• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

EŞİME ASILAN KADINI NASIL UZAKLAŞTIRABİLİRİM:((((

Ya kizlar kendinizi onun yerine koyun yapmayin. Kizin davranislari normal seviyo ki kiskaniyo adamin da umrunda degil bence de birak gitsin ya...
 
bir şey sormak istiyorum. kapınıza dayandıktan sonra herhalde arkadaşlarınızla aranıza mesafe koymuşsunuzdur değil mi. aksi düşünülemez. e konu sahibide açık açık rahatsızlığını bildirmiş. bi zahmet bi mesafe koysun araya.

Yoo neden koyayim? Biri hala en yakın dostum. Kimse kusura bakmasın dostumla arama mesafe koyamam kimse için. Diğerleriyle okullar bitti işler değişti ister istemez mesafe girdi.
 
Ya kizlar kendinizi onun yerine koyun yapmayin. Kizin davranislari normal seviyo ki kiskaniyo adamin da umrunda degil bence de birak gitsin ya...

He ya biz eşlerimizi sevmediğimiz için kiskanmiyoruz. Kıskançlık sevgiyle değil güvenle alakalı bir problemdir.
 
Ben sanki sizin eski konunuzu hatırlıyorum, ya da çok benzer bir durumu yaşamıştı başka birileri. Neyse mühim değil de, asıl sorun nişanlılığınızdan beri gelen bir meseleyi bu kadar büyük bir krize dönüştürmüş olmanız bence. Psikiyatriste gitmeye devam edin. Okb ilaç kullanımı da gerektirir, doktor ilaç verirse kullanın mutlaka. Mümkünse terapi de görün. Hadi bu olay ilk patladığında ilk bir kaç ay kriz geçirirdiniz, kendinizi yediniz, adamın burnundan getirdiniz falan, ama bu zaman bir çare bulmanız gerekirdi.
Ben olsam o kadının adını ağzıma almayı, kocama ne konuştun ne yaptın demeyi kendime yakıştırmam bu saatten sonra. Bir daha da bu konuyu açmam. Laf dokundurmam. Belki çok iyi anlaşıyorlar, iş güç bahanesiyle muhabbet ediyorlar ama özel planlar yapıp dışarıda takılmadıkça baş başa, sorun ne? Olabilir. Gözünüzün önündeler zaten.
Ha bir de kocanızın aklını okumayı bırakın. Bu depresyon getirir. Öyle hissediyor, bunu istiyor biliyorum diyorsunuz ya, yapmayın bunu. Kendi kendinizi üzmeyin daha fazla böyle. Gülmek herkesin hoşuna gider, işten bunalıp lak lak etmek. Bu aralarında cinsel bir çekim olduğunu göstermez.
Kendi kendinize telkin yapın. Kendinizi dolduruşa getirmeyin. Kimsenin dolduruşuna da gelmeyin. Bir daha bu konuyu eşinize açmayın, gidin yastıkları yumrukların ama açmayın bu konuyu ona. Tedavinizi de görün. Bu oranda kıskançlık gerçekten sağlıklı değil. Eşiniz kendi ağzıyla diyor çenenle bitiriyorsun evliliği diye. Bu çok ciddi bir uyarı. İş bu noktaya gelmemeliydi ama madem geldi, hemen geri sarın. Şöyle bir kaç hafta lafını sözünü hiç etmeyin bakalım, ondan sonra sürüyorsa tatlılıkla söyleyin, ama bir kere söyleyin, bırakın konuyu bir süre. Bir tarafta gülen muhabbeti hoş bir kadın, diğer tarafta sinir krizleri geçiren çenesi durmayan bir kadın. Bunu yaratan eşiniz bile olsa onu zorla evlilikten soğutmayın.
Siz de işinizde rahat olun, gözünüz onlarda olmasın, kendi iş arkadaşlarınızla (kadın - erkek) işinizin gerektirdiği muhabbetlerinizi sürdürün. Bu kadar hayata küsecek bir mesele yok.
Kıskanç biri olarak bunu söylüyorum size. Kıskançlık başka, psikopatça kavga çıkarmak başka. Ben sizin yaptığınızın onda birini yaptığım zamanlardan şuan çok utanıyorum. Bir lafı bir kere söyleyin, dır dıra dökmeyin. Sonra gerçekten çok üzülürsünüz.
 
konusmak var konusmak var kimsede anormal gormesin bu durumları herkes esinin baska bir kadınla sakalasmasını gulusmesini kaldırmak zorunda degil hos da degil ne gerek var kadın bide kocanı sıkı tut demis lafa bak hala daha adama git konus tabi sırnasın birbirinizemi diyecek erkeklerde isine gelmeyince cenen yuzunden soguycam bla bla ya bırakın esine saygı duyar insan rahatsız oldugu seyi yapmaz mesafe koyar cokmu onemli elin kadınıyla boyle laubali olmak
 
Evlilik güven üzerine kurulmalı. .
Siz eşinize güvenmiyorsunuz . .
Kadının dedikleri de pek Tekin değil. .
 
Yoo neden koyayim? Biri hala en yakın dostum. Kimse kusura bakmasın dostumla arama mesafe koyamam kimse için. Diğerleriyle okullar bitti işler değişti ister istemez mesafe girdi.
konu sahibini anlamamanız çok doğal o halde. iyi günler :)
 
Canım şimdi sana acı gerçeği söylemek gerekirse, sen ne zaman bu adamı kaybetmekten korkmaz, ona olan bu sapkınlığından vazgecersen o zaman değerli olacaksın. Sen bu sıfır özgüvenle Adriana Lima da olsan o adam seni iplemez. Ne demek bi insanın bi insan için bu denli kendini küçük düşürmesi yaa. İster kocan olsan ister baban kimse için ölüyorum bitiyorum demeyeceksin.. Ayrıca hiç kimse için kıskandırcam diye bedenini sergileyecek ya da başka adamlarla gülüşecek kadar düşme.. Bunu kendine yapma!!
 
Esini sıkı tut?
''Senin sacini esimden daha sıkı tutarim tavsiyenlere gurur duyarsin'' deyip iki tane cakacaksin var ya, cocugundan utanir insan !
Kocaniz ayri terbiyesiz kusura bakmayin.
 
İyi de canimcim karşıma çıkan üç kişiden ikisi bende okb var diyor. Valla ben de ciddiye almıyorum açıkçası ciddi vakalar olmadığı sürece. Moda gibi bişey oldu çünkü. Resmen hastalık akımları var ülkede. İki sene önce herkeste reflu vardı mesela. Bir ara da panik atak moda olmuştu.

Haklısın aslında Sephoraa, ama bizim ülkemizin zaten neredeyse üçte biri de yetiştirme tarzı yüzünden okb oluyor bence. Kıskançlığın kaynağı güven sorunları ama öyle aynada kendini beğenmemek falan değil mesele, ilk 5 yaş anne babayla sağlıklı bağ kuramama, bağlanma sorunları, ayrılık anksiyetesi, anne babayı modelleme, evde kıskançlık krizleri çıkaran anne, kıskançlık yüzünden karısını döven baba, bunlara şahit olan çocuklar, obsesif bir düşünce tarzının yerleşmesi.. Yani modasından değil de çoğunlukla koşulların sonucu patlıyor. Bir de genetik yatkınlık varsa kimi kişiler yetişkin olana kadar kendini onaramamış oluyor. Hani her öyle yetiştirilende bu illetin olmama nedeni de biraz genetik yatkınlık vs...
Gerçi tüm dünyada yaygınlaşıyor okb, kıskançlık dışı tezahürleri de genelde modern yaşamın baskısından oluyor. Bizdeki kıskançlıkların eşlik ettiği durumlar genelde kültürel ve yetiştirmeden, bizim evlilik anlayışımız çok etkili meselede, bu yüzden öğreniliyor davranış.
Ama OKB öyle bir hastalık ki, hayati kaliteyi etkilemedikçe zaten ilaç gerektirmiyor, dediğiniz gibi ciddi vaka değilse sorun olmuyor. Mesela adam sabah beş dakika ritüelini yapmadan işe gidemiyor, okb tanısı var ama önemsiz olduğundan ilaç gerekmiyor, hatta bu davranışı başka bir sorunla başa çıkma tarzı oluyor, dolaylı ve bilinçsiz olarak, bu yüzden bazen iyi bile deniyor bu şekilde dışavurumlara.
Ama biri de kaldırım taşı saymaktan 3 saatte bir sokaktan çıkamıyor, yürüyemiyor, ya da kumar bağımlısı her gün oynamadan duramıyor. onlar da okb ama sayıları çok daha az.
Kıskançlık düşük seviyelerdeyken de genellikle okbnin yansıması oluyor, daha büyük vakalar kişilik bozukluklarına işaret edebiliyor. Konu sahibinde ortada bir neden olduğundan, yani kafasında kurduğu bir durum olmadığından, görmediği kadınları kıskanıp şüphelenmediğinden, ortada birazcık belki sınırını aşan bir kadın olduğundan kişilik bozukluğu değil de obsesyon denmiş sanırım. Ortada bir şey var ama aşırı tepki veriliyor, takıntı haline dönüşmüş, çünkü çözememişler bir türlü..
Ama yine de aşılmayacak meseleler değil. En iyisi terapi ve kendi kendine telkin aslında :KK66:
 
Ben uyarirdim beni dinlemiyorsa kendi hayatima bakardim. Umursamamanin rahatlamanin yolu o evlilikten umidini kesmek. Her an bitebilir, devam ediyorda oylesine ediyor diye dusunur ve kendini hazirlarsan rahatlama gelir. Savasma durtunu arka plana at.
Kisaca esini gozden cikar ve tum hayatina yansisin bu. Ilac vermislerdir mutlaka kullan ilacini kendine gelirsin bir ay icerisinde. Sonra daha mantikli bakmaya baslayacaksin. Baktin hala absurd geliyor sana bu davranislar koy kapinin onune.
 
ya arkadaşlar inanamıyorum size,
hadi konuşmanın içeriğini biliyor olsak neyse,
aynı bölümdeki iki kişinin arada işi bırakıp muhabbet etmesi sizi neden bu kadar gerdi ki.

Allahtan ofis arkadaşlarımın eşleri bu tavırda değiller. genelde erkek yoğun bir ofiste çalışıyorum.
aramızda mesafe olsa da elbette birlikte kahvaltı yapar, yemeğe gider, arada işi bırakıp çay-kahve faslı yaparız, hatta şok olacaksınız ama şakalaşıp gülüşürüz de.

nedir bu hafif meşref yakıştırması anlamadım.

bir kadın beni tuvalette sıkıştırırsa da o anki ruh halime göre davranırım. Alttan alabilirim yazık bir psikolojik sorunu vardır belki diye. ya da baya ezebilirim, ne haddine diye. ya da şakaya vurabilirim, aman kocasıyla çözsün problemini diye. kadının cevabı bana işi şakaya almak gibi göründü.
 
ya arkadaşlar inanamıyorum size,
hadi konuşmanın içeriğini biliyor olsak neyse,
aynı bölümdeki iki kişinin arada işi bırakıp muhabbet etmesi sizi neden bu kadar gerdi ki.

Allahtan ofis arkadaşlarımın eşleri bu tavırda değiller. genelde erkek yoğun bir ofiste çalışıyorum.
aramızda mesafe olsa da elbette birlikte kahvaltı yapar, yemeğe gider, arada işi bırakıp çay-kahve faslı yaparız, hatta şok olacaksınız ama şakalaşıp gülüşürüz de.

nedir bu hafif meşref yakıştırması anlamadım.

bir kadın beni tuvalette sıkıştırırsa da o anki ruh halime göre davranırım. Alttan alabilirim yazık bir psikolojik sorunu vardır belki diye. ya da baya ezebilirim, ne haddine diye. ya da şakaya vurabilirim, aman kocasıyla çözsün problemini diye. kadının cevabı bana işi şakaya almak gibi göründü.
Katiliyorum.
Kadin kocanin ipini siki tut diye dalgasini da gecmis, burada herkes gaza gelmis. :) Bu derece kiskanc insanlar malesef alay konusu oluyorlar.
 
evet hergün tarışır olduk geçen gün eşime bir gün dayanamayıp kendimi öldürücem ve sorumlusu sizsiniz dedim artık bittim yani bana bitti dedi.sonra zorla barıştık bugün dışardaki işlerini halleder halletmez gledi tesadür ben de ordaydım yüzüme bile bakmadı direkt kadınla sohbete başladı gülüşmeler falan
Ay çok sinir bozucuuuuuuuu
 
Haklısın aslında Sephoraa, ama bizim ülkemizin zaten neredeyse üçte biri de yetiştirme tarzı yüzünden okb oluyor bence. Kıskançlığın kaynağı güven sorunları ama öyle aynada kendini beğenmemek falan değil mesele, ilk 5 yaş anne babayla sağlıklı bağ kuramama, bağlanma sorunları, ayrılık anksiyetesi, anne babayı modelleme, evde kıskançlık krizleri çıkaran anne, kıskançlık yüzünden karısını döven baba, bunlara şahit olan çocuklar, obsesif bir düşünce tarzının yerleşmesi.. Yani modasından değil de çoğunlukla koşulların sonucu patlıyor. Bir de genetik yatkınlık varsa kimi kişiler yetişkin olana kadar kendini onaramamış oluyor. Hani her öyle yetiştirilende bu illetin olmama nedeni de biraz genetik yatkınlık vs...
Gerçi tüm dünyada yaygınlaşıyor okb, kıskançlık dışı tezahürleri de genelde modern yaşamın baskısından oluyor. Bizdeki kıskançlıkların eşlik ettiği durumlar genelde kültürel ve yetiştirmeden, bizim evlilik anlayışımız çok etkili meselede, bu yüzden öğreniliyor davranış.
Ama OKB öyle bir hastalık ki, hayati kaliteyi etkilemedikçe zaten ilaç gerektirmiyor, dediğiniz gibi ciddi vaka değilse sorun olmuyor. Mesela adam sabah beş dakika ritüelini yapmadan işe gidemiyor, okb tanısı var ama önemsiz olduğundan ilaç gerekmiyor, hatta bu davranışı başka bir sorunla başa çıkma tarzı oluyor, dolaylı ve bilinçsiz olarak, bu yüzden bazen iyi bile deniyor bu şekilde dışavurumlara.
Ama biri de kaldırım taşı saymaktan 3 saatte bir sokaktan çıkamıyor, yürüyemiyor, ya da kumar bağımlısı her gün oynamadan duramıyor. onlar da okb ama sayıları çok daha az.
Kıskançlık düşük seviyelerdeyken de genellikle okbnin yansıması oluyor, daha büyük vakalar kişilik bozukluklarına işaret edebiliyor. Konu sahibinde ortada bir neden olduğundan, yani kafasında kurduğu bir durum olmadığından, görmediği kadınları kıskanıp şüphelenmediğinden, ortada birazcık belki sınırını aşan bir kadın olduğundan kişilik bozukluğu değil de obsesyon denmiş sanırım. Ortada bir şey var ama aşırı tepki veriliyor, takıntı haline dönüşmüş, çünkü çözememişler bir türlü..
Ama yine de aşılmayacak meseleler değil. En iyisi terapi ve kendi kendine telkin aslında :KK66:

Bu bağlamda hepimiz okb'liyiz o zaman. Hepimizin belli rutinleri, takıntılı olduğu durumlar var. Dünyadaki her insanın var. O zaman bütün dünya obsesif..

Ben bu alanda yetkin değilim, konuşmam ne derece doğru olur bilmiyorum. Ama çok doğru bulmuyorum herkese ruhsal hastalık tanısı yapıştırılmasını. Muhtemelen şimdi psikoloğa gitsem bana da okb tanısı konacak. Diyorum ya bu hastalık işleri moda. Hastaların yarattığı değil ama doktorların yarattığı bir moda. Kolaylarına geliyor bence herkese aynı teşhisi koymak. Sadece ruhsal hastalıklarda da geçerli değil bu tezim. Bizim burda 60 yaş civarı bütün teyzeler patır patır diz ameliyatı oluyor mesela bu ara. Yeni bir ortopedist gelmiş yakındaki hastaneye, önüne gelene ameliyat diyor. Bu aralar modamız diz implantları. Gelecek sene başka bişey çıkar.

Konu sahibinin tutumu çoğunluk tarafından gayet normal, olumlu karşılanmış. Hatta az bile bulunmuş. İki iş arkadaşının sohbet etmesi çoğu kadın tarafından hoş karşılanmıyor demek ki. Kendi başlarına gelse konu sahibi gibi hatta belki daha fazla tepki verecekler, o zaman hepsi okb'li bu hatunların.
 
Ben 9 aylık evliyim.biz eşimle aynı işyerinde çalışıyoruz.kendisinin departmanı ayrı benim ayrı açık ofis olduğu için herkes herkesi görüyor.benim önden konuştuğum bir kadın vardı eşimin depratmaında biz nişanlandıktan sonra eşimin masaya uzanmaya başladı resmen iş anlatıyorum bahanesiyle gülüşmeler konuşmalar havada uçuyor kadın rahat bir tip evli ve bir çocuğu var.ben daha sonra bu durumu kaldıramaz oldum eşimi uyardım evlendikten sonra baktım hala devam ediyor mecburum konuşmak zorundayım aynı departmanız falan diyor.tabii ben artık kriz geçiriyorum.kadınla tuvalette konuştuum.derdimi anlattım.kocanı sıkı tut vs vs dedi.eşim psikologa gitmem gerektiğini soyledi gittik obesesif oldun dendi.ama eşim iş için konuşuyoruz deyip konuşmaya biraz sınır koydu ama her gün kavga etmeye başladık.ben hala bunları yaşıyorum eşimin onunla konuşmak istediğini eskisi gibi rahat olmak istediğini gülüşmek istediğini biliyorum hissediyorum.eşimde tamam karıcım senin için ben mesafe koyarım demeyip üzerime geliyor.ben napacagım ölücem artık.boşanma evresindeyiz.gözüm görüyor konuşuyor gülüyo orda oluyorum.iş içindi diyor.beni uzaklaştuırıyorsun çenenle diyor.çenen yüzünden bitiriyorsun evliliği diyor. bebn onu değil o beni kıskansın istiyorum benim için heyecan duysun sen iste konuşmam desin istiyorum ama konuşuyor.daha dogrusu zorundaymış
Canim bence burda sorun kadinda değil eşinde eşinin taviz vermemesi gerekli..tabiki hoşuma gidiyo bu durum demicek iş ortamı mecbur muhabbet edıyorum dicem klişe laflar anlıcağınn..Allah yardımcın olsun boyle tiplere kıskandırmak yaramaz aksine sinirlendirir...
 
ya arkadaşlar inanamıyorum size,
hadi konuşmanın içeriğini biliyor olsak neyse,
aynı bölümdeki iki kişinin arada işi bırakıp muhabbet etmesi sizi neden bu kadar gerdi ki.

Allahtan ofis arkadaşlarımın eşleri bu tavırda değiller. genelde erkek yoğun bir ofiste çalışıyorum.
aramızda mesafe olsa da elbette birlikte kahvaltı yapar, yemeğe gider, arada işi bırakıp çay-kahve faslı yaparız, hatta şok olacaksınız ama şakalaşıp gülüşürüz de.

nedir bu hafif meşref yakıştırması anlamadım.

bir kadın beni tuvalette sıkıştırırsa da o anki ruh halime göre davranırım. Alttan alabilirim yazık bir psikolojik sorunu vardır belki diye. ya da baya ezebilirim, ne haddine diye. ya da şakaya vurabilirim, aman kocasıyla çözsün problemini diye. kadının cevabı bana işi şakaya almak gibi göründü.

İyi de herkes bu durumdan hoşlanacak diye bişey yok.
 
Back
X