Benim çalıştığım şirkette (ki birçok özel firmada böyle) çok ciddi hedef sözleşmeleri yapılır yılbaşı, o hedefleri tutturamazsan bırak terfi etmeyi, koltuğundan bile olursun.
3 sene 5 sene aynı koltukta oturdun diye, hooop seni müdür yaptık olmaz yani. O kadar kolay lokma değil..
Terfiyi gerçekten hak etmek gerekiyor özel sektörde.. O hedef sözleşmesinin çok üzerinde performans göstermek, projeler üretmek, gerçekleştirmek gerekiyor.
Bunun sonucunda da tüm yöneticilerin katıldığı mülakatlarda ter döküyorsun ve oy çokluğuyla terfi edebiliyorsun.
Terfi etmek yetmiyor, aynı performansı sürdüremezsen gene koltuğundan olursun, her an hesap verir konumdasın.
Eski Türk filmlerinden gördüğümüzle yorum yapacaksak eğer senin yaptığın gibi, ben de devlet dairelerinde dosya arasına sıkıştırılan banknotları, bugün git yarın gel'leri, "sekreter hanım, falanca dosyayı al odama gel" diyen kelli felli eli şeyinde amirleri, bir de mesai saatinde örgü ören hanım memurları hatırlıyorum..
Olay özel veya kamu sektöründe değil, insanın kendi iş ahlakında, kendi vicdanında bitiyor.. Bir insan disiplinli ve bilinçli ise onu ne özel sektör ne kamu sektörü değiştiremez.
Eğer sen eşinin kadınlarla yaptığı valslerden hareketle tüm özel sektör çalışanlarını içine alan "özel sektörde yenen naneler" ifadesini kullanırsan burada hepimize, yani tüm özel sektör çalışanlarına cevap hakkı doğar. Buna şaşırmamalısın.
Bu arada özel sektör çalışanıyım, ama hiçbir erkekle sarmaşdolaş dans ederken resimler çektirmedim mesela..
Siz bence özel sektör-kamu sektörü ayırımını bırakın. Bir erkek samimiyeti (eşi, kardeşi, nişanlısı vs) olmayan bir hanımla sarılarak dans edebiliyorsa, kamuda da yapaaar, özelde de..