leydi500 .!.:canım emeğine sağlık ama bunu daha önce ben foruma koymuştum
canım ben arattırdığım da çıkmadı. ben de yok diye koydum.
demek ki zevklerimiz aynıymış.
Aşağıdaki videoyu izleyerek sitemizi ana ekranınıza web uygulaması olarak nasıl kuracağınızı öğrenebilirsiniz.
Not: Bu özellik bazı tarayıcılarda mevcut olmayabilir.
leydi500 .!.:canım emeğine sağlık ama bunu daha önce ben foruma koymuştum
Krdi .!.:Yok işte yoook. Zaten olsa akıllı kadınlar böyle bekar kalmazdı. Ha biz niye evliyiz. Merhametliyiz de ondan bari biz alalım dedik. (Başka nası açıklayabilirim ki :laugh: )
siyahgece .!.:Ben dahil tüm bekar arkadaşların duyduğu bir cümle vardır malum "o doğru erkek gün gelir,seni bulur"..
Benim de hep düşündüğüm şu.Allah'ın gücüne gitmesin ama benim doğru erkeğimi biraz salak mı yarattı acaba.29 senedir beyimizle karşılaşmayı bekliyoruz,o ortada yok :smilewinkgrin:
Hem salak bir erkek doğru bir erkek olabilir mi, o da tartışılır.
onetimes .!.:
pakize suda yine muhteşem yazmış tabi bizim krdi de yine muhteşem cevabı vermiş. ben hep benimkine diyom kıs 'iyki doğmuşum yoksa seni kim alırdıki yazık sana'
siyahgece .!.::eyes:
Ben de hayra gireceğim günü bekliyorum onetimes
onetimes .!.:hayırlısı olur inşallah sen şimdiden bazı gerçekleri öğreniyosundur burda.
essi .!.:Arkadaşlar konuya benim de katkım olsun. Ayşe Arman'ın bir yazısını saklamıştım bi zamanlar bilgisayarda. Aşağıya kopyalıyorum.
AYŞE ARMAN'DAN
Uydurmuyorum, Durum vahim.
Manhattan'da, her erkeğe beş kadın düşüyor. Paris'te ise her dört kadından biri yalnız yaşıyor. Yani arkadaşlar, yeryüzünün mevcut durumunda, erkek az, kadın fazla. Az erkekler, bu fazla kadınlara yetmedikleri için, her gecen gün kadınların hayatı daha bir zorlaşıyor. Bu isabetli saptamayı Türkiye'nin İstanbul şehrinde yaşayan bir çok kadının ağzından da duyabilmek mümkün.
- Ortalıkta doğru düzgün erkek yok!
Var aslında. Ama iyileri kapılmış durumda. Hepsi evli. Birileri hep sizden önce davranmış. Gözümüz yok, ama biz de insanız. Geriye kalanlar söz konusu olduğunda ...
Düşünsenize bir adam için dört kadın rekabet etmek zorunda. Ayrıca unutmayın ki, bir kısmının da "steady" yani süre gelen, devam eden bir ilişkisi var. Araya girmek olmaz. Arkadaşımın aşkısın durumları. Bir de tabii bağlanmak istemiyorlar. Zaten her birinin sevgilileri hariç, üç alternatifleri daha var. Bir adet karısı ve sevgilisi olmayanların bir kısmı da sizinle değil, kendi cinsleriyle ilgileniyorlar. Yazık. Eeeee?
En geriye kalanlar da zaten hiç kimsenin istemedikleri ... Bu durumda onlarla imkansız olduğunu bildiğiniz bir macera başlıyor. Bu da, durup dururken sizi hayat muhasebesi yapmaya zorluyor;
A) Evli erkeklerden uzak dur. Eve gider unutur. Hem anneler evli erkeklerle ilişkiye giren çocuklarına kızar. Günah! yuva yıkanın, gün gelir kendi yuvası başına yıkılır.
B) Babasız çocuk doğurma. Sakın ha! Yaşadığın ilişkide, uzun vadeli planların için güvenebileceğin bir adam yoksa, uzun vadeli planları unut. Çocuk-mocuk evlilik hayallerini acilen en üst rafa kaldır.
C) Çok şekerdirler (yani olabilirler) ama serserilerden de uzak dur. Yani kendini tamamıyla hayatın akışına bırakmış olanlardan. Onlar "ne istemediğimi biliyorum" derler ama ne istedikleri de şüphelidir. Kendileri bile bilmezler. Hep kendileriyle didişirler, sürekli içerler, geç yatarlar, geç kalkarlar. Spor yapmazlar. Senin hayat enerjini alıp kaçarlar. Ne işin var onlarla?
D) Bir gecelik ilişkiler, platonik uzaktan sevmeler de sana göre işler değil. Hedef yakın temas, uzun ilişki, güven, uzun vadeli planlar ...
Bunlar sosyal çevren tarafından sana konulan sınırlandırmalar. Ve bunlar, inanın, doğanın erkek-kadın sayısına koyduğu sınırlandırmalar kadar belirleyici. Ben size söylüyorum, zaten erkek yok diye, bir de sosyal çevreniz sizi kısıtlıyor, ihtimal dahilinde olanlar de hep daha önceden tanıdığınız birilerinin eski sevgilisi olmuş oluyor. Sizi bilmem ama ben ... istemem! Onun eski karısı şimdi şununla beraber, şunun kocası şimdi bununla sevgili. Çok feci, çok feci. Herkes çaktırmadan birbirine değiyor, herkes kabile gibi sürüler halinde, dilim varmıyor yazmaya ama, ensest ilişkiler yaşıyor ... Almayayım ... ama alana da mani olmayalım.
Bununla da bitmiyor. İnsanların kendi tercihleri de devreye giriyor. Nedir onlar?
Geniş omuzlar, orta tüylü göğüs dekoltesi, gülünce kaybolan gözler, sarıdan açık şeffafa yakın beyaz ten (damarlar görünecek), etkin kişilik, ne iri ne küçük, orta boy, kulak, burun ve diğer uzuvlar, bel ince ve kıvrak olacak, çalıştırılmış bir adet düz karın, normalden küçük bir popo ... Ayrıca ...Sadece "pin-up erkek" olması yetmeyecek. Zeka, bilgi ve
hava da aranacak. Gördüğünüz gibi kalender meşrebim ... "güzel, çirkin aramam"! Ama mümkünse, benim bilmediğim şeyleri bilecek. Görmediğim yerleri
görecek, hafiften ayaklı kütüphane olacak ama hiç öyle durmayacak, hafiften
de feleğin çemberinden geçmiş olacak, mutlaka bir kere hayatında işten
atılmış olacak, hayatta her şeyi sıfırladığı bir dönem yaşamış olacak, kesinlikle sekste başarısız olduğu zaman(lar) bulunacak, bunu kompleks yapmayacak, çekinmeden anlatacak, güçlü olacak ama gücünü göstermekten nefret edecek, asla cimri olmayacak, paraya önem vermeyecek ama mümkünse parası da olacak, küçük hediyeler alacak (düşünceli, zarif yani) ama büyük hediyeleri de ihmal etmeyecek, almadan vermek Allah'a mahsus ama bir de vermesini bilecek, ne zaman teslim alacağını, ne zaman teslim olacağını kestirecek ...
Eee tabi. Bunlar olmayınca neler oluyor? Doğru düzgün erkek bulamıyorsun. Oysa gördüğünüz gibi, istediğimiz neredeyse bir HİÇ. Kadere bakın ki, bu kadarını bile bulamıyoruz.
O zaman:
a) yemek masanız bile olamıyor, sehpalarda bir şeyler atıştırıyorsunuz.
b) bir kediyle-köpekle yaşıyorsunuz.
c) bir şey okumadan yemek yemiyor, tuvalete giremiyorsunuz.
d) telefona yapışıyor, birilerini aramadan duramıyorsunuz.
e) eski sevgiliyle aranızı hep iyi tutuyorsunuz.
f) vizyondaki bütün filmleri seyretmiş oluyorsunuz.
g) işiniz hayattaki en önemli şey haline geliyor.
Ve adınız "solo keman" gibi, "solo kadın"a çıkıyor ...
Oysa ... siz de çok güzel sesler çıkarıyorsunuz, ama kimse duymuyor!
Eminim katılıyorsunuz. Ama bir de evli kadınların penceresinden erkeklere bakmak gerekmiyor mu? Benimki dahil pek çok evlilik pişmanlıklarla dolu. Hadi gelin şu evlilik müessesesi denilen şeyi ortadan kaldıralım. Bi işe yaramıyor! :rolleyes2:
essi .!.:Ha bir de unutmadan, baktım ki bazı bekar arkadaşlarımız aşık olunacak adamı bulup evlenmeyi bekliyorlar, sakın ola ki aşık olduğunuz adamla evlenmeyin onunla yaşayın. Evlenmek için size aşık olacak adamı bekleyin, derim naçizane. Tecrübeyle sabittir.:wink:
siyahgece .!.:Essi'cim,zaten benim bunalımlı bir yapım vardır,sen iyice bunalıma soktun beni valla.Ben birgün asgari müşterekte birleşebileceğim,aşkımdan kör olmasam da hayata şaşı bakabileceğim bir erkek bulacağıma dair umutlar taşımaya çalışırken gerçekleri yüzüme tokat gibi yapıştırdın.
:çok üzgünüm:
Ne olacak şimdi peki?Kılıksız bir adamı sırf bizi seviyor diye koca yapıp kolumuza takıp dolaşalım mı?Bu bile bile intihar olur bence.
siyahgece .!.:Öncelikle herkese günaydınnn
Essi'nin tavsiyesi annemin tavsiyesiyle aynı "Sevdiğin insanla değil,seni sevenle evlen.Kendini sevdirmek zordur,sevmek kolaydır.Zoru ona bırak,kolayı seç" der hep annem de
Ama kazın bacağı öyle değil işte.Hepimiz kalbimizin sesini dinleyip mutlu veya mutsuz olmuyormuyuz.Tüm kararlar mantıkla verilecekse duygularımız neden içimizde?
Ben de bile bile lades diyorum ona bakılırsa.Güvenini bir kere kaybettiğim,iletişim sorunu yaşadığım,duygularını her an göstermeyen,(affedememesinden mi,yoksa yapısından mı bilmediğim) "umrumda değilsin" mesajı veren tavırları olan eski erkek arkadaşıma hala deli divane aşığım.
Ama insanın içi iyi hissettiği şeyleri,insanları arar,isterken; nasıl "çirkin ama seviyor,sevmiyorum ama saygı duyuyorum" diye başka bir erkeği düşünelim?
forest .!.:Geçenlerde İstiklal'e gittim. Hangi mekana baksanız kızlarla dolu. Olan erkekler de kız arkadaşlarıyla gelmişler. Bekar erkekler nerelere gidiyor merak ediyorum valla :)