Engelli biriyle evlenir miydiniz?

Sevgi olduktan sonra, engel diye bir sebep olmaz. Sevgi birçok şeyi aşar ki, engel aşılacak bir sorun bile değildir yani ...
 
Çok yakışıklı olurdu bu sefer kalbi temiz olmazdı.

Engelli olmuş kaç yazar.Hem buna engel denmez ki bence.Sadece bir gözünde sorun varmış.Ehliyet alamıyormuş,varsın alamasın çok mu gerek ehliyet.

Sen alırsın o alamıyorsa.Bunda sorun yok bence.

Engel aşka mani olmamalı.Seviyorsan ve seviliyorsan herşey olabilir.

Hem yarın öbürgün sağlam diye tabir ettiğimiz insanların başına neler geleceğini kim bilebilir ki...
 
YARIM KADIN ROSEMARİA'NIN AĞLATAN AŞK HİKAYESİ!..


e2a3dc31.jpg
[/URL][/IMG]

Doğuştan yarısı olmayan kadına aşık olan adam, kısa sürede evlendi.Kocasına bir çocuk vermek isteyen kadın, doktorların,"ölürsün" uyarısını dinlemedi.Hem de bir değil iki çocuk verdi.

Rosemarie Sigins, doğuştan özürlü olarak dünyaya geldi.Nadir bir genetik bozukluk olan sakral Agenesis olarak bilinen bozuklukla doğan Rosemaira'nın yarısı yoktu.Gelişmemiş ayakları ters yöne doğruydu. Kendisi gibi özürlü olan diğer kardeşiyle büyüyen Rosemaira, yaşamını bu şekilde sürdürdü.





Çocukluğunda bir araba tutkunu olan Rosemaira, babasının kucağını oturup araba bile kullandı.Bununla da yetinmedi.Azimle çalışarak bir ehliyet almayı başardı.Ehliyet aldıktan sonra babası vitesi ve freni elle kontrol edilen özel yapılmış bir araba aldı.





Gittiği okulları hep birincilikle bitiren Rosemaira'nın inanılmaz azmi, normal insanların bile yapamadığı işleri yapmasını sağladı.Okulunu bitirdikten sonra evine kapanmayıp çalışmaya başlayan rosemaria, bir otomobil yedek parçası satan mağazanın en iyi elemanı durumuna geldi.





1997 yılında tesadüfen tanıştığı Dave Siggins'e aşık olan Rosemaria, bu adamla iki yıl arkadaşlık etti.Dave, hayran kaldığı bu kadına sırılsıklam aşık olunca ikili evlenmeye karar verdiler.1999 yılında evlenen ikilinin arasındaki aşk gazetelere bile haber oldu.





Bu yaşına kadar kafasına koyduğu herşeyi yapmayı başaran Rosemaria, kendisini bu kadar seven kocasına bir çocuk vermek istedi.Doktorlar bunun çok ama çok zor olduğunu, gelişmemiş ayaklarının buna engel olduğunu söyledi.Hatta ölüm riskinin bile bulunduğunu söylediler.Ama bu müthiş kadın uyarılar dinlemedi.Hatta kocasına çocuk verebilmek için gelişmemiş ayaklarının kesilmesini bile istedi.





İki yıllık tedaviden sonra sakral Agenesis hastası olarak dünyada doğurabilen ilk anne olarak tıp tarihine geçti.Doktorların kürtaj önerisini sert bir şekilde geri çeviren bu kadın, gayet normal olan bebeğini kucağına almayı başardı.





Bu doğuma mucize diyen doktorları ikinci bir sürpriz daha bekliyordu.İlk bebeği James'ten 8 yıl sonra Rosemaria ikinci bebeğini de dünyaya getirdi.





Şimdi 4 kişilik bir aile olan Sigins ailesi, aşkın, tutkunun ve azmin birer abidesi olarak mutlu bir hayat sürüyor
 
benim babam engelli. yürüyemiyor. 26 yıldır hasta. bu hastalıkta yürüme ve hareket yetisini kaybetme yıllar alıyor. başlarda sekerek yürüme sonra bastonla sonra yavaş yavaş yürüyememe. son 6 yıldır tam anlamıyla yürüyemiyor. annem ile evlendikten 1-2 ay sonra annemin bana hamile olduğu haberini alıyorlar ve takribi bir kaç ay içinde babamda bu hastalık meydana çıkıyor. hastalığın nereye doğru gittiğini biliyorlar çünkü amcamda da aynı hastalık var. annem 23 yaşında yeni evlenmiş ve ilk çocuğuna hamile olmasına rağmen babamdan ayrılmıyor, ayrılmayı istemiyor. zorlu bir hayatın onu beklediğini biliyor ama herşeye rağmen eşinin yanında yer alıyor. işte budur gerçek sevgi. ben babamı hiç sağlam görmedim. bunun nasıl bir şey olduğunu yaşayan bilir. tabi onun hissettiklerini ne ben ne annem ne kardeşim anlayabiliriz. o bizim herşeyimiz, canımız, kanımız. elimizde olan tek şey ona destek olabilmek...siz böyle bir durumda olsanız ne yaparsınız arkadaşlar? bu durumu yaşayan çoğu kişi eminim ki ayrılır eşinden. engelli olmayı onlar seçmiyorlar. imtihan dünyası ve onların da imtihanı bu şekilde. herbirimiz birer engelli adayı değil miyiz... Rabbim taşıyamayacağımız yükü kimseye vermesin inşaallah...:Saruboceq:
 
bence senin kafanda netleştirmen gereken onun engeli değil onu gerçekten sevip sevmediğin, çünkü SEVGİ VARSA ENGEL YOKTURa.s
 
Kafanızda engel olmasın, onun engeli olabilir ama sizin kafanızda onunla ilgili bir engel var ki, kararsız kalmışsınız.Engelli insanların da sevmeye, sevilmeye, yuva kurmaya hakkı vardır.
 
aşk engel tanımaz diye bir laf vardır.ben buna katılıyorum eğer ki aşıksam ki engelli insanlarında sevmeye ve de sevilmeye hakkı vardır.aşıksam onun engeli benim için engel olmaktan çıkardı.ama siz bu evliliği yapmadan düşünün kaldı ki hatta yapmayın çünkü siz o insana aşık değilsiniz.siz sadece mantık evliliği yapmayı düşünüyorsunuz.bu durumda onun size engeli rahatsız eder.ama aşkın kapatamayacağı buna fiziksel de dahil kusur yoktur.ama sizin durumunuz bana mantık işi gibi geldi.siz o kişinin maddi durumu ailesi ve de karekteri için evlenmeyi düşünüyorsunuz.bunları saymışınınız ama kalp gönül işleri yer almamış.yani sizin iş bence olmaz.
 
başta tereddüt edersiniz , sonra kabul edersiniz , sonra aileniz karşı çıkar , damat adayının maddi durumu ya da kariyeri iyi ise ailenizi ikna etmek daha kolaydır ,, arkasaşlarınızla tanıştırırken tereddüt edersiniz ama onlar sandığınızdan daha iyi karşılarlar ..tecrubeyle kanıtlanmıştır :))
 
Sevdiğim kişiyle evlenirdim (engelli ya da engelsiz), sevmediğim kişiyle evlenmezdim (engelli ya da engelsiz)
 
cok ayip :olmaz:
bi gözü görmüyo diye böyle düsünülmezki
ameliyatla dereceli gözlüklerinden kurtulabilir
allah daha büyük dert vermesin
yataga mahkum birsürü kisi var:(
hem bi gözü görmüyo diye engelli demek dogru degil cnm
 
eger bunlari sorun ediyorsan yeterince sevmiyorsun..askn gözü kördür derler, kusurlarini görmezdin ki
 
Engelli biriyle evlenmezdim. Yazacaklarımdan ötürü kim bilir neler diyecekseniz bana neler düşüneceksiniz hakkımda ama samimiyetimle söylüyorum ki evlenmezdim. Ve evlenmedim de..Hayatımda ilk ve son aşık olduğum kişi engelliydi. Çok ama çok sevdim, hayatta kimseden görmediğim sevgiyi gördüm ondan. Üstelik çok da ağır engelliydi. Tekerlekli sandalyesiz hiç gibi bir şeydi. Sevgiden mi ne bilemiyorum hiç başlarda gözüme batmadı bir şey. Onu olduğu gibi sevdim hep ama birlikte hayatı paylaştıkça kendi hayatımın yokolduğunu gördüm. Birlikte yemeğe gideceğimiz lokantadan çay bahçesine kadar her şeyin ona göre olması gerektiğini gördüm. Herşeyden geri kalıyorduk birlikte. Gideceğimiz yerde asansör yoksa gidemiyorduk, tanıdığımız insanlar sorun etmese bile basamaklardan kucaklanarak çıkarılmaya izin vermiyordu. Yapamadığı her şeyi silip atmıştı hayatından ve hayatımın büyük bir kısmı onun savaşına dahil olmakla geçti. Ailemden kimseye açıklayamadım çünkü kabul etmiyeceklerini biliyordum. Birgün evleneceğimizi hayal ederek dört seneye yakın harcadık hayatlarımızdan. Zaman geçtikçe anladım ki yaşadığımız dünya maalesef engellilere göre değildi. Ben kimim ki, etim ne budum ne ? böylesi büyük bir mücadele içine girip savaşacağım. Dışarda öyle güzel bir hayat akıyor ki, bir daha gelmeyeceğimiz hayatımızı engelli biriyle hapis hayatına çevirmek inanın saçma. Önünüze basamaklar engeller çıktıkça siz sağlam halinizle için için kahrolacaksınız ve bunu gizleyeceksiniz ki sevdiğiniz engeli yüzünden daha da moralini bozmasın hayata küsmesin.. Ömrüm bu savaşlara katılmakla geçti benim ve pes ettim. Üstelik evlenmeden bekaretimi bile verdiğim engelli aşkımla ilişkimi bitirdim dört koca yılın sonunda. Sonra da gidip hali vakti yerinde, gayet güzel işi gücü olan biriyle evlendim. Aşık değilim ama dürüstçe itiraf edeyim çok mutluyum. Hayatın her şeyini tadıyorum, geziyorum tozuyorum. Hayatı doya doya yaşıyorum. Üzülüyor muyum derseniz üzülüyorum ama inanın üzüldüğüm tek ama tek şey hayatımdan dört seneyi engelli aşkımla harcamak onun hayatının bu bölümünü de ister istemez çalmış olmak. Keşke ona hiç aşık olmasam hiç sevmeseydim bir tek vicdanen sanki yüzüstü koymuşum gibi üzüntüm vardı ilk zamanlar. Üstünden yıllar geçince artık onu da dert etmiyorum, allahü Teala büyüktür biz kulları neyiz ki bunlarla boğuşabilip galip geleceğiz. Hani bir laf vardır heşeyin başı sağlık deriz çoğu lafın sonunda bunu söylemek gerekir, üzülerek söylemeliyim bence bu hayat sağlıklı insanlara göre. Tüm engelli vatandaşlarımızın Allah yar ve yardımcısı olsun dileklerimle.

not: böyle konuları duyduğunda aşktan sevgiden bahsedenlere, sanki aşk sevgi her şeye yetiyormuş gibi yorum yapanları hiçbir zaman anlamıyorum, anlamak da istemiyorum : )
 
evlenemzdim diye dusunuyorum..bugun eli ayagi duzgun su tv deki mankenlere tas cikaracak bi cocuk gordum..isitme engeli var ve kasiyerlik yapiyordu..cok uzuldum..bu engeli olmasa belki de cok daha farkli yerlerdeydi..Allah yardimcilari olsun cok zor bir durum.ama her saglikli da bi engelli adayi.bizimde nasil olacagimiz belli degil.
 
cnm sevip anlaştıktan sonra engeli olsa bile insana farketmez ve anlattığına göre fazla büyük bir engeli yok ama eğer büyük bir engeli olsaydı düşünebilirdin cnm
 
Engelli biriyle evlenmezdim. Yazacaklarımdan ötürü kim bilir neler diyecekseniz bana neler düşüneceksiniz hakkımda ama samimiyetimle söylüyorum ki evlenmezdim. Ve evlenmedim de..Hayatımda ilk ve son aşık olduğum kişi engelliydi. Çok ama çok sevdim, hayatta kimseden görmediğim sevgiyi gördüm ondan. Üstelik çok da ağır engelliydi. Tekerlekli sandalyesiz hiç gibi bir şeydi. Sevgiden mi ne bilemiyorum hiç başlarda gözüme batmadı bir şey. Onu olduğu gibi sevdim hep ama birlikte hayatı paylaştıkça kendi hayatımın yokolduğunu gördüm. Birlikte yemeğe gideceğimiz lokantadan çay bahçesine kadar her şeyin ona göre olması gerektiğini gördüm. Herşeyden geri kalıyorduk birlikte. Gideceğimiz yerde asansör yoksa gidemiyorduk, tanıdığımız insanlar sorun etmese bile basamaklardan kucaklanarak çıkarılmaya izin vermiyordu. Yapamadığı her şeyi silip atmıştı hayatından ve hayatımın büyük bir kısmı onun savaşına dahil olmakla geçti. Ailemden kimseye açıklayamadım çünkü kabul etmiyeceklerini biliyordum. Birgün evleneceğimizi hayal ederek dört seneye yakın harcadık hayatlarımızdan. Zaman geçtikçe anladım ki yaşadığımız dünya maalesef engellilere göre değildi. Ben kimim ki, etim ne budum ne ? böylesi büyük bir mücadele içine girip savaşacağım. Dışarda öyle güzel bir hayat akıyor ki, bir daha gelmeyeceğimiz hayatımızı engelli biriyle hapis hayatına çevirmek inanın saçma. Önünüze basamaklar engeller çıktıkça siz sağlam halinizle için için kahrolacaksınız ve bunu gizleyeceksiniz ki sevdiğiniz engeli yüzünden daha da moralini bozmasın hayata küsmesin.. Ömrüm bu savaşlara katılmakla geçti benim ve pes ettim. Üstelik evlenmeden bekaretimi bile verdiğim engelli aşkımla ilişkimi bitirdim dört koca yılın sonunda. Sonra da gidip hali vakti yerinde, gayet güzel işi gücü olan biriyle evlendim. Aşık değilim ama dürüstçe itiraf edeyim çok mutluyum. Hayatın her şeyini tadıyorum, geziyorum tozuyorum. Hayatı doya doya yaşıyorum. Üzülüyor muyum derseniz üzülüyorum ama inanın üzüldüğüm tek ama tek şey hayatımdan dört seneyi engelli aşkımla harcamak onun hayatının bu bölümünü de ister istemez çalmış olmak. Keşke ona hiç aşık olmasam hiç sevmeseydim bir tek vicdanen sanki yüzüstü koymuşum gibi üzüntüm vardı ilk zamanlar. Üstünden yıllar geçince artık onu da dert etmiyorum, allahü Teala büyüktür biz kulları neyiz ki bunlarla boğuşabilip galip geleceğiz. Hani bir laf vardır heşeyin başı sağlık deriz çoğu lafın sonunda bunu söylemek gerekir, üzülerek söylemeliyim bence bu hayat sağlıklı insanlara göre. Tüm engelli vatandaşlarımızın Allah yar ve yardımcısı olsun dileklerimle.

not: böyle konuları duyduğunda aşktan sevgiden bahsedenlere, sanki aşk sevgi her şeye yetiyormuş gibi yorum yapanları hiçbir zaman anlamıyorum, anlamak da istemiyorum : )

söylediklerine kısmen katılıyorum canım.yani senin bahsettiğin türde engelli biriyle evlilik sürdürmek zor olabilirdi..hatta mutlaka olurdu..duygusal davranmaya hiç gerek yok mantıklı düşünüp gerçekçi olmak lazım..bu engelli insanları dışalamak yada hor görmek değildir..netice her insanın hayattan beklentisi var.yaşamak istediğin tadına varmak istediğin şeyler var..engelli biriyle evlendiysen bütün bunlarada engel koymuş oluyosun
zaten..herşeyi hesap edip iyi düşünüp kendine güvenebiliyosan üst sınırda hayatından fedakarlık yapabileceksen evlenirsin...ki gerçekçi olursak engelli olmayan ve çok severek evlendiğimiz eşimize bile biraz fedakarlık yapıp karşılığını alamadığımızda kahroluyoruz tüm hevesimiz gidiyor..ki bahsettiğiniz türdeki evlilikte hep vermek var ama almak yok..

fakat konu sahibi arkadaşımızın bahsettiği olay daha farklı..sadece gözünde bir problem varmış..canım seviyosan sevebileceksen neden olmasınki..bence olur..bunun kötü bir tarafını göremiyorum..elinde işi var gücü var.kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumda..hem iyi niyetli diyorsun..ozaman senide aileni sevip saygı duyar..evliliğinizde huzurlu olacağınızı tahmin ediyorum..ayrıca iyi bir tarafıda var.evlendiğinizde gözün arkada kalmaz nasıl olsa beni aldatmaz diye düşünürsün yerimseniben
yalnız sevmen şart...yoksa ufacık şeyler bile batmaya başlar gözüne..herşey dört dörtlükte olsa tadı olmaz..seveceksen evet sevmiyeceksen hayır...derim
 
Ne olursa olsun böyle bir şey görünce içim acıyor ağlamak geliyor içimden yaaa kızlar her birimiz yarının engelli adayıyız...Peki sen senin deyişinle bir gün normal bir insanla evlendin tatlım Allah korusun bir kaza geçirdin ve aynı durum senin başına geldi eşin seni bu yüzden istemese ne düşünürdün?Bence Allah insana akıl engeli vermesin akıllıyım diye geçinip kötü düşünenlerden yapmasın...Ne olur ki?Sn onun diğer gözü olursun...Bence bu soruları sorma kendine canım...O da bir gözü görmeyebilir ama normal bir insan...:((((
 
bizimde ne olacağımız belli değil belki bizlerde engelli olacağız yda evlendiğimiz kişi sonradan engelli olacak...
 
Annemin bir ahbabının tanıdığıda İzmir'in sayılı üniversitelerinden birini bitiriyor ama gelin görün ki deney yaparken deney tübü elinde patlıyor ve iki elide yokmuş şuan ve eşi bu durumu bilerek evleniyor. Şuanda çok mutlularmış bunu da 2-3 gün önce anlattı annem. Engelli olmak mutluluğa engel değil demekki iki gönül bir olunca.
 
Back
X