• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Esimden baska hic erkek tanimadim, daha iyisi var miydi?

sizinki eş değil
sizinki bir tür koç, danışman, ev arkadaşı
çocuğunuzu kardeşinizle, annenizle, ne biliyim iyi bir akademisyen arkadaşınızla filan büyütüyor gibisiniz
eş dediğin kişiyle olan iletişim yok sizde.

ben akademik kariyeri braktım, hayatım boyunca yapmak istediğim iş bu değil dedim. bambaşka bir iş yapıyorum. çok çok da mutluyum.

o heyacanı duymadığım, içimi kıpırdatmayan, tutkuyla, şehvetle sevişemeyeceğim, yanında huzurlu, rahat olamayacağım, her şeyi konuşamayacağım adamla da evlenmem. bu demek değil ki yapışık ikiz gibi olalım her şeyimiz aynı olsun. zaten 1 kadınla 1 erkek 2 ayrı gezegen gibi, nasıl aynı olsun. aynı olmak değil anlaşmak, o tutku, o iletişim ortak zevkten de geçmiyor. çok bambaşka bir şey. anlatmak kolay değil. ancak yanında olduğun adamın "o" olup olmaması işte, biliyorsun.

evlenmedim de nitekim. ama tabi flört ettim, çıktım, denedim yani. "o" adam değildi karşıma çıkanlar.akademik anlamda benim kuşağım artık yar. doç oldu doçentlik alanlar var (21 yaşında mezun olup yurtdışında kadro alan tipleriz) ben hala o adamların hiçbirini istemiyorum. evlenmiş olmak için, yalnız olmamak için, ne biliyim iyi işi gücü olan adam diye biriyle evlenmem. evlenmediğim de pişman değilim. ama tabi bizim topluma bunu anlatmak da çok zor oluyor, orası ayrı. Bu tercih sebebiyle şu anda yalnızım, yalnız kalmaya devam edersem de hayatıma devam edebilirim çok büyük bir yoksunluk çekmem -bunu da anlatmak tr'de epey zor. Ama keşkem yok, onu iyi biliyorum. Belki başkası da keşke kör topal biri olsaydı keşke diyebilir- herkes başka işte...

Yaşadığım ilişkilere de hiç pişman değilim. iyi ki olmuş, iyi ki aşık da olmuşum, iyi ki heyecan da duymuşum, peşinden de gitmişim. özellikle insan 20lerinde bunları yaşamalı. yaşamazsa eksik kalınan bir şey bu. ne biliyim insan nasıl düşe kalka yürümeyi öğrenir, onun gibi. Ya da en azından benim kadar duygularını yoğun yaşayan, libidosu, enerjisi, tutkuları, hevesleri, hırsları, heyecanları yüksekten giden bir kadın için durum bu.Öte yandan garantici kadınlar vardır aman maaşı, ailesi, huyu iyi olsun, önemli değil der geçer belki. Ben yapamam, yapmadım. Sizin için büyük bir imtihan, ömür boyu pişman olmak var, çocuğunuza karşı sorunluluğuz var, ama öte yandan sizin de her kadın gibi her insan gibi yaşama hakkınız olan bazı duygular var. Yine bence eskidenmiş o, kadın sabretsin otursun filanlar, ki onlar da avuntuymuş....

Akademisyen (henüz genç) erkek, muhafazakar bir arkadaşım var. yeni evlendi, eşi de çok iyi okul mezunu yine muhafazakar bir kız.Daha 3. gün olmadan kız boşanmak istedi. Olaylar uzun anlatmayacağım ama en büyük etmen, muhafazarlık uğruna hiçbir şey yaşanmadan evlenilmesi...Çocuk gözümün önünde acı çekiyor. Yapacak şey de bulamıyorum.Uzun uzun konuştuk, umarım düzelir, umarım siz de heveslerinizi, heyevanlarınızı, imrendiğiniz tüm güzel duyguları yaşarsınız içinize sinen bi şekilde.


Akademik hayat cok garip bir dunya, insan bazen icinden hic cikmak istemiyor, bazense bu hayat bana gore degil diyor. Ama ben oyle ya da boyle, tum bunalimiyla, zorluguyla bu yola ciktim. Zaten profesorluge kadar surdurebilir miyim bilmiyorum ama en azindan doktorayi bitirebilirim diye dusunuyorum.

Ben ayni o muhafazakar arkadasiniz gibiyim o zaman. Bircok etken bir araya geldi ve ben esimle evlendim. Simdi tabi aradan 5 yil gecti, hayat sartlari, olgunluk da uzerime eklenince ben iyice pisman oldum esimle evlendigim gunlere.

1. Benim cekirdek ailem beni cok sever, buna adim gibi eminim, ilgilidir de ailem ama asiri derece agresif ve dengesiz bir ailem var. 25 yasima kadar surekli ailemde siddet gordum. Annem beni doverek buyuttu. Bir defa sacimi oksadigini bilmem, bir defa optugunu inanin hatirlamiyorum. Bircok kiz babasindan hic dayak yememistir, benim babam ise hep doverdi, hic unutmam birgun eve gec gittim, saat 11 de. Babam aradi ama teli acmadim korktugum icin. (Universiteden mezun olmustum, ogretmenlik yapiyordum, 23 yasindaydim.) Eve gidince babam beni kemerle saatlerce dovmustu. Erkek kardesim esimle nisanliyken (24 yasindaydim) beni dovdugu icin darp raporu alip, dava acmistim. Ogretmen olarak KPSS ile de atanamayinca, en buyuk arzum bir an once o evden uzaklasabilmek idi. Annem babamla hep kavga eder, kardesim annemle ve babamla kavga eder, ben annemle kavga ederim, kardesimle kavga ederim, hic bitmez o evde kavga. Hergun kavganin eksik olmadigi bir evde yasamak istemiyordum.

2. Ben hic erkek gormedim, tanimadim. Muhafazakarlik ve cekingenlik hat safhadaydi. Esimle tanisana kadar bir erkekle nasil konusulur, ne sever bu erkekler, bir kiz ve bir erkek nasil vakit gecirir inanin hic bilmiyordum. Cevremden evlilik gorsumesi teklifleri geliyordu ama kabul etmiyordum utancimdan. Esimle de internetten tanistim zaten. MSN den konustuk. Yuzyuze olsaydi onunla da pek konusamazdim. Allah var simdi, cok da agir biriydi, telimi bile vermeme ragmen hic rahatsiz etmezdi. Cok yavas ilerledi zaten hersey. Cok seyrek konustuk, gorustuk evlenmeye karar verene kadar. (Evlenme kararimdan sonra sik gorustuk tabi) Dedigim gibi cicek, bocek, hediye bile almasina gerek yoktu benim askimi kazanmak icin. Hic erkek tanimamis biri olarak ilk gordugum erkege asik oldum.

Ona asik oldugum gunler cok guzeldi. Cok seviyordum gercekten. Ailemde de hep kavga, dayak olunca onunla cok mutlu oluyordum. Artik tamamen tum benligimi ona kaptirmistim. Ask hucrelerimi sarmisti. Nisanliyken cilginlar gibi kavgalar ettik, yemedigim laf, hakaret kalmadi, her gunum aglamakla gecti ama ah iste askin gozu kor ayrilamadim. Gercekten ugrastim ama olmadi, yapamadim. Ayrilsaydim omrum boyunca unutamam diye dusundum. Mutsuz da olsam askin pesinden gittim. Ayrica ondan ayrilsam isim yoktu, atanamamistim, ailemde surekli kavga, dovus varken o evde yasamak istemiyordum. Bu kor duygularla evlendim.

3. Esim aslinda cevrede iyi biri olarak taninir. Annem, babam, kardesim, cevremizdeki arkadaslar cok severler onu. Butun bayan arkadaslar esimin kizima ve eve olan ilgisine hayran. Asiri derecede sorumluluk sahibi birisi. Cevremizdeki kimse esim kadar cocuguyla ilgilenmiyor. Ben ders calisayim diye kizima hep bakar. Alisveris yapar. Tum belge kurek isleri onda, kira, fatura, araba, hastane vs hepsine o bakiyor. Kiz arkadaslarim bana hep kiymetini bil diyor, erkekler de esime sen Rosalone icin nimetsin diyormus. Zaten egosu daglardan buyuk, iyice egosu kabariyor.

4. Esim cok caliskan, cok idealist biri. 5 senedir uyumak haric esimi evde uzanirken, yatarken gormedim, surekli birseylerle mesgul olur. Tam bir akademisyen. Tam bir duzen delisidir. Klasik basak burcu iste. Onun kitapligina, derslerine, notlarina bakin bir de benimkine bakin beni kinarsiniz. Cok iyi ders calisiyor, surekli arastiriyor, makaleler yaziyor. Ingilizcesi cok iyi bu yuzden. Ben KPSS den atanamamis bir ogretmenken esimin destekleriyle bir senede master bitirdim, simdi doktora yapiyorum. Ona gore dunyadaki herkes okumali, arastirmali, ogrenmeli, master ve doktora yapmali, hic bitmeyen idealleri var ve ideallerine ulasmak icin ne enerjisi biter ne de motivasyonu. Zaten halen en cok muhabbet ettigimiz nokta akademik konular.

Esim iyi de ben mi kotuyum, ben iyiyim de esim mi kotu bilmiyorum ama bildigim ve emin oldugum birsey gercekten de biz cok uyumsuz bir ciftiz. Onun benden olan sikayetleri benim ona dair olan sikayetlerimden cok cok daha fazladir zaten.
 
Monoton bi hayatiniz var bence sizin sorununuz sikilmak. Ayrica birbirine en aşık cifti bulun onlarin bile tum zevkleri uyusmaz ki. Esas zit kutuplar birbirini ceker.
 
Hergun kavganin eksik olmadigi bir evde yasamak istemiyordum.
e istemezsin tabi kim ister. ama keşke işte 3-4 sene çalışıp, kendi paranı kazanıp kendine göre bir hayatın olabilseymiş. o zaman ilk gördüğün erkeğe ve evden kurtulma şansına hooop hemen atlayıp gitmezdin belki. benim ailem o kadar sorunlu değil dayak filan yoktu..ama başka şeyler vardı tabi. ben 14 yaşında ayrıldım ailemden kendi düzenimi kurdum :) belki bu ayrı düzene alışkın olduğumdan hiç öyle evlenmek aklıma gelmedi -aşık olup bu adamla evlenecem deseydim o ayrıydı. ama ihtiyaç olarak evleneyim diye uğraşmadım. bu çok önemli bir faktör.

Hic erkek tanimamis biri olarak ilk gordugum erkege asik oldum.
e bu da tabi ki normal.
3 ve 4. madde de yazdıklarına da bakınca
eşin seni atanamamış bir öğretmenken ABDye götüren, akademik imkanlar sunan, çocuğuna iyi bakan..evrak işlerini de anladım ne demek istediğini ben de senelerce yalnız yaşadım yurtdışında, işte tüm bunları halleden bir insan. kendisini senin karşına çıkmış en iyi şey olarak bile görüyor olabilir. ki dünya sadece işten, paradan, kariyerden ibaret olsaydı belki öyleydi de gerçekten. ama dünya bunlardan ibaret değil, evlilik bunlardan ibaret hiç değil.

eşin kendisi evliliğinizden memnun mu? ne düşünüyor? sanırım onun en büyük ideali 1.akademik kariyeri 2.kızını yetiştirmek şeklindedir ama kalas bir mühendis de olsa evlilik denilen kurumun bu idealler dünyasından ibaret olmadığı, güzel söz duymak, iltifat, ruhunun okşanması, birlikte eğlenmek, birlikte keyif alınacak paylaşımlar vs. gibi şeyleri her kadının arayacağı, hele ki senin muhafazakar bir Türk kadını olarak bu tür beklentilerinin olmasının (ABDli, kuzey avrupalı meslektaşlarına göre filan) biraz daha yüksek oranda olacağını... tüm bunları hiç mi görmüyor? adamda ego var biliyorum, bak benim bırak muhafazakarı, ateist kadın akdemisyen arkadaşım bile var ki ilk erkek arkadaşıyla evlenip sonra, eksik kalan bu duygular yüzünden, eşinin yüksek egosu yüzünden boşanan, herkeste olabiliyor. Sık görülüyor onu da biliyorum. Ama bu böyle giderse benim tahammül sınırımın sonuna geliyor diyebiliyor musun?

Ayrıca kendin diyorsun ki yemek yaparım, araba kullanırım, inglizceyi hallettim. Ama yine kendin diyorsun ki tek başıma yapamam.
Öyle bir şey yok. Gerekirse tek başına da yaparsın. -bu gerekli mi onu ben bilemem- Kendine güven. Kendini yaptığın yemekle, anladığın teknolojiyle değerlendirme, kendini sev...Sanırım kimse seni tam sevememiş ama önce sen kendini sev.
 
e istemezsin tabi kim ister. ama keşke işte 3-4 sene çalışıp, kendi paranı kazanıp kendine göre bir hayatın olabilseymiş. o zaman ilk gördüğün erkeğe ve evden kurtulma şansına hooop hemen atlayıp gitmezdin belki. benim ailem o kadar sorunlu değil dayak filan yoktu..ama başka şeyler vardı tabi. ben 14 yaşında ayrıldım ailemden kendi düzenimi kurdum :) belki bu ayrı düzene alışkın olduğumdan hiç öyle evlenmek aklıma gelmedi -aşık olup bu adamla evlenecem deseydim o ayrıydı. ama ihtiyaç olarak evleneyim diye uğraşmadım. bu çok önemli bir faktör.


e bu da tabi ki normal.
3 ve 4. madde de yazdıklarına da bakınca
eşin seni atanamamış bir öğretmenken ABDye götüren, akademik imkanlar sunan, çocuğuna iyi bakan..evrak işlerini de anladım ne demek istediğini ben de senelerce yalnız yaşadım yurtdışında, işte tüm bunları halleden bir insan. kendisini senin karşına çıkmış en iyi şey olarak bile görüyor olabilir. ki dünya sadece işten, paradan, kariyerden ibaret olsaydı belki öyleydi de gerçekten. ama dünya bunlardan ibaret değil, evlilik bunlardan ibaret hiç değil.

eşin kendisi evliliğinizden memnun mu? ne düşünüyor? sanırım onun en büyük ideali 1.akademik kariyeri 2.kızını yetiştirmek şeklindedir ama kalas bir mühendis de olsa evlilik denilen kurumun bu idealler dünyasından ibaret olmadığı, güzel söz duymak, iltifat, ruhunun okşanması, birlikte eğlenmek, birlikte keyif alınacak paylaşımlar vs. gibi şeyleri her kadının arayacağı, hele ki senin muhafazakar bir Türk kadını olarak bu tür beklentilerinin olmasının (ABDli, kuzey avrupalı meslektaşlarına göre filan) biraz daha yüksek oranda olacağını... tüm bunları hiç mi görmüyor? adamda ego var biliyorum, bak benim bırak muhafazakarı, ateist kadın akdemisyen arkadaşım bile var ki ilk erkek arkadaşıyla evlenip sonra, eksik kalan bu duygular yüzünden, eşinin yüksek egosu yüzünden boşanan, herkeste olabiliyor. Sık görülüyor onu da biliyorum. Ama bu böyle giderse benim tahammül sınırımın sonuna geliyor diyebiliyor musun?

Ayrıca kendin diyorsun ki yemek yaparım, araba kullanırım, inglizceyi hallettim. Ama yine kendin diyorsun ki tek başıma yapamam.
Öyle bir şey yok. Gerekirse tek başına da yaparsın. -bu gerekli mi onu ben bilemem- Kendine güven. Kendini yaptığın yemekle, anladığın teknolojiyle değerlendirme, kendini sev...Sanırım kimse seni tam sevememiş ama önce sen kendini sev.
Ayrıldıgınızda aileninizin yanına dönmek zorunda degilsiniz ABD yaşantınıza devam edemezmisiniz . bir baba evladına nasıl o şekil davranır anlıyamıyorum insan helede kız cocuklarını opmeye kıyamıyor bune zihniyet. Eşinizin iyi yonlerinide goruyorsunuz buda güzel içiniz hangi yonde rahatsa o yönde karar verin derim .
 
Aman iste benimki muhendis, hem de akademisyen. Doktora yapiyor, surekli makale yaziyor. Maasi da gayet iyi. Egitimi de iyi. Ben de doktora yapiyorum ustelik. Elimden de her is gelir, mesela araba da kullanirim, evisi, yemek de yaparim, teknolojiden de anlarim, ama hicbirini begenmez. Araba kullanmamdan tut, teknoloji kullanimima, anneligime kadar herseyimi asagilar. Dikkatinizi cekerim saka takilmaz, begenmez degil resmen asagilar durur.


Bu seni psikolojik olarak ezdiğini gösterir.Eziyet sadece fiziksel olur diye bir şey yok.Bir zaman gelir kendini özgüvenin gider.Haklı olduğun yerde kendini savunamaz haksız mıyım acaba sorun bende mi diye düşünürsün.



Evliliğin bu şekilde devam etmemeli.Bundan rahatsız olduğunu söylemelisin.Bu ortak olmayan zevklerden daha önemli bir konu.Bu sorunu çözmelisiniz.Eşin değişmeye çabalar mı evlilik terapistine gider mi?
 
Birde başak burçlarının herşeyi didikleyen,araştıran,herşeye kafayı takan, mükemmeliyetçi insanlar olduğunu duymuştum.
 
Bayanlar merhaba,

Ben istanbulda buyudum, hem cok cekingen idim hem de muhafazakar sayilabilecek bir cevrede buyudum. (ailem orta halli bir aile). Universitede de asiri muhafazakar bir sinifimiz ve de arkadaslarim oldu, inanin siniftaki erkeklerle bile 4 yil boyunca muhatap olma sayim bir elin parmaklarini gecmez, bu durumdan sikayetci de degilim, cunku kiz arkadaslarimla cok guzel vakit gecirdik. Yani hayatimda hic platonik bir askim bile olmadi. Sonra mezun oldum esim olacak kisi cikti karsima. Ben tabi cekingenlikten, safliktan, bosluktan hemen onun ilgisine kandim. O kadar talibim oldu ama hicbiri ile asla gorusmedim. Sonradan tabi isteme, nisan, soz, kavga, dovus vs ite kaka esim kisisiyle evlenip ABD ye geldim. Kendisinin iyi yanlari olsa da bizim uyumsuzluk hat safhada. Bazen bakiyorum iyi iste, ilgili, sorumluluk sahibi biri, kimin mukemmel kocasi var ki diyorum. Bazen de kendi kendime uzuluyorum keske icimden gele gele sevecegim, sevilecegim biriyle evlense imisim mukemmel olmasa da olurmus diyorum. Tabi is isten gecti. Gonlumde, aklimda zaten hic kimse yok. Ama esimle uyumumuz sifir sifir sifir. Tek ortak noktamiz kizimiz ve de akademik hayatimiz. (kendisi beni ite kaka akademik hayata soktu.) Icimden gelerek aldigim hediyeleri bile giymez, kullanmaz, begenmez. Cirkin oldugundan degil zevklerimiz uyusmadigindan.
5. yilim evlilikte, esimle yapmak isteyip de yapamadiklarim, gitmek isteyip de gidemediklerim, soylemek isteyip de soyleyemediklerim icimde kaliyor. Bazen dusunuyorum acaba kafa dengim baska biri olsaydi esim, bunlari yapar miydik beraber, suralara gider miydik, su sozleri soyleyip de guler miydik beraber, sunlari alsam giyer miydi, su cumleleri icimden geldigi gibi soyleyebilir miydim diyorum. Sahi olabilir miydi boyle birsey? Var midir benim ruh esim, kafa dengim biri? Yoksa halihazirdaki kaderim en iyisi mi?
 
Bence sizin oturup konuşmaya ihiyacınız var.Eşinizle ortak konular bularak konuşmaya başlayın.Devamında sorunlarınızı daha iyi çözebilirsiniz diye düşünüyorum.
Rahatsız olduğun konuları yumuşak bir dille anlatmaya çalış belki eşinden olumlu bir yaklaşım gelir.
Konuşmak bazı şeyleri halletmek için en iyi yoldur.
Mesala aldığın gömleği neden giymediğini sorabilirsin.Acaba sevmediği bir renk mi?
 
bence eşinizle konuşun yobaz biri olduğunu sanmıyorum sizi anlıyacaktır
ilgi istediğini herşeyi beraber yapmak istediğini söyle
çocuğuylada ilgili bir baba kimse dört dörtlük değildir hayatta
eşinizden boşandınız diyelim başka biriyle tanıştınız çok aşık oldunuz
o aşk ömür boyu sürmüyor geriye saygı kalıyor
 
Insanin kaderine yazilirmis. Bunla evlenmeyip istedigin biri ile evlenseydinde ayni seyleri yasardin. Sadece adi ali degil veli olurdu.

Burada cok okudum yillarca birbirinr asik olup evlenip sonradam adamin yuzunu gormesi gibi...
Yada anlasamamalari dayaklar gibi.
Bu biraz sans isi galiba.
Insa lari asla taniyamazsin. Asla yapmaz dersin seversin evlendiginde bir bakmissin tamamen farkli bir adam karsinda.

O yuzden baskasiyla evlenseydim acaba diye dusunerek kendini doldurma. Unutma. "Keşke" seytandandir.

Anlasamiyorsan dayanamayacagim bir evliligin varsa yapacak seyin belli...
Yok eğer, " eve geliyorum benimkinden delisi, dışarı cikiyorum benimkinden akıllısı yok" diyorsan. Kendini doldurusa getirme bosuna derim.
 
Back
X