• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Eski Dostlar Buyrun Topiğime :)

Temel binanın altıncı katından düşmüştü. Hemen etrafına bir kalabalık toplandı. Yoldan geçen biri kalabalığı yardı ve yaralı

Temel'in üzerine eğilip sordu:

- “Ne oldu? ”

Temel zorlukla konuştu:

- “Vallahi bilmiyorum. Ben de şimdi geldim. ”

:60::60::60:
 
İstanbul’un göbeğinde feci bir yangın; gazeteciler fotoğraflarını çekmek üzere meraklılarla birlikte 200-300’e yakın insan

oluşturmuşlar. İtfaiyeciler cayır cayır yanan apartmandan tüm kazazedeleri kurtardık sanırlarken, bir de ne görsünler: Bir kadın

yanındaki bebeği ile 4. kattan imdat, imdat! Diye avazı çıktığı kadar bağırıyor. İtfaiyecilerin yapacakları hiç bir şey yok, zira ateş

binayı öylesine sarmış ki, bırak 4. kata çıkmayı, artık binaya bile yaklaşılmıyor. O esnada insan topluluğunun arasından bizim Temel

sıyrılır ve yukarıdaki kadına çocuğunu aşağıya attığı takdirde tutarak hayatını kurtaracağını söyler. Hiç 4. kattan çocuk aşağıya

atılır mı, diye düşünen kadın çocuğunu atmamakta ısrar eder. Bunun üzerine Temel:

- “Ablacuğum, ha cen ataysun çocuğu aşağuya, pen oni iyi tutayrum, zira pen Rizespor’un kalecisuyum” der.

Kadın artık ne yapsın, hiç olmazsa çocuğum kurtulsun maksadıyla sallar bebeği aşağıya. Aşağıda çıt yok; çocuk aşağıya ağır çekimde

düşerken fotoğrafçılar günün ve hatta yılın olayını görüntülemek üzere yerlerini almışlar. Temel yine ağır çekimde daha halen

havada olan bebeğe doğru koşar, bir sıçrayışta bebeği tam 90’da avuçlarının içine alır ve yumuşak bir inişle gazetecilerin flaşları

arasında yere yuvarlanır. Artık seyircileri yerinde tutmak imkânsız; alkışlar, tezahüratlar ardı ardına kesilmezken, Temel millete

döner, elini kaldırarak onları selamlar ve bebeği 2 kere yere vurduktan sonra degajını yapar...

:60::60::60::60::60:
 
Marangoz Temel evin gardırobunu monte ediyor. İş bitmiş, ama menteşelerinden biri gıcırdıyor gardırobun. Farkediyor ki yoldan

geçen otobüs, kamyonun sarsıntısından. Evin hanımına diyor, ben içeri gireyim, sarsıntı olduğunda gıcırtının nereden olduğunu

bulayım. Gelgelelim bir iki dakika sonra iriyarı, kızgın bir adam açıyor gardırobun kapısını.

- “Ne arıyorsun, diyor karımın yatak odasında.

Temel bir adama bakıyor, bir korkudan bembeyaz olmuş karısına bakıyor,

- “Yahu diyor, otobüs bekliyorum diyeceğum amma inanmacaysun. ”
 
Vampir Temel yanında İngiliz ve Fransız vampirlerle bulutların üstünde uçmaktadır. Aniden İngiliz vampir dalışa geçer. Az sonra

geri döndüğünde yüzü gözü kan içindedir. Meraklanan Alman vampir ve Temel vampir sorarlar:

- “Ne oldu yüzün gözün kan içinde kalmış? ”

İngiliz vampir sakince

- “Şu aşağıdaki kulübeyi görüyor musunuz? ” diye sorar.

- “Evet! ”

- “Yanında uyuyan bir adam var. Onu da görebiliyor musunuz?”

- “Evet! ”

- “İşte canım o adamı çok çekti gidip biraz kanını emdim. ”

Tekrar yola koyulurlar. Çok fazla zaman geçmemiştir ki bu kez Alman vampir dalışa geçer geri döndüğünde onun da yüzü gözü kan

içindedir. Ona ne olduğu sorulduğunda ise:

- “Şu aşağıdaki sürülmüş tarlayı görüyor musunuz? ” diye cevap verir.

- “Evet”

- “Peki, tarlanın diğer uçundaki traktörü görüyor musunuz? ”

- “Evet”

- “Traktörün gölgesinde uzanmış yatan küçük bir kız var onu da gördünüz mü? ”

- “Evet gördük. ”

- “Canım çok çekti gidip biraz kanını emdim! ”

Tekrar yola koyulurlar. Beş dakika geçmeden bu kez Temel vampir şimşek gibi dalışa geçer. Az sonra geri döndüğünde onun da

diğerleri gibi yüzü gözü kan içindedir. Arkadaşları ne olduğunu sorarlar. Temel cevaplar:

- “Şu aşağıdaki küçük binayı görüyor musunuz?”

- “Evet.”

- “Peki, onun yanındaki direği? ”

- “Evet. ”

- “Ben göremedim de!”
 
İki Karadeniz takımı, Rizespor ’la Sinop maç yapıyorlarmış. O esnada stadın yanından bir tren geçiyormuş. Sinoplular trenin

düdüğünü hakemin bitiş düdüğü zannetmişler ve sahayı terk etmişler. Kalan 85 dakikada Rizespor da gol atamayınca maç 0-0

berabere bitmiş

:60::60::60:
 
Temel ne zaman balığa çıksa, pantolonun paçaları ıslak dönermiş.

- “Niye” diye sormuşlar.

- “Paluk tutarken sıkılayrum, Sigara içeyrum. Pitince sigaramı tenize atıp pasıp söndüreyrum. ”

:60::60::60:
 
Temel bir maskeli balonun yarışmasında kompozisyonuyla birinci gelmiş. Çırılçıplak, kafasında gaz maskesi, elinde bir demet çiçek

ve orasında sallanan bir prezervatif. Jüriye göre:

Çıplaklık fakirliği; Gaz maskesi hava kirliliğini; Prezervatif de bedensel kirliliği simgeliyormuş. Bir demet çiçek ise doğayı

simgeliyormuş.

- “Hayır” diye itiraz etmiş Temel.

- “Punu temek istemiştum. Kaput kullanmak, çiçeği gaz maskesiyle koklamaya penzer. ”

:60::60::60:
 
Temel otobüsün kapısına yanaşır. İçeride bulunan şoföre:

- “Affedersiniz bütün bilet gişeleri kapanmış, eğer sizce bir sakıncası yoksa biletimi son duraktan alabilir miyim?”

Şoför cevap verir:

- “Fark etmez. Bir de içerdekilere de sorun isterseniz.”

Temel otobüsten içeri girer ve bağırmaya başlar:

- “Abilerim ablalarım biletimi son duraktan alsam olur mu ?”

:60::60::60:
 
Temel hem anasını, hem babasını öldürmüş. Yakalayıp hapse atmışlar. Bir süre geçtikten sonra duruşmaya çıkmış. Hâkim Temel'e

bir diyeceği olup olmadığını sormuş.

Temel boynunu bükmüş ve demiş ki:

- “Bu öksüz ve yetime kıymayın hâkim bey!”

:1::1:
 
Cemal iki tane piyango bileti almış. Temel karşı çıkmış,

- “Manyak Cemal, Niye ici tane altun? Püyük ikramiye pi tane. ”

:60:
 
Temel bir iş için bir fabrikaya başvurmuş. Fabrika da 12 tane vesikalık fotoğraf istemiş. Temel kara kara düşünmeye başlamış,

'vesikalık fotoğrafı nasıl çektirecem ben şimdi' diye. Durumu İdris'e açıklamış. O da demiş ki:

- “Üzülme Temel, geniş bir arazide bir çukur kazarız, sen sadece vesikalık kısmın gözükecek şekilde çukura girersin, ben de senin

resmini dedemden kalma yadigârla çekerim”, demiş.

Temel kabul etmiş ve yer ve zamanı ayarlamışlar. Buluşma vaktinden önce Temel buluşma yerine gidip 12 tane kuyu kazmış. İdris

gelince şaşırmış:

- “Yavu Temel, niye 12 kuyu kazdın ki, demiş, ben zaten 12 tane fotoğraf makinesi getirmiştim. Hiç gerek yoktu kazmana. ”

:60::60::60:
 
Temel’le Cemal bir gün geyik avına gitmiş (hakiki boynuzlu geyik) akşama doğru bi geyik vurup boynuzlarından tutup çeke çeke

köyün yolunu tutmuşlar. Bir iki saat sonra köy görünmeye başlamış. Tam o sırada karşıdan İdris'in geldiğini görmüşler. Selam

sabahtan sonra İdris bunlara

- “Boynuzlarından değil de kuyruğundan çekerseniz daha kolay olur demiş”

Ve sonra ayrılmışlar. Başlamış bizimkiler kuyruğundan çekmeye.

Temel : -”Yaw gerçekten böyle daa kolaymış biz niye düşünemedik ?”

Cemal : -”Evet hehheh!”.

Böyle bir süre gittikten sonra Cemal Temel'e

- “Ula Temel köyden baya uzaklaştık. Hadi biz yine boynuzlarından çekelim”.

:60::60:
 
>> Ufak tefek yaşlı bir kadın iki plastik torba taşıyarak caddede yürüyormuş.
> Torbalardan biri delinmiş ve 20 dolarlıklar uçuşmaya
> başlamış.
> Polisin biri kadını durdurup;
> "Ham'fendi torbadan paralarınız dökülüyor." demiş.
> "Kahretsin!" demiş kadın. "Uyardığınız için sağolun. Ben şimdi dönüp toplarım onları."
> "Bir durun bakalım! O kadar para nereden geliyor? Çaldınız mı yoksa?"
> "Yok canım!" demiş kadın.
> "Benim bahçe stadyum parkına bakıyor.
> Orada arada sırada araçlarda parti veriyorlar.
> O partilerden çıkan adamlar çoğunlukla benim çiçek tarlalarımı tuvalet olarak kullanıyor.
> Ben de elektrikli kesiciyle çalıların arkasında bekliyorum.Onlar işlerini görmeye hazırlandığı anda benim kesiciyi çalıştırıp;
> 'Ya 20 dolar verirsin ya da senin ki uçar gider!' diyorum."
> "Vay be!" demiş polis gülerek. "İyi fikirmiş. Peki öbür torbada ne var?"
> Yaşlı hanım cevap vermiş;
> "Eee... hepsi ödemiyor tabii.

:27::27::27::27:
 
Back
X