• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

ergen ve mutsuz kızım

Kızınızın sorununun ergenlik oldugunu dusunmuyorum acikcasi ki zaten liseyi bitirmiş üni caginda ben de 20 yasindayim benim de ergenligim cok zor gecti evde cok hırcındım okulda cok cekingen ki hala atlatamadim kendine göre sorunlari olabilir dışarda kendini daha rahat hissediyo olabilir sürekli arıyosanız sizin telefonunuzu sürekli acmak yerine sadece gelmeden acmak istiyor olabilir.Bence biraz kendisinden uzak durun baskı kurmayın üzgün durdugunda nedenini sorun yaninda olun ama baskı yapmayin illaki düzelir araniz
 
:-)Ben 22 yaşındayım, ergenliği geçeli 4 yıl oldu. 18e kadar çok sinirli annemle çok kavga ederdim. Annem de alttan alırdı çoğu zaman ama şu an anneme bağırdığım sinirlendiğim için vicdan azabı çekiyorum.

İşin kötüsü şimdi de annem menapozda ve biz onun triplerini kavga gürültüsünü çekiyoruz :skandal: Bugün o size yarın siz ona :-)

Benim tavsiyem siz ne kadar alttan alırsanız ne kadar taviz verirseniz o kadar tepenize çıkar. O yüzden biraz katı olun yeri geldiğinde sert çıkabilin. Yoksa işiniz zor.
 
Yaşamak güzel de bir ergenle yaşamak gerçekten zor .Bugün iyi dediğine yarın kötü diyebilirler
Bende de var değişik bir model .Anne baba ayrı olunca suçlayacak birini arıyorlar sanırım .
Bazı konularda taviz vermeden ve bazı konularda arkadaşça yaklaşımlarla zor süreyi iki taraf için de çekilir hale getirebilirsiniz . umarım
Vicdanına dokunmayı deneyin öncelikle
 
kendinizden cok seversiniz evlatlarınızı aman o ne istiyosa yapalım dersniniz o büyüsün okusun ilerde sıkıntı çekmesin der ve dilersiniz kızım 19 yaşında oğlak burcu cocugu ki burclarada onun sayesinde inanır oldum hırcın aksi asabi ve hep özgürce dolaşmak isteyen bir çoçuk evimizde kızımdan dolayı huzursuzluk çok evet gececek ama sanırım gecene kadar bende kendimden geçmiş olucam ne yapsam kabahat boşanmış bir çoçuk kızım ben önce kızım diyen annelerdenim evet her anne kadar evhamlıyım ama ne yaparsam yapim dünyasına giremiyorum özel ünivde tek başıma okutuyorum bölümü pdr sıkıntısı şu aralar hukuk fak okuyacakmış iide zamanında sana 5 tane ayrı derslerden özel hocalar tuttum annem kazanamadın özeli bile dedim tekrar hazırlan hayır dedin yatay geçişle kıbrısta hukuk okumak istedin tamam dedim babasıyla konuştu babası kabul etmedi anne babamı kırmam dedi şimdide anne olaydın da babam ın karşısında sen duraydın diyen sert mizaclı senin parana hiç açımıyorum babamın parasına acırım diyen babamda yaşamak istiyorum ara babamı orda kalıcam diyen orda kalınca 2 gün sonra dönen nerdesin kızım geç kaldın dediğimde 10 dk sonra geliyorum msj atan ki bu arada 20 kez aramışımdır 2 saat sonra gelen bir kız çoçugum var sınavım mı sanırım evet piskiyatrıda götürdümm psikologada arkadaşlarıylada uyuşamadıgı zamanlar oluyor ne yapacagım şaşırdım rabbim kimseleri evladıyla sınamasın.

Bunların ergenlikle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bende boşanmış ebeveynlerin çocuğuyum, 4 kız kardeşiz. Bırakın ergenliği koca birer kadın olduğumuzda bile rahmetli annemin karşısında başımız eğikti hep. Bırakın bu şekilde cevap vermeyi yüzümüzün şekli değişse kıyamet kopardı. Annem çok fedakar bir anneydi, babamdan en ufak bir destek görmeden büyüttü bizi ama taviz vermezdi asla. Kimse saygı sınırını aşamazdı, cezaları çok sert gelirdi. Siz çok fazla taviz vermişsiniz. Bundan sonra ne kadar değişebilir bilmem ama biraz sert olmak zorundasınız
 
konuya sevgili GelenKutusu GelenKutusu yorum yapsa, diye dusunmedim degil.
benim yorumuma gelirsek.
annem beni tek basina buyuttu, istanbum'un en pahali ozel unisinde tek basina okuttu.
bu sure zarfinda yaptigi fedakarligi hic fark etmedim. hic onemsemedim. yapmak zorundaydi, benim annemdi.
ne zaman esimin gorevi icin istifa edip bir de ikinci cocugumu dunyaya getirip de eve kapandim. o zaman kendim icin hicbir sey yapamazken annemin fedakarliklarini fark ettim.

sevgili konu sahibi N nilvana

annelerin omurleri 'cocugum ya sobaya degerse' diye korkuyla ve tedbirle gecer... oysa cocuklarin omurleri o sobaya degip, can yaninca aydinlanir.

yapmaniz gereken tek sey kesinlikle ve kesinlikle o diplomayi almasini saglamak olsun.
 
:-)Ben 22 yaşındayım, ergenliği geçeli 4 yıl oldu. 18e kadar çok sinirli annemle çok kavga ederdim. Annem de alttan alırdı çoğu zaman ama şu an anneme bağırdığım sinirlendiğim için vicdan azabı çekiyorum.

İşin kötüsü şimdi de annem menapozda ve biz onun triplerini kavga gürültüsünü çekiyoruz :skandal: Bugün o size yarın siz ona :-)

Benim tavsiyem siz ne kadar alttan alırsanız ne kadar taviz verirseniz o kadar tepenize çıkar. O yüzden biraz katı olun yeri geldiğinde sert çıkabilin. Yoksa işiniz zor.
ahahaha etme bulma dunyasi :)
 
Kızınızın sorununun ergenlik oldugunu dusunmuyorum acikcasi ki zaten liseyi bitirmiş üni caginda ben de 20 yasindayim benim de ergenligim cok zor gecti evde cok hırcındım okulda cok cekingen ki hala atlatamadim kendine göre sorunlari olabilir dışarda kendini daha rahat hissediyo olabilir sürekli arıyosanız sizin telefonunuzu sürekli acmak yerine sadece gelmeden acmak istiyor olabilir.Bence biraz kendisinden uzak durun baskı kurmayın üzgün durdugunda nedenini sorun yaninda olun ama baskı yapmayin illaki düzelir araniz
güzel kardeşim çok tşk ederim cvb verdiğiniz için amin demekten başka elden bi çare gelmiyor.
 
konuya sevgili GelenKutusu GelenKutusu yorum yapsa, diye dusunmedim degil.
benim yorumuma gelirsek.
annem beni tek basina buyuttu, istanbum'un en pahali ozel unisinde tek basina okuttu.
bu sure zarfinda yaptigi fedakarligi hic fark etmedim. hic onemsemedim. yapmak zorundaydi, benim annemdi.
ne zaman esimin gorevi icin istifa edip bir de ikinci cocugumu dunyaya getirip de eve kapandim. o zaman kendim icin hicbir sey yapamazken annemin fedakarliklarini fark ettim.

sevgili konu sahibi N nilvana

annelerin omurleri 'cocugum ya sobaya degerse' diye korkuyla ve tedbirle gecer... oysa cocuklarin omurleri o sobaya degip, can yaninca aydinlanir.

yapmaniz gereken tek sey kesinlikle ve kesinlikle o diplomayi almasini saglamak olsun.
 
yazınızı 3 kere okudum bi özet bu kadar güzel mi gecilir sobaya bırakın deysin eli bin nasihat 1 musibette bedeldir haklısınız elimden gelen tüm gayretimli öncelikle amacım o diplomayı ona aldırmak büyüdükce sorunlarda büyürmüş annemde derdi anne olunca anlarsın annem anne olunca seni çok ii anladım rabbim bundan sonrası için hepimize çoçuklarımızal birlikle sağlıkla huzur dolu bi yaşam ihsan etsin...
 
Bunların ergenlikle ilgili olduğunu düşünmüyorum. Bende boşanmış ebeveynlerin çocuğuyum, 4 kız kardeşiz. Bırakın ergenliği koca birer kadın olduğumuzda bile rahmetli annemin karşısında başımız eğikti hep. Bırakın bu şekilde cevap vermeyi yüzümüzün şekli değişse kıyamet kopardı. Annem çok fedakar bir anneydi, babamdan en ufak bir destek görmeden büyüttü bizi ama taviz vermezdi asla. Kimse saygı sınırını aşamazdı, cezaları çok sert gelirdi. Siz çok fazla taviz vermişsiniz. Bundan sonra ne kadar değişebilir bilmem ama biraz sert olmak zorundasınız
çok ama çokkkkkkkk haklsınız şımarıklıgının adını sanırım ergenlikle bagladım ve gene cok haklısınız ki tadında olmalıydım bu kadar herşeye olur tamam dememeliydim inş toparlıcam elbette bunun için süre lazım farkındayım ama inş gün gelir bizde kızımla huzura kavuşuruz ve anneciğinizin mezarı şad olsun güzel kardeşim.
 
Yaşamak güzel de bir ergenle yaşamak gerçekten zor .Bugün iyi dediğine yarın kötü diyebilirler
Bende de var değişik bir model .Anne baba ayrı olunca suçlayacak birini arıyorlar sanırım .
Bazı konularda taviz vermeden ve bazı konularda arkadaşça yaklaşımlarla zor süreyi iki taraf için de çekilir hale getirebilirsiniz . umarım
Vicdanına dokunmayı deneyin öncelikle
cidden çok güzel analiz etmişsiniz evet yağmur yağsa suç bizde yada kırmızı kar yagdırmamız isterler halbuki bizim için o gülüyorsa hayat güzeldir o üzügünse hayat yastadır inş dokunabilmeyi başarırım.
 
konuma ilgi gösterip okuyan zaman veren cvplayan tüm arkadaşlarımdan allah binlerce kere razı olsun.
 
konuya sevgili GelenKutusu GelenKutusu yorum yapsa, diye dusunmedim degil.

Çiçeğe az su vermek onu kurutacağı gibi fazla su vermek de kurutuyor, konuda görüldüğü gibi. Halbuki tüm isteğimiz o çiçeğin sağlıklı ve uzun ömürlü olması.

Evlat yetiştirirken de böyle, bazı cümlelerinize katılıyorum, "koşulsuz sevgi" gibi mesela. Ama anlamını tam anlamamışsınız koşulsuz sevginin.
Çocuk yetiştirirken dengeyi kurabilmek önemli. Çok sevmek demek başıboş bırakmak demek değildir. Her istediğini yapma da değildir.

Geçmişte pek çok hata yapılmış. Yaş olmuş 19. Geç bir yaş.

Az önce kızlarımla sinema gecesi yaptık, mısır patlattık, salonda tüm ışıkları kapatıp bilgisayardan film açtık. Ellerine mısır kaselerini verip ben oturma odasında bilgisayarımla vakit geçirebilirdim veya mutfağı toparlayayım diyebilirdim. Ütü yapayım diyebilirdim. Demedim. Oturup onlarla beraber konuşarak, yorum yaparak filmi izledim. Çünkü bu bir paylaşım fırsatı. Büyük kızım 10 yaşında, ergenlik tripleri başladı. Benim ona verdiğim mesaj: Ben her zaman senin yanındayım, yanında istemezsen arkandayım. Şu an beni seviyor, bana merhametle bakıyor. Umarım büyüdüğünde de aynı olur. Ama ben de bunun için ŞİMDİ, şu anda yatırımımı yapıyorum. Okuldan gelince konuşuyoruz, çok sıkılıyorum o anlatırken ama çok ilgileniyormuşum gibi "gerçekten" dinliyorum, soru soruyorum. Yorum yapıyorum.

Ama bunu yaparken "her şeyim sizsiniz" demiyorum. BENim de bir hayatım var, evet bir anneyim, ama aynı zamanda bir insanım, bir kadınım, çalışan biriyim, benim de isteklerim var, zevklerim ve tercihlerim var, bunu da biliyorlar. Ama bunlar da karşılıklı. Ben kızlarımı "birey" olarak görüyorum, onlar da beni. Konu sahibi sanırım bu sınırı çizememiş, kendini feda eden, kendine saygı duymayan bir anne imajı çizmiş, bu nedenle de kızı şimdi ona saygı duymuyor, babamın parası bitmesin, seninki bitsin diyebiliyor.

(Bunları niye yazıyorum, çocuğu daha küçük olanlar için)

Yine boşanmış anneler için başka bir tavsiyem; sorunların, sorumlulukların içine çocuklarınızı da alın. Her şeyi onlara yansıtmadan çözeceğim, süper kadın olacağım, aman onlar hiç bir şey duymasın, hiç bir şey hissetmesin, ben halledeyim onlara duyurmadan diye düşünmeyin. Yeri geliyor kızımın istediği ayakkabıyı almıyorum, nedenini de açıklıyorum, "fıstığım, bu ay okul kitaplarına çok para verdim, ayakkabı için param kalmadı" diyorum. Bir dahaki aya alabiliriz diyorum. Veya bu sene botun var, bunlar küçülünce seneye alırız diyorum. Böylece benim de bir bütçem olduğunu, ona hesapsızca harcayamayacağımı biliyorlar. Şu anda ikisi de kendi harçlıklarını bile kontrollü harcıyorlar.

İşten geldiğimde "bugün çok yoruldum" diyebiliyorum, diyorum, yorulduğumu bilsinler, anlayışlı olmayı öğrensinler diye. Burdaki mesajım ise şu=Ben de insanım, ben de yorulurum, benim de başım ağrır. Siz de bana saygılı olun.

Şimdiiiiii, bu kadar kamu spotundan sonra konu sahibi size vereceğim çok öneri yok ne yazık ki, çünkü ilişkilerinizi sağlam olmayan temellerle atmışsınız. Çoğu şey için çok geç. Ama ilk mesajınızda yazdığınız bir şey vardı, kızımı çok psikoloğa götürdüm, psikiyatriste götürdüm diye. Siz hiç gittiniz mi diye sormak istiyorum. Ben hem kızımı götürdüm, hem kendim gittim. Aynı olaya farklı açıdan bakabilmeyi öğretti bana psikolog. Belki sizi de iyi hissettirecek, şu aşamadan itibaren kızınızla sağlam ilişki kurabilecek yolları öğrenebilirsiniz. Belki bazı olayları abartıyorsunuz, onları kabullenmeyi öğreneceksiniz.

Sürekli okul değiştirme işi hoşuma gitmedi benim de. Teorik olarak her insanın hata yapmaya hakkı olduğunu düşünürüm. Buna kendi kızlarım da dahil. Ben de gençken hatalar yaptım, herkes yapmıştır. Kimi eğitim hayatıyla ilgili, kimi ilişkileri, kimi maddi sorumluluklar, kimi başka şeyler... Önemli olan hatalarından ders alabilmeyi bilmek. Hukuk okumak istediğine şimdi karar vermiş olabilir. Olabilir, mümkündür. Ama bunun için sizin hayatınızı zora sokmaması gerektiğini bilmeli. Bunun için de yukarıda yazdığım gibi "birey" olduğunuzu inatlaşarak değil, misilleme yaparak değil, sakince, duygularınızı ortaya koyarak anlatabilmeniz. Onun "karşısında" ona itiraz eden kişi gibi değil, onunla beraber terazide her iki tarafı tartan onun "yanında" biri olun. Oturun, Kıbrıs'ta hukuk okumanın avantajlarını beraber araştırın, dezavantajlarını araştırın, genel olarak Kıbrıs'ta okuyanların yorumlarını okuyun. Fiyatları araştırın. Diğer özel hukukların fiyatını araştırın. Tekrar sınava girse, devlette kazanabilir mi onu konuşun. Maddi olanaklarınızı ortaya koyun. Neden olabilir neden olamazı KONUŞUN. "Ben senin yanındayım ve mutlu olmanı istiyorum"u dilinizle söylemeseniz de hissetmesini sağlayın.

Bizler nasıl ki kocalarımızdan, sevgililerimizden ilgi bekliyorsak, çocuklarımız da aynı şekilde bizden ilgi bekliyor. Küçük kızım mavi kapak biriktirmek istedi, ona özel kutu yaptı evde, ertesi gün işyerimde geri dönüşüm kutusunu karıştırıp ona mavi kapak getirdim. Kızım ne hissetti o anda? "Annem beni önemsiyor, benimle ilgileniyor". İyi annelik çocuğuna güzel yemekler yapıp her şeyi dengeli yemesini sağlamak, en organiğini yedirmek değildir. Üstü başı tertemiz, daha ne istiyor diye düşünmek değildir. Ütüsüz tişörtle okula götürüyorum çocuğumu, farkında bile değil o yaşta çocuk ütülü kıyafet nedir, ütüsüz nedir diye. Ama her sabah onları bırakırken "seni seviyorum" deyip öpüyorum.

Genel olarak; çocuklarımızla iletişim kurmaya çalışalım. Bizlere neler diyorlar, dinleyelim, anlamaya çalışalım. Konuşalım. Arada çocuk olalım. Hayal kuralım. Beraber plan yapalım. "Ben seni önemsiyorum"u hissettirelim.
 
Çiçeğe az su vermek onu kurutacağı gibi fazla su vermek de kurutuyor, konuda görüldüğü gibi. Halbuki tüm isteğimiz o çiçeğin sağlıklı ve uzun ömürlü olması.

Evlat yetiştirirken de böyle, bazı cümlelerinize katılıyorum, "koşulsuz sevgi" gibi mesela. Ama anlamını tam anlamamışsınız koşulsuz sevginin.
Çocuk yetiştirirken dengeyi kurabilmek önemli. Çok sevmek demek başıboş bırakmak demek değildir. Her istediğini yapma da değildir.

Geçmişte pek çok hata yapılmış. Yaş olmuş 19. Geç bir yaş.

Az önce kızlarımla sinema gecesi yaptık, mısır patlattık, salonda tüm ışıkları kapatıp bilgisayardan film açtık. Ellerine mısır kaselerini verip ben oturma odasında bilgisayarımla vakit geçirebilirdim veya mutfağı toparlayayım diyebilirdim. Ütü yapayım diyebilirdim. Demedim. Oturup onlarla beraber konuşarak, yorum yaparak filmi izledim. Çünkü bu bir paylaşım fırsatı. Büyük kızım 10 yaşında, ergenlik tripleri başladı. Benim ona verdiğim mesaj: Ben her zaman senin yanındayım, yanında istemezsen arkandayım. Şu an beni seviyor, bana merhametle bakıyor. Umarım büyüdüğünde de aynı olur. Ama ben de bunun için ŞİMDİ, şu anda yatırımımı yapıyorum. Okuldan gelince konuşuyoruz, çok sıkılıyorum o anlatırken ama çok ilgileniyormuşum gibi "gerçekten" dinliyorum, soru soruyorum. Yorum yapıyorum.

Ama bunu yaparken "her şeyim sizsiniz" demiyorum. BENim de bir hayatım var, evet bir anneyim, ama aynı zamanda bir insanım, bir kadınım, çalışan biriyim, benim de isteklerim var, zevklerim ve tercihlerim var, bunu da biliyorlar. Ama bunlar da karşılıklı. Ben kızlarımı "birey" olarak görüyorum, onlar da beni. Konu sahibi sanırım bu sınırı çizememiş, kendini feda eden, kendine saygı duymayan bir anne imajı çizmiş, bu nedenle de kızı şimdi ona saygı duymuyor, babamın parası bitmesin, seninki bitsin diyebiliyor.

(Bunları niye yazıyorum, çocuğu daha küçük olanlar için)

Yine boşanmış anneler için başka bir tavsiyem; sorunların, sorumlulukların içine çocuklarınızı da alın. Her şeyi onlara yansıtmadan çözeceğim, süper kadın olacağım, aman onlar hiç bir şey duymasın, hiç bir şey hissetmesin, ben halledeyim onlara duyurmadan diye düşünmeyin. Yeri geliyor kızımın istediği ayakkabıyı almıyorum, nedenini de açıklıyorum, "fıstığım, bu ay okul kitaplarına çok para verdim, ayakkabı için param kalmadı" diyorum. Bir dahaki aya alabiliriz diyorum. Veya bu sene botun var, bunlar küçülünce seneye alırız diyorum. Böylece benim de bir bütçem olduğunu, ona hesapsızca harcayamayacağımı biliyorlar. Şu anda ikisi de kendi harçlıklarını bile kontrollü harcıyorlar.

İşten geldiğimde "bugün çok yoruldum" diyebiliyorum, diyorum, yorulduğumu bilsinler, anlayışlı olmayı öğrensinler diye. Burdaki mesajım ise şu=Ben de insanım, ben de yorulurum, benim de başım ağrır. Siz de bana saygılı olun.

Şimdiiiiii, bu kadar kamu spotundan sonra konu sahibi size vereceğim çok öneri yok ne yazık ki, çünkü ilişkilerinizi sağlam olmayan temellerle atmışsınız. Çoğu şey için çok geç. Ama ilk mesajınızda yazdığınız bir şey vardı, kızımı çok psikoloğa götürdüm, psikiyatriste götürdüm diye. Siz hiç gittiniz mi diye sormak istiyorum. Ben hem kızımı götürdüm, hem kendim gittim. Aynı olaya farklı açıdan bakabilmeyi öğretti bana psikolog. Belki sizi de iyi hissettirecek, şu aşamadan itibaren kızınızla sağlam ilişki kurabilecek yolları öğrenebilirsiniz. Belki bazı olayları abartıyorsunuz, onları kabullenmeyi öğreneceksiniz.

Sürekli okul değiştirme işi hoşuma gitmedi benim de. Teorik olarak her insanın hata yapmaya hakkı olduğunu düşünürüm. Buna kendi kızlarım da dahil. Ben de gençken hatalar yaptım, herkes yapmıştır. Kimi eğitim hayatıyla ilgili, kimi ilişkileri, kimi maddi sorumluluklar, kimi başka şeyler... Önemli olan hatalarından ders alabilmeyi bilmek. Hukuk okumak istediğine şimdi karar vermiş olabilir. Olabilir, mümkündür. Ama bunun için sizin hayatınızı zora sokmaması gerektiğini bilmeli. Bunun için de yukarıda yazdığım gibi "birey" olduğunuzu inatlaşarak değil, misilleme yaparak değil, sakince, duygularınızı ortaya koyarak anlatabilmeniz. Onun "karşısında" ona itiraz eden kişi gibi değil, onunla beraber terazide her iki tarafı tartan onun "yanında" biri olun. Oturun, Kıbrıs'ta hukuk okumanın avantajlarını beraber araştırın, dezavantajlarını araştırın, genel olarak Kıbrıs'ta okuyanların yorumlarını okuyun. Fiyatları araştırın. Diğer özel hukukların fiyatını araştırın. Tekrar sınava girse, devlette kazanabilir mi onu konuşun. Maddi olanaklarınızı ortaya koyun. Neden olabilir neden olamazı KONUŞUN. "Ben senin yanındayım ve mutlu olmanı istiyorum"u dilinizle söylemeseniz de hissetmesini sağlayın.

Bizler nasıl ki kocalarımızdan, sevgililerimizden ilgi bekliyorsak, çocuklarımız da aynı şekilde bizden ilgi bekliyor. Küçük kızım mavi kapak biriktirmek istedi, ona özel kutu yaptı evde, ertesi gün işyerimde geri dönüşüm kutusunu karıştırıp ona mavi kapak getirdim. Kızım ne hissetti o anda? "Annem beni önemsiyor, benimle ilgileniyor". İyi annelik çocuğuna güzel yemekler yapıp her şeyi dengeli yemesini sağlamak, en organiğini yedirmek değildir. Üstü başı tertemiz, daha ne istiyor diye düşünmek değildir. Ütüsüz tişörtle okula götürüyorum çocuğumu, farkında bile değil o yaşta çocuk ütülü kıyafet nedir, ütüsüz nedir diye. Ama her sabah onları bırakırken "seni seviyorum" deyip öpüyorum.

Genel olarak; çocuklarımızla iletişim kurmaya çalışalım. Bizlere neler diyorlar, dinleyelim, anlamaya çalışalım. Konuşalım. Arada çocuk olalım. Hayal kuralım. Beraber plan yapalım. "Ben seni önemsiyorum"u hissettirelim.
Yazınızın çıktısını aldım belki on kere okudum yazınıı ben mimarım ama herşeyimi önceliğimi kızıma adadım hani demişsini ya ben sanırım suyu fazla kacıran annelerden oldum kalite Aman gecırmek harika kıImla 14 yaşına kadar kaliteli zaman geciriyordum kaliteden kastım onunla yaptıgımı 2 saat ama tamamen ben ve onun olsugu 2 saat spor yada evde karaoke sohpet ama 16 yaşından sonra ergenlige girişte benlik duygusu gelişti arkadaşlarıyla daha cok zamann gecirir oldu ve hırcınlıklar başladı 5 kere kendim için ğaikologa gittim nerde hata yaptım yapıyorum tüm paikologlar hayatınıIn ben merkezi yapmışsınız dünya büşranın ekseninde sönmüypr hatta biri hayatınıA birini alın dedi nerde hata yaptım kendimden evvel kızım demekla gülerken onu gördügümde şantiyede tüm gün gülüyordum üZgünse tüm gün aomurtuyorsum ve hep kavga etsek dahi sen bwnim herşeyimsın ve seni çok seviyorum kelimeşerini bonkörce kuşlandım hayır büşra hata yaptı bama bagırdı biraz geri çekil hatasını anlasın desede iç sesim bi yanımda hayır tek yetiştiriyorsun sevgiyi sende bulsun o ne yaparsa yapsın bagrına tas bas sabret dedim işte en büyük hatam bu oldu ha illkaki düzelir zamanla ama ben düzelirsem düzelir ilk kez tavır yaptım ha kolay oldumu derseniz 19 senelik alışlanlıkları değiştirmek kolay olmaadı ama ilk kez büşra anne sen benle konuşmuyosun demekki seni cok kırdım bu sefeer dedi ilk kez mutlu oldum bi bi emeklemeydi hayatta böyle degilmi emekleme yürüme koşma evet dedim kırıldım sana anne ya büyütme dedi anne kız arasında olur yok dedim çoçuklen olur ama yetişkin bir genç kızşa genç bi anne arasında olmaz olmamalı baktı ama seni seviyorum nazım geçiyo sana dedi evettt ben haya bende ilk baştan çevremi dinleuip baı davranışlarında hayır deöeyi tabır almayı bilseydim şu an benim asi tayım uysal bir kısrak olacaktı ama ben anladım elimde sihirli deymegim yok bu degişim zaman alıcak garkındayım lakin bugün umudum dahada arttı sihirli kelimwleerimin arasında artık hayır da var sen bilirsin de yada geri çekilme be siZe binlerce tşk ederim zaman verip derdime omuz olmuşsunuz ve bir tşkkürde böylesi güzel anneliğiniE rabbim siE çoçuklarınızla musmutlu yıllar nasip eylesin cvbınız için yekrar tekrar tşk ederim
 
Kusura bakmayın ama kızınız kadir kıymet bilmiyor .
Size çok fazla güveniyor . Aynı yaştayız sınava bende girdim ve o kadar hocaya vs bilmiyorum ya gerçekten yapmamak için kendini zorlamış yada Siz kızınızın kapasitesinin çok üstünde bir şeyler beklemişsiniz . Çok fazla arkasında durmuşsunuz bir de size çok güveniyor . :( Anne babanın ayrılığını da fırsata çevirmeye çalışmış . İşiniz çok zor :(
 
Çiçeğe az su vermek onu kurutacağı gibi fazla su vermek de kurutuyor, konuda görüldüğü gibi. Halbuki tüm isteğimiz o çiçeğin sağlıklı ve uzun ömürlü olması.

Evlat yetiştirirken de böyle, bazı cümlelerinize katılıyorum, "koşulsuz sevgi" gibi mesela. Ama anlamını tam anlamamışsınız koşulsuz sevginin.
Çocuk yetiştirirken dengeyi kurabilmek önemli. Çok sevmek demek başıboş bırakmak demek değildir. Her istediğini yapma da değildir.

Geçmişte pek çok hata yapılmış. Yaş olmuş 19. Geç bir yaş.

Az önce kızlarımla sinema gecesi yaptık, mısır patlattık, salonda tüm ışıkları kapatıp bilgisayardan film açtık. Ellerine mısır kaselerini verip ben oturma odasında bilgisayarımla vakit geçirebilirdim veya mutfağı toparlayayım diyebilirdim. Ütü yapayım diyebilirdim. Demedim. Oturup onlarla beraber konuşarak, yorum yaparak filmi izledim. Çünkü bu bir paylaşım fırsatı. Büyük kızım 10 yaşında, ergenlik tripleri başladı. Benim ona verdiğim mesaj: Ben her zaman senin yanındayım, yanında istemezsen arkandayım. Şu an beni seviyor, bana merhametle bakıyor. Umarım büyüdüğünde de aynı olur. Ama ben de bunun için ŞİMDİ, şu anda yatırımımı yapıyorum. Okuldan gelince konuşuyoruz, çok sıkılıyorum o anlatırken ama çok ilgileniyormuşum gibi "gerçekten" dinliyorum, soru soruyorum. Yorum yapıyorum.

Ama bunu yaparken "her şeyim sizsiniz" demiyorum. BENim de bir hayatım var, evet bir anneyim, ama aynı zamanda bir insanım, bir kadınım, çalışan biriyim, benim de isteklerim var, zevklerim ve tercihlerim var, bunu da biliyorlar. Ama bunlar da karşılıklı. Ben kızlarımı "birey" olarak görüyorum, onlar da beni. Konu sahibi sanırım bu sınırı çizememiş, kendini feda eden, kendine saygı duymayan bir anne imajı çizmiş, bu nedenle de kızı şimdi ona saygı duymuyor, babamın parası bitmesin, seninki bitsin diyebiliyor.

(Bunları niye yazıyorum, çocuğu daha küçük olanlar için)

Yine boşanmış anneler için başka bir tavsiyem; sorunların, sorumlulukların içine çocuklarınızı da alın. Her şeyi onlara yansıtmadan çözeceğim, süper kadın olacağım, aman onlar hiç bir şey duymasın, hiç bir şey hissetmesin, ben halledeyim onlara duyurmadan diye düşünmeyin. Yeri geliyor kızımın istediği ayakkabıyı almıyorum, nedenini de açıklıyorum, "fıstığım, bu ay okul kitaplarına çok para verdim, ayakkabı için param kalmadı" diyorum. Bir dahaki aya alabiliriz diyorum. Veya bu sene botun var, bunlar küçülünce seneye alırız diyorum. Böylece benim de bir bütçem olduğunu, ona hesapsızca harcayamayacağımı biliyorlar. Şu anda ikisi de kendi harçlıklarını bile kontrollü harcıyorlar.

İşten geldiğimde "bugün çok yoruldum" diyebiliyorum, diyorum, yorulduğumu bilsinler, anlayışlı olmayı öğrensinler diye. Burdaki mesajım ise şu=Ben de insanım, ben de yorulurum, benim de başım ağrır. Siz de bana saygılı olun.

Şimdiiiiii, bu kadar kamu spotundan sonra konu sahibi size vereceğim çok öneri yok ne yazık ki, çünkü ilişkilerinizi sağlam olmayan temellerle atmışsınız. Çoğu şey için çok geç. Ama ilk mesajınızda yazdığınız bir şey vardı, kızımı çok psikoloğa götürdüm, psikiyatriste götürdüm diye. Siz hiç gittiniz mi diye sormak istiyorum. Ben hem kızımı götürdüm, hem kendim gittim. Aynı olaya farklı açıdan bakabilmeyi öğretti bana psikolog. Belki sizi de iyi hissettirecek, şu aşamadan itibaren kızınızla sağlam ilişki kurabilecek yolları öğrenebilirsiniz. Belki bazı olayları abartıyorsunuz, onları kabullenmeyi öğreneceksiniz.

Sürekli okul değiştirme işi hoşuma gitmedi benim de. Teorik olarak her insanın hata yapmaya hakkı olduğunu düşünürüm. Buna kendi kızlarım da dahil. Ben de gençken hatalar yaptım, herkes yapmıştır. Kimi eğitim hayatıyla ilgili, kimi ilişkileri, kimi maddi sorumluluklar, kimi başka şeyler... Önemli olan hatalarından ders alabilmeyi bilmek. Hukuk okumak istediğine şimdi karar vermiş olabilir. Olabilir, mümkündür. Ama bunun için sizin hayatınızı zora sokmaması gerektiğini bilmeli. Bunun için de yukarıda yazdığım gibi "birey" olduğunuzu inatlaşarak değil, misilleme yaparak değil, sakince, duygularınızı ortaya koyarak anlatabilmeniz. Onun "karşısında" ona itiraz eden kişi gibi değil, onunla beraber terazide her iki tarafı tartan onun "yanında" biri olun. Oturun, Kıbrıs'ta hukuk okumanın avantajlarını beraber araştırın, dezavantajlarını araştırın, genel olarak Kıbrıs'ta okuyanların yorumlarını okuyun. Fiyatları araştırın. Diğer özel hukukların fiyatını araştırın. Tekrar sınava girse, devlette kazanabilir mi onu konuşun. Maddi olanaklarınızı ortaya koyun. Neden olabilir neden olamazı KONUŞUN. "Ben senin yanındayım ve mutlu olmanı istiyorum"u dilinizle söylemeseniz de hissetmesini sağlayın.

Bizler nasıl ki kocalarımızdan, sevgililerimizden ilgi bekliyorsak, çocuklarımız da aynı şekilde bizden ilgi bekliyor. Küçük kızım mavi kapak biriktirmek istedi, ona özel kutu yaptı evde, ertesi gün işyerimde geri dönüşüm kutusunu karıştırıp ona mavi kapak getirdim. Kızım ne hissetti o anda? "Annem beni önemsiyor, benimle ilgileniyor". İyi annelik çocuğuna güzel yemekler yapıp her şeyi dengeli yemesini sağlamak, en organiğini yedirmek değildir. Üstü başı tertemiz, daha ne istiyor diye düşünmek değildir. Ütüsüz tişörtle okula götürüyorum çocuğumu, farkında bile değil o yaşta çocuk ütülü kıyafet nedir, ütüsüz nedir diye. Ama her sabah onları bırakırken "seni seviyorum" deyip öpüyorum.

Genel olarak; çocuklarımızla iletişim kurmaya çalışalım. Bizlere neler diyorlar, dinleyelim, anlamaya çalışalım. Konuşalım. Arada çocuk olalım. Hayal kuralım. Beraber plan yapalım. "Ben seni önemsiyorum"u hissettirelim.
GelenKutusu bu yorumlarını çok severek okuyorum. Kendime birşeyler almaya çalışıyorum:)
Tespitlerin çok yerinde
 
Back
X