Eşimi hayat arkadaşım gibi göremiyorum.

Ay evlerden ırak. Benim de vardı bir erkek arkadaşım,ilkgenclik yıllarında. Homur homur,homur homur tam bir memnuniyetsizlik abidesiydi. Hayattan zevk almayi bilmezdi. Balkonda yemek yemek bile onun için gerekirsiz bir gösterişti.
Çile çeken - kötü Koca sahibi olduğu halde ısrarla ureyip bir sürü cocuk doğurmuş bir annesi vardı, çilekeş. Bütün ömrü boyunca adamdan çocuk doğurup dogurduklarina 'ben bunca çileyi sizin için cekiyorum' diye zehir etmiş hayatı. Benim gözlemim şuydu ki, mutlu olmayı kendine yakıştıramiyordu. Sonuçta geride bıraktığı ailesi o kadar mutsuzken . Ve küçüklükten beri duyduğu şey buyken... Sonuç olarak memnuniyetsiz bir insana evrilmiş işte.
Neyse ki ben yol yakınken ayrıldım.
Konunuzu okuyunca o günleri hatırladim da...cidden çok zor ya böyle biriyle yaşamak. İnşallah birbirinizin frekansına uymanın bir formülünü bulabilirsiniz
 
Evlilikte en önemli kriter kafa uyumu. Birlikte eğlenebildiğin, yanında sıkılmadığın ve tabi biraz da elektrik aldığın kişiyle evlenmek lazım. Genç kızlara tavsiye olsun.
Siz en önemli şeyi atlamışsınız eş seçerken.
 
Evlilikte yalnızca cinsel çekim yetmiyor, eşinle arkadaşlık da yapabilmek, yüksek uyum gösterebilmek lazım. Hormonlar seni karşı tarafa koşturtuyor ama biriniz konuşkan biriniz sus pus, biriniz dışa dönük biriniz buzdolabı, biriniz gezmeyi seviyor biriniz olduğu yere kök salmış, ı- ıh olmaz.
 
Belki bir evlilik terapisti birçok şeyi halledebilir. Lakin 180 derece değişim beklemek de saflık olur. Kişilik özellikleri değişmez, sadece törpülenebilir. İşin sonunda eline geçen kadarı sana yetecekse uğraşmaya değer. Ama bu adamın kanı ağır, öyle gelmiş öyle gidecek. Kaybetme korkusuna kişiliğine ters gelen şeyler yapabilir ama herşey eninde sonunda aslına rücu eder.
 
Aradaki bu kadar farklılığı sevgiliyken nişanlıyken nasıl fark edemediniz. Belki de bir derdi var bazen hiçbir şey yok gibi davranırsın ama içinde fırtınalar kopar ve karşındaki hep pozitif olunca sen tükenirsin . Biraz da eşinin penceresinden bakmaya çalışsan belki sorunu bulursun
 
"Kurtarın beni" diyorsunuz ama sizi kurtaracak tek kişi yine sizsiniz. Evliliğiniz sizi o kadar yormuş ki kendi kendinizi kurtaracak gücü bile bulamıyorsunuz
Evlilik terapistinin elinde sihirli değnek yok ki adamın fıtratını değiştirsin.
 
Hep derim. Beraber yatmadığım, aynı evde bir süre yaşamadığım, tatile çıkmadığım bir herifle asla evlenmem.

Adamın mizacı, karakteri değişmez ki bu saatten sonra. Evlilikten önce bazı evreler bu yüzden var, karşımızdaki insanı tanımak, evliliğimizin nasıl yürüyebileceği hakkında fikir edinmek, bazı şeyleri deneyimlemek için.
 
Biz de eşimle aklınıza gelebilecek bir çok konuda çok farklıydık. Evlenmeden önce 2 sene birlikte yaşadık. Evlendik 1 senelik evliyiz. Çok ciddi problemler de yaşadık. Ama sonunda üstesinden geldik. Hobilerimiz, eğlencelerimiz, birlikte geçirilecek zaman konusunda ben biraz ona, o da biraz bana benzedi bu geçen sürede. Şimdi gayet uyumlu şekilde yaşayıp gidiyoruz. Anlaşamadığımız hiç mi bir şey yok, evet varrr ama gözardı edilebilecek düzeyde.

Bir de eşime evlenmeden önce ben hep biz çok farklıyız yapamayız derdim. O da cevaben ikiz kardeşinle mi evlenmek istersin, çok sıkıcı olurdu, benden bir tane daha ne yapayım bana farklı bir şey lazım derdi. Haklıymış galiba.

E tabi geçinmeye gönlü olması lazım iki tarafında. Herkes biraz taviz verecek kendisinden. Hatalarını görecek üzerine gidecek.
 
Hayatta en tahammül edemediğim insan süs bitkisi gibi yaşayan insandır kızım bile her gün dışarı çıkmak istiyor. Daha el kadar bebe. Böyle kişiler gelişime çok kapalı. Bence son bir şans verin ama ben değişeceğini sanmıyorum. Keşke evlenirken görüpte görmezden gelmeseydiniz.
 
aa ben....resmen ben yazmışım, hatta konum da var bakabilirsiniz...ki biz evlenmeden önce 6 yıl da beraberdik. evlilikle beraber saldı kendini benimki. evlenmeden önce de uyumsuzluklarımızın farkındaydım ama önemsemedim, o da bana ayak uydurmaya çalışıyordu şimdi umursamıyor. bir de evladımız var. zaten ondan sonra saldı kendini...çözüm var mı bilmiyorum. can çıkıyor huy çıkmıyor bildiğim...
 
Okurken gözümde annemle babamın anıları geçti annem hep senin gibi biridir babamda aynı eşin gibi hala anlasamiyorlar bide yılların verdiği kavgaların verdiği o saygısızlık başladı önümüzde birbirlerine ettikleri hakaretler kavgalar sonuç 4 psikolojisi bozuk çocuk . Evde hala hep kavga vardır . Ben evlendim eşimin ailesini öyle birbirine saygılı sevgili görünce aileme çok üzüldüm öyle olmamasını çok isterdim . Keşke bosansaydinizda biz böyle yetismeseydik dedim defalarca ama olan oldu geçen geçti artik
 
Cok uzuldum yazina… gercekten zehir oluyor uyumsuz bir esle.. benim arkadaslariminda anneleri var 50 sinden sonra bosanip iyiki diyen ve keske daha once yapsaydim diyen.. yani bu hayat 1 kez verilmis bize.. baskalari icin ve mutsuz yasamak icin kisa ama mutsuz bir omur yasamak icin cok uzun
 
merhaba size sımsıkı sarılıyorum. bizde aynı şekilde 2 kardeş büyüdük. hırın gürün içinde. bende eşimin ailesinin birbirlerine saygısını sevgisini görünce üzülüyorum. keşke annemle babam zamanın da boşansalardı. yada şimdi boşansalar keşke ayrı ayrı iki mutlu birey olarak yaşasalar çok isterim. ama sanırım onların yaşam şekli halini aldı artık düzelmezler ayrılmazlarda
 
Kesinlikle katılıyorum anlasamiyorsaniz boşanın gitsin
 
Bizimkilerde aynı alışmışlar artık bu duruma yapacak bişey yok umarım biz onlar gibi anne baba olmayız
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…