Erkek İnfertilitesi Eşi Azospermi Olanlar Burada Dertleşelim

Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi
günaydın tatlım inşllh işlerin rast giderde raporun eline geçer
sonrada ilacları yazdırmak için hop ist. gel tatlım gel mutlu gel mutlu dön evine bi denemm
 
günaydınnnnnnnn herkeseeeeeeeeeeeeee
kızlar ben yokken ene bayağı kaynatılmış ooh ii yapmışsınızz
ben cumartesi akşamı kayınvaldemlerde kaldım pazar akşama doğru eve döndüm
CERVAN cnm testte gene çıkmamış olsun zamanı belli değil zaten ki ah bi bilsek
inşllh bu kullandığınız kürler zamanla işe yararda bol bol sperm çıkar sizde cnm
offf bu arda adette olamadım daha ağrım var sadece kıvranıyorum
 
Son düzenleme:

Allah işinizi rast getirsin cnm , hayırlı yolculuklar size...işlerinizi halledip bol bol gezin artık istanbulu bizim yerimizede )
aeo.
 

işlerin rast gitsin tatlım.sonrada bir güzel gez ve tedavi öncesi iyice dinlen.hiçbirşey düşünme bol bol moral depola.güzel haberlerini bekliyoruz.
 
kızlar sizinle birşey paylaşmak istiyorum.bu tedavi ile ilgili değil ama beni hem çok duygulandırdı hem de onure etti.1,5 yıldır benimle olan otistik bir öğrencim vardı.çok sevdim onu ve elimden geleni yaptım.daha önce gittiği bir anaokulunda sorun yaşanmış istenilmemişti.Annesi bana mail atmış.emeklerim için teşekkür etmek için.bu yazıyı tohum vakfına ve gazetelerede göndermiş. biraz uzun ama okursanız sevinirim.çok duygulandım.Allah hepimize sağlıklı evlatlar versin.


OTİSTİK BİR ÇOCUĞU OLAN BİR ANNENİN ( BİR ÖĞRETMENİN) GÜNCESİ

Uykusuz bir kara gece, bir kara delik, bir kabus, dipsiz bir kara kuyu daha… Yusuf -kardeşleri tarafından atıldığı- mezarı olacak kara kuyusundan çıktı da neden ben, geceye inat fersiz gözlerimle daldığım dünyadan gerçek dünyaya dönemiyorum. Nabız cılız ya da yetersiz… Duygu selim yağdırıyor ruhumdaki boşlukları güncelime. Bir an olsun unutmama izin vermiyor yaşadıklarımı. Daha dün gibi hatırlıyorum: yeni ev heyecanımızı, bir iken iki; iki iken üç oluşumuzu, yuvamızın aldığımız bu haber ile kanatlanışını… Dokuz aylık birlikte yolculuğumuz, seninle ilgili- her gün bir yenisini eklediğim- türlü hayallerim, dünyaya “Merhaba” deyişinle hızlanacak yapacaklar listemiz… Veee bir gece babanla benim gülme krizine girişimiz… Seninse apar topar aramıza katılışın, bu heyecanımıza ortak oluşun…

Mutlu ve hareketli bebeğim benim, erkenden emekleyip yürümeden aniden evde tam bir yaşındayken –yaşını karşılarcasına- koşuşun bizi öyle şaşırtmıştı ki anlatamam. İyi de neden sonra adınla sana seslendiğimizde bizleri duymuyordun? Çevrende olup bitenlere bu kadar ilgili görünürken -bizlere küsmüş gibi- bu kayıtsız tavırlarına ne anlam yüklemeli? Her gün sabırla dilin çözülür, sen de yaşıtların gibi kelime dağarcığına bir yenisini eklersin diye beyhude bekleyişime ne demeli? Zamanla yakınımızdakilerin sana tuhaf bir şekilde bakışları sana olan duygularımızı bir dirhem azaltmadı. Evet bebeğim farklıydın: Her çocuk aynı gelişim sürecinden geçmiyordu. Sen de erkek çocuktun, ne çıkardı birazcık gecikmeli şakısan.

Neyi yanlış yapıyorduk? Nerede hata yapmıştık serzenişleri yavaş yavaş hayatımızın bir parçası olmaya, bu sorular bizi tüketmeye başlamıştı. Derken gittiğin kreşten iki günde kapının önüne kedi yavrusu gibi atılışın… Son darbe, son damla oldu bardağı taşıran. Derken Ankara yolları kafamızdaki -seninle ilgili- bin bir türlü endişeye kapak oldu. Önce adın “Hiperaktif” oldu. Ordu- Ankara yolları her ay yaralarımıza merhem olmak için açılır kapanır oldu. Ama çevremizdeki diller, arı oldu; annen ve baban olarak önce adımız ilgisiz, sonra sevgisiz oldu. Hangi anne ve baba bir parçasının, yavrusunun üzülmesini, zarar görmesini, hastalanmasını isterdi ki! Empati yapmayan bir toplumda yaşıyorduk. Zaten yenik başladığımız bu maçta yüzümüze atılan tokadın, golün, smacın, haddi hesabı yoktu. Benim de çocuğum bir gün hastalanabilir, kaza geçirebilir, ben bu anne ve babanın yerinde olsam acaba ne yapardım gibi empati cümlelerinin yerine ayıplı bir evladımız var da onu toplum dışı, özürlü kabul etmeye, eve hapsetmeye meraklı tanıdık veya değil onlarca yüz, ağız ve dudak önümüze türlü türlü engel koymaya kalktı…

Her şeye ve herkese rağmen özel eğitimlerle özel ilgimizle okuyarak ve araştırarak kimi zaman ümitlenip, sendeki ufacık bir gelişmeyle mutlu olmayı bilerek yol aldık, altı yaşını geride bıraktık. Peki sen şimdi neden ellerinle çırpınıyor ve titriyorsun??? Haydiii yine defterimizde alanında uzman birçok doktor adıyla Ankara yollarına düşüyoruz… Şimdi adın “Atipik Otistik” kondu. “Otistik!” hafif veya değil ne fark eder. Altı yıl yavrum düzelir, düzelecek, tüm bunları aşarız serüveni yerini aşılması oldukça güç bir probleme, hiperaktif mi otistik mi ikilemine bırakıyor. Babanın ve benim senin için yeşerttiğimiz filizler meyveye durmadan bir kez daha kırılıyor. İkimiz de senin için güçlü olmaya çalışıyor, tenhaya, kendi kabuğumuza çekildiğimizde ümitlenecek, yeniden yeşerecek, tutunacak bir dal arayışında buluyoruz kendimizi… Anlayışsız komşulara, adı öğretmen olup da mesleğin gereklerini sindirememiş, kendi deyimleriyle “anormal bir çocuğu, kendisinden hiçbir şey olmayacak bir çocuğu” sınıflarında istemeyen adına eğitimci diyemeyeceğim kişilere rağmen iğne ile kuyu kazıyor, senin için bir öğretmen evet tam bir öğretmen buluyoruz. Evimizde ekonomik kalkınma planı yapılıyor. Ders saatlerin arttırılıyor, ana sınıfı öğretmeni ile yapılabilecekler konuşuluyor, ilkokula bir yıl geç başlaman gerektiğine karar veriliyor, ben çalışma saatlerimi seninle daha çok ilgilenebilmek adına azaltıyorum, ana sınıfı öğretmenin ile özel eğitim öğretmenin tanıştırılıyor, iletişim haline geçiyorlar…

İlk gösterine anneannen ve babanla gitmiştik. Güneş gözlüklerimin ardında kimseye fark ettirmeden gösterin boyunca sessizce ağlamıştım. Ve sevinçten ağlamak ne demekmiş, kendini koyvermemek için dişlerini olanca gücüyle sıkmak ne demekmiş, ben o zaman öğrenmiştim işte! Önceki okulunda boş gelen etkinlik dosyaların elimde, hiçbir etkinliğe alınmayıp bütün gün pencere kenarına terk edilerek sana yapılanlara inat, bir şeyler başarıyor, dans ediyor, şarkı söylüyordun. Açıkçası gösteri öncesi tüm bunları yapacağına inanamamış, kolum kanadım kırık gitmiştim seni izlemeye. Ama Esra Hanım, sana ve yeteneklerine inanmış olacak ki güzel bir oyun çıkarmıştı izleyenlerine. Duygularımı gözlüklerimin arkasına kilitleyip öğretmenini bu güzel gösterideki emekleri için tebrik etmeye gittim. Ama öğretmenin o kalabalığın içinde yüzüm artık kendini nasıl ele verdiyse yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu düşünüp telefonla beni aramıştı eve vardığımızda. Tabi öyle mutlu olmuştuk ki duygu seli bizleri kederden değil sevinçten havalara uçurmuş, o coşkunlukla da gözyaşlarımız yanaklarımızı ıslatıvermişti.

Karne günün gelip çattı. Ama öğretmeninden ses seda yok. Meğer bir sağlık sorunu nedeni ile sevgili öğretmenin İstanbul’ daymış. Ama karneni diğer öğretmene bırakmış, seni de kendi yerine kocaman öpmesini arkadaşına sıkı sıkı tembih ederek senden ayrılacağı için ağlamış ve telefonu kapatmış. Bunları duyunca ben de bir öğretmen, bir anne, bir veli olarak oldukça duygulandım. Öğretmenimize oğlum için yaptıklarından dolayı ne kadar teşekkür etsem az. Gerçi o her zamanki alçakgönüllülüğüyle sadece görevini yaptığını söylese de!

Acaba bebeğim, ana sınıfı öğretmenin E. G. gibi nice öğretmen iş başında olsa ülkemizde neler değişirdi diye düşünmekten kendimi alıkoyamıyorum. Benimle ağlayıp benimle gülen, senin için daha neler yapılabileceğini düşünen, sınıfın gösterilerinde seni hiç ihmal etmeyip sana da mutlaka bir görev veren, sendeki gelişmeleri yakından takip edip öğrendiğin her kelimeyi günü gününe bizlerle paylaşan, seni “oğlum” diye seven, yüzüne bir gölge düşse senin için endişelenen, senden rahatsız olmayan arkadaşlarına rağmen onların velilerine karşı hep seni koruyup kollayan, Tuna nasıl olsa yapamaz demeyip her etkinliğe sen de katan, arkadaşların farklı hareketlerini yadırgamasın diye onlarla seni kaynaştıran, bugününü değil yarınını da düşünüp öneriler sunan bir öğretmen, her şeyden önce bir insan, ne çok şeyi değiştirir hayatımızda…

Önümüzde uzun ve çetin bir yol var biliyorum. Oğlumun yaşıtlarının yaptıklarını gördükçe- belki onun hiçbir zaman yapamayacaklarını- derin bir hüzün çöküyor yüreciğime. Tuna da acaba rahatça düşüncelerini ifade edebilecek mi, arkadaşları ile dışarıda kendi başına oynayabilecek mi, okuyup üniversiteye gidebilecek mi, evlenip çocuklarını büyütebilecek mi bilmiyorum. Ordu gibi küçük bir şehirde onun için elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam edeceğiz. Oğlumu topluma kazandırmaya devam edeceğiz. Sadece İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerde oturmuyoruz diye alamadığımız sınırlı imkanları (eğitim ve tedavi için) zorlayacağız. Oğlum, bana gönderilen bir armağan, her küçük adımında arkasında, yanında, önünde, sağında veya solunda her nerede olmam gerekiyorsa olmaya devam edeceğim. Bu süreç doktorlarımızın ifadesi ile bizi yorsa ve yıpratsa da… Otistik çocukları olan ailelerle iletişim kurup halkı (en azından çevremdekileri, öğrencilerimi) aydınlatmaya yoluna gideceğim. Hukuksal ve eğitsel alanda mücadelemi (Ne yazık ki diyorum bir sürü engel, toplumsal ve kamusal alanda bizi bekliyor.) sürdüreceğim. Yazılı ve görsel basında çocuklarımızın hikayesi gibi nice çocuğun hikayesini takip edeceğim. Bu yazımı sesimi gündelik yaşamın dişlileri arasında yaşayıp giden insanlarımıza ulaşsın diye kaleme aldım. Bir öğretmen olarak eğitim camiasının içindeyim yıllardır. Eğitim adına gördüğüm birçok aksaklık, eksiklik var çevremde. Aydın olarak çocuklarımıza karşı daha duyarlı olmalıyız. FARKLILIKLARIMIZ BİZİ AYRICALIKLI KILAR VE FARK YARATIR!

G.G.U
Edebiyat öğretmeni
 
merhaba arkadaşlar.uzunca bir sürenin ardından bi bakınayım dedim topiğe.7 haziranda gerçekleşen mikro tese ameliyatımız olumsuz sonuçlanınca toparlanıp ayağa kalkmak uzun sürdü,sürüyor.pataloji sonucu maalesef sertoli cell only.hayatımız karardı üzüldük mahvolduk bittik tükendik gibi kelimeler etmiycem artık.çünkü herkes ne çektiğini kendi biliyor.ameliyattan sonra yaşadığımız duygusal buhran bi yana benim yumurtalarım toplanmadğı için fiziki olarakta çok zor günler geçirdim.20 gün içinde 2 sefer regl oldum.iyiki de oldum.regl olmadan önce bütn vücudm alev alev yanmaya başladı.şimdi biraz daha iyi gibiyim.

biz içinde bulunduğumuz durumu yavaş yavaş kabullenmeye başladık eşimle.kendimize bi zaman tanıdık.önce tatile gidicez allah izin verirse,sonra psikologla görüşmeye başlıcaz.kışa doğru bitkisel kürler denemeye başlıcaz.bikaç sene içinde (eğer eşimde gönülden isterse) kendimizi hem maddi hem manevi toparlayınca tekrardan tedaviye başlamayı planlıyoruz.2.tedavide olumlu yanıt vermezse biz bu yolda sürekli,kendimizi harab edercesine çabalayıp yıllarımızı heba etmek istemiyoruz.

doktorumuz açık açık söyledi."tıp sizin için bişey yapamz artık olmuycak boşuna uğraşmayın" dedi.eğerki birgün olursa dedi rabbim nasip ettiği için olur dedi.ne kullandığınız bi ilaç ne yediğiniz bişey nede bitkiler size çare değil dedi."sizde spermi üretecek hücre bile yok" dedi.

rabbime sığındım..ol diyeceğini günü bekliycez.ama bir ömrü azospermi yüzünden ne eşime ne kendime harab etmeye hiç niyetim yok artık.bir ömür boyu tadı berbat otları, yediğinde kusacak gibi olan macunları sürekli onun burnuna dayayıp ona sürekli durumunu hatırlatıp manevi baskı yapmaya niyetim yok.çünkü biz karı koca olarak yeterince yıprandık.

bu yazdıklarıma tepki veren olur biliyorum.ama şunuda kimse unutmasın bu yolda her gün ölmek bi kez ölmekten daha kötü.herkesin ağrı eşiği çok farklı.ben nefes alamadım acımdan,ölmeyi düşündüm, o kadar acıdıki her yerim ağlamatan o kadar kısıldıki sesim,avuç avuç yoldum ki saçlarımı acımdan morarana kadar sıktımda kollarımı hissetmedim bişey..

bi umut olsaydı o umudun peşinden koşardım.tek bir ölü sperm bile çıkmadı.hiçbişey çıkmadı.yok yani.yok. evet çok istiyorz hem eşim hem ben, ki eşim belki benden bi tık daha fazla bile istiyor olabilir baba olmayı.çünkü eşimin babası hayatta değil.eşimin hayaliydi hep kendi babasıyla geçiremediği günleri evladıyla geçirmek.

biz evlat edinmeyi yer ettirmeye çalışıyoruz beynimizin bir köşesine.psikolojik destek almaya başlayacağımız zaman bu konuyu daha detaylı konuşabiliriz ama şu aşamada eşimde bende ilerleyen yıllar için şimdiden birazcıkta olsa "acaba yapabilirmiyiz" diye düşünmeye başladık.kendi kanımız canımız olmayan birini kendi canımız gibi sevebilirmiyiz diye düşünmeye başladık.eşimle bu konuyu bir kere konuştuk ikimizde olumsuz değiliz.nötr de değiliz.zaman göstericek.çünkü zamanı var.


allah hepimizin bu savaşta yanında olsun.çok sabır lazım.insan içi hiç sönmemecesine yanmaya başlayınca anlıyor. herkes isteyen herkes dilerim ki bir gün anne olsun..boğazlardaki düğüm çözülüp gitsin..ama hayatımın sınavını veriyorum hissediyorum.bu kadar acı bu kadar ağır bi yük anca sınavda olur.rabbim hepimizin yüzünü güldürsün..
 


Merhaba canım.
yazdıklarını okudum kendimi gördüm. seninle hiç konuşmadık sanırım biz. bende 1,5 yıldan beri burdayım.
ama şimdi giremiyorum çokfazla. bende geçen sene bu zamanlar böyleydim. spermin hücresi bile yoktu.
çıkmaz deidler. boşuna uğraşmayın donör kullanın dediler. ne kadra büyük bi yıkımdı...
çook zor günler geçirdik eşimle beraber ama hayat devam ediyor..
allah herşeyin hayrılısını versin. zamanı gelince inşallah bizimde yüzümüz gülecektir.
isyan etmeden sabırla beklemekten başka çaremiz yok....
inşallahhh biizmde bir gün bebekleirmiz olacaktır.
seni o kadar çook iyi anlıyorum ki.
 

hazal canım içimi sızlattın gerçekten bu tam tutacağım derken kacan umutlar tam kurtulacağım derken daha dibe inmeler yaşam çok zor ve bu zorlu yolda bizimkiler dikenli yol her adım attığımızda düzlüğe çıkamıyoruz ve bedenimiz daha kanıyor.ama umut hiç bitmiyor ve bitmeyecek biraz dinlenmeye ve düşünmeye belkide hiçbirşey düşünmemeye ihtiyacınız var aslında hepimizin ihtiyacı var .Rabbim verecekse evlatlarımızı artık daha fazla uğraştırmadan versin vermiyceksede bize büyük büyük sabırlar ve mutlulukla uğraşa bileceğimiz meşkuliyetler versin, gerçi Allah haktır ve en doğrusunu bilendir hakkımızda hayırlı olanı bize sadece birbirimize destek olup sabırla beklemek düşer. benim cabam ileride niye derdime derman aramadım dememek için keşke dememek için yani olmazsada en azından biz elimizden geleni yaptık diyebilelim.
 
bu arada merhabalar herkese kızlar.
iyisinizdir inşallah.
ben çalışıyorum yoğun canım sıkıldı da bi gireyim dedim.
ama kimse yok buralarda
 

canım yazdıklarını okuyunca çok ağladım meğer nekadarda doluymuşum
bzimde her iki m.tesenin sonucuda sertoly..
yapılacak bişey yok tatlım yinede mücadele ediyoruz.
sertoly olupta sonradan sperm bulunan arkadaşlar var burada.
bizimde çıkarmı ALLAH bilir artık mucize gerek diyorum herzaman.
yinede mücadeleyi bırakmamak lazım hepimiz aynı dertten müzdaripiz.
ALLAH hepimize sabırlar versin umudumuzuda hep içimizde tutsun...
 

canım siz nerede tedavi görüyosunuz biz umutta emre beydeyiz gerçekten iğneyle normal çıkış olabilirmi ki gerçekten bu durumda bebek sahibi olabilirmiyiz ki umut varmıdır nasıl umutlandım cevabını görüne cnm anlatamam inş.47 xxy bizim bebek sahibi olma şansımızı almaz elimizden
 
Son düzenleme:
sadecik bizim azoyla sebebimiz aynı inşallah sizdede sperm bulunur ve bebişlerine kavuşursun canım... inancını kaybetmez sabırla yoluna devam edersen Rabbim neden nasip etmezsin ama önce bunu başaracağına inanman lazım... elbette ağladığın üzüldüğün zamanlar çok olacak hepimizin başında geçiyor ama yeterki sabrın sonu selamet olsun inancını hiç kaybetme...[/QUOTE]

canım siz nerede tedavi oldunuz nasıl bi tedavi yolundan geçtiniz biraz bana bahsedermisin canım çok stresliyim endişeliyim caanım sizde arimidex kullandınızmı yani eşin kullandımı ve göbişten iğne oldunmu sende en büyük korkumda iğne olmak göbişten
 
cnm rabbim sesini duyup yüzünü tez zamanda güldürsünnnnnn
tatlım evet biz azolular herşeyi deniyoruz verecekten niyaz ediyoruz inşllh bizede mucize verir
cnm bizde 2 ameliyatın ardından sonucumuz sercoly cell.yani bu yolda yanlız değilsin bunu unutma
bizede ilk dr dedi :siz gidin uğraşmayın artık sizin çocuğunuz mocuğunuz olmaz dedi ömrümün 6 yılı gözyaşıyla geçti ( hee halen aglıyorum bi hamile görsem)
benim eşimdede hücre yok damarlar kupkuru diyo drlar ama ben genede içimin taaaaaaaa ücra köşesinde toplu iğne ucu kadar bi umut taşıyorum
hep diyorum ki belki belki bende anne eşimde baba oluruz diye........
yaşananlar çok zor benimde yumurtalarım toplanmadı aynı şekilde bende aylarca adet olamadım hergün bi sperm çıkmamasına,bide yumurtalarımın acısına ağladım
yaşananlar çok ama çok zor inanki dayanmak o kadar zor ki bomboş evde yanlız sessiz sanki kimsesiz gibiyim
benim her tarafım bebiş dolu ailem, akrabam hepsinde var bi bende yok
ama ne yapayım elimden gelse ah ahhhhhhhhh.
sen ne güzel demişsin biz tatile çıkıp moralimizi düzelticez diye en güzeli
inşllh o drlara inat rabbim sana çifter çifter evlat verir de o dr.un gözüne sokarsın cnm
her zaman umudun içinde ellerin semada, kalbin de huzurda olsun cnm
kız sonunda ağlattın beni seni seniii
 
canım, acını öyle içten yazmışsın ki teselli edecek iki kelime bile bulamadım. ama pisikolojik destek almak istemene sevindim, eminim daha farklı bakmaya başlayacaksındır görüşmelerden sonra.

rabbim büyük, doktorun dediği gibi o nasip ederse herşey olur. inşallah ya yüzünüze bakar, hayırlı bir evlat nasip eder sanada.
 
selam canım, nasılsın?

tedaviye kaldı 2 günün, benimde 10 günüm var. bu cuma raporumuda almış olacağım bir aksilik olmazsa.
her sabah kalktığımda bir gün daha yaklaştım diye şükrediyorum. sen nasılsın? heyecanlı mısın?
 
ben yaını okudum ama yazacak bişey bulamadım bende bazen senin gibi düşünmüyo değilim ....ama inanki hala istiyosan demekki rabbim verecek unutma...her şey normal olsaydıda rabbim dilemeseydi yine olmayacaktı onun için sebeblere takılma..doktorlar ümidini kırmasın bu kainat rabbimin herşeyin maliki ooo.yüce rabbim bizi görüyo hazinesi geniş biz garip kullarını biliyo ..o hep yanımızda ...
olmaz denenler oluyo yeterki biz çok dua edelim... bende bu aralar çok yıprandım hazirandan sonraki hayallerim o kadar yerleşmişki tedavim yarıda iptal olunca boşluğa düşmüş gibi oldum ....karnımhala boş... bebeğim hala gelmedi... göbeğimdeki iğne izleri gidiyoo.. yavaş yavaş ..onları her gördüğümde her şey yeniden depreşiyo ...ama napalım rabbimden gelene razı olucaz kulluğun şanından lutfuda kahrıda hoş olucakki imtihanı kazanalım...inşaallah rabbim yeni umutlar çıkarır karşımıza tıp sürekli ilerliyo...bitkisel kürler var...denemekte fayda var .....
allah yardımcımız olsun...
 

canım biz kaan aydosta tedavi görüyoruz eşim 2002de tese oldu sperm çıkmadı..
sonra biz bekledik 2010 kadar kaan beyi bulduk..
sizin için çocuk milli piyango çekilişi gibi milyonda 1 ihtimal ..çok umutlanmayın ama elimizden geleni yapıcaz dedi...
bizde zaten buna alışmaya çalışıyoruz sonunda ppişman olmak istemiyoruz ne gerekiyosa yapıcaz dedik başladık ...iğnelerle sonra yüksek fshmiz 50den 18e düştü.
2012 mart ayında eşim tese oldu sperm bulduk dediler sonra ben hazırlandım bendede pko çıktı neyse herşey iyi gibiydi ama eşimi çözülen spermleri işe yaramadı tekrar teseye aldılar benden yumurta toplanmıştı ama çıkanlar elonge sperm dedikleri olgunlaşmamıştı yinede denendi ama 2 hücreden sonra döllenmedi.. dr üzülmeyin yeni iğneler var onları kullanıcaz sizde üretim var ama olgunlaşmıyo dedi...
iğnelerle olgunlaştıracaz ama eşimin kan değeri yüksek çıktı ve ben bunu verilen hormanlara bağladım dr da bi hemotoloğa danışın öyle devam edelim dedi...
bizim gibi olup hastalarından 6.7 aylık tedaviyle çıkış olanlar varmış bana güvenin sabredin diyo
47 kromozom durumuna fazla takılmayın tek suçlu o değil...eğer sperm bulursak test yapar sağlıklı spermleri seçeriz diyo... velhasıl çok uzattım ama ümitli konuşuyo yardım rabbimden canım..
oruçlar ada...adak kurbanlar ada...bol bol sadaka ver.. tesbih namazları kıl ..inancını kaybetme olacağına inanırsak olur..
ben böyle düşünüyorum ....
 
Doğmamış Bebeğime

Küçüğüm ben yıllardır seni hasretle bekliyorum,
Adına şiirler, mektuplar yazıyorum,
Uykularımda bile sen oluyorsun çoğu zaman,
Biliyormusun ben senin özleminle yaşıyorum.
Bir sürü isimler seçiyorum özenle,
Henüz ne cinsiyetin belli nede varlığın,
Ben hayallerde buluşuyorum seninle,
Dokunuyorsun bana yumuk, yumuk ellerinle.
İlk yürümeni düşlüyorum çoğu zaman,
İlk defa anne deyişin kulaklarımda yankılanıyor,
Teninin gül kokusu sarıyor ruhumu,
Dünyam karanlıklardayken bile seninle aydınlanıyor.
Yüzüne bakmak istiyorum sadece,
Gözlerin gözlerimle buluşarak hasret gidersek diyorum,
Sıkıca sarıp sarmalıyorum bağrımda,
Seninle birlikte büyüyelim istiyorum.
Bazen vitrinler önünde kalakalıyorum,
Sana minicik elbiseler seçiyorum,
Oyuncaklarada dalınca gözlerim,
Çocuklar gibi gülüp eğleniyorum.
Sonra konuştuğun geliyor aklıma,
Seninle iki büyük gibi dertleşiyorum,
Bazende sen büyük oluyorsun içimde,
Ben sayende muzurca eğleniyorum.
Meleğim biliyorum er geç buluşacağız,
Geçecek elbet bu günlerde,
Sen benim tek yaşama kaynağımsın,
Karşılayacağım seni ellerimde güllerle.
Henüz varlığın bile yok içimde,
İsmin, cismin konulmadı bu alemde,
Ama ben sen gelene kadar,
Dünyamızı senin için koruyacağım özenle.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…