepyeni enerjilerle kancayı takmamayı öğreniyor. Kancanın takılabileceği çok şey var. Trump var, referandum var, ekonomik korkular var, haberler var, sizinle ilgili memnuniyetsizliğini belirtmiş olan bir aile ferdi, bir eş ya da iş arkadaşı var, bir sürü şey var… Etrafımız kancanın derhal takılabileceği yığınla tırtıklı, delikli, yapışkan durumla çevrili. Gözümüzün önünde ne kadar sallasalar da, üzerini türlü çeşitte yemlerle süsleseler de kancalara takılmayabiliriz ya da kanca atmayabiliriz.
Bunun için önce takılma sürecimizi anlamalıyız. Çünkü kancanın takılması için büyük bir şey olmasına bile gerek yok. Pema Chödrön diyor ki, “Bazen birisinin bize bir bakışı, duyduğumuz bir şarkı, hatta bir koku bile bizi o hisse getirebilir. Gelen hissin bulunduğunuz anla hiç ilgisi yoktur ama oradadır. En derinlerde bir sıkıştırılma, bir geri çekilme arzusu…” Burada açık kalbin yavaşça arkalara bir yerlere saklanmaya başladığı durumları anlatıyor. Sonra bu derin ve zor fark edilen hisler bizi kendini aşağılama, kıskançlık, öfke, suçlama gibi duygulara götürüyor. O noktada kanca tam olarak takıldı. Kancayı bilerek ve isteyerek takmıyoruz elbette ama neden acı çektiğimiz konusunun tam da kökeninde “o” bulunuyor. Çünkü hissettiğimiz rahatsızlığın çaresinin kancayı taktığımız şeyde olduğu düşüncesine alışmışız.
Sürekli değişen bir dünyada yaşamanın getirdiği emniyetsizlik hissinde ve gelecek korkusunda kancalar bir virüs gibi yayılıyor, gelişiyor ve büyüyor. Bu emniyetsizlik hissini, arka planda hafif rahatsızlık, huzursuzluk olarak deneyimliyoruz. Ve bir şekilde hoşumuza giden şeyler yaparak rahatsızlığı sona erdirmeye çalışıyoruz, yemek, alışveriş, iş, vs… Ölçülü olduğu zamanda bu hoşumuza giden şeyler gerçekten harika. Tadına varabilir, hayatımızdaki varlıklarına minnet duyabiliriz. Ama o şeylere bizi rahatlatacak diye baktığımızda, onlara fazladan anlam ve güç yüklüyoruz, hooop bir kanca daha takılıyor!
Şikâyet ediyoruz, kanca! Birilerine onu acıtacak şeyler söylüyoruz, kanca! “Neden, neden böyle oldu?” diye kafa patlatıyoruz, kanca! “Nerede hata yaptım, benim suçum ne?”, devasa kanca!
Kancalardan kurtulmanın en iyi yolu meditasyonlarımızdır. Çünkü farkındalığımızı yükseltir, kendimizi daha iyi tanırız, anı yaşarız ve sakin, sağduyulu kararlar veririz. Kancaya takılmadan durumu değerlendirebilir ve yola devam edebiliriz. Olanlara önem vermemek değildir bu, sadece olandan ders alıp olgunlaşmaktır. Yani alışkanlıkla verdiğimiz tepkilerin yerine yeni tepkiler verebilir ya da tepki vermemeyi seçebiliriz. Buna Pema, “kaşıntıyı kaşımadan yola devam etmek” diyor.
Şimdi, kaşıntıyı kaşımadan yola devam etmek çok zor. Zincirlenmişiz gibi. Hatta duyduğumuz rahatsızlıktan dolayı cezalandırılıyormuşuz gibi. Pema Chödrön’ün tavsiye ettiği şey tam da bu anlama gelmiyor. Öncelikle kaşıntının kökenini ve ona nasıl kancayı taktığımızı tanımalıyız. Bunu ancak pratik yaparak yeni bir günlük alışkanlık haline getirebiliriz. Kancayı hissettiğimiz an onu sorgulamalıyız. Sonra, ona sevgiyle yaklaşmalıyız. O rahatsızlık bizden gerçekte ne istiyor? Meditasyon alışkanlığının verdiği sakinlik, bunu berraklıkla görmenin en basit yoludur. Rahatsızlık, mesajını verdiğine emin olduktan sonra gidecektir. Bu kadar basit!
Her kaşıntının bir sebebi vardır. Şimdi onu görmezden gelmek ya da sürekli kaşımak yerine, kabul ettik. Mesajını aldık, ya sizi kaşındıran kazağı çıkaracaksınız ya da o kazağı giymeye devam ederek kaşınmaya kancayı takacaksınız.
Önerim kökte yatan sebebi tanıdıktan sonra kaşıntıya teşekkür etmektir ve onu sevgiyle serbest bırakmak. Sonra da o en derin arzu, ihtiyaç, istek üzerinde çalışmanız ve ruhunuza onu sunmanızdır.
Bunları sakin meditatif anlar olmadan yapmanız çok zordur. Çünkü kendi dışınızda yaşamaktasınızdır, hâlbuki kaşıntının kökeni kendi içinizdedir. Bu nedenle günde birkaç dakikanızı ayırıp meditasyon/sakinlik anları/düşünmeden düşünmek, arkadaşlar, adına ne derseniz deyin, kendi içinize dönmeniz ve anda bulunmanız yaşadığımız günlerde önemliden de öte, hatta hayati değerde!
Tam böyle derken yine Pema Chödrön’den bir alıntı yapıyorum, çünkü meditasyonla ilgili bir kanca da var! Pema, rahatlatan bir meditasyonu ve sonrasını şöyle anlatıyor: “Diyelim ki, meditasyonunuz sırasında rahat, yerleşmiş ve açık hissettiniz. Düşünceler geldi ve gitti, ama kancayı size takmadılar. Onları tanıdığınızda gökyüzündeki bulutlar gibi çözülüp gittiler. Çabalama hissi olmadan bulunduğunuz ana dönebildiniz. Sonra da o keyifli deneyime takıldınız. ‘Doğru yaptım, çok iyi meditasyon yaptım. İşte böyle olmalı, meditasyonlarımın örneği bu olmalı.’ Böyle yakalanmak kibir inşa eder, kibir de tam tersi yokluğu yaratır, çünkü bir sonraki meditasyonunuz hiç de ona benzemez.
Orada oturdunuz ve daldan dala atlamaya başladınız, işte bir şeye kafayı taktınız, evde bir şeyi düşündünüz. Endişelendiniz, telaşlandınız; korku ya da öfkeye kapıldınız. Meditasyon sonunda, bütün cesaretiniz kırıldı – ‘kötüydü’, ve kendinizi suçladınız. Bu iki meditasyon deneyiminin herhangi birinin doğasında doğru ya da yanlış bir şey var mı? Sadece kanca (shenpa) var! ‘İyi’ meditasyona karşı duyduğumuz his bizi meditasyonun “nasıl olması gerektiği” konusunda kancalıyor, bu kanca da ‘nasıl olmaması gerektiğine’ kancalıyor. Oysa meditasyon neyse odur. Bizler onun fikrine takılıyoruz. İyi deneyimin ne olduğu konusundaki yargılarımıza takıntı yaptığımızda diğer her şeyi bırakıp kendimize olumsuzca dalmamız güçleniyor, kötü deneyime takıldığımızda daha da güçleniyor. O yüzden bizlere kendimizi yargılamamız öğretilir, iyi ya da kötünün kancalarına takılmamız için.”

2015 yılında çok ihtiyacımız olacağını vurgulayarak bir meditasyon kampanyasıyla konu hakkında bir dizi yazı yayınlamıştım. Eğer siz de tanıdığım kişilerin büyük çoğunluğu gibi sessizlikte kendi kendinizle kalmayı, yargılamamayı, anda bulunmayı deneyimleyemiyorsanız, o yazılar yardımcı olabilir. Benim her zamanki önerim derhal düzenli meditasyon alışkanlığı yaratılması ama bundan bir şey beklenmemesidir (biliyorum tuhaf bir ironi var). Bu yazıların bir kısmı için buraya tıklayın, geri kalanları ise meditasyon kategorisinde.
Bu arada, farkındaysanız eğer “kancalar” ile yine salıverme işlemini anlatmış oldum, bu sefer bu konuyu Pema Chödrön sayesinde farkındalık ve anda kalmak açısından işledik. (Onun kitaplarını Türkçeye çevrilmiş halde bütün büyük kitapçılarda bulabilirsiniz.)
john-huntinghouse-fishing
Sevgili Bilge Baykuşlar, bu dünyada rahat, huzurlu, hayatından memnun, özgür ve severek, sevilerek yaşamayı istemeyen bir kişi bile olmadığına bütün benliğimle inanıyorum. Bunu başarabilmemizin yollarından biri farkındalığımızı artırmak, kendimizi minnet hissinde bulmak, anda yaşamak ve böylece salıvermek!
Bu zamana kadar çok farklı benzetmelerle çok farklı şekillerde salıvermeyi konuştuk. Kara tahtadan, kaşındıran kazaklara, dalgalarda sörf yapmaya, ışık üflemekten, Michael’la drama bağımlılığımızı kesmeye, Rafael’in verdiği aynada kendimizi görmeye kadar, kim bilir daha ne benzetmeler ve farklı yöntemler kullanacağız?? Hepsinin hedefi aynı! Şu taşıdığımız yükleri sevgiyle bırakmak! Gideceğimiz yere onlarla ulaşamıyoruz, hatta gittiğimizi düşündüğümüz yere çoktan ulaştığımızı bile anlayamıyoruz bazen.
Dünü bırakın, yarını bırakın. Buraya gelin. Tam buraya, yaşadığınız ana. Farkındalığınızı takdir edin. Zihniniz ve kalbiniz muhteşem varlıklar. Anda onları hissediyorsunuz. Anda siz sizsiniz. Anda bağımsızsınız. Anda harikasınız. Tam burada. Ahh, bir de kaşınmasak!
🙂

©Mor Alev 2017
 
Sanirim yine ben paylasacagim😂😂😂

9.Gün
kisiselgelisim.farkindalik
Bugün “14 Günlük Değişim Çalışma”mızın dokuzuncu günü.
Bugün, her gün yapılması gereken temel uygulamaları ve aynı zamanda hayatımızda boşluk oluşturacağız.

Telefon rehberimizden aramadığımız/ aranmadığımız, görüşmediğiniz kişilerin numaralarını siliyoruz örneğin... Artık giyinmediğimiz giysilerimizi birilerine hediye edebilir veya atabiliriz. Hayatınızda yer kaplayan ama dahil olmayan her şeyi sevgiyle kaldırıyoruz.
Boşlukların, bizi daha mutlu edecek, ileriye götürecek enerjilerle dolmasına niyet ediyoruz... Bugünki program:
▪️sabah kalkar kalkmaz iki bardak su içiyoruz. (2 litre suyu gün içerisinde tamamlıyoruz.) ▪️10 dakika yürüyüş, imkanı olmayanlar egzersiz de yapabilir. ▪️Günün (rahatsız edilmeyeceğiniz) her hangi bir saatinde “Sufi Nefesi” egzersizini yapıyoruz. ▪️Müzik dinlerken yine seçici davranıyoruz :) ▪️Uyumadan hemen öncesinde “Şükür Defteri”mize yazıp uyuyoruz. ‭▪️Boşluk Oluşturma Çalışması‬ 🦋🦋🦋

Tatilde oldugum icin telefon rehberinden birini silecegim. Esya vermeyi gidince yapabilirim🤗 sevgiyle😊😊😊
 
Sanirim yine ben paylasacagim😂😂😂

9.Gün
kisiselgelisim.farkindalik
Bugün “14 Günlük Değişim Çalışma”mızın dokuzuncu günü.
Bugün, her gün yapılması gereken temel uygulamaları ve aynı zamanda hayatımızda boşluk oluşturacağız.

Telefon rehberimizden aramadığımız/ aranmadığımız, görüşmediğiniz kişilerin numaralarını siliyoruz örneğin... Artık giyinmediğimiz giysilerimizi birilerine hediye edebilir veya atabiliriz. Hayatınızda yer kaplayan ama dahil olmayan her şeyi sevgiyle kaldırıyoruz.
Boşlukların, bizi daha mutlu edecek, ileriye götürecek enerjilerle dolmasına niyet ediyoruz... Bugünki program:
▪sabah kalkar kalkmaz iki bardak su içiyoruz. (2 litre suyu gün içerisinde tamamlıyoruz.) ▪10 dakika yürüyüş, imkanı olmayanlar egzersiz de yapabilir. ▪Günün (rahatsız edilmeyeceğiniz) her hangi bir saatinde “Sufi Nefesi” egzersizini yapıyoruz. ▪Müzik dinlerken yine seçici davranıyoruz :) ▪Uyumadan hemen öncesinde “Şükür Defteri”mize yazıp uyuyoruz. ‭▪Boşluk Oluşturma Çalışması‬ 🦋🦋🦋

Tatilde oldugum icin telefon rehberinden birini silecegim. Esya vermeyi gidince yapabilirim🤗 sevgiyle😊😊😊
Canııımm çok teşekkür ederim eline yüreğine sağlık 🙏😘😇
 
Meditasyonlarimi, şükürlerimi, esmalarimi,yuruyuslerimi, bol su icme eylemimi gerceklestirdim. Harika yoğun enerjiler aliyorum hissediyorum, cevremdekilerde de goruyorum bunu. Yepyeni seçimler dönemlerdeyiz, kapıları kırma yepyeni bir dünyamıza pencere açmak üzereyizzzzz
z :KK9:

İşte bizimde burda bulunup şu an bir programda olmamiz bunu enerjimizin,ruhumuzun hissetmesinden diye düşünüyorum.Yukarida Mor Alev diyor ya " Su anda butun dunya yeni enerjilerle kancalari atmayi ogreniyor"
Iste biz de o bahsettigi kişileriz topik olarak.Elimizde yepyeni enerjilerle oyuncak gibi oynuyoruz . Bol şükürle bol sevgiyle bol affetmeyle maksimum egleneceye ulastirabiliriz bu keyifli oyunu:KK6:
 
Meditasyonlarimi, şükürlerimi, esmalarimi,yuruyuslerimi, bol su icme eylemimi gerceklestirdim. Harika yoğun enerjiler aliyorum hissediyorum, cevremdekilerde de goruyorum bunu. Yepyeni seçimler dönemlerdeyiz, kapıları kırma yepyeni bir dünyamıza pencere açmak üzereyizzzzz
z :KK9:

İşte bizimde burda bulunup şu an bir programda olmamiz bunu enerjimizin,ruhumuzun hissetmesinden diye düşünüyorum.Yukarida Mor Alev diyor ya " Su anda butun dunya yeni enerjilerle kancalari atmayi ogreniyor"
Iste biz de o bahsettigi kişileriz topik olarak.Elimizde yepyeni enerjilerle oyuncak gibi oynuyoruz . Bol şükürle bol sevgiyle bol affetmeyle maksimum egleneceye ulastirabiliriz bu keyifli oyunu:KK6:
Kesinlikle bende inanıyorum topikçe o enerjiye uyumlandıgımıza :KK73:Ramazan’la birlikte her hafta düzenli olumlama hoponopo bilinç altı temizliği yaptık 6 Haziran 6-6 enerji kapısında, 7 Temmuz 7-7 enerji kapısı geçti hatta devam ediyor biz hala değişim çalışması yapıyoruz bencede tesadüf değil :nazar: maşallah hep birlikte ışığı kabul edelim tertemiz olsun DNA larımız yerine sevgi barış bolluk bereket aşk huzur aksın:KK36:Amin Amin Amin 🙏😇❤️
 
Bu şifa çalışması da sabah süprizi olsun size güzeller şifalı uykularda olun 🙏
⭐⭐⭐
B57E6130-AB47-4CC1-B21B-82250A43996C.jpeg

Kendi kendinize evde yapabileceğiniz şifa çalışması.
🌟Gece yatarken üstünüze önce ilahi beyaz ışığın yağdığını hayal edin ve şöyle söyleyin: Beyaz ışığın şifasıyla bütün çakralarım şifalandı.
🌟Daha sonra ilahi altın ışığın üstünüze pırıl pırıl yağdığını düşünün. Etkisi çok güzel hissettiriyor 🙏
🌟Son olarak ilahi gümüş ışığı üstünüze yağdırın. 🌛🌝🌜
İsteyenler şu cümleyi söyleyebilir: Kendimi seviyorum. Hayatımdaki insanları affediyorum. Yükselmemi engelleyen her türlü sözümü iptal ediyorum. Evrenle, doğa ana ile ve kendimle bütünüm.
Not 1: Çalışma sırasında bedeninizi ışıkla kaplayın. Işığınız gittikçe büyüsün. Parıl parıl parlayın. Ben ışığım deyin.
Not 2: Bu çalışmayı dilediğiniz zaman yapabilirsiniz. Niyetiniz anında enerji alanında işlemeye başlayacaktır.
Not 3: Çalışmayı çevremdekilerde denedim 😊 Çok etkiliydi. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Şifa olsun bütüne🌟
Işık ile...
Alıntı - Burcu Yeryüzü -
 
günaydın kızlarrrrrrrrr




Bugün “14 Günlük Değişim Çalışma”mızın onuncu günü.
Bugün, her gün yapılması gereken temel uygulamaların yanısıra dileğimizi/ dileklerimizi kağıda yazacağız.

Bugün, bir kağıt ve bir kalem alarak, sakin bir zamanda, rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortamda dileklerimizi yazacağız.
Bu çalışmaya başlamadan önce kendimizi mutlu hissetmemiz, motivasyonumuzun yüksek olması çok önemli.
Çünkü dileklerimizi yazarken onlara duygu katacağız, onları şu anda zaten yaşıyormuşuz gibi kağıda dökeceğiz.

Bir evinizin olmasını istiyorsunuz diyelim, yazacağınız cümle şu olabilir: “Evimde olmaktan mutluyum. Çok güzel bir evim var.”
Evinizin nasıl göründüğünü ayrıntılarıyla yazın...
“Arabamla (burada modelini, rengini vs. belirtin) seyahat etmek çok eğlenceli.”
“Her sabah işe gitmeyi seviyorum, çünkü sevdiğim işi yapıyorum.”
“Güzel bir ilişkim var. (Sevdiğiniz insanın özellikleri neler olmalı. Onları da yazın...)
Seviyor ve seviliyorum.” Yazıyı tamamladıktan sonra üç derin nefes alın. Yazdığınız dileği/ dilekleri hissedin...
Ve altına “Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.” diye ekleyin.
Kağıdı katlayıp kimsenin göremeyeceği bir yere saklayın.
Nereye sakladığınızı unutmayın, 6 ay sonra kağıdımıza tekrar bakacağız çünkü :) Bugünki program:
▪️sabah kalkar kalkmaz iki bardak su içiyoruz. (2 litre suyu gün içerisinde tamamlıyoruz.) ▪️10 dakika yürüyüş, imkanı olmayanlar egzersiz de yapabilir. ▪️Günün (rahatsız edilmeyeceğiniz) her hangi bir saatinde “Sufi Nefesi” egzersizini yapıyoruz. ▪️Müzik dinlerken yine seçici davranıyoruz :) ▪️Uyumadan hemen öncesinde “Şükür Defteri”mize yazıp uyuyoruz. ‭▪️Dileklerimizi kağıda yazıyoruz
 
Bu şifa çalışması da sabah süprizi olsun size güzeller şifalı uykularda olun 🙏
⭐⭐⭐
Eki Görüntüle 2287201

Kendi kendinize evde yapabileceğiniz şifa çalışması.
🌟Gece yatarken üstünüze önce ilahi beyaz ışığın yağdığını hayal edin ve şöyle söyleyin: Beyaz ışığın şifasıyla bütün çakralarım şifalandı.
🌟Daha sonra ilahi altın ışığın üstünüze pırıl pırıl yağdığını düşünün. Etkisi çok güzel hissettiriyor 🙏
🌟Son olarak ilahi gümüş ışığı üstünüze yağdırın. 🌛🌝🌜
İsteyenler şu cümleyi söyleyebilir: Kendimi seviyorum. Hayatımdaki insanları affediyorum. Yükselmemi engelleyen her türlü sözümü iptal ediyorum. Evrenle, doğa ana ile ve kendimle bütünüm.
Not 1: Çalışma sırasında bedeninizi ışıkla kaplayın. Işığınız gittikçe büyüsün. Parıl parıl parlayın. Ben ışığım deyin.
Not 2: Bu çalışmayı dilediğiniz zaman yapabilirsiniz. Niyetiniz anında enerji alanında işlemeye başlayacaktır.
Not 3: Çalışmayı çevremdekilerde denedim 😊 Çok etkiliydi. Sizlerle de paylaşmak istedim.
Şifa olsun bütüne🌟
Işık ile...
Alıntı - Burcu Yeryüzü -

Şu an çook duygulandım, içim şükran doldu yine. Ve şu söz tüm hücrelerimde titreşiyor.
"Paralel realitelerden başka hiçbir "şey" yok. "Şey" lerin devamı bir illüzyon, öyle ki her bir yeni deneyim bir öncekinin paralel realitesi. Bu bilgileri ne kadar içselleştirirsen o kadar güç ve gizem hayatına akar. Uzay ve mekan bilinçli bir şekilde oynadığın akışkan dinamiklerin olur."

Çünkü meditasyonlarım sırasında hiç aklımda yokken daha önce hiç yapmamışken bu çalışma bana ilham olarak akmıştı. Ve bu aralar canım bir şeye sıkılsa hemen üzerime yıldızların,ışıkların yağdığını beni yıkadağını düşünürüm. Üzerine de Er Rafi yi okurum her anlamda yükselmek için:KK36: Evren içimizde; bizler okyanus içinde damla değil, damla içinde okyanususuz.:KK200:
 
Şu an çook duygulandım, içim şükran doldu yine. Ve şu söz tüm hücrelerimde titreşiyor.
"Paralel realitelerden başka hiçbir "şey" yok. "Şey" lerin devamı bir illüzyon, öyle ki her bir yeni deneyim bir öncekinin paralel realitesi. Bu bilgileri ne kadar içselleştirirsen o kadar güç ve gizem hayatına akar. Uzay ve mekan bilinçli bir şekilde oynadığın akışkan dinamiklerin olur."

Çünkü meditasyonlarım sırasında hiç aklımda yokken daha önce hiç yapmamışken bu çalışma bana ilham olarak akmıştı. Ve bu aralar canım bir şeye sıkılsa hemen üzerime yıldızların,ışıkların yağdığını beni yıkadağını düşünürüm. Üzerine de Er Rafi yi okurum her anlamda yükselmek için:KK36: Evren içimizde; bizler okyanus içinde damla değil, damla içinde okyanususuz.:KK200:
Ne de güzel ifade etmişsin canoş 🤩
 
Ne de güzel ifade etmişsin canoş 🤩

Bak bak daha da duygulandım şimdi:KK200:

Bu enerjiler harika enerjiler var hissediyorum bak yine burdasın geldin, aramıza katılıyorsun enerjimize enerji katıyorsun bebişim:KK36:

Çoook öncelerde aktif katılımcıydı femmepetal femmepetal (sıkı dostumdur kendisi) cim hatırlarsınız daimi topikcanlar:halay:
Hadi inşallah bu harika enerjilerle coşkuyla,keyifle,huzurla, bollukla sörf yaparız okyanusumuzda Eş Şekur Ya Latif Ya Muktedir Ya Mukaddim isimleriyle Yüce Yaradanın :KK36:
 
Son düzenleme:
günaydın kızlarrrrrrrrr




Bugün “14 Günlük Değişim Çalışma”mızın onuncu günü.
Bugün, her gün yapılması gereken temel uygulamaların yanısıra dileğimizi/ dileklerimizi kağıda yazacağız.

Bugün, bir kağıt ve bir kalem alarak, sakin bir zamanda, rahatsız edilmeyeceğiniz bir ortamda dileklerimizi yazacağız.
Bu çalışmaya başlamadan önce kendimizi mutlu hissetmemiz, motivasyonumuzun yüksek olması çok önemli.
Çünkü dileklerimizi yazarken onlara duygu katacağız, onları şu anda zaten yaşıyormuşuz gibi kağıda dökeceğiz.

Bir evinizin olmasını istiyorsunuz diyelim, yazacağınız cümle şu olabilir: “Evimde olmaktan mutluyum. Çok güzel bir evim var.”
Evinizin nasıl göründüğünü ayrıntılarıyla yazın...
“Arabamla (burada modelini, rengini vs. belirtin) seyahat etmek çok eğlenceli.”
“Her sabah işe gitmeyi seviyorum, çünkü sevdiğim işi yapıyorum.”
“Güzel bir ilişkim var. (Sevdiğiniz insanın özellikleri neler olmalı. Onları da yazın...)
Seviyor ve seviliyorum.” Yazıyı tamamladıktan sonra üç derin nefes alın. Yazdığınız dileği/ dilekleri hissedin...
Ve altına “Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim.” diye ekleyin.
Kağıdı katlayıp kimsenin göremeyeceği bir yere saklayın.
Nereye sakladığınızı unutmayın, 6 ay sonra kağıdımıza tekrar bakacağız çünkü :) Bugünki program:
▪sabah kalkar kalkmaz iki bardak su içiyoruz. (2 litre suyu gün içerisinde tamamlıyoruz.) ▪10 dakika yürüyüş, imkanı olmayanlar egzersiz de yapabilir. ▪Günün (rahatsız edilmeyeceğiniz) her hangi bir saatinde “Sufi Nefesi” egzersizini yapıyoruz. ▪Müzik dinlerken yine seçici davranıyoruz :) ▪Uyumadan hemen öncesinde “Şükür Defteri”mize yazıp uyuyoruz. ‭▪Dileklerimizi kağıda yazıyoruz


Evvet biraz önce gerçekleştirdim,dileklerim enerjileriyle akışa geçti bile:halay: Şu an tüm hücrelerimde muhteşem bir enerji akıyor veeee evrene sizlere akıtıyorummmm:KK36:
 
Back
X